17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İKTİSAT PENCEREMDEN Oktay Yenal [email protected] Bizim basının, hatta medyanın, ve dolayısıyla oy verenlerin ve oy alanların tartıştıkları konuların, iç dedikolardan ileri gidemediğinin bilmem farkında mısınız? Çoğumuzun dünya olayları, hatta bizim geleceğimiz hakkındaki davranışımızın “Bu gün iyi ya, ne alâ! Geleceğe Allah kerim”den ibaret olduğunu hiç düşündünüz mü? Oysa insan dış basına bakınca dünyanın bir çok uzun süreli sorunu olduğunun da farkına varıyor. Bu gün aktüel olduğunu sandığım üç örnek vermek istiyorum. Uzun Süreli Sorunlar Birincisi geçen yazımda da söz konusu ettiğimiz iklim değişmesi ve bizim bu süreçdeki rolümüz. Bırakın bizim devlet ya da millet olarak tutumumuzun geliştirilmesini, hiç olmazsa dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikelerden haberdar olmamız gerekmez mi? Amerika gibi bugün en büyük ekonomi olma niteliğini muhafaza eden bir ülke çevre kirlenmesi hakkında ne düşünüyor? Gelen haberler iyi değil. Bir araştırmaya göre iki büyük partiden biri olan Cumhuriyetcilerin başkan adaylarından hiçbiri çevre hakkındaki endişelerin ilmi bir tarafı olduğunu düşünmüyor. Cumhuriyetcilerin adayları Rick Perry ve Mitt Romney’in söylediklerine bakın: Texas gibi bir eyaletin valisi olan Rick Perry, diyor ki: “Ben sanıyorum ki birçok bilim adamı verileri istedikleri gibi ayarlayarak kendi projelerine dolar akışını artırmağa çalışıyorlar. Aslında hemen her hafta, hatta her gün ortaya çıkan ve çevre ve iklim değişmesinin insan davranışı ile ilgili olmadığını iddia eden ilim adamları görüyoruz.” Bu gerçeğin tam tersi. Paul Krugman’a göre Ulusal Bilim Akademisine göre ilim adamlarının yüzde 98’i insan faktörünün giderek artan derecede iklim değişikliğini doğurduğuna ve bunun giderek daha acil bir sorun olacağına inanıyorlar. Başka bir önemli Cumhuriyetçi aday, eski Massachusetts valisi olan ve insan faktörünün iklim değişmesinde amil olduğuna bir zamanlar inanan Mitt Romney bile son zamanlarda “doğrusu bilmem ki, insan faktörünün önemi ne kadar?” diye kıvırtmağa başladı. Sebebi de basit: Çünkü Iowa eyaletinde bile oy verenlerin % 79’u dünya ikliminin değiştiğine inanmıyor. İkinci örnek Avrupa Birliği konusunda. Biz hâlâ Avrupa Birliği peşinde koşarken, Avrupa Birliği sıkıntılar içinde. Avrupa büyürken herşeyin tıkırında olduğunu sanan Avrupa devletleri panik içindeler. Yunanistan sürünüyor, Ve yine aynı şekilde Avrupa Birliği’ne girmenin ülkemize ne getirip ne götüreceği konusunda derin araştırmalar görmüyoruz. Yunanistan sürünüyor, İzlanda, Irlanda, Portekiz, Ispanya, hatta Italya pamuk ipliği ile bağlı iktisadi bunalıma. Birçok ülkede Avro para sisteminden çıkmanın faydaları konuşuluyor. B. Almanya’da ise bütün bu bu yükü Almanya’nın taşıyıp taşıyamayacağı tartışma konusu. Bizim bunlardan haberimiz var mı? Üçüncü örneği son günlerde medyada çok ortaya çıkan ve siyasal bir şova dönüştürülen Somali’ye yardım konusunda yazılanlardan verelim. Bir yandan milyonlar toplanırken bizim medyada bu yardımların neye yarıyacağı konusunda ciddi uzun süreli bir tahlile rastladınız mı? Oysa ülkemizde de bilinen Sınırsız Doktorlar Grubu’nun başkanı, geçen gün verdiği bir beyanatta “Yardım teşkilatlarının Somali’deki açlığın kolayca ortadan kalkmayacağını söylemeleri ve en zor durumdakilere yardım etmenin mümkün olmadığını kabul etmeleri lazım,” diyor. Siz ise bayram heyecanı içinde sadaka vermeğe razı milyonların, hatta bunu siyasal fırsat veren politikacıların durumunun incelendiğine rastladınız mı? Günü gün etmek iyi de bir az da olsa geleceği düşünmek de gerekmez mi? Hakkı Ögelman 1940 İstanbul doğumlu idi. Eğitimini Robert Kolej ve DePauw Üniversitesinde tamamladıktan sonra fizik doktorasını 1966 da Cornell Üniversitesinden aldı. Astrofizikçi Hakkı Ögelman’ı kaybettik Sevgili dostumuz, insan gibi insan, hep heyecanlı, parlak fikirlerle dolu astrofizikçi Hakkı Ögelman 4 Eylül 2011 tarihinde aramızdan ayrıldı. Ali Alpar ASA Goddard Space Flight Center da ve Avustralya da Sydney Üiversitesinde çalıştı. 1969da de Türkiye’ye ODTÜ ye döndü. 1970 de Fizik Bölümü Başkanı olarak sorumluluk üstlendi. İyi bir deneysel fizikçi zeki yaratıcı fikirlerle dolu ve öğrencilerle çok ilgili bir hoca olarak hemen etkili oldu. Hakkı’nın öğrencileriyle birlikte ODTÜ Fizik Bölümü’nün çatısına, Ege Üniversitesi Gözlemevi’ne ve o zamanki Gaziantep ODTÜ kampusuna koyduğu deney aletleri ile süpernovalardan gelen yüksek enerjili ışınımın atmosferde oluşturduğu ışığı izleyerek supernova yakaladıkları çalışma az parayla en öncü düzeyde bilim yapmanın güzel bir örneği idi. İzmir ve Gaziantep de alınan veriler Ankara’ya telsiz ile aktarılırdı. Bu çalışma New Scientist’te haber oldu. Yabancı meslektaşların “yahu ne iyi yaptın da 700 dolarlık aletlerinle neticeyi elde ettin, bizi çok pahalı bir deney yapmaktan kurtardın” dedikleri hâlâ hatırlanır. Sonra ODTÜ’nün meşum Hasan Tan döneminde ODTÜ’de ki görevine son verildi. TÜBİTAK Bilim Kurulundaydı. Hindistan’a Türkiye Hindistan bilimsel işbirliği anlaşmasını imzalamaya gitmişti. ODTÜ’de o sırada bütün bölüm başkanları istifa ettiğinden Hakkı ODTÜ’den izin almadan gitmiş oldu . Bu bahaneyle işine son verdiler. “Hiç unutmuyorum, onu benim araba ile A kapısından kaçak gibi okula sokarken tanıyan bekçiler görmemezlikten gelirdi..”. Danıştay kararı ile geri döndü ve 1977’de Çukurova Üniversitesi’ne geçti. Aynı yaratıcı, pratik yaklaşımını Çukurova’da güneş enerjisi araştırmalarında da ortaya koydu. 1980 darbesi sonrasında eşi Yeter Göksu’nun 1402’lik olması ve bir süre Adana da sıkıyönetimce tutuklanması sonucunda Yeter hapisten çıktığında ikisi de çalışmalarını Almanya’da sürdürdüler. Hakkı, Garching de MaxPlanck Institut für Extraterrestrische Physik de ROSAT Xışınları gözlem uydusuyla çalıştı. Oradaki genç öğrencilere ve meslektaşlarına şevk verdi. Türkiye’deki öğrenci ve meslektaşlarını da bu çalışmalara kattı. Sayesinde şimdi hâlâ Türkiye’de çalışan ve dünyada tanınan bir yüksek enerji astrofiziği grubu var. Hakkı, ODTÜ’de ve Çukurova Üniversitesinde çalıştığı yıllarda asla kendi üniversitem, kendi grubum şovenliği yapmadı. Ben ben demek kişiliğinde yoktu ama marifetiyle, aklıyla gönlüyle hemen bütün Türkiye Fizik ve Astronomi camiasında tanındı ve sevildi. Ulusal Gözlemevi nin bütün astronomi camiamızın heyecanla katıldığı yer arama çalışmalarından TÜBİTAK desteğinin sağlanmasına 150 cm.’lik Rus Türk teleskobunun temininden TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin açılmasına kadar öncü rol oynadı. N YÜKSEK ENERJİ ASTROFİZİĞİ GRUBU VAR CBT 1277/9 9 Eylül 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle