03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR 164 yıllık beyin hasarının rekonstrüksüyonu akmaddenin, demansta da zarar görüyor olmasıdır. Ve Alzheimer ve demans hastalarının birçoğunda da Gage’de görülen semptomlar görülmekte. (“Mapping Connectivity Damage in the Case of Phineas Gage”, PLoS dergisi). 25 yaşındaki demiryolu işçisi Phinas Gage, 13 Eylül 1848 tarihinde Vermont’da bir sondaj deliğini patlayıcı maddeyle doldurmuştu. Demir bir çubukla patlayıcı maddeyi içe doğru iyice bastırınca büyük bir patlama yaşanır ve demir çubuk Gage’ın sol altçenesinden girip, kafatasından fırladıktan sonra birkaç metre ileriye düşer. İlginç bir şekilde kazadan kısa bir süre sonra Gage’ın bilinci yerine gelir, kendisini şehre götürecek olan otomobile kendi kendine biner ve yolculuk sırasında da doktorla sohbet eder. Gage bu kazadan sonra on iki yıl yaşamıştır. Sinirbilimlerindeki en ünlü olaylardan biri haline gelen bu kaza Gage’de elbette ki izler bırakır. Sevilen bir insan olarak tanınan genç adamın karakteri değişmişti. Gage, kazadan sonra inatçı, kaprisli ve saygısız bir insan olup çıkmıştı. Bu gelişme çalışma hayatını da etkilemişti. İşinden olan Gage, daha sonra Şili’deki bir ahırda faytoncu olarak çalışmaya başlar ve New York’taki Barnum’s Amerikan Müzesi’nde kendisini sergilemekten bile çekinmez. Genç adamda 1860 yılında epileptik nöbetler başlar ve böyle bir nöbette 21 Mayıs Di nozorlar zamanından kalma bakteriler Yeni bir araştırmaya göre “iyi kolesterol” seviyesinin yüksek olması, kalp ve damar hastalıkları riskini düşürmüyor. Bu sonuç modern tıptaki temel varsayımları tartışılır hale getirdi. Kan testlerinde hem “iyi” (High Density Lipoprotein/ Yüksek yoğunluklu lipoproteinler / HDL) hem de “kötü” kolesterol (Low Density Lipoproteiin / Düşük yoğunluklu lipoproteinler / LDL) ölçülür. Tıp bilimi, yüksek seviyede kötü kolesterol, damarların yağlarla tıkanmasına neden olarak kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğini kabul eder. Bu kural son araştırmada ka Yoksa “iyi kolesterolün” etkisi o kadar “iyi” değil mi? CBT 1315/ 6 1 Haziran 2012 1860’ta hayatını kaybeder. Yedi yıl sonra mezarı açılır ve kafatasıyla demir çubuk kendisini tedavi eden doktor John Martyn Harlow’a verilir. Harlow 1868’da ilk kez olayı yayımlar. Gage de böylece sinirbilimi için beyin bölgelerinin işleviyle ilgili heyecanlı bir olay haline gelir. Ne var ki beyninden hiçbir parça kalmadığı gibi, otopsiyle ilgili belgeler de bulunmaz. Bu nedenle beyindeki hasarın tam olarak ne olduğu öğrenilemez. Harvard Üniversitesi bilim insanları Gage’ın kafatasını bilgisayarlı tomografiyle inceledi. Bu araştırmacılar kafatasının korunduğu, Warren Anatomi Müzesi’nden kafatasını inceleme izni alan son kişilerdi. Fakat veriler daha sonra kaybolmuştu. Kaliforniya Üniversitesi’nde John Van Horn ile çalışan ekip ise kısa bir süre önce görüntüleri buldu ve bunların yardımıyla, Gage’deki hangi beyin bölgelerinin kaza nedeniyle hasar gördüğünü saptadı. Sonuç: Demir çubuk, benlik algısından sorumlu bölgeyi ve duygulardan sorumlu adacık şeklindeki beyin bölgesini (insula) yarıp geçmiş. Daha önce tahmin edildiği gibi beynin orta çizgisi hasar görmemiş. Fakat beynin sağ yarısı buna rağmen etkilenmiş, çünkü hasar gören bölgeleri sağ beyin yarısıyla bağlayan, akmaddenin bir kısmı zarar görmüş. Beyin hasarının yeniden canlandırılması, geçmişteki hasarın öğrenilmesi açısından elbette ki önemlidir, fakat çalışmadan ortaya çıkan diğer ilginç bir sonuç da, Deniz dibinin derinliklerinde çok ilkel bir yaşam keşfedildi: 86 milyon yıl öncesinden beri (dinozorların dünya sahnesini terk etmelerinden önce) varlığını sürdüren bir bakteri kolonisi. Aarhus Üniversitesi’nden Hans Roy ve arkadaşları, kuzey Pasifik denizinde ince bir sondayı deniz dibine batırarak çeşitli derinliklerdeki oksijen tüketimini ölçmüşler. Bu amaçta, özellikle de kuvvetli akımlarıyla ve zengin besleyici maddeleriyle bilinen kuzey Pasifik girdabı seçilmiş. Derinlerde sadece burada çok az tortul birikir, yaklaşık bin yılda bir milimetre kadar. Tortul tabakaları milyonlarca yıllık geçmişi barındırır. Sonda sürpriz bir şekilde 30m derinlikte minik bir oksijen tüketimi saptamış. Bu son derece yavaş işleyen bir metabolizmaya ve bin yıllık bir yenilenme hızına sahip bakterilere işaret ediyor. Bakterilerin bu zaman içinde sadece bir kez mi bölündükleri yoksa sadece kimyasal süreçlerinin çok yavaş işleyerek mi onarıldığı henüz bilinmiyor. 86 milyon yaşında olduğu hesaplanan bu bakteri topluluğu, hücrelerden ancak varlıklarını sürdürebilecek kadar yararlanıyordu (Science). nıtlanmış. Fakat araştırma bununla birlikte HDL yani iyi kolesterolü yükselten ilacı beklenmeyen yan etkiler yüzünden tartışmaya açtı. Harvard Üniversitesi’nde Sekar Kathiresan ve ekibinin dediği gibiyse, HDL değerinin yükseltilmesi, kalp enfarktüs riskini düşürmüyor (Lancet). bir kısmı baraj gölleri ve diğer yapay su rezervleri tarafından düşürülüyor. Ama yine de 19612003 yılları arasındaki artışın yüzde 42’lik kısmı, insana bağlı faktörlere uzanıyor diyor Tokyo Üniversitesi’nden Yadu Pokhrel, Nature Geoscience dergisinde. 20yy’ın ikinci yarısında dünya genelindeki deniz seviyesi yılda yaklaşık 1,8mm arttı. Bu gelişmeden bugüne kadar küresel ısınmanın doğrudan etkileri sorumlu tutuluyordu. Çünkü buzullar ve buzdağları, Grönland ve Güney Kutbundaki buz kütleleri kadar hızlı eriyor. Ayrıca sıcaklık artışına bağlı olarak da deniz suyundaki yoğunluk düşüyor ki bu da hacim artışıyla bağlantılı. Yani su genleşerek daha fazla yere ihtiyaç duymakta. Ne var ki Dünya İklim Değişikliği Paneli IPCC, 2007 yılındaki son raporunda bu faktörlerin, gözlemlenen artıştan tek başına sorumlu olamayacağını saptadı. Tüm faktörler bir araya getirildiğinde 1,8mm’lik artışın sadece 1,1’ini açıklamaya yetiyor. Geriye kalanın ise insan tarafından değiştirilen küresel su döngüsüne bağlı olması gerektiğini tahmin etmişti iklim uzmanları. Pokhrel ve ekibi bu tür katkıları hesaplamaya izin veren zahmetli bir model geliştirdi. Araştırmacılar özellikle de iki faktörü dikkate aldı: Baraj gölleri ve diğer yapay su rezervleri. Birinci grubun dünya genelindeki kapasitesi 8000 kilometreküpten fazla, dolayısıyla da büyük miktarda suyu okyanuslardan uzak tutuyor. Yani deniz seviyesini düşürüyorlar, diyor ekip. Bunlar tamamen dolu olsalardı, 19512000 yılları arasında deniz seviyesini toplam olarak 22mm kadar düşürmeleri gerekirdi. Deniz seviyesinin yükselişinden yalnızca iklim değişimi sorumlu değil. Japon bilim insanlarına göre, insan ve insanın küresel su döngüsüne müdahalesi de önemli ölçüde etkili. En büyük faktörse yeraltı sularının kullanılmasından sonra yeniden kaynağına dönmeyip, çeşitli kanallardan okyanuslara akması. Gerçi bu şekilde yükselen deniz seviyesinin Yeraltı sularının farklı kullanımı, deniz seviyesini yükseltiyor GEORGE CLOONEY BAKIŞI GÜVEN VERMİYOR Taklitçi erkekler George Clooney ve Antonio Banderas’ın bakışını abartmamalı. “Yatak odası bakışı” olarak da bilinen yarı açık gözlerle sözde çapkın bakış tarzından, kadınlar, romantizmden çok güvensizlik ifadesi algılıyor (Michigan Üniversitesi bilim insanları, Personality and invididual Differences dergisi). Araştırmacılar, çekici olmak isteyen erkeklere daha ziyade açık gözlerle dolaşmalarını öneriyor. Gözlerin algıda çok önemli ve evrensel anlamı var. Mesela bir insanın kişiliğini tahmin etmede bedensel hareketlerden daha önemli. Bilim, büyük gözlerin saflığı, doğruluğu ve kırılganlığı yansıttığını kabul eder. Gözbebekleriyse ruh halini, dışa dönüklüğü, cinsel uyarımı ve uyanık olma halini gösterir ve kadınlarda daha büyüktür. Göz kapaklarının etkisini öğrenmek isteyen Amerikalı bilim insanları, bilgisayarda 30’lu yaşlardaki erkeklerin hem yarı açık gözlü hem de tamamen açık gözlü fotoğraflarını hazırlamışlar. Araştırmaya katılan kadınlar daha sonra fotoğraflara bakarak hangi erkeklerle kısa veya uzun süreli ilişkiye girmek ve hangilerini çocuklarının babası olarak görmek istediklerini veyahut da kız kardeşleri için hangi erkeği güvenilir bulduklarını açıklamışlar. Tamamen açık gözler daha iyi puan almış. Clooney veya yatak odası bakışı, daha çok kısa süreli flörtler için ucuz çabalar olarak görülmüş ve kadınların hepsi bu tür bakışlı erkeklerle kısa veya uzun süreli bir ilişkiye girmek istemediğini söylemiş. Kadınların yüzde 71’i kendilerine kocalık veya tatil arkadaşlığı yapacak erkeğin tamamen açık gözlü olmasını istemiş. Gerçi büyük gözler daha genç sayıldıkları için yatak odası bakışı cinsel olgunluk anlamına gelebilir. Ama tekniği iyi kullanmak lazım, sonuçta aynı zamanda güvenirliği de ortadan kaldırıyor, diyor Daniel Kruger.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle