17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör 1 Nisan 2011 günü Gölcükte Deniz Kuvvetleri Donanma Koumtanlığında yapılan «Kurumsal Aidiyet ve Görev Bilinci» başlıklı toplantıya ben de panelist olarak davetliydim. Sayın Dr. Sedef Kabaş tarafından yönetilen panelde, Management Centre Türkiye şirketinden danışman Sayın Mehmet Özel ile İş Dünyası ve Sürdürebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Sayın Engin Güvenç de konuşmacıydılar. Ürünler LG’den kablosuz şarj tablası LG Electronics firması cep telefonları için yeni kablosuz şarj tablası WCP700’ü satışa sundu. Yeni şarj tablası pil kapaklarıyla bütünleşmiş indüktörler sayesinde kablosuz bir güç kaynağının kullanılmasına izin veren bir sistem. Telefonun tablaya doğru bir şekilde yerleştiğini gösteren sesli ve dokunmatik sinyal dışında şarj durumunu gösteren renkli LED ışıklarıyla kolay kullanım sunuyor. Aletin boyutları 16x9. x0.99cm. Bilgi için: [email protected] ve [email protected] testeresi, eğesi, matkap adaptörü, tornavida ve şişe açacağı var. Fiyatı: 140200 dolar. Bilgi için: http://www.wenger.ch/uelisteckspecialeditionknifede Donanma Komutanlığında Kurumsal Aidiyet ve Görev Bilinci Toplantısı Panelde, Mehmet Bey «Aidiyet kavramı aslında ne demek? Aidiyet kavramının “aşk” ile ilgisi var mı? Aidiyeti, bağlılığı yüksek liderler kurumlara, organizasyonlara neler katıyor? Liderlerin, yöneticilerin İengagement – ortaklıkı yaratmak konusundaki rolü, etkileri neler?» başlıkları altında görüşlerini sundu. Engin Hanım bilhassa iş dünyasındaki kurumsal aidiyet ve kurumların sürdürülebilirliğini anlattı. Benim sunumum «yönetimin, yönettiği konudaki becerisi ve bunun temellendirilmesi; yönetimin yönettiği grup içinden veya dışından gelmiş olmasının yarattığı sorun ve avantajlar; yönetimin yöntilenleri yönetime ne derece ve hangi yöntemlerle kattığı; yönetimin ceza ve ödül sistemini kullanış etkenliği» başlıkları altındaydı. Sedef Hanım ise gerek yaptığı televizyon programlarından, gerekse de konuşulan sorunlar hakkındaki yayımlanmış çalışmalarından bizlere örnekler sunmakla kalmadı, konuşmaları ve tartışmaları büyük bir ustalıkla yönetti. Katıldığım en güzel paneldi diyebilirim. Tüm toplantıyı başından sonuna Donanma Komutanımız Oramiral Sayın E. Murat Bilgel de izledi, katkılar yaptı. Toplantı aynı zamanda gerçek zamanlı olarak diğer deniz üslerimizden de izlenebildi. Salonumuz, üniversitelerimizde yapılan benzer toplantı ve sempozyumlarda görülenin tersine epey doluydu. Buna rağmen, Komutanımız boş koltukların nedenini izah etmek ihtiyacını duydu: «O boş koltukların sahipleri şu anda Libya’da, Somali’de ve ülkemiz civarındaki tatbikat ve görevlerde bulundukları için bu toplantımıza iştirak edemediler» dedi. Bu bağlamda hepimiz orada koltukları boş duran, Hasdal’da her zamanki gibi görevlerinin başında bulunan sayın komutanlarımızı da içimiz derinden sızlayarak hatırladık. Hiç kuşkusuz, Silivri’de bulunan sayın komutanlarımız arasında da bu toplantıya katılarak katkı yapmak isteyenler olacaktı. Ne yazık ki onların geniş deneyimlerinden istifade edemedik. Toplantıda üzerinde durulan en önemli konu başlığı, aidiyetin akılcı ve hissî yönleriydi. Bu iki bileşenin kökleri, görünüş şekilleri ve işlevleri üzerinde duruldu, her ikisinin de gerekliği vurgulandı. Kurumların yönetimlerinde yöneticilerin rolü, yönetimyönetilen ilişkilerinde hakkâniyetin temel olması, kurumların geçmişlerindeki başarıları ve kurum sürekliliğinin kurum üyeleri üzerindeki etkisi, kurum içi demokrasinin gerekliliği ve derecesi, ödül/ceza ikilisinin kullanılış incelikleri tartışıldı. Önemli bir konu yönetim san’atının öğretilip öğretilemeyeceği idi. Değişik konuşmacılar, yöneticiliğin hangi öğelerinin öğretilebileceği, hangilerinin ise yönetim durumlarının zaman ve mekâna, ayrıca kurum içindeki süreçlerin gelişmesine ve kurumu oluşturan bireylerin psikolojilerine göre önceden kestirilemeyecek özellikler sunmaları nedeniyle öğretilmelerine imkân olmadığı konusuna örneklerle değindiler, bu konuda Atatürk’ün ve diğer önemli yöneticilerin muhtelif eserlerinden de pasajlar okundu. Pek çok kişinin hissî olarak algıladığı askeri kurumlara aidiyet hissinin ben akılcı yönlerini vurguladım ve hattâ insanın biyolojik dürtülerine ters gibi görünen ölüme bilerek koşmanın dahî akılcı bir irdelemeyle kabul edilebileceğini söyledim. Bu şekilde akılcı bir analiz sonucu ölümüne görev yapmanın hissî nedenlerle yapılabileceklerden genellikle daha başarılı olacağını vurguladım. Bunun üzerine Mehmet Özel Bey, Sergei Bodrov’un, senaryosu Bodrov ve Arif Aliyev tarafından yazılmış olan «Mongol: The Rise of Genghis Khan» adlı filmindeki muhteşem meydan savaşının açış kısmındaki hafif süvari avcı birliğinin Dombira türküsü eşliğindeki hücumunu gösterdi. Bu açışa iştirak eden süvari birliğinin her üyesi ya düşman silâhı ya da kendi okçularının okuyla öleceğini kesinlikle bilmektedir. Bu birliğe iştirak için Cengiz Han’ın ordusunun tüm elemanları ısrarla gönüllü olmuşlar, ama bu onur ancak bir avuç kahramana verilebilmiştir. O hücumu seyrederken benim de aklıma yıllar önce ettiğim askerlik yemini geldi ve orada, bir soru üzerine, hiçbir doğa üstü inancım olmadığı halde, bugün ordumuz benden sonu kesinlikle ölümle bitecek bir görev yapmamı isterse, bunu hiç tereddüt etmeden kabul edeceğimi, bunun ordumuzun uygarlığı ve onun temel oluşturduğu modern insanlığı koruyan ve iyi yönetilen yüce bir kurum olduğunu bilmemden kaynaklandığını söyledim. Bunun en güzel örneği içinden geçtiğimiz kapkara günlerde kendisine, üstelik kendi ülkesi içinden yapılan en rezilâne hücumlara dahî uygarlığı ve ülkesini zedelemeden karşılık vermeye çalışmasıdır. Ne mutlu böyle büyük fedakârlıklar yapabilen bu yüce kurumun üyelerine! Haier T5M: Çift ekran kartlı notebook Haier’in Türkiye temsilcisi DataStar’ın satışa sunduğu Haier T5M dizüstü bilgisayarının en önemli özelliği çift ekran kartı bulunması. Hem 1GB ATI hem de dahili Intel ekran kartı olan üründe, kullanıcılar gereksinimlerine uygun ekran kartını tek bir tuşla belirleyebiliyor. Böylece grafik özellik gerekmeyen uygulamalarda dahili Intel ekran kartına geçerek, bilgisayarın daha az enerji tüketmesi sağlanıyor ki bu da pil ömrünü uzatıyor. Kullanıcı grafik özellik isteyen bir uygulamaya geçerken yine tek bir tuşla kullanılan ekran kartını değiştirebiliyor. Bilgisayarın T5M1 ve T5M2 olmak üzere iki modeli var. Birinci modelin Intel I3 380 işlemcisi, 3GB DDR3 belleği ve320GB sabit diski var. İkinci modelde ise Intel I5 460 işlemci, 4GB DDR3 bellek ve 500GB sabit disk bulunuyor. Fiyatlar: 569 Dolar + KDV ve 699 Dolar + KDV. Bilgi için: www.datastar.com.tr Eurotech firması “Zypad WL 1500” taşınabilir bilgisayarını tanıttı. Kemerin üzerinde de taşınabilen bilgisayar tıpta, endüstriyel alanda ve devlet kurumlarında kullanım alanı bulacak. Aletin bazı teknik özellikleri şöyle: WLAN, Bluetooth, 3G (UMTS), mikrofon, mono hoparlör, Windows CE 6.0 işletme sistemi ve barkot tarayıcısı. Yeni bilgisayarın bu yılın ikinci yarısında satışa sunulması bekleniyor. Bilgi için: http://www.techfresh.net/eurotechzypadwl1500wearablecomputer/ Yolculuklar için taşınabilir bilgisiyar iP ho n’ a pr ogr am la nabilir şarj aleti Birçok şarj aleti, piller boşaldığı zaman otomatik olarak şarj ediyor. Wİ.U biraz daha farklı işliyor. Bu alette tarih ve saatle birlikte, akünün yüzde kaç oranında dolması gerektiği de ayarlanabiliyor. Alet App ile çalışıyor ve tüm iPhone modelleriyle uyumlu. Üç gün dayanan akü daha önce boşalacak olursa, iPhone kablosuz olarak Wİ.U şarj tablasıyla şarj edilebiliyor. Kısa bir süre sonra piyasaya verilmesi beklenen aletin fiyatı 130 Dolar olarak açıklandı. Bilgi için: http://blog.wiucharger.com/ Kimi anne baba adayları (yoksa hepsi mi?) bebeklerini bir an önce görmek isterler. Avustralya’daki New South Wales Üniversitesi endüstriyel ürün tasarımcısı Melody Shiue tüm anne baba adaylarını heyecanlandıracak bir ürün tasarladı. PreVue, kemer gibi bele bağlanan bir görüntüleme sistemi. Ekran üzerinden bebeğin ilk gülüşü, esnemesi, dönüşü daha dünyaya gelmeden izlenebiliyor. Tabii gelişimi de. İzlenebiliyor diyoruz ama ürün henüz tasarım ürünü ve ne zaman üretileceği henüz belirsiz. http://www.gizmowatch.com/entry/australiandesignerdevelopsprevuefetalvisualizationdevice/ Anne karnından canlı yayın Çevir, fırçala Dağcılara özel çakı İsviçreli dağcı Ueli Steck, bıçak ve çakı üreticisi Wenger ile birlikte diğerlerinden yüzde elli daha kalın olan bir çakı geliştirdi. Wenger Titanium çakısı son derece keskin. Çok fonksiyonlu aletin ayrıca Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1255/ 5 8 Nisan 2011 Özellikle çocuklar diş macununu bir türlü ayarlayamazlar. Tüpü çok fazla sıktıkları için fırçanın üzerine çok fazla macun dolar, fazlalığı da lavaboya dökülür ve ziyan olur. Ayrıca dökülenleri temizlemedikleri için de kirlilik oluşur. MashUp olarak isimlendirilen diş fırçasının sapında bir tür şırınga var. Diş macunu şırınganın içine dolduruluyor. Sapın ucundan bir kez çevrildiğinde uygun miktarda macun çıkıyor fırçanın üzerine. Tabii ki şırınga boşaldığında yeniden doldurulabiliyor. http://technabob.com/blog/2011/03/23/twistbrushsyringetoothbrush/
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle