17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk Bilim Kurumları’nda “İleri” Yapılanma Hükümet, ülkemizin bilim kurumlarını da yeniden yapılandırıyor. 27 Ağustos 2011 günü Resmi Gazete’de yayınlanan 451 sayılı KHK ile, TÜBİTAK ve TÜBA’da bundan sonra görev alacak bilim insanlarının seçiminde yeni düzenlemeler yapıldı, bu kurumlarımızın mevcut idari ve bilim kurulları yeniden şekillendirildi. Prof. Dr. Ferhan G. Sağın, Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) Başkanı; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya, [email protected] TÜBİTAK mevzuatında yapılan değişiklik ne getiriyor? TÜBİTAK mevzuatında yapılan değişiklikler kurumun en üst karar organı olan Bilim Kurulu’nu, TÜBİTAK Başkanlığı’nı, yani kurumun temel idari ve karar organlarını içeriyor: Kurumun en üst karar organı olan Bilim Kurulu’nun yapısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde TÜBİTAK Bilim Kurulu’nun belirlediği üye sayısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde TÜBA’nın belirlediği üye sayısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde YÖK’ün belirlediği üye sayısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde TOBB’un belirlediği üye sayısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ nın belirlediği üye sayısı Bilim Kurulu’na yeni üye seçiminde Başbakan’ın yetkisi Bilim Kurulu’na üye seçiminde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın rolü TÜBİTAK Başkanı seçimi olaylar nedeniyle Türk ve uluslararası bilim dünyasında hızlı bir prestij kaybı yaşadı. Kısaca, bilimin itici özgürlüğünden uzaklaşan, politikanın emrine verilerek kurumsal özerkliklerini yitiren kurumlarda 14 üye + TÜBİTAK Başkanı + TÜBİTAK’ın 2 başkan yardımcısı (toplam 17 bilim insanı) 3 İçerik 12 üye + TÜBİTAK Başkanı (toplam 13 bilim insanı) 6 Önce Şimdi 3 1 2 2 3 2 4 Boşalan kontenjanlar için Bilim Kurulu’nun önerdiği üyeler arasından dolaylı seçme hakkı 2’si TÜBİTAK başkan yardımcıları olmak üzere toplam 6 üyeyi doğrudan seçme hakkı Boşalan kontenjanlar için Bilim Kuru lu’nun önerdiği aday isimleri Başbakan’a teklif etme Bilim Kurulu’nun yetkisi kaldırıldı, müşterek kararnami ile atama layacak olan bu dev kurumun yönetimi neredeyse tamamen siyasi iradenin eline verilerek özerkliği bir günde yok ediliyor. Türk ve uluslararası bilim dünyasında saygın bir yer edinmiş ve bu saygınlığını bugüne dek giderek kurumsallaştırmış olan TÜBA’daki değişiklikler ise çok daha çarpıcı… “TÜBA Üye Adaylığı Süreci İlkeleri”, henüz çok yakın bir tarihte (30 Nisan 2010 tarih ve 196 sayılı toplantı) Akademi Konseyi tarafından tartışılıp kabul edilmiş olmasına rağmen Akademi’nin hiç görüşü alınmadan bu kararlar bir kenara atılıyor, üye sayısı birden iki misline çıkarılıyor. Üyelerin seçimi sadece bilimsel liyakatla hareket eden Genel Kurul’dan alınarak hangi kriterlerle seçim yapacağı tahmin edilebilecek olan Bakanlar Kurulu’na ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bırakılıyor. TÜBA Başkanı’nın seçimi de Genel Kurul’un elinden alınarak Türkiye’nin en yetkin bilim insanlarına “siz Başkanı’nızı seçemezsiniz” mesajı veriliyor. Eylül 1993’te, 497 Sayılı KHK ile kurulan ve yasası gereği bilimsel, idari ve mali özerkliğe sahip ancak Başbakan’a bağlı tüzel kişiliği olan kurum, Haziran 2011’de 635 sayılı KHK ile “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı’na” bağlanmışken, Başkanlık seçiminin de son KHK ile müşterek kararnameye bırakılması siyasi iradenin TÜBA’yı dört koldan çevirmek istediğini açıkça gözler önüne seriyor. Daha da acı olan ise, asli üye olma şartlarına sahip iken yaş haddi nedeniyle asli üyeliğe seçilemeyen ya da TÜBA’ya önceki yıllarda hizmet vermiş ancak yine yaş haddi nedeniyle asli üyelik statüsü sona ermiş olan Şeref Üyeleri’nin durumu… Şeref Üyeleri, önceden Genel Kurul’un doğal üyesi iken, bundan böyle değiller… Halbuki TÜBA’nın kuruluş amaçlarından biri de bilim alanında emeği geçenleri onurlandırmak… Kurumun kuruluş amacını hoyratça çiğneyen bu vefasız değişiklikle de, kurumun can damarlarından biri olan gelenekleri yok ediliyor, kurum hafızası siliniyor. Dünyada benzer kurumlara baktığımızda, son KHK ile yapılan bu değişikliklerin anlamı daha çok gün ışığına çıkıyor, zira dünyanın bilimde ve toplum yaşamında ilerlemiş hiçbir ülkesinde bilime böylesi bir müdahale yok. Bu toplumlarda bilim kendi doğasına bırakılmış, doğası gereği liyakata dayalı olarak bilim kurullarını oluşturuyor ve ülke bilimine öncülük ediyor. Örneğin, 1652 yılında kurulmuş ve doğa bilimlerinde dünyanın en eski akademisi olan Alman Bilimler Akademisi’ne (The German Academy of SciencesLeopoldina) baktığımızda yaklaşık 1300 seçilmiş üyesi olduğunu görüyoruz. Bu üyelerin ¾’ü Almanca konuşan ülkelerden (Almanya, Avusturya, İsviçre), ¼’ü ise diğer ülkelerden…. 2007 yılı itibarıyla, Leopoldina’nın Nobel ödülüne sahip 157 üyesi bulunmakta… Seçime aday olabilmek, ancak bir akademi üyesinin önerisiyle gerçekleşebiliyor, öneri kurumun başkanlığına sunuluyor ve seçim özgür bir ortamda yapılan gizli oylamayla gerçekleşiyor. Doğal sonuç olarak da, Leopoldina üyesi olabilmek bir bilim insanının kazanabileceği en onurlu akademik ünvan… Fransız Bilimler Akademisi (The French Academy of Sciences) de, Fransa’da bilimsel araştırmaları desteklemek ve özendirmek üzere XIV. Louis tarafından 1666’da kurulmuş ve özellikle 17.18. yy’da Avrupa’da bilimsel ortama öncülük etmiş bir kurum… Yapısındaki tüm üyeler, bilimsel çalışmaları nedeniyle ve bilim dünyası tarafından seçilmiş bulunuyor. Amerika’daki Ulusal Bilim Akademisi de (National Academy of Sciences) yapısına her yıl seçimle yeni üyeler katan bir bilim kurumu… Burada da seçim için isimler, ancak bir akademi üyesi tarafından önerilebiliyor ve bu öneride temel alınan tek kriter, araştırma alanında yapılan özgün ve saygın çalışmalar… Öneri süreci tüm bir yıl boyunca ve büyük bir gizlilik esası içinde yürütülüyor ve akademinin her yıl Nisan ayında gerçekleşen genel kurulunda yapılan oylamayla yeni üyeler belirleniyor. Tüm bu ülkelerde, bu saygın bilim kurumlarına siyasi iradenin müdahalesi hiçbir şekilde düşünülemez bir uç noktayken, bazı ülkelerde durum böyle değil… Örneğin, İran’da, İran Kültür Devrimi Konseyi’nin 1987 yılında İran Bilim Akdemisi’nin kurulmasını onayladığını ve akademinin ilk 15 üye DÜNYADA DURUM NASIL? Bilim Kurulu’nun belirlediği iki aday arasından, Başbakan tarafından seçim CBT 1277/ 18 9 Eylül 2011 görülen kan kaybı TÜBİTAK’ta da kendini gösterdi. Varılan noktada son KHK ile, TÜBİTAK’taki bu süreç tamamlanıyor. TÜBİTAK Başkanı, önceki yıllarda sık sık eleştirilen başkanlık süreci nedeniyle değil, bilinmeyen bir nedenle apar topar görevden uzaklaştırılıyor. Yeni başkanın seçiminde Bilim Kurulu’nun Başbakan’a iki aday önerme yetkisi elinden alınıİçerik Önce Sonra yor, seçim tamamen Başba300 üye (150 asil, 150 asosikan’a bırakılıyor. 150 üye (üniversitelerde görev yapan Üye sayısı ye) Yedi yüz milyon liranın üsprofesörlerin % 2’si) tünde proje desteği, 2 milyar liTÜBA BaşkaTÜBA Genel Kurulu tarafından asli üyeler TÜBA Genel Kurulu’nun yetkisi raya yakın özel sektör desteği nı’nın seçimi arasından seçim, onay için Başbakan’a kaldırıldı, müşterek kararname bütçesine sahip bu kurumun gönderme ile atama yönetimi ülkenin bilim ve tekTÜBA Genel KuTÜBA Genel Kurulu yalnızca 100 noloji dünyasında stratejik TÜBA Genel Kurulu rul’unu oluşturaüye seçebilecek, kalan 200 üye önem taşıyor. Esas çarpıcı decak yeni üyelerin ğişiklik ise, Bilim Kurulu’nun yi Bakanlar Kurulu (100 üye) ve seçimi yapısında… Var olan kuruYÖK (100 üye) seçecek lun ve TÜBA’nın, TÜBİTAK TÜBA Genel Kurulu üyeliklerine TÜBA Şeref Üye TÜBA Genel Kurulu’na doğal üyeler Bilim Kurulu’na yeni üye seson veriliyor leri’nin durumu çimindeki yetkileri kısıtlanıyor, buna karşılık siyasi irade tarafından artık iyice şekillenmiş olan BU DEĞİŞİKLİKLER NASIL OKUNMALI? YÖK’ün yetkisi arttırılıyor. Bu da yeterli gelmeyip çiçeği burDünyadaki benzerlerinden epeyce sonra kurulan TÜBİ nunda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na üye seçiminTAK ve TÜBA, mevcut siyasal iktidarın uygulamalarıyla bir de yetki veriliyor. Ayrıca Bilim Kurulu’ndan önerilen yeni üye likte son yıllarda bir yol ayrımına geldi. TÜBİTAK, 2003 son isimlerinin Başbakan’a iletilmesinde, çerçevesi net çizilmemiş rası dönemde siyasetçe şekillendirilen başkanlık seçimi krizi; yeni bir aracı rolü var Bakanlığın… TÜBİTAK Bilim Dergisi’nde Darwin sayısı basımının geri çeKısacası, binlerce araştırmacı personeli ve çalışanıyla ülkilmesi; kurum başkanının ve eşinin yönetim sultası ile son kenin bilim ve teknoloji politikalarını yönlendiren, halkın verolarak Feza Gürsoy Enstitüsü’nün kurum bünyesindeki BİL gileriyle oluşan dev bir bütçeyi yöneten, Türk biliminin geGEM’e bağlanmasının yarattığı tepkiler gibi ibret verici leceğini oluşturacak genç araştırmacıların yetişmesini hazır TÜBA mevzuatında yapılan değişiklik ne getiriyor? TÜBA mevzuatında yapılan değişiklikler, TÜBA’nın üye sayısını, kurumun en üst karar organı olan Genel Kurul ile TÜBA Başkanı’nın seçimini ve Şeref Üyeleri’nin durumunu ilgilendiriyor:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle