02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJ POL T K Baha Kuban Sarıkeçili Pervin Çoban Savran bütün konukseverliğini gösterdi türk ve onun kurduğu cumhuriyet ve ilkelerine sahip çıkan, liderlik özellikleri önde gelen çok değerli bir dost insan. Bizi Konya’nın Taşkent, Hadim, Bozkır yaylalarında konaklayan Sarıkeçililer’e götürdü. Kıl çadırlarında yaşayan göçebelerle onların konuğu olarak birkaç günü birlikte yaşadık. Konukseverliliklerine, dostluklarına hayran kaldık. Göçer yaşantılarının ne denli zor ama bir o kadar da zevkli yönlerini gördük. Sorunlarını, düşüncelerini kendi ağızlarından öğrenmeye çalıştık. Onlarla geçirdiğimiz o güzel birkaç günü yaşamımız boyunca unutabileceğimizi sanmıyorum. Göçer yaşamlarını sürdürebilmeleri için Sarıkeçililer’in devletten, yetkililerden kimi istekleri var. Türkiye nüfusunun her geçen yıl artması, devletin tarım alanlarını genişletme çabası, devletçe yapılan orman dikim çalışmaları Sarıkeçili göçerlerin yaşama alanlarını her geçen gün daraltmakta ve yaşamlarını zorlaştırmaktadır. Kent yaşantısı, zor koşullardaki göçer yaşantısı içindeki özellikle yeni kuşak göçerlerce tercih nedeni olmaktadır. Özetle günümüzün çağdaş yaşam biçimi göçerleri de ister istemez yerleşik düzene geçmeye adeta zorunlu kılmaktadır. Konakladıkları alanlar için yetkililere ödenen kiraların yeniden düzenlenmesi. göç yollarında karşılaştıkları sorunların yetkililerce daha anlayışla karşılanarak çözümlenmesi, keçilerin ormanlara verebilecekleri zararın abartılarak adeta göçerlere bir ceza unsuru olarak kullanılmaması Sarıkeçililer’in masum istekleri arasındadır. şik düzene geçme olasılıklarının ağır bastığını kabul ediyorlar. Her ne kadar buna direnen ve ölümlerine değin bu yaşantıyı sürdürmeye kararlı bir azınlık var olsa da. Yerleşik düzene geçiş için ise devletten istekleri, sürekli ve güvenli bir iş ve barınabilecekleri bir konut. Geçmiş yıllarda devlet Sarıkeçililer’e Karaman’da sarı evler konutlarını yaparak önemsiz bir meblağ karşılığında teslim etmiş. Gezimizde Karaman’daki bu konutları gördük ve halen içinde yaşayan Sarıkeçililerle sohbet ettik. Memnun olanı da olmayanı da var. Burada asıl sorun yerleşik düzende Sarıkeçililer’e sağlanacak güvenli ve yeterli bir iş. Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan, köklerimizden gelen binlerce yıllık göçer geleneğini günümüzün zor koşullarında hâlâ sürdürmeye çalışara, Anadolumuzun yaşayan son göçerleri olan sarıkeçililerin, kent yaşantısından bunalan, birkaç günlüğüne de olsa doğanın kucağında kalmayı düşünen, özellikle büyük kentlerde yaşamlarını sürdüren insanlara, başkanları Pervin Çoban Savran aracılığıyla bir çağrıları var: “Geliniz birkaç gün konuğumuz olun. Asırlar önceki yaşantınıza birkaç gün de olsa dönün, gökyüzünün gündüzleri engin maviliğini, akça bulutlarını, geceleri parıldayan yıldızlarını yeniden görün, sağlıklı bir nefes alın, yaşadığınızın farkına varın...” [email protected] “%100 Temiz Enerji” başlığı altında düzenlenen 68 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul Maltepe’deki Türkan Saylan Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek uluslararası konferansın evsahipliğini Eurosolar Türkiye yapıyor. Fosil Çağına Son Bugün farklı bir telden çalalım. Dünya sisteminin dönemsel krizlerine, etkilerini belki son 2030 yıldır daha iyi anladığımız, çok ciddi bir küresel ekolojik yıkım da eşlik ediyor. Sanayi kapitalizminin son çeyrek yüzyıllık muazzam genişlemesi sonucu, canlı türleri ve her türlü doğal yaşamdan sonra gezegenin iklimi de geri dönülemeyecek biçimde tehdit altında. Uzun bir inkâr ve saptırma döneminden sonra sistemin komuta merkezi olan finans dünyası bile artık ‘iiklim değişikliği ile mücadeleye’ girişti. Bu tarihsel kabulü neye borçluyuz acaba? ‘Böyle gelmiş böyle gider’ teranelerinden sonra şimdi ‘hiçbir şeyin değişmemesi için herşeyi değiştir‘ algısına varan sistem aklı, kuşkusuz hesabını kitabını iyi yapmış olmalı. Gerçekten de artık fosil enerji çağının sonuna yaklaşıyor olabilir miyiz? Fosil enerji çağı deyince insan toplumunun hemen bütün ihtiyaçları için kullandığı enerjinin ezici çoğunluğunun petrol, kömür, doğalgaz gibi birincil kaynaklardan karşılanmasını anlıyoruz. Enerji sistemi gibi büyük teknolojik sistemlerin yerleşimi kadar dönüşümünün de çok uzun dönemlere yayıldığını ve ancak sisteme dışarıdan etki eden siyasi, iktisadi, teknik uyarıcılar aracılığı ile farklı rotalara girebileceğini ‘karbon kilitlenmesi’ kavramını irdelerken tartışmıştık. Kapitalizmin mevcut krizine çözüm olarak ortaya atılan ve sistemik kâr oranları restorasyonunu tümüyle yenilenmiş (dolayısı ile eski yapıyı berhava eden) bir üretimtüketim ekseni üzerinden gerçekleştirecek ‘yeşil restorasyon’ konusuna ileride dönmek üzere, bu yazıda önümüzdeki haftalarda İstanbul’da gerçekleştirilecek bir etkinlikten söz etmek istiyorum. IRENEC 2011 , 68 Ekim 2011 tarihlerinde İstanbul Maltepe’deki Türkan Saylan Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. “%100 Temiz Enerji” başlığı altında düzenlenen bu uluslararası konferansın evsahipliğini Eurosolar Türkiye yapıyor. Eurosolar’ın şöhretli ve unutulmaz kurucusu, yakınlarda kaybettiğimiz Herman Scheer idi. Almanya’nın enerji politikaları alanında bugün yalnız başına gösterebildiği sıra dışı politik kararlılık, hiç kuşku yok ki Herman Scheer ve arkadaşlarının yenilenebilir enerji alanında uzun yıllar boyunca verdikleri mücadeleye çok şey borçludur. Onların katkılarına da buradan bir selam gönderelim. Konferans, enerji tedariğinin %100 ‘ünün fosil yakıt kullanmadan, başta enerjinin etkin kullanımı olmak üzere, yeryüzünün sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılanabileceğini göstermeyi, bu çok çeşitli ve zengin alanı , tüm çeşitliliği ve zenginliği ile yansıtmayı amaçlıyor. Bilindiği gibi , insanlık enerjiyi esas olarak ulaşım, yapılar ve elektrik üretiminde kullanıyor. Konferansın paralel oturumlar şeklinde organize edilen 3 günü; enerji etkin yapı tasarımından, yenilenebilir enerji ve belediyelere, ulaşımda temiz enerji kaynaklarının kullanımından yeni enerji altyapısının ya da akıllı şebekenin özelliklerine kadar pek çok konuda yerli ve yabancı katkı ile gerçekleşiyor. Türkiye’de son yıllarda rüzgâr enerjisinde kaydedilen gelişmelerin ve yaygınlaşan yatırımların, ülkenin bu alandaki bilimsel teknolojik kapasitesini nasıl artırdığı rüzgârla ilgili sunumlardan anlaşılıyor. Güneş enerjisi ve jeotermal enerji kaynakları konferansın enerji tedarik kısmını tamamlıyor. ‘İnşaa edilmiş çevre’ ya da insan yerleşimleri ve enerji ile ilişkileri, uluslarararası konferansın en ağırlıklı konularından biri. Yurtdışından ‘güneş kent ‘ örnekleri ve dünya çapında yerleşimlerin fosil yakıt kullanımına son vermek için verdikleri mücadele, edindikleri deneyimler ve onların dersleri, olasılıkla toplantının en ilginç oturumları . Türkiye’de belediyelerin bu alandaki yakın zamanlı deneyimleri de IRENEC 2011’de yer alıyor. Yıllardır yenilenebilir enerji alanında düzenlenen sayısız toplantıdan farklı olarak IRENEC 2011, yeni enerji teknolojilerinin kamu yararı, toplumsal maliyetler ve geleceğin toplumu bağlamındaki ilişkilerine bakmayı da ihmal etmiyor. IRENEC 2011 ile ilgili bilgiye Konferansın web sayfasından ulaşabilirsiniz. www.irenec2011.com Zaten Sarıkeçililer de çağın gereği, koşulların zorlaması sonucunda yumuşak bir geçiş sürecinde, örneğin beş ya da on yıl gibi bir sürede yerle YERLEŞ K DÜZEN DAYATIYOR CBT 1280/9 30 Eylül 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle