Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POL T KASI Hayrettin Ökçesiz Yayın patlaması! Çevre bilimleri ve teknolojisi alanında yüksek bir araştırma potansiyeli görüldü. Amerikan üniversitelerindeki ortalama başarım yakalandı. D.Orhon, A.S. Çığgın, A. Kertik, D. Uçar, E. Özgür, B. Özen; (orhon@itu.edu.tr) okcesizhayrettin@gmail.com http://okcesizhayrettin.blogspot.com B nceleme sonuçlarına göre 2009 – 2010 döneilimsel araştırmanın görünürlüğü (visibility) minde de bu alanda toplam 1122 bilimsel yapıldı. yayınla sağlanır. Bilimsel araştırmalardan tü Bu sayı toplam yayınların %18’ini oluşturmakta; yaretilen ve özgün olduğu sanılan sonuçlar ha ni beş yıldaki yayınların % 40’ından fazlası son iki kem süzgecinden geçerek ilgili uluslararası camiaya yılda yapıldı. Aynı şekilde hesaplanan 1.46 yaulaşamaz ise hiçbir değer taşımaz. Bu nedenle, yın/öğretim üyesi, yıl oranı da Çevre Bilimleri ve uluslararası indekslerde taralı dergilerdeki yayınlar Teknolojisi alanındaki yayın potansiyelinin son yılbilimsel çabanın ilk göstergesi olarak çok önem ta larda hızla yükseldiğini ortaya koymaktadır. şır. Ancak bu tür değerlendirmeler nedense ülkeYukarda özetlendiği şekilde, ortalamalar bilimmizde benimsenmiyor. Kurumlarımız – sadece otur sel performans ile ilgili olarak bir fikir vermekle birmakla yetinenleri üzmemek için olsa gerek – bilimsel likte mutlaka dağılımlarla birlikte değerlendirildiçabaları görmezden gelmeyi tercih etmekte. Dolağinde bir anlam yısıyla gerek kurumsal getaşır. Çünkü orrekse ulusal ölçekte, değişik talama değer dübilim alanlarının yayın poşük performansı tansiyelini yansıtan sağlıklı örter; yüksek veri tabanları mevcut değilperformansı da dir. yansıtmaz. Bu Sevinerek ifade etmek nedenle kişisel gerekir ki, Çevre Bilimleri ve yayın sayılarının Teknolojisi alanı bu konuda dağılımları da inbir istisna oluşturuyor: Bu celendi. Ş eki l dala ait yayın bilgileri kişisel 1’de son iki yılda çabalarla sürekli olarak de(20092010) yaŞekil 1. Son 2i yılda kişisel yayın dağılımı Türkiye ve ABD’de duğerlendirilmekte ve yeni rum yın sayılarına lenmektedir1,2,. Bu yazıda karşı gelen öğreise, Çevre Bilimleri ve Tektim üyesi yüzdeleri nolojisi alanındaki son beş gösteriliyor. yıl (200620010) ve son iki Kıyaslama düzeyıldaki (20092010) kişisel yi oluşturmak üzere yayınlar incelendi ve soaynı şekilde, ABD nuçlar A.B.D. üniversiteleüniversitelerini yanri ile karşılaştırıldı. sıtan genel yayın daÇalışmada, Çevre Biğılımı da verildi: Bulimleri ve Teknolojisi alana göre, öğretim üyenındaki tüm bilimsel göster Şekil 2. Çevre bilimleri ve teknolojisinde iki farklı dönem lerinin %23’e yakın geleri içeren kapsamlı bir de kişisel yayın dağılımı bir bölümü son iki araştırma yürütüldü. Yazı, yılda hiç yayın yapmadı; % 37’si ise ancak 12 yaaraştırma sonuçlarının ufak bir bölümünü aktar yın yapabildi. Ortalamayı, geride kalan % 40 ayakmaktadır. Bu bölümde, web of science veri tabanı ta tutabilmektedir. Üç öğretim üyesinin de (%0.78) esas alınarak, üniversitelerimizde Çevre Mühendisliği 2150 arası kişisel yayını olduğu görülüyor. ABD ünibirimlerinde görev yapan öğretim üyelerinin SCI’da versiteleri için, tüm dalları yansıtmalarına karşın, dataralı kaynaklarda adlarına kayıtlı görünen bilimsel ha dengeli bir yayın dağılımı söz konusudur. yayınlar tarandı. ABD üniversitelerine ilişkin bilgiler Türkiye’de 20062010 dönemi ile bu dönemin için The Chronicle of Higher Education3 kullanıl son iki yılına (20092010) ait kıyaslama Şekil 2 de dı. verildi. Veriler incelendiğinde, süre beş yıla yayıldığında hiç yayın yapmayan öğretim üyesi oranının 35 ÜN VERS TEDE 385 K Ş % 22’den % 8.5’e düştüğü görülmekte, 50’nin üzeTaranan kayıtlara göre, ülkemizde Çevre Mü rinde yayın yapan öğretim üyesi oranı (0.78) aynı hendisliği alanında sadece 35 üniversitede toplam kalmakta. Yayın dağılımında ağırlık, beş yılda 510 385 öğretim üyesi görev yapmaktadır. Vakıf üni yayın ile öğretim üyelerinin % 32’sine aittir. versitelerinde bu alanda hemen hemen hiçbir faaSonuç olarak, Çevre Bilimleri ve Teknolojisi alaliyet yoktur. Bu sayılarla, çok önemli bir alanın Tür nı Türkiye ortalamalarına göre üst düzeyde ve genelde kiye’de ne denli göz ardı edilmekte olduğu ortaya çı ABD Üniversiteleri ile kıyaslanabilir bir yayın pokıyor. Bu alanda toplam 6086 SCI yayını saptandı; tansiyeli sergilemektedir. Ancak yayın dağılımlarıbu sayı ile ortaya çıkan öğretim üyesi başına ortalama na bakıldığında, bir uç olarak hiç yayın yapmayan 15.8 bilimsel yayın oranı, Türkiye’deki ortalama de öğretim üyeleri önemli bir oranı oluştururken, yükğerlerle kıyaslandığında, bu daldaki üst düzey bilimsel sek sayıda yayın yapanların oluşturduğu diğer uç ise çabanın belirgin bir göstergesidir. çok küçük bir oranda kalmaktadır. Diğer alanlar için 20062010 döneminde ise gözlenen 2770 bilimsel de benzer çalışmaların yapılması, özellikle üstün bayayın, Çevre Bilimleri ve Teknolojisi alanındaki ki şarının görünür hale gelmesi bakımından, çok yararlı şisel bilimsel yayınların % 52’sinin son beş yılda ya olacaktır. pılmış olduğunu gösteriyor. Aynı dönemdeki yayın Teşekkür: Bu yazı için oluşturulan veriler D. Orhon’un sayısı, ayrıca ülkemiz ortalamalarına göre çok yük TÜ’de vermekte olduğu “Scientific Writing in Environmental sek olan 1.2 yayın/öğretim üyesi, yıl ve 16 ya Sciences” adlı lisansüstü dersinin dönem ödevi olarak derlendi. Yazarlar çalışma grubuna teşekkür eder. yın/üniversite.yıl oranlarını da vermektedir. Üni 1 Orhon, D., Karahan, Ö., Cığgın, A., CBT1033, 5 Ocak 2007 versite bazındaki değerlendirme 2110 yayın/yıl gi 2Orhon, D., Pala, I., Katipoğlu T., CBT1208, 14 Mayıs 2010. 3 bi geniş bir aralığı yansıtmaktadır. The Chronicle of Higher Education, 29, August 31, 2001 “Sevgili Okurum, bu artık bir veda yazısı olsun, ne dersiniz?” diye bitiyordu bir önceki yazım. İlk okurum Sevgili Orhan Bursalı bu tümceyi çıkarınca, başlıktaki “Ne Dersiniz?” sorusu içeriğe yönelmiş oldu. Okurlarım hem yazılarımı anlamadığını (hırçın bir dille) söyleyen o okurumun sözlerine, hem de bu soruya karşı, “o tümce iyi ki çıkartılmış” dedirten iletilerle seslerini bana iyice duyurdular. Birlikte yazdığımız yazılara sahip çıktılar. İki 12 Eylül, bir 12 Haziran’dan sonra ülkenin içerisine sürüklendiği durumu açıklamaya hiç de uzak düşmeyen şu yanıtsözleri sizlerle paylaşmak istiyorum: “Sayın Hayrettin Ökçesiz’e, (…) Tam kumaşına göre tozmuş toplumumuzun adamı! Yeşili salt musalla taşında anımsayıp da yaşamın diri yeşilini taşabetona bulayan kafanın yürüttüğü bir demokrasinin dört dörtlük fotoğrafı o mektup. Doğan Kuban duymasın, Celal Şengör görmesin! Aman Allah! Adı bilinmez bir kasabanın, adı duyulmamış bir eski lisesinde, bir felsefe dersinde adsız felsefe öğretmeni duymasın… ‘Anlaşılmak’tan ne anladığını tartışmak bile, o mektuba değer vermek olur; çünkü o kafanın anlaşılmaktan kastı, okuduğunu okuduğu kadar görmekten başka bir şey değildir. Sağa dönünüz! Sola bakmayınız! gibi. Nesneyle adı arasındaki ilişkiyi bile görüp kavramaktan uzak bir çoraklıktır onun ülkesi. Nerde kaldı ki, ‘Hayatı Olmak’ı anlasın, kavrasın. Piröf olmuş ya, yeter; anlamanın çölünü geçmek yürek ister; niye zoru seçsin hazret! Yazarken düşünmek, düşünürken yazmak / okurken düşünmek, düşünürken okumak / yaşarken düşünmek, düşünürken yaşamak; kendini kendi düşüncesinde, kendiyle kendi kalarak aşmak ve insanda insanlığa ulaşmak ya da kısaca ‘Hayatı olmak’. Ad’ın nesneyi adlandırdığını bilmek; nesnenin adsız da var olduğunu… Özne’ye (İnsan’a) varoluşunu duyuranınsa kendi adını kendinin koyduğunu bilmek; ‘dar kapı’larından geçmeden anlama eylem ve ediminin; bedelini ödemenin düşünsel eylemin, terini silmeden beynin şafağının insanın adını hak etmeyeceğini bilmek, duymak, duyumsamak. Fransızcadaki her ortaokul çocuğunun bildiği Etre fiilinin çağrışımlarını anımsamak. İnsanın kendini kendindeki insana hasretmesi diye bir Fransızca deyim olduğunu… Bunun nereden gelip nereye gittiğini azıcık düşünmek! ‘Hayatı olmak’ yani… Kendinin öksüzü ne bilsin kafasal yetimliği… Benim Sevgili Öğretmenim, inanın bugünkü yazınızdaki tökezleme; (satırlara, satır aralarına sinik şiirin gölgelenmesi ya da) yüreğinizdeki sıkıntıyı ele veriyordu. Bakın, siz Almancasından aktarmışsınız Montaigne Baba’nın bir sözünü. Ben de Kitap I, Bölüm XXV’ten şu kısa aktarmayı yapayım size. Sabahattin Eyüboğlu öğretmenimizin Türkçesinden: ‘Odysseus’un dertlerini inceleyip kendi dertlerini bilmeyen dil bilginleriyle, çalgılarını akort etmesini bilip de yaşayışlarını akort etmesini bilmeyen müzikçilerle, adaletten söz etmeyi öğrenip, adaleti uygulamayanlarla alay edermiş Dionysius.’ Diyonizos Baba, eğlenmekte haklı onlarla. Azdılar çünkü. Eğlenmeye değiyordu belki de. Ya bugün? Onların demokrasisinde, o kafanın yedipyönlendirdiği bir ucube demokraside kimle nasıl alay edeceğiz, kime nasıl şaşacağız. Kimi kime şekva edeceğiz? Bugün ‘alay edilme’ sırası ‘biz’e gelmiştir. Size gelmiştir Sevgili Yazar, Değerli Öğretmenim. Sahi, ne demek ‘Hayatı olmak’? Dilinizden zorunuz mu var Ü sizin! (…)” (Ümit Sarıaslan). “Sayın Ökçesiz, İnsanlığın ve bizim içine düştüğü sığlık cehenneminde sizlerin yazıları ışıldak olarak kurtuluş ümidi veriyor. Her şeyin, hukukun da piyasanın dolayısıyla iktidarın emrine verildiği bu karabasanda kitlelerin de insan haklarından, dolayısıyla gizil gelişim ve yaratı gücünü ortaya çıkarma hakkından yararlanması gerekiyor. Bunun için sığlaştırılmış bellek ve beyinlere değil, bilgiyle uslamlama yaparak bilince erişebilecek insanlara gereksinimimiz var. Sığlığa pirim vererek boyun eğme politikalarını beslemek yerine, bilgiye ve bilgiden gerçeğe ulaşmak için lütfen popülerlik isteyen okurlarınıza prim vermeyiniz. Böylece onları da beyinlerini ve yüreklerini ambalajında geri götürme şanssızlığından kurtarmış olacaksınız. Bağlantılı düşünerek geniş ufuklara açılmak düşünsel ve imgesel evrenimizi de varsıllaştırmıyor mu? O zaman bu kolaycılık niye? (…)” (Mucize Özünal) Sevgili Özünal, haklısınız. Kolaycılık yapmayacağız. Rotamızda kalacağız. Sevgili Sarıaslan’ın deyişiyle, Montaigne Baba’nın sözlerini hatırımızdan çıkarmayacağız. Birlikte düşünmeyi, yazmayı sürdüreceğiz. Tökezleme CBT 1269 / 15 15 Temmuz 2011