01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Mimarlar Dik Durur İlginç Öyküler Doğan Hasol – YEM Yayın Değerli mimarımız Doğan Hasol’un bu kitabı uzun zamandır anımsatılmayı bekliyor! Keyifle okuduğumuz mimarlık öyküleri, hepsi gerçek, ama bir bütün olarak bakıldığında, aynı zamanda kısa mimarlık tarihimizin güzel bir özellikle insani desenini görüyoruz yazıların bütününde.. Mimarların iç dünyalarına da bir gezintiye çıkıyorsunuz. Kendisinden bir öykü: “Taşkışla ve İTÜ Mimarlık Fakültesi’nin yaşamımdaki önemi büyüktür. Orada okudum, arkadaşlar edindim, eşimi orada tanıdım, asistan olarak görev aldım. Sonra da kızımız Ayşe orada okudu. Ayşe, öğrencilik döneminde zaman zaman gelir falanca dersten 89 aldım diyerek bize başarısını anlatırdı. Benim yanıtımsa hep, tam not 10 değil mi, niçin 10 almadın ki, ben hep 10 alırdım, şeklinde olurdu... Sonunda bir gün Ayşe isyan etti, anne sahiden babam hep 10 mu alırdı, diye sordu. Yanıt benden geldi: Hayır kızım bazı derslerden 11 veya 12 aldığım zamanlar da olurdu.. Bizim zamanımızda tam not 20 idi.” Bu kitap, mimarların iş dünyası kadar, iç dünyalarına da eğilmeye çalışıyor. Kitapta, tuhaflıkları, bazı ibretlik olayları, mimarların insancıl yanlarını, değişik espri parıltılarını bulacaksınız. Hayrettin Ökçesiz [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com Çevre Eğitimi Prof. Dr. Rıfat Miser’den Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Mezunları Derneği yayını olarak çıkan kitap, insanlığın sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmeye, çevreyi korumaya yönelik çabalarına katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. Çevrenin önemi arttıkça, “doğal çevreyle uyum içinde yaşamayı öğrenmesi” için eğitimi de giderek önem kazanıyor. Peki bu çevre eğitimi nasıl tasarlanmalı ve gerçekleştirilmeli? Kitap özellikle bu soruyu yanıtlıyor, çevre eğitiminin gerekliliği, çevre eğitimi kavramının dünyada ve ülkemizde gelişimi, bu amaçla öğretim programı hedefleri, işlevsel çevre okuryazarlığı yeterliliği, eylemsel çevre okuryazarlılığı yeterliği, yapı yöntem ve ilke boyutlarıyla çevre pedagolojisi konularının ele alındığı yedi bölümden oluşuyor. Kitabın, çevre eğitimine yönelik kuramsal çalışmalara ve çevre eğitimi uygulamalarına katkı sağlayacağı; ülkemizde çevre eğitimi alanının gelişimine yönelik çabalara da basamak olacağı umuluyor. Üniversiteler Hâlâ Susuyor Üniversiteler hâlâ susuyor, hâlâ incir çekirdeğini doldurmakla uğraşıyorlar. Oysa, Ülkenin direnmeye duracağı tek kurum bunlar. Özgürlük bilincimiz bizim sosyal korteksimizdir. Üniversite’nin buradaki işi ve işleviyse küçümsenecek gibi değil. Niçin bu sorumluluktan kaçıyoruz? Ne yapmalıyız, peki?” diye soruyorlarsa, buradan kendimce pek çok söy“N ledim: Rektör seçimlerinde direnmekle; Direnen Üniversite adaylarını gösterip, seçmekle, atama mercilerine dayatmakla başlamalılar. Önce, aşağılanmaya karşı onurlarını savunarak başlamalılar. Bu eylem içlerinde ülke için başka duyguları, duyarlılıkları da uyandıracaktır. Basından (2.4.2012, milliyet.com.tr) Ankara Üniversitesi’nden bir grup öğretim üyesinin “en çok oyu alma” ölçütüyle direndiğini, bu yönde bir kampanya başlattığını okuduk. Direnen üniversite’nin ölçütü en çok oyu değil, “çoğunluk oyunu almak” ve “YÖK’e mülakata gitmemek”tir. Başka bir çıkarları, ilgileri yoksa adaylardan bunu beklemelidir. Bundan gayrisi, tiranların ekmeğine yağ sürmektir. Seçmenlerin de kendilerini toparlamaları gerekiyor: Bir yandan ek ders ücretleri, proje gelirleri, yükselme ve kadro beklentileri, dolce vita’nın kenarından biraz sebeplenmek hevesi; öte yandan, kredi borçlarının stresi, türlü mobbing uygulamalarına, şiddetli baskılara maruz kalma korkusu, elindekilerini yitirme kaygısı vb. öğretim elemanlarında böyle bir seçme sorumluluğunun algılanmasını önemli ölçüde engelliyor. Ancak biliyoruz ki, korkularımız asla doğrudan gerçeklik değildir. Gerçekliğe dönüşmeleri, bizim onlarla tek başına bırakılmamızla oluyor. Bu yalnızlaşmaya ve yabancılaşmaya karşı tek çare, bu uygar direnişi birlikte isteyebilmektir. Ama belli ki, korkuyla güvensizlik birleşince İnsan’dan eser kalmıyor! Bunaldıkça; Aşağıdaki sözler yine FLU(X)US’tan (VI), “Bir Denizin Kıyısından bir Avuç Çakıltaşı”mdan… Bunaldıkça ufkuna baktığım o denizin kıyısından topladığım bu şeyleri sizlerin de görmesini istiyorum. • Düşüncesi değil, niyeti kötü yapar kişiyi! • Peki, kanıtladıktan sonra… Yetiyor mu? • Mesafe yakınlaştırır. • Düzen bizim için… Kimse düzen için değil. Varsa, tanrı da öyle. Kimse bizim için değil, biz birbirimiz için olabiliriz. Hepimiz birimiz içindir de, kimse hepimiz için değil! • Biçim ses renk tat / Hayat / Bizim için • Hukuk çoğun şantajdır. • Madde tanrı, biçim biz… Biz maddenin biçimiyiz. • Kestirmesinden yürümek istemediğimiz tek yol hayat olsa gerek! • Gerçek, sayılmayandır. • Sonsuz(da) bir zamanda olup biten nedir? • Bırak kendini, kasılma… • Aşkın da, kibrin de gözü kördür ya. Biri yakını, ötekisi uzağı göremiyor. Biri kendinden geçiyor, ötekisinin kendisinden geçilmiyor. • “Biri sevmişse, yaşamış demektir” diyor kadın sevdiği adamın ardından. Bir film repliği işte… • İstememek… Yaşam perhizi. • Pek çok şey bekleyebilir. • Ezikliğin geldiğin yer, özlemin durduğun… • Hevese evet. • Bir düşünceyi götürülebilecek en uzak noktaya kadar götür. Hâlâ sağlamsa, izlemeye, özveriye değer demektir. Onarılarak yararını ve doğruluğunu sürdürebiliyorsa yine izlemeye ve özveriye değer. Yok, er ya da geç çürüyüveriyorsa, yaşamı(nı) çürütmeden ondan kurtul. • Değerimiz duygularımızdan gelir. • Toprağa düşmek / Bir tohum gibi / Yalnız • Yalnızlığı / Giyindim / Ak // Hıçkıran / Ruhum / Bir kapının eşiğinde // Akşamın / Pirüpak / Döşeği / Ve / Yunmuş / Yıkanmış / El yüz /Ayak // Yine de // Unutuşla / Çocuk / Uyuya kalıyor • Bize ne yapacağımızı özgürlük bilincimiz söylüyor. Adalet istenci ve istemi bu bilinçte kaynağını buluyor. Bir altsistem olarak hukuk, bu özgürlük bilincinden kaynaklanan adalet istenci ve istemleriyle sürekli biçimleniyor. Bu yüzden sistemin adaleti, özgürlük kalitesine göre ölçülmelidir. Bir eylemin kamusal değerini, dayandığı özgürlük bilincinin derecesine ve yöneldiği adalet içeriğinin bu bilinçten ne ölçüde kaynaklandığına bakarak saptayabiliriz. • Özgürlüğe yönelmek bir zorunluluk... Adalet ise bir düzen olmak zorunda. Bu yüzden insan bu ikisi arasında (çarmıha) gerilidir. Yüksek fruktoz içeren mısır şurubu sağlığı tehdit ediyor Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatma Akar’ın liderliğinde yürütülen bir sıçan çalışmasında, yüksek fruktoz içeren mısır şurubunun kan damarları için zararlı olduğu ortaya çıktı. Çalışma Food and Chemical Toxicology dergisinin 28 Mart 2012 tarihli sayısında yayımlandı. Yüksek fruktoz içeren mısır şurubu (Highfructose corn syrupHFCS) pek çok hazır gıdada ve meşrubatta bulunuyor. Bu kadar yaygın kullanımına karşın HFCS’nin metabolik ve kalp damar fonksiyonları üzerindeki etkisi konusunda bugüne dek çok sınırlı sayıda veri mevcut. Bu eksikliği gidermek amacıyla Gazi Üniversitesi’nde başlatılan çalışma, HFSC tüketiminin sıçanlardaki metabolik rahatsızlıklarla ilgili endotel* ve damar fonksiyonlarını etkileyip etkilemediğini araştırmak üzere tasarlandı. Aynı sıçan çalışmasında ayrıca resveratrolün** HFCS’nin yol açtığı zararlı etkilere karşı koruyucu bir rol oynayıp oynamadığı da incelendi. Bunun için resveratrol ve HFCS’li meşrubatların çeşitli metabolik parametreler üzerindeki etkileri araştırıldı. HFCS tüketiminin serumda trigliseridi, VLDL’yi, insülin düzeyini ve tansiyonu arttırdığı saptandı. Sonuç olarak HFCS’nin damar koruyucu faktörleri azaltarak damarlarda fonksiyon bozukluklarına neden olduğu ve resveratrolün HFCS tüketiminin zararlı etkilerine karşı koruyucu bir rol oynadığı anlaşıldı. *Endotel, kan damarlarının iç yüzeyini döşeyen tek tabaka halinde dizilmiş hücrelerden meydana gelen bir organ. Bu tabakada meydana gelen bozukluklar birçok kalpdamar rahatsızlığının temel sebebidir.**Resveratrol, bitkilerde özellikle kırmızı üzümde, yer fıstığında ve ananasta yüksek konsantrasyonda bulunmaktadır. Resveratrol, siyah üzümün soğuk hava koşulları, mantar enfeksiyonları gibi etkenlere bağlı olarak kendini korumak için ürettiği bir maddedir. CBT 1310/9 27 Nisan 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle