Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Baş Ağrısına Genel Bakış Tüm tıp dallarında hastaların hekimlerine bildirdiği en çok on yakınmadan biri olan baş ağrısı, ayakta nöroloji poliklinik başvurularının en sık nedenidir. Acil klinik başvurularının %1 ile %2.5 oranında ana başvuru sebebi olan baş ağrısının altında çoğunlukla çok önemli bir neden yatmamakla birlikte, tıpta en uzun ayırıcı listesi olan hastalıklardan biridir. Dr. Bülent Kahyaoğlu, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Nöroloji Uzmanı U luslararası Baş Ağrısı Derneği (International Headache Society/IHS) 2004 yılında “Baş Ağrısı Sınıflaması” adı altında yaptığı tanımlamalarla tanı kriterlerini oluşturmuştur. Bu sınıflamada baş ağrıları iki ana başlık altında gruplandırılır. “Birincil (primer) baş ağrıları, merkezi sinir sisteminin veya diğer sistemlerin hastalıkları ile ilişkisi olmaksızın ortaya çıkan ağrılardır. İkincil (sekonder) baş ağrıları ise, sinir sistemini veya diğer sistemleri tutan hastalıklarla ilişkili olarak ortaya çıkan ağrılardır.” Beynin etrafında olan kemik yapı ve onun üstünde olan zar yapılar, damarlar, saçlı deri ve onu oluşturan kan damarları ağrıya duyarlı yapılar olarak; bu yapıların basınç, itilme, genişleme, inflamasyon şeklindeki iltihabi reaksiyonları ağrı sebebidir. Baş ağrısı ile karşılaşan bir hekimin birincil ya da ikincil tip baş ağrısını birbirinden ayırması gerekir. İkincil baş ağrılarını düşündüren öykü özellikleri, yakın zamanda ortaya çıkması ve gösterilebilen bir nedene bağlı olmasıdır. Altta yatan hastalığın tedavisinden veya kendiliğinden düzelmesinden sonra üç ay içinde bu tip ağrılar azalır ya da geçebilir. Bunların istisnası, beyin tümörü gibi ilerleyici olanlarda belirtilen zamanla ilişkisi olmamasıdır. Baş ağrısı ile karşılaşan bir hekimin elindeki en önemli silah hastadan aldığı öyküdür.” Hasta öyküsünde ikincil ağrıyı düşündüren özellikler şunlardır: 10 yaşından önce ya da 50 yaşından sonra başlaması; son 6 ay içinde başlayan veya şiddet, sıklık bakımından değişikliği gösteren baş ağrılarının görülmesi; bu ağrının günler içinde ilerlemesi ve verilen tedaviye yanıtsız kalması; baş ağrısının yeni başlaması; akut ve şiddetli olması; hastanın hayatında yaşadığı en şiddetli ağrı olması; ıkınma, öksürük ile artması; vücutbaş pozisyonu ile ilişkili olması; başlangıç yaşı ve bu özelliklerinin tipik karekterde olmaması oluşturuyor. Hasta öyküsü sorgulanarak belirlenen baş ağrısı türüne ilişkin şu bilgiler önemlidir: “Hasta öyküsünün sorgulanması sırasında ateş, titreme, gece terlemeleri, kas ağrıları, kilo kaybı gibi vücutta bir enfeksiyonu veya kanseri düşündüren bir nedenin olup olmaması; kişilik, davranış değişiklikleri; çift görme, geçici görme bulanıklığı; kulakta nabız gibi atan çınlamanın olması; güçsüzlük, dengesizlik, konuşma bozukluğu gibi fokal nörolojik bulguların olması ikincil baş ağrısını düşündüren özelliklerdir.” BAŞ AĞRISI TÜRLERİ: Birincil ve İkincil Baş Ağrısı Baş Ağrısında Hasta Öyküsünün Önemi de yer alır. Migren, hastanın hayatını zorlaştıran, genetik özellikli birincil baş ağrısı tipidir.” Uluslararası Baş Ağrısı Derneği migreni en az 5 atak şeklinde, yaklaşık 472 saat süren, tek taraflı, zonklayan, şiddetli, günlük yaşamı etkileyip fiziksel aktiviteyi kısıtlayabilen, bulantı ve/veya kusma ile ışık ve sesten rahatsızlığın eşlik ettiği ağrı atakları olarak tanımlar. Birincil baş ağrısı nedenlerinin tam olarak bilinmemesi, bu özelliklere sahip olan hastaların “aile öyküsü”nün genetik yönü göstermesi açısından önemlidir. Aura denilen migren atağından önce ortaya çıkan bulguların olup olmamasına göre de migren kendi arasında iki ana başlık altında incelenir: Aaurasız migrenli hastalar %85, auralı migrenli hastalar ise %15 oranındadır. Auralı migren, Uluslararası Baş Ağrısı Derneği’nin tanımlamasına göre en az 2 atak şeklindedir; tek yanlı görsel, duyusal ya da diğer nörolojik bulgular 5 dakikadan fazla, 60 dakikadan azdır; geçmesi durumunda bu aura sırasında ya da auradan sonra 60 dakika içinde migren tipi bir baş ağrısı başlar. Hastanın ağrı sırasında ışıktan rahatsız olması, baş ağrısının gündelik hayatını durduracak derecede şiddetli olması, ağrı sırasında şiddetli bulantı ya da kusma olması gibi üç şikâyetten ikisinin ya da tümünün var olması, migren olma olasılığın %9398 oranında olması anlamına gelir. Klasik bir migren atağının günler veya saatler önce başlayan sıkıntı, odaklanma güçlüğü, sık sık idrara çıkma, ödem, bazı besinleri çok isteme şeklinde bir öncü belirtisi vardır. Bunu, şiddetli migren ağrı atağı izler ve bu atak geçtikten sonrada hastalarda atak sonrası dediğimiz aynı atak öncesindeki dönem gibi kendini yorgun, halsiz, ‘paçavra gibi’ hissettiği bir dönem görülebilir. Aura ile ilerleyen migrenlerde beyin damar hastalıkları ile kalp damar hastalıkları riskinin fazla olduğu görülmektedir. Migren genetik bir ağrı hastalığı olduğu için sistemik bir takım özellikleri de bünyesinde barındırır. Bu nedenle migren hastalarında kalp damar hastalıkları, mide hastalıkları, astım ve psikiyatrik hastalıklar daha sık görülür. İkinci büyük ağrı türünü, gerilim tipi baş ağrısı oluşturur ve toplumda en sık görülen baş ağrısı türü olarak karşımıza çıkar. Ağrı, genellikle başın ön ve arka kısmında çember gibi bir özellik taşır. Gerilim tipi baş ağrısı künt, sıkıştırıcı, hafiforta şiddettedir; günlük işleri etkilemez; bulantı ve kusma nadiren görülür; ışıktan ve sesten rahatsızlık duyulmaz. Gerilim tipi baş ağrısının nedenleri: “Gerilim tipi baş ağrılarının sebepleri vücudu fiziksel ya da ruhsal olarak geren etkenlerdir. Ağrı kesicilerden çok yararlanmaz, altta yatan stresin tedavisi uygun tedavi yoludur. Demet tipi baş ağrıları özellikle erkeklerde sık olarak görülen; göz çevresinden başlayan, çok şiddetli, bir saat kadar sürebilen, o taraftaki gözde kızarma, yaşarma, akma ile giden ağrı ataklarıdır. Demet özelliği yılın belirli aylarında ya da mevsimlerinde yoğunlaşmalar şeklindedir.” Sıklıkla görülen birincil baş ağrısı türleri şu şekildedir: Primer saplanıcı baş ağrısı: Sıklıkla migren ve küme Bülent Kahyaoğlu baş ağrısı olan kişilerde görülür. Anlık bakma, saplanma şeklinde gün içinde tek veya birden fazla ağrılar olur. Sıklıkla göz çevresi ve şakak bölgesinde görülür. Primer cinsel ilişki baş ağrısı: Orgazm öncesi ya da orgazm sırasında ortaya çıkabilir. Orgazm sırasında ortaya çıkan ağrı ani şiddetli patlayıcı özelliktedir. Orgazm öncesinde de şiddeti giderek artan ağrı şeklinde, 1 dakika ile 3 saat kadar sürebilir. İlk olarak karşılaşıldığı zaman beyin zarı kanaması ya da damar yırtılması düşünülmelidir. Hipnik baş ağrısı: 50 yaş üzerinde yalnızca uykuda, hastayı uykudan uyandıran bir baş ağrısıdır. Yaygın ya da tek taraflı olabilir. Hafiforta şiddetlidir. Künt karekterlidir. 1560 dakika sürebilir. Ayda 15 veya daha sık görülebilir. 50 yaş üstünde görülen tüm baş ağrılarında olduğu gibi altta yatan ikincil nedenlerin düşünülmemesi gerekir. . Primer öksürük baş ağrısı: Öksürme ve ıkınma ile ilişkilidir. Aniden başlar, saniyeler bazen de 30 dakika sürebilir. Genellikle iki yanlıdır ve 40 yaş üzerinde sık görülür. Gençlerde ve ağrının uzun süreli olduğu kişilerde arka çukur ve arka çukur bileşke patolojileri araştırılmalıdır. Primer egzersiz baş ağrısı: Fiziksel aktivite sırasında ya da sonrasında ortaya çıkar. Zonklayıcı özelliktedir. Dakikalar bazen uzun saatler sürebilir. Kolaylaştıran ana faktörler ortamın sıcak olması ile yüksek irtifa olmasıdır. İlk kez karşılaşıldığında beyin zarı kanamaları ile beyin damarlarının yırtılması araştırılmalıdır. Madde kullanımına ve bırakılmasına bağlı baş ağrısı: Bu, bütün baş ağrılı hastalarda görebilecek, hastanın düşebileceği ana tuzaklardan biridir. Baş ağrısı sebebi ile ağrı kesiciler ya da özel baş ağrısı ilaçlarının çok uzun süre düzenli olarak ve giderek artan miktarda alan hastalarda ortaya çıkar. Bu, yaklaşık 3 ay ya da daha uzun sure hem Triptan benzeri, hem basit ağrı kesiciler, hem de Ergotamin benzeri ilaçların ayda 15 gün ya da daha fazla kullanılmasıyla kronik bir baş ağrısının ortaya çıkması şeklindedir. Hastaların bu konuda mutlaka uyarılmaları, koruyucu tedavi ile kontrol altına alınarak ağrı kesici ilaç kullanma sıklığının azaltılması gerekir. Bazen bu durum göründüğü kadar kolay olmayabilir. Bu nedenle hastaların bir süre hastaneye yatırılıp uygun tedavi planlarının uygulanması gerekir. Gerilim Tipi Baş Ağrısı Hastanın öyküsünün ve muayenesinin ikincil baş ağrısı düşündürmediği durumlarda, birincil baş ağrıları göz önüne alınması gerekir. Birincil baş ağrıları tüm baş ağrılarının % 9095’ini oluşturur. Birincil bağ ağrısının en tipik örneği ve sık bilineni migrendir. “Migrenin dışında gerilim tipi baş ağrısı, küme tipi baş ağrısı ve diğer trigeminooftalmik baş ağrıları birincil baş ağrılarının için CBT 1309/17 20 Nisan 2012 Birincil Baş Ağrısının En Çok Bilinen Örneği: Migren