Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•KÜLTÜR• DOĞAN KUBAN slam Dünyası çin Komplo mu, Uzun Vadeli Politik Plan mı? Silah teknolojisi 20. yüzyıl boyunca insanların bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre çalışan hassas silahlarla öldürülmesinin yolunu açtı. ABD gelişmiş sanayisi ve araştırma gücü ile dünyaya egemen oldu. Yüz milyonlarca insanın yok olmasına neden olan savaşlar insanları bilim ve teknikten, hatta akıldan soğuttular. 2 . Dünya Savaşı sonrasında birçok bilim adamı ve filozof, aklın ve bilimin sonlarının geldiğini bildiren kitaplar yayınladı. Bunların tümünün büyük propagandası yapıldı. Bu tepkisel akıma karşı bilimin başını çeken ülkelerde bilim adamları bu abartılı entelektüel tepkileri yanıtladı. Gerçekte sorun bilimden değil, insanların hâlâ emperyalist düşüncelerle teknolojiyi kullanmalarından kaynaklanıyor. Bilimsel araştırma teknolojiye giderek daha fazla bağımlı olmaya başladı. Sömürücü liberal kapitalizm bunu gerektiriyor. Başka bir deyişle bilim ticarileşti. Bilim ve teknolojide geri kalmış toplumların yarım pişmiş düşünürleri, sezginin akıldan ne kadar daha üstün olduğunu savunan ileri düşünürler arasına katıldı. 19. yüzyıldan bu yana Müslümanların “bilim gereksiz, teknoloji yeter” düşüncesi, bu sözde çok gösterişli boş entelektüel tuzağa düşerek özellikle kuramsal bilimi dışlamağa devam ediyor. Gerçi dünya yoluna devam ediyor. Çin bütün fakirliğine ve dev nüfusuna karşı bilim ve teknoloji sahipliği ve üretimi nedeniyle dünya biliminde ve teknolojisinde başa güreşmeye başladı. Japonya daha önce o aşamaya ulaşmıştı. Birleşik Amerika en sofistike silahları keşfetmeye ve üretmeye devam etti. Şimdi Amerika’nın Pasifik’te dolaşan ve atom bombası taşıyan uçak gemilerini Çin’in yeni geliştirdiği balistik füzelerle ne kadar tehdit ettiği soruşturuluyor. Rusya’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan, Çin’den silah satın alarak bu şeytanlarla savaşıyor. Daha küçük ölçekte olaylar da var. Suudi kadınları şoför olma kavgası türünden başkaldırılar yapıyor ama, erkekle eşit olma kavgası veremiyor. Bu kargaşa görünüşte Türk yazarları ilgilendirmiyor. CBT 1268/2 8 Temmuz 2011 Bir türlü atom bombası yapamayan ran’a karşı, 5.5 milyon nüfuslu srail’in yetmiş yedi milyonluk ran’ı istediği anda atom başlıklı füzelerle vurabileceği ortaya çıkalı, bilimin sırtının, teknoloji ile pekleşerek yere gelmeyeceğini de Müslümanlar anladılar mı, belli değil. Fakat ilke olarak modern teknolojiye sırt çevirmiyorlar. Onsuz yaşamak söz konusu değil. slam ülkelerinde ilahiyatla çağdaş teknolojinin ithali birlikte gelişiyor. Bu kez en yeni teknolojik silahlarla kendi halklarını ezen terör örgütçüsü mollalar çoğalıyor. Teknolojinin de bilimden, bilimin de akıldan vazgeçmesi olanaksız. Böylece Müslümanların önünde ortaçağdan bu yana çözemedikleri bir ikilem var: Ya akılbilimteknolojiyi seçeceğiz ya da gelişmiş ülkelerin müşteriliğini yani biçim değiştirmiş olarak, köleliği. Dünyada garip şeyler oluyor Sevgili okuyucular, slam ülkelerinde gökdelenlerle mücahitler aynı hızla çoğalıyor ve bilim aynı hızla dışlanıyor. Bilimde hiçbir şey üretmeyen Suudi Arabistan en büyük silah müşterilerinden biri. Bu bir Batı komplosu mu? Yoksa Müslüman dünyanın cehaleti mi bunu tetikliyor? Toplumları dünyanın ekonomik paryası olmaya devam ederken Müslüman tarihçiler ortaçağda bilim ve teknolojide ne büyük olduklarını kanıtlamak için büyük çaba sarf ediyor. El Harezmi ya da bni Sina’nın bugünün dünyasına şifa getirmeleri olası değil. Bu işin sonu nasıl gelecek sorusunu soramayan Müslüman toplumlar MOLLA VE TEKNOLOJ EL ELE K ARAÇ: D N VE CEHALET Kaddafi’yi kırk yıl ayakta tutan Avrupalılar şimdi Uygarlık toplumların birlikte göğüsledikleri bir yarış ona karşı çıkan Libya halkını özgürlük amacıyla destekdeğil. Sadece çağı bilinçlendirenlerin, olanakları olanlaliyor. ran ve Afganistan büyük şeytanla kavga ederken, rın ve bu yönde politik irade gösterenlerin ulaştıkları bir büyük şeytanın örgütlediği silah ticareti ABD’nin açıknitelik. Her zaman bir larını kapatıyor. sazınlık. Çoğunluk kıraç tediği kadar gıcır topraklarda. gıcır yeni dolar baİslam ülkelerinde gökdelenlerle mücahitler aynı Arap dünyasına sezgi san dünyanın en hızla çoğalıyor ve bilim aynı hızla dışlanıyor. Biile değil akılla bakın! Müsborçlu devleti lüman halkların anlayamalimde hiçbir şey üretmeyen Suudi Arabistan en ABD’nin hazine dıkları konuyu artık açıkça bonolarının en bübüyük silah müşterilerinden biri. görüp söylemek gerek. Fayük müşterisi ise kire karşı sömürünün bir komünist Çin. aracı var: Din. Turizmin en büyük gelir kaynağı olduğu Türkiye’de Yahudiler ve Katolik Hıristiyanlar Müslümanlardan turizmle kültür, tazı ile kaplumbağa yarışı yapıyorlar. Bidaha az bağnaz değil. Fakat bağımlı kılmak istediği Müsra tiryakisi Alman, Rus, ngiliz turistleri için Akdeniz ve lüman dünyasını el altında tutmak için aynı aracı kullaEge kıyılarına beşten yıldızlı otel inşaatları artarken benıyorlar: Cehalet. lediyeler içki satan bakkallara tehditler savuruyorlar. Cehalet ve dinin gerici yorumu 1.5 milyonluk bir Economist dergisi ‘CHP’ye oy verin’ derken Türk ekoköle dünyasını elden kaçırmamak isteyen Batı dünyasınomisinin ne büyük performans gösterdiğini yazıyor. Öte yandan Türk ekonomisinin Yunanistan’ın akibetine nın 21. yüzyıldaki en büyük silahıdır. Enerji ve kuraklık kavşağına bu kafayla uzanırsak yeni bir kölelik statüsüne düşeceğini yazan kapitalist Batı medyası da var. Türkiye AB’ye girme söylemini yarım ağızla sürdürü girmiş olacağız. Kapitalist propagandanın her şeyi para ve kazanç standardına indirgeyen düşük ahlaklı öğretileyor. Fakat Türkiye, bir an önce atom santralı yapmaya başlayacağını başbakanın ağzında dinlerken Alman Baş ri ve beyin yıkayan propagandaları toplumların tarihi belleklerini kısaltıyor. Giderek kendilerin kukla gibi oybakanı Merkel Almanların atom santrallarını 2023’de kapatacağını açıklıyor. Bütün bu kargaşa karşısında olan natan ipleri de görmez hale geliyorlar. bitenleri anlamayan Türk toplumunun zil çalıp oyTayfun Akgül naması şaşılacak bir şey değil. Sevgili okuyucular, Dünyada sömürülen toplumların başında Müslümanlar geliyor. Çinliler Uygurları, Ruslar eski Türk dilli sömürgeleri, Amerika Ortadoğu’yu sömürüyor. Müslüman ülkeler Batılı şeytana karşı ondan satın aldıkları silahlarla savaşırken Batı’nın Müslümanlara komplo yaptığını düşünüyor. Oysa bu bir komplo değil, bu gelişmiş dünyanın yakın gelecek için güttüğü ve güdeceği slam politikasıdır. ABD, AB, Rusya, Çin, Hindistan, Japonya ŞU CURCUNAYA BAKIN bu bağlamda benzer politikalarla slam dünyasını kul olarak kullanma planlarını eşzamanlı yürütüyorlar. Özellikle 19 yüzyılda gelişen sömürgeci söylemi, ırklar ve uygarlıklar arasında bir hiyerarşi olduğunu ve Batının bu tarihi hiyerarşide en önde olduğuna inanıyorlardı. Günümüzde bu inancın değişmediğini Müslümanlar anlamadı. Oysa Almanya’da, Hollanda’da, ngiltere’de, Birleşik Amerika’da bu düşüncelerin izleyicileri güçleniyor. Edward W. Said ‘Kültür ve Emperyalizm” (2010) adlı kitabında bu taşra düşüncelerinin hâlâ yaşadığına şaşırıyor. Oysa bu hiç şaşılacak bir şey değil. Amerikalılar Bush’un, açıkça yalan söyleyerek o ülkeyi işgal etmelerine ve bir milyon Iraklıyı öldürdüklerine şaşırdılar mı?