Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör YEN Ürünler İs v i ç r e çakısı na rakip mi? İsviçre çakısına rakip olabilir mi bilmiyoruz ama Guppie oldukça kullanışlı bir aletler topluluğu. Kilitli bir tokayla kemere iliştirilen Guppie, her daim bir şeyleri onarmayı sevenler için her zaman yanlarında taşıyabilecekleri küçük bir alet çantası görevini görüyor. Guppie’nin bir çıkısı, tornavidası, çeşitli penseleri, LED feneri ve bir de şişe açacağı var. Guppie 113 gram ağırlığında. Fiyatı: 40 Dolar. Bilgi için: http://www.crkt.com/Guppie lemcisi var. 2.500 mAH akü uzun kullanım süresi vaat ediyor. Galaxy Note 16 veya 32 GB dahili bellek ve Android 2.3 ile Ekim veya Kasım ayında satışa sunulacak.http://www.androidpolice.com/2011/09/ 01/samsungunveilsthe53inchgalaxynotewitha1280x800superamoleddisplay/ Cerbua’nın Söyledikleri Efendim Türkiye’ye hoş geldiniz: Bu arada halkımızı yakından meşgul eden konular arasında teravih denilen namazın kılınıp kılınmaması konusu veya kanser hastalarının oruç tutup tutmamaları gerektiği pek revaçta. Bu konuda din âlimleri birbirleriyle cansiperane çarpışıyorlar, ama bir netice hâsıl edip etmedikleri belirsiz, zira baş vurabilecekleri nesnel hiçbir şey yok ortada. Yani teravih namazının nafile olup olmadığı belirsiz, ama bunların bu konuda birbirlerini yemeleri belli ki nafile, zira hemen tüm kaynağı somut olmayan her konuda olduğu gibi burada da bir neticeye varmak mümkün değil. Ama netice alınabilecek konular var ortada. Meselâ ülkemiz çölleşiyor mu çölleşmiyor mu? Bunu görmenin yollarından biri de ülkemizde yaşayan hayvan ve bitkilerin zaman içinde değişip değişmediğini izlemek değil midir? Bunun için meselâ sıradan vatandaşımız, bölgesinde yaşayan hayvan ve bitkileri tanısa ne olur? Bunun için ne gerekir? Tabiî ilköğretimde adam gibi bir tabiat bilgisi ve lisede de adam gibi bir biyoloji dersi değil mi? Ama biyoloji evrim falan gibi konuları içerdiğinden bizim yobaz takımı ondan pek haz etmez. En azından gazetelere yazı yazanlar bu konuda biraz mürekkep yalamış olsalar fena mı olur? Hani dünyada neler olup bittiğini bizlere anlayarak nakledebilirler. İşte bu cümleden olmak üzere geçenlerde Mustafa Selçuk isimli bir postacı vatandaşımız, Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinden Gölbağı köyüne giderken garip bir hayvan gördüğünü, bunu yakalayıp incelediğini, bir kutuya koyup fotoğrafını çektiğini ancak daha sonra hayvanı tekrar bulduğu yere bıraktığını Anadolu Ajansı muhabirine anlatmış. Mustafa Bey, öncelikle doğaya karşı bir merakı olduğunu gösteriyor. Sonra, bu merakının kendisini hayvanı incelemeye kadar götürdüğünü görüyoruz. Ama belli ki ona tahsil vermekle yükümlü olan devleti ona karşı olan bu sorumluluğunu yerine getirmemiş. Zira Mustafa Bey, hayvanın ayaklarını kuşa, kulaklarını tavşana, gövdesini de fareye benzetmiş. Son iki benzetme fena değil, ama ayakları kuşa benzetmesi müthiş, zira gördüğü hayvanın arka ayaklarında gerçekten üç parmak vardır (kuşlar genellikle dört parmaklıdır, ama dikkat edilmezse genellikle geriye dönük bir parmak gözden kaçabilir). Mustafa Bey gördüğü hayvanı tanıyamamış ama resmini gösterdiği Anadolu Ajansı muhabiri ve onun raporunu gazetelerine basan gazetecilerimize ne buyurmalı? Mustafa Bey’in fotoğrafında gördükleri hayvan, Mısır ve Orta Doğu’da yaygın olarak bulunan bir çöl kemirgeni olup, adı Arapça «cerbua»dır. Buna «küçük Mısır cerbuası» da denir. Linné sınıflamasındaki adı ise Jaculus jaculus olup hayvancağız daha 1758’de İsveç’te oturan büyük biyolog Linné tarafından bizzat isimlendirilmiştir. Yani elin İsveçlisinin bu hayvandan 1758’de haberi oluyor da, bizim aziz milletimiz 21. yüzyılda gazete denilen paçavralarında bu pek sıradan hayvancağızı «görenleri şaşkına çeviren bir hayvan» olarak betimliyor. Sıradan diyorum zira hani soyu tehlikede olanlar sınıfında falan bile değil bu hayvan. Yani mebzulen mevcut. Eh fevkalâde sıradan bir karst hadisesi olan obruk oluşumunu ikide bir sahifelerinde «kıyamet alâmeti» diye haber yapan kazmalar gazeteci oldukça, garibim cerbua da «görenleri şaşkına çeviren hayvan» oluverir. Aziz ve kıymetli vatandaşım postacı Mustafa Selçuk Bey’in büyüdüğü yerde bir doğa tarihi müzesi olsaydı veya kitapçılarında bir zamanların «Hayvanlar Ansiklopedisi» gibi kitapları bulunsaydı, o da belki cerbuayı tanıyıp geçerdi. Merakı onu bu hayvanı yakından tanımaya teşvik etmiş, ama Mustafa Bey’in başvurabileceği ne bir kütüphanesi, ne bir müzesi ne de bir üniversitesi vardır. Bakalım ve milletçe utanalım: Bu milletin Milli Eğitim Bakanı, küçücük çocuklarımızı anlamadıkları bir dilde metin ezberleten kurslara yollamaya kalkan, üniversiteden yüz kızartıcı bir suçtan kovulmuş bir zattır. Bu milletin ne bir doğa tarihi müzesi, ne adam gibi okulları ne de adam gibi üniversiteleri vardır. Bu millet, din şakşakçısı bugünkü liboşlar gibi sözde entelektüelleri ve kendisini yönetenlerce son altmış küsur yıldır cehalete programlanmıştır. Milletimiz, cerbuanın dolaştığı yerlerde oluk oluk kan dökmüştür ve bugün de hemen her gün dökmeğe devam etmektedir. Kimin için ve ne için? Onu bilemiyorum, ama bize neyin kan döktürttüğünü biliyorum: CEHALET! Üçü bir yerde Griffin firması ekran kalemi, lazerli imleç ve tükenmez kalemini tek bir gövdeye sığdırdı. Ekran kalemi dokunmatik ekran üzerinde kullanılıyor. Kalemin ucu yumuşak lastikten üretilmiş. Ekranı parmak izlerinden ve diğer lekelerden koruyor. Lazerli imleç projeksiyon görüntüleri için ideal. Ve hâlâ kâğıt üzerine yazıyorsanız tükenmez kalemden yararlanabilirsiniz. Fiyatı: 50 Dolar. Bilgi için: http://store.griffintechnology.com/styluspenlaserpointer Samsung’un yeni Bluray yazıcısı ve okuyucusu SE506AB, özellikle dizüstü bilgisayar ve netbook kullanıcılarına yönelik bir ürün. USB ile televizyona bağlanan Bluray yazıcısı Windows ve Mac ile uyumlu. http://www.macworld.com/article/162103/2011/09/ samsungannouncesnewopticaldrivewithwi ficonnectivity.html Taşınabilir Bluray yazıcı En ince tablet iPad 2 ve Galaxy Tab 10.1’in inceliğini beğeniyorsanız, Toshiba’nın yeni tabletine bayılacaksınız. Çünkü AT200 sadece 7.7mm kalınlığında yani yukarıda sözü edilen tabletlerden 1mm veya yüzde on bir daha ince. 25.6cm’lik ekranın çözünürlüğü 1280x800 piksel. Tabletin çift çekirdek 1.2 GHz TIOMAPA CPU işlemcisi, 1GByte RAM, 64GByte bellek ve iki kamerası var. Honeycomb 3.2 işletme sistemiyle çalışan tabletin akü süresi sekiz saat kadar. Bilgi için: http://www.pocketlint.com/news/41854/toshibaat200androidtabletifa Akıllı telefon kameraları kaliteli videolar çekmeye başladıktan sonra, kullanıcılar tripod veya harici mikrofon gibi yarı profesyonel aksesuarlar arzu etmeye başladılar. iPad sahipleri için artık bu tür seçenekler var. Makayama firmasının Movie Mount ürünüyle Apple tableti çeşitli aksesuarlarla donatılabiliyor. iPad bir çerçeveye yerleştirildikten sonra çerçevenin üst köşesine video flaşı, kenarına ise mikrofon iliştirilebiliyor. Yeni donanımlarla ağırlaşan iPad ile titreşimsiz net görüntüler alabilmek için de çerçeve tripoda oturtuluyor. Fiyatı: 70 Dolar. Bilgi için: http://www.makayama.com/moviemount.html Tableti profesyonel video kameraya dönüştürüyor Dokunmatik ekran klavye Endüstri tasarımcısı Kazua Kawasaki, yazı masalarında düzenden hoşlananlara yönelik bir klavye geliştirdi. Cool Leaf bildik klavye büyüklüğünde ama istendiğinde kapatılabilen bir dokunmatik ekrandan oluşuyor. Kapalı durumdaki klavye üzerinde hiçbir harf ve sayı görünmüyor. Klavyenin tuş duyarlılığı PC üzerinden isteğe göre ayarlanabiliyor. 108 tuşlu Qklavye hem yavaş yazanlar hem de hızlı yazanlar için uygun. Ayrıca normal klavyelerin tuşları arasında biriken kirlere burada yer yok. Klavyenin ayna gibi parlak yüzeyi çok kolay temizleniyor. Fiyatı: 250 Dolar. Bilgi için: http://www.dynamism.com/accessories/coolleafkeyboard.shtml Samsung’dan dev akıllı telefon Samsung firmasının Berlin’deki IFA fuarında tanıttığı yeni akıllı telefonu 13.5cm büyüklüğünde. Android işletme sistemine sahip telefon “S Pen” olarak adlandırılan yeni bir ekran kalemiyle mobil notlar için ideal ve akıllı telefon ve tablet arasındaki boşluğu dolduracağı söyleniyor. Samsung telefonun ekranında SuperAMOLED tekniğini kullanılmış. 1280x800 çözünürlükle son derece net görüntü veriyor. Telefonun çift çekirdekli 1.4. GHz iş CBT 1280/ 4 30 Eylül 2011 Nilgün Özbaşaran Dede