Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkiye Bilimler Akademisinde Bilim Emeklileri Hükümet, aktif olan şeref üyesi bilim insanlarını da tamamen emekliye ayırıd! Bilimsel bir gerekçesi olmasa da, TÜBA üyelerini işlevsiz kılarak yok sağmak çok kolay oldu. Ancak bu değerdeki bir bilim heyeti belki de önümüzdeki 50 yıl içinde bir daha oluşamayacaktır.. Derin Orhon, orhon@itu.edu.tr re değerlendirmek doğru olmaz. Ancak, tartışmaya mahal vermemek üzere, kolay yorumlanabilecek bu tür somut verilere bakalım: TÜBA üyesi SCI’da taralı dergilerde – ülkemizin ve tüm öğretim üyelerinin bilimsel yayınlarının değerlendirildiği kaynak 2009’da 15; 2010’da 9 ve şu ana kadar 2011’de 12 olmak üzere toplam 36 bilimsel makale yayınlamış; bilimsel yayınlarına bu üç yıl içinde toplam 893 atıf almış. Konuya çok yakın olmayanların yukardaki rakamlarla tanımlanan bilimsel performansı daha iyi değerlendirebilmeleri için bir kaç somut kıyaslama yapalım: (1) Ülkemizde bir öğretim üyesi yılda ortalama 0.65 bilimsel yayın üretmektedir[7]. Yani 36 bilimsel yayını bir öğretim üyesi ortalama 55 yılda yapabilmektedir. (2) Ülkemizde faaliyetlerini sürdüren 43 üniversitede 2010 yılında üretilebilen bilimsel yayın sayısı 36’nın altında kalmıştır[7]. (3) 2010 yılı itibarı ile, dokuz ünversitenin birlikte ancak 33 bilimsel yayın ürettikleri görülmektedir[7]. Yukardaki bilgiler insanın aklına şairin meşhur mısra’ını getiriyor: “... insafın o yerde namı yok mu?..” Ayrıca, TÜBA’nın daha yüksek bir bilimsel performansı sürekli sağlayabilen çok sayıda üyeye sahip olduğunu da dikkate alalım. Sonuçta, bilimsel bir gerekçesi olmasa da, TÜBA üyelerini işlevsiz kılarak yok sağmak çok kolay olmuştur. Ancak bu değerdeki bir bilim heyeti belki de önümüzdeki 50 yıl içinde bir daha oluşamayacaktır. Bundan Türkiye’ye herhangi bir fayda beklenebilir mi? H ükumetin Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) yapısal ve bilimsel özelliklerini değiştiren müdahalesi uzun süredir bekleniyordu. Müdahalenin bu kadar geçikmiş olması ülkemizde bilime ne kadar az değer verildiğinin somut bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Uluslararası bilim camiasının ortak görüşü ile, 651 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile TÜBA bir biçimde kapatılarak 20 yıllık kısa ömrünü tamamlamış oluyor. lerde, kurumun “Türkiye Bilimler Genel Müdürlüğü”, atananların da “Bilim Görevlisi” olarak algılanmalarına şaşmamak ve üzülmemek gerek. Genelde endişeler seçenler ve seçilme yöntemi üzerinde yoğunlaşıyor. Bu konuda Sn Hüseyin Çelik’in “..seçileceklerin manavlardan, kasaplardan oluşmayacağı..” açıklamasına[1] rağmen, TÜBA muhtemelen Dünya Akademiler Birliğinden ihraç edilecek ve bu suretle Türkiye’nin itibarı büyük bir yara almış olacaktır. Ülkemizin hiç haketmediği bu tür gelişmelerin gerçekleşmemesini içtenlikle temenni ederiz. Konu, basında umulandan daha yoğun ilgi gördü. Özellikle TÜBA üyelerinin ve Orhan Bursalı’nın kaleme aldıkları bir kaç muhteşem yazıyı büyük bir keyifle okudum; bunları herkesin ve özellikle şimdiye kadar hiç sesi çıkmamış olan üniversite mensuplarımızın mutlaka okumasını öneririm[2][3][4][5]. Yazıların çoğunda, yeni üyelerin, sadece bilimsel kıstaslar göz önüne alınarak mensupları tarafındanseçilmesi ile bilim akademisi statüsünün oluşacağı ve korunacağı gerçeği üzerinde durulurken, önemli bir başka husus gözardı edildi: Kararname, asli üyelikten şeref üyeliğine geçişi 70 yaşından 67 yaşına düşürüyor ve bu suretle 67 – 70 yaş aralığı için de olan tüm üyeleri şeref üyesi konumuna getiriyor; daha önemlisi, şeref üyelerinin genel kurula katılım ve oy haklarını ortadan kaldırarak, onları bir şekilde “bilimden emekliye” ayırıyor. Ben kısaca bu konunun üzerinde durmak istiyorum. Sn. Bakan Nihat Ergün değişiklikle ilgili gerekçeyi “..TÜBA yaşını başını almış ünlü bilim adamlarının bir araya geldiği, adeta fonksiyonsuz bir yer konumundaydı..” [6] ifadesi ile açıklıyor; yani, yaşlı (yaşı 67’nin üstünde) bilim adamlarından herhangi bir bilimsel faaliyetin beklenmeyeceğini açıkça belirtiyor. Bu ciddi ithamın ne kadar gerçek olduğunu birlikte inceleyelim: TÜBA’da Kararname öncesi 82 asli, 17 asosiye ve 41 şeref üyesi bulunuyor idi. Anılan değişiklikle, şeref üyelerine 16 üye daha katılıyor ve asli üye sayısı 66’ya düşmüş oluyor. Şeref üyeleri listesine bakıldığı zaman, tümünün kendi alanlarında ülkemizdeki bilimsel gelişmeyi başlatmış mümtaz bilim insanları olduğu görülür. Bu vesile ile, bilimsel çabalardan keyif almayı kendilerinden öğrendiğim iki değerli hocamın da – Prof. Erdoğan Şuhubi ve Prof. Cengiz Dökmeci – bu listede yer aldığını belirtmeliyim: Bilimsel dergilerin varlığını ilk kez, TÜ’deki tahsilimin son yılında Prof. Şuhubi’nin bize gösterdiği bir makale ile farkettiğimizi hala hatırlarım. Şimdi, yapılan değişiklik için öne sürülen gerekçenin ne kadar geçerli olduğunu tahkik etmek üzere, 70 yaşına yaklaştığı için emekliye sevk edilmiş olan bir TÜBA üyesinin, 6770 yaş aralığındaki üç yıl içinde bilimsel faliyetlerine bir bakalım. Aslında, bilim insanlarının yaptıklarını sadece sayısal verilere gö B R B L MSEL K ML K C DD B R THAM VE YANIT [1] Cumhuriyet gazetesi, sh.7, 9 Eylül 2011 [2] Kuban D., CBT, 1277/2, 9 Eylül 2011 [3] Şengör, C., CBT, 1276/7, 2 Eylül 2011 [4] Alpar, M.A., alpar@sabanciuniv.edu, 08 Eylül 2011 [5] Bursalı, O., CBT, 1276/3, 2 Eylül 2011 [6] Tolun, A., tolun@boun.edu.tr. 22 Ağustos, 2011 [7] http://www.yok.gov.tr/content/view/320/118/