22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

S GARACILARIN SAKLADIKLARI GERÇEK Radyoaktif duman ciğerlerde birikiyor! Sigaradaki tehlikeli bir izotopun nasıl giderileceğini yıllardır bilmelerine karşın, sigara üreticileri bu gerçeği bugüne dek gizli tuttular ve sorunun çözülmesi yönünde hiç bir girişimde bulunmadılar. Polonyumun Tütüne Sızması Polonyum 210 uranyumun çürümesinden oluşan çok sayıda üründen bir tanesidir. Toprakta doğal olarak bulunan uranyum, gübre yapımında kullanılan fosfatlı kayaçlarda çok daha boldur. Uranyumdan polonyuma giden iki farklı yol var: biri havadan öteki köklerden. Uranyum 238 çürüyerek radon 222’ye (gaz), ardından tütün yapraklarının üzerine çöken kurşun 210’a, daha sonra da polonyum 210’a dönüşür. Radon 222 Uranyum içeriği zengin fosfatlı kayaçlardan oluşturulan gübre 2 006 yılında eski KGB ajanı Aleksandr Litvinenko’nun zehirlenerek öldürülmesiyle gündeme gelen polonyum 210 adlı ender radyoaktif izotopun zehirleyici etkisi sanıldığından çok daha yaygın. Yılda yaklaşık altı trilyon sigara tüketen insanlar, içtikleri her sigarayla birlikte az miktarda polonyum 210’u ciğerlerine çekiyor. Günde bir buçuk paket sigara içen bir kişinin akciğerlerinde yılda 300 akciğer röntgeninden alınan ışınım miktarına eşit düzeyde polonyum 210 birikiyor. Polonyum sigara dumanındaki en kanserojen madde olmasa bile, her yıl binlerce kişinin ölümüne yol açabiliyor. Ancak polonyumun ölümcül etkileri basit önlemlerle yok edilebiliyor. Yaklaşık 50 yıldır bu gerçeğin bilincinde olan sigara üreticileri ellerindeki belgeleri bugüne dek gizlediler ve sorunun çözülmesi için hiç bir girişimde bulunmadılar. Ama bu durum yürürlüğe giren yeni yasalarla her an değişebilir. Polonyum 210’un akciğerlerdeki etkisi rastlantı sonucu anlaşıldı. 1960’ların ilk yarısında insanların kafalarını en çok kurcalayan konulardan biri ışınımın insan sağlığı üzerindeki etkileriydi. O dönemde Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı bölümünden Vilma R. Hunt ve arkadaşları çok düşük düzeylerde radyum ve polonyumun ölçülmesine olanak tanıyan bir yöntem geliştirmekteydiler. Hunt’ın gözleri ansızın meslektaşlarından birinin sigarasından çıkan dumana takılınca, yeni yöntemi dumanda denemeye karar verdi. Sonuçta polonyumun izine rastlayamaması şaşırtıcıydı. Radyum olduğunda polonyumun olmaması durumuna araştırdığı öteki organik maddelerin hiç birinde tanık olmayan Hunt, polonyumun dumana karışmış olması gerektiğini sonucuna vardı. Bu da, sigara içenlerin polonyumu doğrudan ciğerlerine çektikleri anlamına geliyordu. 1965 yılında, Harvard Üniversitesi uzmanlarından John B. Little kadavralar üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda polonyumun gerçekten de sigara içenlerin akciğerlerinde toplandığını ortaya koydu. Solunum yollarımız bronş, bronşçuk ve alveollere ayrıldığından, radyoizotoplar çatallaşma noktalarına çöküp yoğunlaşıyor ve orada alfa parçacıkları yayan “sıcak” radyoaktif alanlar oluşturuyorlardı. Bu buluşu izleyen 10 yıl boyunca bilim insanları sigara dumanındaki polonyumu araştırmayı sürdürdüler. A.B.D Tarım Bakanlığı biri ticari nitelikteki “süperfosfat” öteki kimyasal açıdan katıksız kalsiyum fosfattan oluşan özel bir karışım olmak üzere, iki farklı gübre türünü incelediği araştırma sonucunda, ticari gübrenin özel karışımdan 13 kat fazla radyum 226 içerdiğine tanık oldu. Bu da yapraklarda yedi kat daha fazla polonyumun birikmesine neden oluyordu. 1974 yılında bu sonuçları yeniden gözden geçiren Ulusal Atmosfer Araştırma Merkezi uzmanlarından Edward Martell akciğerlerin belli bölgelerindeki polonyum 210 birikimiyle ilgileniyordu. Uranyum işçilerinde artan kanser riskinin radon “türevleri” ışınımından kaynaklandığı uzun süredir kabul gören bir görüştü. Martell bu görüşten yola çıkarak sigara içenlerin sürekli olarak düşük, yoğunlaştırılmış dozda polonyum 201 maddesine maruz kalmalarının akciğer ve öteki kanser türlerine yol açan nedenlerin başında gelebileceği sonucuna vardı. Ancak bu sorunla yüzleşmeye yanaşmayan sigara üreticileri çözümü sürekli ertelediler. A.B.D’de 2009 yılında yürürlüğe giren Ailede Sigara Tüketimini Önleme ve Tütün Denetimi Yasası ilk kez tütün endüstrisine meydan okuma olanağı sağladı. Bu yasa kapsamında ilk adım tütün ürünlerinin polonyumdan arındırılması olabilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sigara en önlenebilir ölüm nedeni. Her yıl 1,3 milyon kişi akciğer kanserinden yaşamını yitiriyor ve bunların %90’ını sigara içenler oluşturuyor. Sigaradaki polonyum yıllar öncesinden bilinen yöntemlerle yok edilmiş olsaydı binlerce kişinin ölümü önlenebilir Polonyum 210 Uranyum 238 Topraktaki kurşun 210 kökler yoluyla emilir. Kurşun 210 Sonuçlar Tütün üreticileri tarafından yapılan araştırmalar aşağıda belirtilen ölçülerde bileşimlerin sigara dumanındaki polonyum 210’u yok edebileceğini ortaya koyuyor: • Tütüne kimyasallar ekleyerek polonyum 210’un buharlaşıp dumana karışmasını önleyin • Düşük uranyumlu gübrelere geçin • Harman sonrasında yaprakları yıkayın • Polonyumu süzmek için iyon değişimli sigara filtreleri kullanın • Genetik işlemlerle “tüysüz” tütün yaprağı üretin RASLANTIYLA FARKED LD S GARACILAR ÇÖZÜMÜ ERTEL YOR di. Oysa sigara üreticileri araştırma belgelerini bile bile gizlediler ve polonyumdan kurtulmanın yollarını bulmalarına karşın hiç bir önlem almadılar. Tüketiciler de buna katlanmak, ya da bedelini yaşamlarıyla ödemek zorunda kaldılar. Rita Urgan, Kaynak Scientific American, Ocak 2011 Böylece Türk Telekom, Avrupa’nın enerji verimliliği ve düşük karbon teknolojilerinin belirlenmesi ve geliştirilmesi süreçlerinde söz sahibi olacak . Türk Telekom enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına bir yenisini ekledi. Daha önce, ICT sektöründe enerjinin verimli kullanılması için çalışan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan GeSI’ye (Global eSustainability Initiative) üye olan Türk Telekom, şimdi de Avrupa Birliği çatısı altında faaliyet gösteren ve Avrupa’nın önde gelen firmaları tarafından desteklenen uluslararası ARGE destek programı EUREKA’nın, Eurogia+ Kümesi’nin Yönetim Kurulu’na seçildi. Türk Telekom, Eurogia+ Kümesi’nin yönetim kuruluna seçilen ilk telekom operatörü oldu. Bu sayede Türk Telekom, enerji verimliliği ve düşük karbon salımı konularının geliştirilmesinde görev alırken, Eurogia+’a gönderilecek ARGE projelerinin hayata geçirilmesinde de oy hakkı elde edecek. Türk Telekom’da iki önemli gelişme: ç Denetim Farkındalık Ödülü’nü kazandı letişim ve yakınsama teknolojileri şirketi Türk Telekom, uluslararası bağımsız denetim firması Deloitte tarafından yürütülen denetimden başarıyla geçerek, iç denetim faaliyetlerini uluslararası standartlara göre yürüttüğünü tescil ettirdi. Türk Telekom, Türkiye ç Denetim Enstitüsü (T DE) tarafından “ ç Denetim Farkındalık” ödülüne layık görüldü. Denetim sonucunda şartsız olarak kalite güvence raporunu alan Türk Telekom, çalışmalarında “Uluslararası ç Denetim Mesleki Uygulama Standartlarına Uygun” olarak Avrupa’nın ARGE projelerinde söz sahibi oldu Türk Telekom, Avrupa Birliği’nin EUREKA ARGE Programı altında faaliyet gösteren, Eurogia+ Kümesi Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen ilk telekom operatörü oldu. CBT 1265/9 17 Haziran 2011 denetim yaptıklarını belirtmeye hak kazandı. Uluslararası ç Denetim Standartları’na göre, iç denetim departmanlarının faaliyetlerini standartlara uygun olarak yürüttüğünü beyan edebilmesi için, merkezi ABD’de bulunan Uluslararası ç Denetçiler Enstitüsü (IIA/Institute of Internal Auditors) tarafından akredite olmuş bağımsız bir kuruluş tarafından her beş yılda bir denetlenmesi gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle