24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Edebiyat Tarihi Açısından Mehmet Fuat Köprülü Edebiyat tarihi, edebi eser ve şahsiyetleri kronolojik ve sistematik olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Dünya ve Avrupa edebiyat tarihi gibi çok geniş coğrafya alanlarını ihtiva eden nadir örneklere karşılık daha ziyade milletlerin (Türk edebiyatı tarihi), belirli devirlerin (XIX. asır Türk edebiyatı tarihi), hatta edebi akımların (Türk teceddüd edebiyatı tarihi) ve türlerin (Türk tiyatro edebiyatı tarihi) tarihleri daha yaygındır (Okay, 1994: 403405). Yrd. Doç. Dr. Hacer Gülşen (İstanbul Kültür Üniversitesi) tarihinin yüksekliği, tek yaşayan tarih şubesi olmasından kaynaklanır. Ona göre, büyük edebiyat tarihçilerinin bir milletin edebiyatını incelerken onun asıl tarihini yazdıkları iddiasına kalkışmalarına başlıca sebep budur. Sözlerine şöyle devam eder: “Mademki bir milletin dehasını en iyi temsil edebilenler sanatkârlardır, o halde birer sanat zirvesi sayılabilecek şaheserleri inceleyen tarihçiyılında son şeklini alarak yayımlanır.“Türk Edebiyatı Talerin bu iddiası kuvvetsiz değildir. rihi” adlı eserinde de, edebiyat tarihinin, “umumiyetle ta” Köprülüzade Mehmet Fuat, milli dehayı temsil ederihin daha açık ifade ile medeniyet tarihinin en mühim bilecek eserleri şaheser olarak görür. Köprülü’nün, oluşbir kısmı” olduğunu tekrarlar. Ona göre, edebiyat tarihi, “Meturduğu usule göre, edebiyat tarihimizi tetkik ettiği: “Türk deniyet tarihinin, yahut umumî ve yaygın manasıyla TariEdebiyatı Tarihi” adlı eseri halen önemini koruyan ilmi ve hin çerçevesi içinde tetkik olunmalıdır.” Filoloji ve Tarih akademik hüviyette ilk edebiyat tarihidir. Mehmet Fuat Köpilimlerine dayanmadan bir edebiyat tarihi meydana gelemez. rülü’nün bu çalışması, döneminde büyük ses getirmiştir. Bu Şair ve mütefekkirin hal tercümelerini sıralayan bir edebieserle ilgili değerlendirmelerden de kısaca bahsetmek yerinde yat tarihi ise bu isme layık olamaz. Sadece “Türk Edebiyaolacaktır. Bu isimlerden ilki Necip Asım, Köprülüzade Mehtı Tarihi” adlı eseriyle değil, aynı zamet Fuat’ın “Türk Edebiyatı Tarihi” manda meşhur “Türk Edebiyatı Tariadlı eserinin umumi Türk edebiyatı tahinde Usul” (Bilgi Mecmuası, 1913), rihi için bir el kitabı mahiyetinde ola“Türk Edebiyatının Menşei” (Millî cağını düşünür. Tetebbular Mecmuası, 1916) adlı Bu mühim eserin ilk cüzünün çıktımakaleleriyle ve “Türk Edebiyatında ğını, ikincisinin de matbaaya verildiğiİlk Mutasavvıflar” (1919) adlı moni müjdeler. Necip Asım’ın şu sözleri nografisiyle, dönemi için ilk ve önemKöprülüzade Mehmet Fuat ve “Türk li çalışmalara imza atan Köprülü’nün Edebiyatı Tarihi” adlı eseri için hissetyazıları, bu konudaki düşünceleri ve tiklerini de yansıtır: tartışmaları elbette önem taşımakta“Yukarıda arz ettiğimiz gibi Türk dır. edebiyatı ve tarihi hakkında hemen bir Köprülüzade Mehmet Fuat, edefikir sahibi bile olmadığımız bir zamanbi eser, edebiyat tarihi ve edebiyat tada bu bahsi tâ esastan tutturarak, her merihçisi hakkındaki düşüncelerini muhseleyi ayrıca tahlil eden bir terkip vücutelif makalelerinde de açıklar. Örne Mehmet Fuat Köprülü da getirmek her yeninin kârı olmadığını ğin, edebiyat tarihi alanında bir eseitiraf etmeliyiz. rin kalıcı olma şartları üzerinde durur. Edebiyat tarihi an“ Necip Asım’a göre bir taraftan böyle edebiyat kürsülayışına göre, bir edebi eserin yaşayıp rağbet kazanması o devsü “feyzler” göstermekte iken diğer taraftan da Türk lisanı rin ve halkının eğilimlerine, zevklerine, kaynak olmasından tarihi ve umumi Türk tarihi kürsüleri de hazırlayabildiği eserileri gelmektedir. Bir devrin ortak eğilimlerini kendinde topleri ortaya atabilme imkânına nail olur. Bu geniş sahada çalamayan bir eser ne kadar kıymetli olursa olsun, sosyal bir lışmak için birçok insan yetişirse ancak o zaman millî mefetki yaratamayacağı için tarihi kıymetten de mahrum dekure büyük bir olgunlukla kendisini gösterir. Necip Asım, mektir. Köprülüzade Mehmet Fuat, edebiyat tarihçisinin her“muhterem bir dostu” olarak gördüğü Köprülüzâde Mehmet hangi bir sanatkâr hakkında kendi şahsi hükmünü veren bir Fuat’ın eserinden dolayı onu tebrik ederek sözlerine son veadam olmadığını düşünür. rir. Ona göre, edebiyat tarihçisi incelediği sanatkârın çeşitli Yakup Kadri de, “Türk Edebiyatı Tarihi” adlı eseri, (“bu asırlar tarafından ne gibi değerlendirmelere uğradığını, eseeseri yazan, “genç ve güzîde müderrisin” bu ifadeden Yarinin ne derece başarı kazanabildiğini, etkilerinin derecekup Kadri’nin, Köprülüzâde’yi takdir ettiğini de anlamaksini bütün sebepleri ve sonuçlarıyla anlamaya çalışan kişitayız ), Bilgi mecmuasında edebiyat tarihine dair yazdığı bir dir. Her milletin edebiyat tarihinde daima görülen bir olay mukaddemenin, (bu yazı “Türk Edebiyatı Tarihinde Usul” üzerinde durur yazarımız. Bu da zamanında büyük bir sanatçı adlı yazısıdır) devamı sayabileceğimizi söyler. Yakup Kadolarak kabul edilen bir sanatkârın, ilerleyen devirlerde unuri’ye göre “Türk Edebiyatı Tarihi” başlı başına bir eser oltulabilir olması, ya da hayatında hiçbir önem kazanamayan mayıp uzun bir inceleme ve araştırma silsilesinin bir halkasını diğer bir şairin, ileride büyük bir üstat olarak görülebilirlioluşturmaktadır. ğidir. Yazarımız şunları söyler: “Mehmet Fuat Bey bundan evKöprülüzade Mehmet Fuat, şahsi hükümlerle edebiyat velki kitabında, bize Türk edebiyatının menşelerinden bahtarihi yapılamayacağını her devirde yazılmış tezkireleri önem setmişti; şimdi de bu edebiyatın İslam edebiyatının tesiri alve dikkatle incelemek gerektiğini sözlerine ekler. Bir baştında nasıl bir istihâleye uğradığını afâkî ve nâfiz bir ilmî usul ka yazısında da, edebiyat tarihçilerinin kendi çalışma alanile şerh ve izâh ediyor. Bu kitap müellifin diğer eserleri gilarına daima biraz fazla önem verdiklerini ifade eder. Edebi her türlü şahsî mütalâalardan, hususi noktai nazarlardan, biyat tarihçilerine göre, bir milletin ruhunu bütün çıplakleh veya aleyhte verilmiş hükümlerden tamamıyle ârî ve adelığıyla gösterebilen en canlı belgeler, edebi eserlerdir. Bir iskeletten farkı olmayan siyasî tarihlere karşı sanat ve edebiyat Yazının devamı 15. sayfada T CBT 1309/ 13 20 Nisan 2012 ürk edebiyatında çok erken dönemlerde (XV. yüzyıl) Fars edebiyatının etkisiyle başlayan tezkireciliği saymazsak, modern anlamda edebiyat tarihi XIX. yüzyılın ikinci yarısında özellikle Fransızların etkisiyle başlar ve gelişir. Yine edebiyat tarihi çerçevesinde düşünülebilecek olan tezkireciliğin devam etmesinin yanında, Ziya Paşa, Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem gibi şahsiyetlerin geçmiş ve dönemlerinin edebiyat ile ilgili yazı ve kitaplarını, müstakil monografileri (İsmail Hakkı’nın, Ahmet Midhat Efendi, Recâizâde Mahmut Ekrem, Cevdet Paşa ve Şemsettin Sami monografilerini )1 göz ardı etmememiz gerekir. Edebiyat tarihi adını taşıyan ilk eser, Abdülhalim Memduh’un “Tarihi Edebiyatı Osmâniye”sidir. (1889) Şahabettin Süleyman’ın “Tarihi Edebiyatı Osmâniye”si (1912), Faik Reşad’ın “Tarihi Edebiyatı Osmâniye”si (taş bs. 1328 / 1912, 1923) unutulmayacak eserlerdir. M. Fuat Köprülü’nün Darülfünun’da okutulan “Türk Tarihi Edebiyatı Dersleri” (taş bs. 1329 / 1914) ve “Türk Edebiyatı Tarihi” (1926) adlı eserleri de önemli eserlerdir. Türkiye’de edebiyat tarihinin ve Türkolojinin kurucusu olan Köprülüzade Mehmet Fuat, Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak ele alır ve onu sistemleştirir. Daha 1913’de neşrettiği “Türk Edebiyatı Tarihi’nde Usul” adlı makalesinde edebiyat tarihini, medeniyet tarihinin parçası olarak gördüğünü açıklamıştır. İlk baskısı 1919 tarihinde yapılan monografik bir çalışma olan “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar” adlı eserinde Mehmet Fuat Köprülü, edebiyat tarihi hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle açıklığa kavuşturur: “Edebiyat tarihimiz hakkında şimdiye kadar Doğu’da ve Batı’da yazılmış pek az umumî eserler ve monografiler ekseriyetle ilmî bir kıymetten mahrum olduğu gibi, Türk edebiyatının umumî gelişme meselesi de ilim âlemi için henüz hallolunamamış bir muammâdır; esasen, Hammer’den Gibb’e ve eski tezkirecilerimizden bugünkü bazı nadir âlimlere kadar, hiç kimse, Asya içerilerinden Akdeniz kıyılarına kadar bütün Türk milletinin en az on üç on dört asırlık edebî tekâmülünü bir bütün şeklinde mütâlea ve tetkik lazım geldiğini, esefle söyleyelim ki anlayamamıştır. Muhtelif Türk şubelerini birbirleriyle alakası olmayan ayrı milletler sayarak aralarındaki bağ ve münasebetleri anlamayan, umumî Türk tarihini bir bütün şeklinde mütalaaya ihtiyaç görmeyen tetkikçilerinin elinde, dünya tarihinin bu mühim parçası ebediyen bir muammâ şeklinde kalacaktı. Bereket versin şu son altı yedi senedir memleketimizde mütevâzıâne bir şekilde başlayan tarih araştırmaları, müsteşrıkların şimdiye kadar bağlı kaldıkları bu görüş tarzının yanlışlığını meydana koyarak, geçmişin tetkik ve yaşatılması için nasıl bir yol tutulması lazım geldiğini meydana çıkardı.” Köprülü, 1920 ve 1921 tarihlerinde iki fasikül halinde “Türk Edebiyatı Tarihi”ni yayımlamaya başlar. Eser, 1926
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle