24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Astrologlar ne yapar? Prof. Dr. Osman Demircan Osmanlı’da Sosyalizm, Türkçülük ve İttihatcılık Rasim Haşmet Bey / İ. Arda OdabaşıKaynak Yayınları Bu kitap ilk sosyalist aydınlarımızdan olmasına karşın neredeyse hiç tanınmayan Rasim Haşmet Bey’i eksen alarak II Meşrutiyet döneminde Sosyalizm, Türkçülük ve İttihatçılık arasındaki ilişkileri inceliyor. İlk Türk sosyalistlerinin 19081909’da Selanik’te ortaya çıkışları, bu sosyalist çevrenin Türkçüleştirme süreci, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu ile ilişkileri ve tarihimizdeki ilk Dönmelik (Sabataycılık) tartışmasının Rasim Haşmet tarafından başlatılışı ,ele alınan konular arasında. Osmanlı sosyalizmine dair, bugüne dek bilinmeyen pek çok yeni bulgu, ilk kez bu eserde gün ışığına çıkarılıyor. Ö yle bir meslek düşünün ki saygın olsun, meşru olsun, işadamları, millet vekilleri bile yararlansın bu meslek sahiplerinden ve bu meslek sahipleri geçim paralarını bilime ters düşen yanlış bilgilerle, yalandolan boş laflarla, sahtekârlıkla, dolandırıcılıkla, insanları aldatarak kazansın ama rağbet görsünler, el üstünde tutulsunlar. Gazeteler, dergiler sayfa sayfa yer ayıracak bu meslek sahiplerine, televizyonlarda kanal kanal dolaşacaklar, her gün her akşam bir TV programında yorum yapacaklar. Bu ülkede bilim geliştikçe onların da sayıları ve gördükleri rağbet artacak. Var mı böyle bir şey? Hem de Türkiye gibi komşularına örnek olacak bir Müslüman ülkede böyle bir meslek olabilir mi? Hiç şaşırmayın böyle bir meslek var. Adı da Astroloji yani başka bir deyişle “astronomi şamanlığı”. Bakın Selahattin Duman geçen günkü yazısında ne diyor bu astronomi şamanları için “İş falcılara düşerse don da ayağa düşer...”. Yazının devamını okuyun lütfen: Yazarlık ‘ağız eskitme’ işinin hokkalısıdır.. Dividin ucu, dilinin ucu sayılır.. Yaz, çiz, dur.. Yine uzayıp kısalmaz, eşek kuyruğu sayılırsın... Olacakları söylemek de falcılık sayıldığından tepedeki başlığın tarifine biz de gireriz... Adına ‘astrolog’ dediğimiz modern dünyanın şamanları iş başında… Miladi takvimin aralık ve ocak ayları, Hicri takvimin Recep, Şaban, Ramazan diye bildiğimiz mübarek aylarına denk düşer.. Eskiden medrese öğrencisi mollalar, bu aylar geldi mi “imamsız köyleri” hedefleyip “cer”e çıkarlardı… Hatta üç dua ezberleyip, başına sarığı temsilen bir çaput saran için de bu aylar ekmek kazanmanın yoluydu… “Cer toplama” dedikleri de zaten o... Bulacaksın imamsız köyü.. İleri gelenleri ile pazarlık yapacaksın... Ayda iki çuval un, biraz yağ, şu kadar kavurma, şu kadar da harçlık diye.. Anlaştıktan sonra Ramazan ayı boyunca köylünün başında durup, onlara namazını kıldıracaksın… Eski yılın sonu. Yeni yılın başı... Aralık ve ocak... Bunlar da astroloji şamanlarının “cer toplama” ayları.. Lakin köylü milleti bu aylar gelip çattığında “astronomi şamanı” talep etmiyor… O yüzden şamanlarımız gazeteler, dergiler, hatta televizyonlar arasında dolanıp cere çıkıyorlar… Topladıkları cer de nakit para.. Temsil bizim Vatan gazetesi... Okurun kafasını belletmek için tuttuğu astroloğun mesaisine karşılık “Al sana iki şinik buğday, dört kıyye tereyağı, iki kıyye bal...” diye ödemiyor.. Maaş veriyor… Cumhuriyetimizin imamları gibi cümlesi maaşlı... O yüzden ne derlerse dinlemek zorundayız… Bu iş kolunun tarifini kendi literatürüme “devrin şarlatanlığı” diye eklemiş, çok yakın akrabalarım, dostlarım dâhil müşterilerini de “devrin alıkları” ilan etmiştim… Ettiğimle kaldım… Baktım ki pozitif bilimin egemen olduğu bu çağda, bilim gelişip daha da ileri gittikçe bunların müşterisi azalmıyor, tersine artıyor.. Bilim ne kadar pozitifleşiyorsa, insanın ahmaklığı onun üç beş katı artıyor.. Yeni tanıştıkları birini tartmaya çalışanların akıllarına gelen ilk soru “burcu ne acaba?” oluyor… Bu soruya ne zaman kulak misafiri olsam içimden “Davar burcu, senin gibi...” veya “Öküz burcu...” cevaplarını sessizce geçiriyorum.. Babamdan tembihliyim çünkü.. “Görünüşü insan, tabiatı öküz..”. “Burcunuz nedir?” diye başlayanlara içimden saydırıyorum.. Bunların sayısı arttıkça aralarında bir çeşit “mesleki (!) dayanışma” peydah oldu.. Artık, arkanda güvendiğin biri olmadan uluorta “astroloji bilim değildir..” diyemiyorsun.. Tıpkı “mastürbasyon olimpik bir spor değildir..” diyemediğin gibi.. Nasıl diyeceksin ki? Yılı on iki aya bölüp, her birini Güneş Sistemi’ndeki bir gezegene bağlayacaksın... Her birine birer isim verip, bunlar da burçtur diyeceksin... Kendi yarattığın burçlara karakter özellikleri yükleyip, her birinden bağımsız birer format yaratacaksın.. Sonra kişiyi doğum tarihine göre kategorize edip soktuğun burcun formatına göre yorumlayacaksın... Bu kafanın hesabıyla dünya nüfusunu, yedi buçuk milyar insanı böl on iki burca… Her biri “altı yüz yirmi beş” milyonluk aynı özellikte on iki çeşit insan.. On üçüncü özellik veya daha fazlası yok… Meydan… astrolojinin (yıldız falcılığının) bilim olduğunu iddia edenlere kaldı… Bunların çoğu kadındır... O çoğunluğun da büyük kısmı ev kadınıdır… “Bilim” kavramından cümlesinin haberi yoktur.. Şu arada biri çıkar da “Benim fakülte diplomam var..” deyip bilim, ilim gördüğünü iddia ederse anlayın ki en budalaları da odur… Allah bunların müşterilerine yeni yılda akıl fikir ihsan etsin, temennisiyle noktayı koyalım... Anlamayan varsa, onlar için de özel olarak hazırlayıp yılın son iki gününe bıraktığım astroloji takvimini okusunlar… Tam da zekâlarının hak ettiği performanstır..”. ??? Evet Selahattin Duman böyle diyor bu meslek sahipleri için. Yazı çok anlamlı olduğu için kesemedim, biraz kısaltarak olduğu gibi koydum. Tekrar okunsun istedim. Cumhuriyet Türkiyesinde böyle mesleklerin olduğu da hatta bu meslek sahiplerinin bu toplumda Cumhuriyet savcıları tarafından korundukları da bilinsin istedim. İnovatif Girişimciler / Şirin Elçi SAGE Yayıncılık Bugün dünyanın inovatif girişimcilere her şeyden ve her zaman olduğundan daha çok ihtiyacı var. Dünyanın, insanoğlunun, ülkesinin, halkının sorunlarını kendi sorunu bilen ve bunları çözmek için yılmadan çabalayan, her türlü zorluk, imkânsızlık ve sıkıntıya rağmen büyük işler başaran girişimciler bunlar. Daha fazla inovatif girişimci yetiştirebilmek için daha fazla çaba gerek. Bunun için de girişimcinin kendisinden yakın çevresine, devlet kurumlarından toplumun tüm kesimlerine kadar herkeze rol düşüyor. Bu kitaptaki öyküler, Endonezya’dan Amerika’ya, Afganistan’dan Malezya’ya dünyanın farklı ülkelerinden inovatif girişimcilere ait. Her birinin öyküsünde hepimiz için çok şey var. Dünya Onlarla Değişecek Ankara Barosu Dergisi Derginin bu sayısında Türkiye Cumhuriyeti yarğı sisteminin temel sorunu hakim ve savcı niteliği ve bu hususta eklektik bir çözüm önerisi isimli makale Yardımcı Doç. Dr. Serhat Sinan Kocaoğlu imzasını taşıyor. Türk ceza hukukunda cezaların içtimai kurumunun düzenlenmesi gerektiği üzerine Yard. Doç. Dr. Fatma Karataş Doğan, İlaçta zorunlu patent lisansı Başak Bak, Osmanlı’dan günümüze vatandaşlık anlayışı Av. Ezgi Güzel Polat, Vergi mahkemelerinde ‘Vekalet ücreti’ özelinde yaşanan bazı tartışmalı uygulamalar Av. Hasan Oral, AİHM Büyük Daire Bayattan/Ermenistan Davası Arş. Gör. Nadire Özdemir. trolojinin zararlarının kanıtıdır. “Amerikalı sihirbaz James Randi, Flim Flam adlı kitabında henüz genç bir delikanlı iken bir Montreal gazetesinde kısa süreliğine astroloji işi bulduğunu ve Zoran takma adıyla horoskoplar yaptığını anlatıyor. Kullandığı yöntem, eski astroloji magazinlerinden kesip aldığı öngörüleri bir şapka içinde karıştırıyor ve öngörüleri 12 zodyak işaretine gelişigüzel dağıtıyor ve sonuçları yayınlıyor. Bu yöntem kuşkusuz çok başarılı oluyor. Çünkü astroloji, ‘Barnum ilkesi’ temelinde anlaşılmaz ve genel şeyler söyler ve okurlar da bunların kendilerine uygun olduğunu düşünür. Randi kitabında, bir kahvede oturmuş içeceğini yudumlarken iki kişinin gazetedeki Zoran sütununu büyük bir merakla taradıklarını duyduğundan söz ediyor. ‘Bu kişiler geleceklerinin çok iyi bir biçimde öngörüldüğünü okuduklarında zevkle çığlık attılar. Kendilerine ne olduğunu sorduğumda bana Zoran’ın geçen hafta doğru öngörüde bulunduğunu söylediler. Ben onlara kendimi Zoran olarak tanıtmadım… Benim köşeme gelen mektuptaki izlenimleri de oldukça ilginç ti. Bu deneyimlerden sonra birçok kişinin, gizemli gücü olduğuna inandıkları yetkelerin (otoritelerin) ne söylerse söylesin, söylediklerine inandıklarına ve mantıklı bulduklarına tanık oldum. Tam bu noktada Zoran makasını ve şapkasını bıraktı ve işi terk etti’. “Randi makasını bırakarak ahlaki açıdan doğru bir şey yaptı. Ciddi gazeteler ün yapmış astrologlara bu saçma düşünceleri açıklama olanağı vermemeli. Astroloji ne eğlenceli ne de zararsızdır. Gerçeğin düşmanı olan astrolojiye karşı ciddi olarak savaşmalıyız. Ülkemizde Ticari Betimleme Yasası (Trade Description Act) var. Bu yasa bizi ürünlerin niteliğine iliş Kaynak: http://maddox.xmission.com CBT 1295/15 13 Ocak 2012 kin yanlış iddialardan korur. Bu yasaya basit, bilimsel bir gerçeğin savunulması için henüz başvurulmadı. Niçin başvurmayalım ki? Astrologlar sınamaya açık öngörülerde bulunuyor. Geleceği öngördükleri iddiasındalar, kişilerin önemli kararlar almasında onlara profesyonel salıklarda bulunuyorlar ve bunun için para alıyorlar. “Hamilelik üzerine kanıtlanabilir en küçük bir etkisi olmayan doğum kontrol hapını pazara süren ilaç firması, Ticari Betimleme Yasası gereği kovuşturuldu ve ilacın önleyici etkisine güvenerek kullanan ancak hamile kalan müşteriler tarafından mahkemeye verildi. Eğer yanlış astrolojik tavsiyeler alan müşteriler, örneğin felaketle sonuçlanan iş kararlarına neden olan tavsiyeler nedeniyle astrologları mahkemeye veremeyecekse, niçin en azından yanıltıcı yönlendirme nedeniyle Ticari Betimleme Yasası ile yaptıkları işten men edilmesinler? Aslında profesyonel astrologlar sahtekarlık nedeniyle niçin hapse atılmıyorlar?”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle