Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SON ARAŞTIRMALAR Yoksa maymunlar okuyabiliyorlar mı? Maymunlar okumanın ön aşamasını kavrayabiliyor. Şöyle: Fransız uzmanlarının eğittikleri şebek maymunları İngilizce sözcükleri, aynı uzunlukta anlamsız kelimelerden ayırt edebiliyor. Maymunlar üç yüz kelimeyi yüzde 75 doğruluk payıyla hatırlamışlar. Hatta daha önce görmedikleri kelimeleri bile anlamsız sözcüklerden ayırt edebiliyorlar. Şebek maymunları konuşamadıkları halde ortografik bir şifreyi çözebilme yeteneğine sahipler ki bu tıpkı insan gibi bir yazının temel özelliklerine karşı duyarlı olduklarını gösteriyor (Science). Beynimiz bir kelimenin versitesi bilim insanları şimdi bu bilinmezi açıklığa kavuşturdu: Karamel en az dört bin maddeden oluşuyor. Fransız kimyacı Louis Camilie Maillard yaklaşık yüz yıl önce ısıtılan şekerin çok değiştiğini keşfetmişti. Karamel şaşırtıcı bir şekilde sadece yüzde on oranında şekerden oluşuyor, geriye kalan bileşenler daha sonra meydana geliyor. Bu maddelerin hangileri olduğunu Nikolai Kuhnert ile çalışan ekip şimdi yeni bir yöntemle buldu. Araştırmacılar ayrıca kola, bira veya bisküvilerden bilinen karamel renginin ne şekilde oluştuğunu da kısmen çözdü. Karamel, sarımsı, kırmızımsı, kahverengi veya siyah renkte olabiliyor. Madde ne kadar çok ısıtılırsa renk o kadar koyulaşıyor. Bu bilgilerle yeni gıda boyaları üretilebilir. diyor, Montevideo Üniversitesi, Evrim Bölümü’nden Graciela Pineiro. Fakat bu deniz sürüngen türünün, ince bir yumurta zarıyla çevrili yavrusunu, olgunlaşmasına kısa bir süre öncesine kadar rahminde taşıdıktan sonra doğuruyor olması da mümkün. Yavru, anne karnındayken yumurtadan çıkıyordu. Bu iki üreme stratejisiyle ilgili ilk kanıtlar daha önce 6090 milyon yıl sonraki bir dönemde bulunmuştur. Uruguay’da bulunan embriyonun büyüklüğü sadece 15 cm ve doğmamış yavrunun tipik gözenekli kemik yüzeyine sahip. Tümüyle korunan ve kemikleşmiş iskelet ise son olgunlaşma evresindeydi. Küçük oluşu ve kavisli duruşu, yumurtanın içindeki bir embriyoya benziyor. Ancak kireçli kabuğa ait hiçbir ize rastlanmamış. Bu nedenle eğer gerçekten de bir yumurta vardıysa sadece bir zarla çevrili olmalıydı. Mesosaurus’ların bazıları belki de yumurta bırakmak için tıpkı kaplumbağalar gibi karaya çıkıyorlardı. Çünkü kireçli kabuğu bulunmayan yumurta, deniz suyundan zarar görebilir. Mesosaurus’ların diğer deniz sürüngenlerinin aksine karada da yürüyebildikleri, iskeletinden anlaşılıyor. Kalça bölgesi ve bel kemiği yürümek için gayet uygun diyor bilim insanları. anlamını kavramadan onun dilimize ait bir sözcük olup olmadığını anlıyor. Yani sembollerin biçimini ve harf olarak pozisyonlarını ve sözcük bölümlerini tanırken, aynı zamanda bu harf kombinasyonunun dilimizde olağan olup olmadığını da kaydediyor. Bu sözcük tanımayla ilgili yeteneğin şimdiye kadar konuşma yetisiyle sıkı sıkıya ilişkili olduğu sanılıyordu. Ancak AixMarsilya Üniversitesi’nden Jonathan Grainger ve arkadaşlarının şebeklerle ilgili araştırması bu öğretiyi çürütmüş oldu. “Şebekler, çeşitli harfleri birbirinden ayırt etmeyi ve harflerin pozisyonunu değerlendirmeye öğrendiler” diyorlar. Bu da ortografik işaretleri insan gibi işlemek için dil bilgisinin şart olmadığını gösteriyor. Gerçek sözcükleri yüz alıştırmayla öğrenen şebekler, yalnızca bir buçuk ay sonra düzinelerce kelimeyi uydurma sözcüklerden ayırt edebilmeyi öğrenmişler. Anlamsız kelimeler gerçeklerine ne kadar çok benzerse hatalar da o denli artmış. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Fakat şebek deneyinde asıl ilginç olan şu: Maymunlar ilk defa gördükleri gerçek kelimeleri bile uydurma sözcüklere kıyasla daha ender olarak anlamsız olarak sınıflandırmış. Bu da, şebeklerin bilinçsiz olarak belli başlı harf kombinasyonlarını sayımsal olarak, gerçek sözcüklerde çok sık olarak veyahut da hiç görülmediğini öğrendikleri anlamına geliyor. Bu tür sayımsal öğrenme belki de çeşitli hayvan türlerinde bulunan evrensel bir mekanizma olabilir. Paleontologlar Brezilya’da gebe bir deniz sürüngeninin 280 milyonluk fosilini buldu. Sürüngenin karnındaki doğmamış yavru bu nedenle dünyanın en eski embriyolarından biri olarak kabul ediliyor. Tahminlere göre Mesosaurus’un yedi santimlik yavrusu henüz embriyonik gelişimin erken bir evresinde. Bu durum bedene oranla çok büyük bir kafatası ve küçük uzuvlarla anlaşılmakta (Historical Dünyanın en eski sürüngen embriyoları larının sık sık kullanılması, çeşitli duyusal uyarımlardaki bilgileri bütünleştirmeyi ve işlemeyi tetikliyor. Oysa çoklu görev deneyimi şimdiye dek daha çok ters etkili olarak kabul ediliyordu. Mesela işi gereği sürekli eposta, telefon ve sosyal ağ ve diğer iletişim kanallarını dönüşümlü olarak kullanmak zorunda kalan, genelde görevlerini kesintisiz olarak yerine getirenlere kıyasla daha az iş yapar. Araştırmalar ayrıca çoklu görev deneyimi sırasında çalışma belleği ve seçici dikkattin de zayıfladığını gösterdi. Mesela müzik veya televizyon, bilişsel testler sırasındaki zihinsel yetinin zayıflamasına yol açıyor. Fakat yoğun olarak çoklu görev deneyimi yaşamanın olumlu etkiler de yapıp yapmayacağı bilinmiyordu bugüne dek. Biology). Aynı dönemde yaşamış olan aynı sürüngen türüne ait embriyoları bilim insanları Uruguay’da buldu. Yetişkin hayvanın karnındaki iyi korunagelen embriyoda yumurta zarının bulunmayışı, Mesosaurus’ların yavrularını canlı olarak doğurduklarını açıklıyor Sanılanın aksine, çoklu görev (multitasking) deneyimi, beyin üzerinde pozitif bir alıştırma etkisi yapıyor. Bilgileri paralel olarak çeşitli medyalardan almaya alışık olan kişiler, birden fazla duyu gerektiren problemleri daha iyi çözüyor. Hong Konglu araştırmacılar, aynı zamanda görme ve duymayı gerektiren bir test gerçekleştirerek, sık sık mesaj gönderen, müzik dinleyen, İnternet’te dolaşan, eposta gönderen veya sosyal ağları paralel olarak kullananların daha başarılı olduklarını gördüler. Gerçi çoklu görev deneyimi genel olarak konsantrasyonu ve seçici dikkati zayıflatıyor ama belli görevlerde olumlu etki de yapabilir diyor Hong Kong Çin Üniversitesi’nden Kelvin Lui ve Alan Wong, Psychonomic Bulletin & Review dergisinde. Medyada çoklu görev deneyimi sadece kötü sonuçlar doğurmuyor, paralel bilgi kanal Çoklu görev ve multi NASA Mars aştırmacıları arıyor m ed ya de ne yi mi ni n arAmerikan uzay ajansı NASA Mars araştırmaları için bir fikir yarışması düzenliyor. Bibeyin üzerindeki lim insanları ve mühendislerden, Kızıl Geolumlu etkisi zegenin 2018’den itibaren nasıl daha yakın dan incelenebileceği bulmaları isteniyor. Robot “Curiosity” (Merak) şu sıralar Mars yolunda. Kasım ayında uzaya gönderilen robotun ağustos ayında Mars’a inmesi bekleniyor. Her ne kadar NASA bütçe kısıtlamalarıyla mücadele ediyorsa da, başkan Barack Obama tarafından açıklanan hedefi izliyor. Obama 2030 yılında insanlı bir Mars misyonunun gerçekleşmesini istiyor. Bilim insanları önerilerini İnternet üzerinden NASA’ya gönderebilecek. En iyi projeler Haziran ayında Ho PENGUENLERDE NÜFUS SAYIMI Çok yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ve hayvanları diğer lekelerden ayırt eden özel netlik teknikleriyle penguen nüfusunun sanılandan çok daha kalabalık olduğu anlaşıldı. Son görüntülere göre Güney Kutbunda tahmin edilenden iki misli kral penguen yaşıyor. Kral penguen nüfusu 270.000350.000 arasında tahmin edilirken, uluslararası araştırma ekibi 595.000 kral penguen kaydetti. Ekip bu büyük penguenleri kendi gölgelerinden ve dışkı yığınlarından ayırt edebilmek için çok yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ve ileri teknoloji görüntü analiz tekniğinden yararlan CBT 1310/ 6 27 Nisan 2012 Şeker ısıtıldığında karamel oluşur. Bu çok basitmiş gibi geliyor ama kimyasal açıdan bakıldığında durum çok farklı. Bu yapışken malzemenin üretimi sırasında hangi maddelerin oluştuğu bilinmiyordu. Bremen Jacobs Üni Karamel, en az dört bin maddeden oluşuyormuş! dı. Yerden yapılan sayımlarla elde edilen verilerin karşılaştırılmasıyla da çok güvenirli sonuçlar elde edildi (PLoS ONE). Yeni teknikle ayrıca iklim değişimine bağlı farklılıklar da kaydedilebilecek. Sonuçta kral penguenlerin soyu, kutup buzunun erimesi yüzünden tehdit altında. Kullandığımız yöntemler, Kuzey kutbu ekolojisi için olağanüstü bir adımdır. Çünkü çevreye zarar vermeden güvenirli ve verimli araştırma yapabiliyoruz diyor Minnesota Üniversitesi’nden Michelle LaRue. Kral penguen (Aptenodytes forsteri) en büyük penguen türüdür ve 130 cm. boyuyla aynı zamanda kuşlar arasında da en büyük olanıdır. Kral penguen ayrıca sıcaklıkların eksi elli dereceye düşmesi ve rüzgârın saate 200 km. hızda esmesi halinde bile kuluçkaya yatan tek kuş ve yaşamını kıyılardaki deniz buzu üzerinde büyük koloniler kurarak sürdürmekte.