27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bilim, türler arası evrimi kabul etmiyor mu? Marmara Üniversitesi’nde Marmara Genç Vizyon Kulübü’nün düzenlediği ‘Bilim Türler Arası Evrimi Neden Kabul Etmiyor’ başlıklı bir sempozyumun duyurusu yapıldı. ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) gibi kurumlar “Marmara Üniversitesi’nde düzenleneceği duyurulan evrim karşıtı sempozyumun hiçbir bilimsel meşruluğu yoktur, bilim insanları gerici safsatalar karşısında toplumu aydınlatmakla sorumludur” diyerek sempozyumun iptalini istedi. Günnaz Kuruçay gunnazkurucay@hotmail.com larımızın üzerlerine düşen sosyal sorumluluğu yerine getirmeleri gerekiyor. Bu da siyasal bilinç oluşmadan yapılacak bir şey değil. Herkesin kendisine uygun dernek ya da partiye girerek birlikte mücadele etmenin yollarını bulması gerekiyor. “Tek başıma ne yapabilirim” öğrenilmiş çaresizliğinden kurtulmak gerek. Sinerji oluşturabilecek dernek ya da partiye girildiği taktirde, oralarda yapılabilecek ne kadar çok şeyin olduğu görülecektir. Örneğin ÜKD bu konularda çok iyi çalışan, anında tepki verebilen, dinamik bir dernek. Pek çok öğretim üyesi derneği var, ama çoğu ya atıl vaziyette ya da çabuk tepki veremiyorlar. Bu söylediğiniz dışarıdan izleyenlerde ‘bilim dünyası gelişmeleri sessizce izliyor’ algısı oluşturabilecek bir durum değil mi? N. Gören: Değil aslında. Görünür hale getirmiyorlar kendilerini. Öğrenilmiş korku, öğrenilmiş çaresizlik, kişisel menfaat ya da hırslar nedeniyle sus pus vaziyetteler. Oysa ne çaresiziz ne de yalnız. Yeter ki bir araya gelinebilsin. N. Gören: Evet, aslında çok da iyi oluyor böyle tartışmaların olması. Her şey görünür hale geliyor. Mücadeleyi kazanma şansı artıyor. Yapılacak olan sempozyum evrim teorisi ve yaratılışçılık görüşünün karşı karşıya gelişi olacak. Katılanlar için de birebir karşılaştırmalı izleme, dinleme şansı olacak. E CBT 1314/9 25 Mayıs 2012 vrim karşıtı bu sempozyum öncesi ülkemizde evrim ve bilimsel düşüncenin genel tablosu üzerine görüşlerini almak üzere ÜKD Yönetim Kurulu Üyesi ve YTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nezhun Gören ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Marmara Üniversitesi’nde yapılacak ‘‘Bilim Türler arası Evrimi Neden Kabul Etmiyor’ başlıklı bir sempozyum söz konusu. Evrimi reddeden bir bilimsellik mümkün mü? Nezhun Gören: ‘Bilim Türler arası Evrimi Neden Kabul Etmiyor’ sözü bilimsel değil. Bilim zaten türler arası evrim var demiyor, türlerin ortak atasına işaret ediyor. Evrim yaşam bilimlerinin temelidir. Bilim evrimi kabul etmiyor, diye bir şey asla söz konusu değil. Teoriyi insanlar sanki bir varsayım gibi algılıyor ve “evrim teorisi”nin karşısına “yaratılış teorisi”ni koyuyorlar. Yaratılış teorisi diye bir şey yok, yaratılış görüşü var. Bilimsel olarak kanıtlanmış, gözlemler, deneyler ve delillere dayandırılarak ispatlanmış bir bilgi bilim dünyasında geçerlilik kazanırsa ve genel olarak bir olaylar dizisini açıklarsa teori olur. Bilimsel kriterlerle hareket etmesi gereken bir kurumda dini inançlarla şekillenen bir görüş ve bilim yan yana gelebilir mi? N. Gören: Bireylerin sahip olduğu inançlar onların bilim yapmasına engel değil. Ancak, üniversiteler bilimsel kurumlardır ve orada inançlara göre değil, bilimsel süreçlere göre bilgi üretilir. Bu durumda Marmara Üniversitesi misyonunun dışına çıkmış oluyor o zaman. N. Gören: Aslında üniversitelerde her tür görüş tartışılabilir. Ancak bilimsel olmayan bir görüşün bilimselmiş gibi sunulmasına izin verilmez. MÜ’de üniversite kimliğine ters düşen bir şey yapıyorlar. Bilime aykırı davranıyorlar. Bu sadece şu an için Marmara Üniversite’sinin tavrı mı yoksa genelleşebilecek bir yaklaşım mı? N. Gören: Umarım genelleşmez. Bugün çok korkunç bir gelişme yaşıyoruz. Önceden bu sempozyumun Marmara Genç Vizyon Kulübü tarafından yapıldığını duyurmuştuk ki, arkasında Ak Gençlik olduğunu biliyoruz. Son bilgilerimize göre YÖK’e bağlı resmi bir kurul olan Türkiye Öğrenci Konseyi ve Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi de bu etkinliğin düzenleyicileri arasına katılmış. Demek ki, YÖK’ten izin alınmış. Yaratılışçılık görüşü bilimsel kurumlarda yaygınlık kazanıyor ve destek görüyor denebilir mi? N. Gören: Evrim karşıtlığının devletten destek gördüğü açık. Bilimsel kurumlarda henüz yaygınlaştığını söyleyemeyiz. Bilim ahlakı, bilimsel dürüstlük adına bilim yaptığını iddia eden herkesin bunun yanlış olduğunu söylemesi gerekir. Bir araştırmaya göre öğrencilerin %70’i evrime inanmıyormuş. Evrim teorisi yeterince ifade edilemiyor mu? N. Gören: Bu beklenilmeyecek bir durum değil. 1985 yılında MEB tarafından biyoloji kitaplarına yaratılış görüşü konuldu ve evrim sanki bir inanç meselesi gibi sunulmaya başlandı. Nesiller bu bilgiyle yetiştiler. Bir inanç meselesi gibi öğretilmeye başlanınca da öğrencilerin %70’inin inanmıyorum demesine şaşırmamak gerekir. Bu yeni bir şey değil. Aslında önce ABD’de başladı. Kilise evrim teorisi karşısında paniğe kapıldı, halkın karşısında otoritesini yitireceğini düşündü ve yaratılış görüşünü ortaya attı. Bu konuda ABD’de üniversitelerde enstitüler açıldı. Yapılan kimi çalışmalarla ‘Bilimsel Yaratılışçılık’ akımı başlatıldı. Türkiye de bir küçük Amerika olduğu için bunu hemen kaptı. ‘Bilimsel Yaratılışçılık’ görüşü ABD’de Anayasa’daki laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle hukuki kararlarla engellendi. N. Gören: Oradaki bir grup bilim insanı buna şiddetle itiraz etti. Mahkemeye başvurdu ve Anayasa’daki laiklik ilkesine aykırıdır gerekçesiyle iptal edildi. Ülkemizde de laiklik Anayasa’da yer alan bir ilke. Benzer bir girişimde bulunulabilir mi? N. Gören: Tabii ki, laikliğe ters ve bilimsel değil, bunun kabul edilebilirliği yok. Bunu uluslar arası bilim camiasına duyurmayı düşünüyoruz. Bilim karşıtlığı, evrim karşıtlığı bir devlet politikası olabilir mi? N. Gören: Olabilir. Şu anda açıkça söylenen bir şey yok, zaten bunların adımı 85’te atıldı. Bu AKP ile başlayan bir şey değil. AKP de bunu çok güzel geliştiriyor. 4+4+4 konusunda Başbakan’ın imam hatip liselerini gözbebeği ilan etmesi bunu düşündürebilir mi? N. Gören: Devlet politikası olmaya geçişin ayak sesleri bunlar. 4+4+4’le başladılar. Çok tartışma yaratan bir adım 4+4+4 eğitim politikası. Seçmeli dersler konusunda örneğin. Ankara’da bir okulda dağıtılan seçmeli ders formlarında din dersi için 3 seçenek ve 1 ‘kararsızım’ seçeneği var. 5 yaşından itibaren bu müfredatla başlanırsa nasıl bir gençlik tablosu çıkar ortaya? N. Gören: Bir toplumu mümkün olduğu kadar dine bağımlı kılarsan, dini referanslarla eğiProf. Dr. Nezhun Gören (Ortada) sempozyum karşıtı toplantıda açıklama yaparken. tirsen o toplum sorgulamayan bir hale gelecektir. Sorgulamak iktidardakilerin işine gelmiyor. Sorgulamayan bir halk istiyorlar. 4+4+4 bunun önemli bir N. Gören: Tabii ki. Biz ÜKD olarak bu konuyu çok cidayağı. diye aldık. Evrim konusunda iki yılda bir sempozyum dü Öğrenciden gelen soru üzerine Darwin’i anlatan öğ zenliyoruz. Bildirileri kitap haline getiriyoruz. Sadece İsretmene ‘öğrencinin kafasını karıştırdığı’ gerekçesiyle uyarı tanbul’da değil, Anadolu’da da paneller, öğretmen çalıştaycezası verilebiliyor. Öğrenciye sunulan içerik, öğretmene çi ları düzenliyoruz, her daveti yerine getirmeye çalışıyoruz. zilen sınırlar. Böyle bir eğtim sisteminin gideceği nokta nedir sizce? ÜNİVERSİTELER VE BİLİMSEL BİLGİ N. Gören: Bu eğitim sistemi topyekun cahilliğe, toplu ‘Bilim Türlerarası Evrimi Neden Kabul Etmiyor’ semmun cahilleştirilmesine gider ve cahilleştirilen bir toplum pozyumuna dernek olarak katılımınız nasıl olacak? Sempozda kolay yönetilir. Buraya gidiyoruz. yumun nasıl geçeceğini düşünüyorsunuz? Güdümlü bir topluma gidiş mi? N. Gören: Oraya bir grup halinde gidilecek, bilimsel soN. Gören: İfade özgürlüğü deniyor. Yapılmak istenen rular yöneltilecek. Bizim bilim insanı olarak bilim camiasışeyin ifade özgürlüğüyle yakından uzaktan alakası yok. Bir na, topluma, öğrencilerimize karşı sorumluluğumuz var. Bu fen öğretmeni Darwin’i anlatamayacak, anlatırsa ceza ala sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. cak ama yaratılışçı görüşü anlatacak. Burada ifade özgürlü Belirttiğiniz kriterlerle baktığımızda ‘Bilimsel Yaratığü nerede, bilim nerede? lışçılık’ uluslararası bilim çevrelerinden onay alabilecek gi Tek yanlı bir ifade özgürlüğü sonucu çıkıyor. bi görünmüyor. N. Gören: Tabii ki. Onların istediği gibi düşünürsen özN. Gören: Alamaz, alma olasılığı da yoktur. Ortaya atgürsün, düşünmezsen değilsin. tığınız görüşün bilim çevrelerince genel kabul görmesi için bilimsel süreçlerden geçmesi gerekir. Ama inancın nerede, ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK nesini kanıtlayacaksın. Bu bir inançtır; ya inanırsın ya da Bilim ve eğitim üzerinden konuştuklarımızla toplum inanmazsın. Bilim böyle yapılmaz. sal olarak karanlık bir tablo çıkıyor ortaya. Bu tablonun naBilim kendi başına bir güçtür. Bilimin güçlendirilmesine sıl değiştirilebileceğini düşünüyorsunuz? ihtiyacı yoktur. Ama Türkiye olarak bilime dayalı bir topN. Gören: Halkımız bu konulardan anlamıyor olabilir lum mu olacağız, yoksa hurafelerin peşinden mi koşacağız? ama her şeye rağmen Cumhuriyet döneminin yetiştirmiş ol Buna karar vermemiz gerekiyor. İşimiz zor, kolay değil. Asduğu küçümsenemeyecek bir aydınlar grubu var. Bu aydın lında bir yandan da umut kapısı açıyor insana. TOPYEKÛN CAHİLLİĞE Mİ ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle