Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Büyük Patlama’nın fosil ışınımı üzerine başarısız bir test Gökadalar arası ortamdan geçerken ısısal Sunyaev – Zeldovich Etkisi (tSZE) nedeniyle akı azalması beklenen “Kozmik Mikrodalga Ardalan Işınımı” (KMAI) beklenen azalmayı göstermeyince, evrenin “Büyük Patlama” ile yaratıldığının kanıtı olarak sunulan bu ışınım, yeni soruların ortaya atılmasına neden oldu. Prof. Dr. Rennan Pekünlü (Ege Üniversitesi) resince yolculuk etmiş olmalı. Evrenin en büyük ölçekli yapıları gökada kümeleridir. Her bir gökada kümesi içinde bizim Samanyolu gökadasına benzer yüzlerce gökada ve her bir gökadada milyarlarca yıldız vardır. “Bu gökada kümelerinin gökadalar arası ortamının özeksel bölgesinde üretilmiş olan çekimsel alan, Xışınlarında ışınım yapan sıcak bir gaz kütlesini tuzaklayacaktır. Elektronları özgür duruma geçmiş olan gaz bileşenleri plazma durumundaki özdektir. Bu özgür elektronların kapladığı oylumun boyutları milyonlarca ışık yılı uzunluğundadır. KMAI fotonlarıyla çarpışan özdek ve fotonların akısını radyo bölgesinde azaltan işte bu özgür elektron bulutudur”. “Radio bölgesinde akı azalması etkisini ilk kez 1969 yılında Rus bilim insanları Rashid Sunyaev ve Yakov Zel’dovich öngörmüştür. Bu çalışmalarındaki orijinal şekil aşağıda sunulmuştur. Bu etki, eğer KMAI, gökada kümesi ve gözlemci aynı doğrultudaysa gözlenebilecektir. Eğer gökada kümesinden geçip gelen ışınımın akısında azalma gözlenemiyorsa, ışınımın kaynağı gözlemciye gökada kümesinden daha yakın demektir. “Bu sonuç, her ne kadar seçenek bir açıklaması olmasa da, KMAI evrenin en uzak köşelerinden gelmiyor anlamını taşır. WMAP verileri kamuya açıktır ve diğer bilim insanları UAH sonuçlarının doğruluğunu sınıyorlar ancak bu sonuçların yanılgılı veya yanlış olduğuna ilişkin henüz bir bildirim yok”. Dr. Lieu ve UAH’de araştırma görevlisi Dr. Jonathan Mittaz, eğer KMAI, savunulduğu gibi, Büyük Patlama’nın fosil ışınımı ise, WMAP haritalarında görülmesi gereken ancak görülmeyen ‘mercekleme’ etkisi üzerine bir çalışmayı yayımladılar. Kaynaklar: 1. Richard Lieu & Jonathan P.D. Mittaz, ApJ, 628:583 – 593, 2005 August 1 2. Lieu, Mittaz and ShuangNan Zhang, UAH, “The SunyaevZel’dovich effect in a sample of 31 clusters: A comparison between the Xray predicted and WMAP observed decrement,” ApJ, Sept. 1, 2006, Vol. 648, No. 1, p. 176 3. “Big Bang’s Afterglow Fails an Intergalactic Shadow Test.” PHYSorg.com. 1 Sep 2006. http://www.physorg.com/news76314500.html 4. R.A. Sunyaev & Ya. B. Zel’dovich, ARA&A, 1980. 18:537 – 60. A labama Üniversitesi’ndeki (UAH) biliminsanları, KMAI’ya ilişkin yeni ve oldukça doğru ölçümleri kullanarak “yakın komşuluğumuzdaki” gökada kümelerinden geçip gelen ışınımın akısında beklenen azalmaya ilişkin kanıtların olmadığını gösterdiler. Dr. Richard Lieu önderliğindeki UAH bilim insanları grubu, NASA’nın KMAI’daki yön bağımlılıkları araştırmak üzere fırlatılan uydusu WMAP’in (Wilkinson Microwave Anisotropy Probe) 31 tane gökada kümesi için elde ettiği verileri kullandı. Lieu: “Bu akı azalmaları, varlığı uzun süredir öngörülen ve KMAI’nın kaynağına olan uzaklığı dolaysız olarak ölçecek etkidir. Bugüne dek bu ışınımın kaynağının Büyük Patlama anında ortaya çıkan ateşten top olduğuna ilişkin kanıtlar dolaylı kanıtlardı. Eğer KMAI’daki akı azalması gözlenseydi, ışınımın o gökada kümesinin de ötesinden geldiği anlaşılacaktı. Eğer bu akı azalmasını gözleyemediyseniz sorun var demektir. Üzerinde çalıştığımız 31 gökada kümesinden bazıları bu azalmayı gösterirken diğerleri göstermedi”. “Diğer araştırma grupları KMAI’da bu tür akı azalması gördüklerini bildirdiler. Ancak bu çalışmalar, özellikle KMAI gözlemleri için tasarlanmış olan WMAP uydu verilerini kullanmadı. Eğer standart Büyük Patlama evren modeli doğruysa ve KMAI evrenin en uzak köşelerinden geliyorsa, Samanyolu Gökadası komşuluğundaki gökada kümeleri içinde tuzaklanmış olan devasa ve X ışın üreten elektron plazması ışınımın akısının radyo bölgesinde azalmasına neden olur. “Bizim bulgularımız Astrophysical Journal dergisinin 1 Eylül 2006 sayısında yayımlanacak. 31 gökada kümesi verilerinin hepsini ele aldığımızda, akı azalması, öngörülen değerin dörtte biri denlidir. Bu değer, daha önce tüm gökyüzü haritasında gözlenen doğal değişim değeridir. Ya KMAI andalandan gelmiyor, ki bu sonuç Büyük Patlama’nın patlak balon olduğuna veya bir şeylerin yanlış gittiğine işaret eder”. “Olası açıklamalardan birisi, gökada kümelerinin mikrodalga ışınım kaynağı olduğu yönündedir. Bu kaynak ya gökada kümesi içindeki bir nokta kaynak veya kümenin ayçasında (halo) bulunan ve mikrodalga ışınım salan özdektir. Ancak, ışınım kaynaklarına ve gökada ayçalarına ilişkin bildiklerimiz temelinde konuşursak, bu tür bir ışınımın varlığını bekleyemeyiz. “Diğer yandan, bazı gökada kümelerinin, KMAI’da gözlenen frekanslarda ve yeğinliklerde ışınım saldığını savunmak da doğru olmaz. 1948 yılında öngörülen ve 1965 yılında bulgusu yapılan KMAI, görünüşte tüm evreni kapsayan zayıf bir ışınım alanıdır. Yönbağımsız olarak evrenin her köşesinden aynı frekans ve yeğinlikte gelen bu ışınım evrenbilimciler tarafından Büyük Patlama yaradılış anından arda kalan fosil ışınım olarak kuramsallaştırıldı”. “Eğer KMAI gerçekten de Büyük Patlama’dan arda kalan fosil ışınımsa, evrenin en uzak köşelerinden gelip Yer’e ulaşan bu ışınım uzayda milyarlarca ışık yılı sü Gün Eksilmesin Penceremden Yard. Doç. Dr. Hacer Gülşen (İstanbul Kültür Üniversitesi) “6 Haziran 1973 / Pırıl pırıl bir yaz günüydü, / Aydınlıktı, güzeldi dünya, / Bir adam düştü o gün galata kulesinden, / Kendini bir anda bıraktı boşluğa, / Ömrünün baharında, Bütün umutlarıyla birlikte / Paramparça oldu.” Ümit Yaşar Oğuzcan (19261984) oğlu Vedat intihar ettiğinde yukarıdaki dizeleri yazmış, şiirine şu dizelerle devam etmiştir. “Bir adam düştü galata kulesinden / Bu adam benim oğlumdu” ntihar, insanların çaresiz kaldıklarında başvurdukları bir çözüm yolu. Aslında çözülen hiçbir şey yok. Sadece çaresizlik içinde olmak en önemli sebebi. Geçenlerde gazetede artan intihar vakalarına karşı Kayseri Belediyesi’nin uyarıcı anonslar yaptığını okumuştum. Peki ne oldu insanlarımıza? CBT 1265 / 14 17 Haziran 2011 Ben E5 üzerinde 60 yaşında bir kadının kendisini metrobüs durağından attığını duyduğumda çok üzülmüş ve şaşırmıştım. nsanlarla dolu kalabalık üst geçitten geçerken şöyle bir baktım. Durumun ne kadar vahim olduğunu o zaman anladım. Bir anne, belki bir nine, bir kadın neden atar kendini? Neden insanlar sadece seyretmek için doldurur o yeri. Tutmak için bir kol neden bulunamamıştır? Kameralar altta ve ben üstte geçerken her nedense Goethe’nin “Genç Werther’in Acıları” adlı eserinin Alman toplumunda yarattı etkiyi düşündüm. Televizyonun olmadığı zamanlarda bir roman ne kadar etkileyebiliyordu toplumu. Yine o an aklıma bir kelime geldi. “Buhran” kelimesi. Bu kelime Fransızca “crise” kelimesine karşılık olarak Ahmet Cevdet Paşa tarafından bulunmuş ve kullanılmış bir kelimedir. Medeniyet değişimleri insanlarda buhrana neden olur. Bu değişimler genellikle ekonomik değişimlerle başlar, sosyal ve kültürel değişimlerle devam eder. Kadınlar ve gençler bu değişimlerden en çok etkilenen varlıklardır. ntihar, gerçi genç, yaşlı, kadın ve erkek dinlemiyor ama neden? Bir akademisyen intihar ederken şu satırları yazmış: “Bu dünyada çok acı var” ama bu dünyada çok güzel şeyler de var. Bir örnek hemen aklıma geliyor. Cahit Sıtkı Tarancı. Hastalanıp felç geçiren, Türkçeyi yeniden annesinden öğrenmek zorunda kalan Cahit Sıtkı, her mihnete her sıkıntıya katlanmaya hazır: “Pervam yok (kurtuluş yok) verdiğin elemden / Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden” diyor. Şartlar ne olursa olsun parasızlık, sevgisizlik, kırık notlar yalnızlık, aldatılmak, karşılıksız aşklar vb. her şeye rağmen yaşamak, dimdik, bir ağaç gibi korkusuzca yaşamak gerekir. Kolu bacağı olmayan, ya da çaresiz hastalığın pençesinden kurtulmaya çalışan insanlardan ders alınmalı. Doğan her günü bize verilen bir armağan gibi kabul etmeli ve karşılamalıyız. Evet, belki hepimiz yalnızız bu gri, bu büyük, bu koca şehirde. Ama birbirimize verebileceğimiz tutunmak için bir kol olmalı, uzaktan bakmak için değil, yakından görmek için bir göz olmalı. Biz bir şeyler yapabiliriz. Biz hayatı griden maviye, kurak gönülleri ve yerleri yemyeşil bir vadiye çevirebiliriz. Bizler sevebiliriz. Bizler hoş görebiliriz. Bizler istersek düşmeden ayakta kalabiliriz: Y “Yeter ki gün eksilmesin penceremizden.”