22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

•KÜLTÜR• DOĞAN KUBAN nsan uzun süre kendi geleceğine yaptığı kötülükleri idrak edememiştir. Fakat farkına vardığı zaman geriye dönemediği haller olur. Çernobil’de görmüştük. Şimdi Japonya’da da görüyoruz. Bunu atmosferde CO2 oranının artmasında, iklim değişikliği anaBizim ailenin büyükleri Arapça ‘La havle ve la kuvvete lizlerinde de görüyoruz. nsanın komşusuna, çevresine, topluma illa billah’ deyimini çok kullanırlardı. Karşılarındakine verdiği zararlar duyarsızlığı, egoizmi, hırsı ve bir şeyi anlatamadıkları ya da sabırlarının sonuna geldüpedüz kötü yaratılışıyla ilgili olabilir. Bu, dikleri zaman La havle çekerlerdi. insani dramların edebiyata da yansımış bitmez tükenmez serüvenidir. nsanların büyük çoğunluğu, gereksinmelerini doğadan sağnsan düşünen bir yaratık. Düşünmeden yani bilinçsiz bir adım atarsa ya bir çukura düşer, ya da bir yere çarpar. n ladıkları ve dünya nüfusunun az olduğu zamanlarda, kıt kanaat san aklı düşünerek gelişti; akıl doğanın hazırladığı ve in geçinen yarı aç topluluklardı. Zenginlik ve güç, din adamlasana tuzak gibi gelen olgulara (buna kimisi kader diyor) kar rının sonra onlara ortak olan hükümdarların, savaşçıların elişı uyanık olmanın aracıdır. şte deprem, sel, tsunami, soğuk, ne geçti. Bugün güç, para sahibi olanların. Bu gücü ve servesıcak, susuzluk, açlık ve düşman yaratıklar ve insanın kurdu ti politikacılarla paylaşarak denetliyorlar. Burada politik sistemin fazla önemi olmadığı söylenebilir. Kaddafi, Suudi Arap diğer insanlar. nsan konuşan bir yaratık. Düşündüğünü söyler. nsan din kralı, Çin Komünist Partisi başkanı, ya da büyük şirket patleyen bir yaratık. Diğer insanlarla öyle anlaşır. nsan yollar, ronları arasında para ve güç ilişkisi açısından fazla fark yok. evler, kentler yapar. Çevre aklın yarattığı bir düzendir. ‘Dü Güçlü paraya yöneliyor, para da güçlüye. Sonuçta çoğunluğun zen aklın doğayı ehlileştirmesidir’ diyebiliriz. Yani insanın da sömürülmesi ve tehdit altında olması değişmiyor. ha güvenli yaşamasını sağlayan bir yapıdır. Akılla doğa arasındaki etkileşim bu düzeni ya da düzenleri yaratmıştır. Do ŞEFFAF SÖMÜRÜ S STEM Bilim adamları, güç ve ekonomi ilişkilerini uzun zamanğanın karmaşasına (karmaşa denen insanın nedenini bilmediği doğa düzenleridir) yanıt, eğer varsa, akıldadır. Bitki ve hay dır inceliyorlar. Bu süreçler sonunda liberal kapitalizm denen van doğa karşısında onu değiştirecek bir şey yapmaz, ona uyar uluslararası şeffaf sömürü sistemine ulaştık. Ama I. Dünya Salar. Ama insanoğlu yapabilir. Kısaca düzen yaşamsal bir çaredir. vaşı’ndan sonra dünyada ne olduğunu düşünürseniz fazla bir nsanı tanımlar. Fakat tarih boyunca, giderek karmaşıklaşır. şey değişmediğini görürsünüz. Sonunda fakir fakir kalıyor, zengin de zengin. Çünkü insanın müdahalesi artar. Sömürünün doğası çok eski çağlardan bu yana değişmiyor. nsan hayvandan farklı olarak doğayı değiştirebilir. Bazen büyük bir hızla değiştirir. Tepeleri düzeltir, suların mecrala Bugün parayı yöneten, insanların şu ya da bu nedenlerle kanrını değiştirir, ormanı yok eder, hayvan türlerini yok eder. Ken larını döken ve bir milyar insanı aç bırakan bir kargaşa var. di kendini de yok eder. Aslında doğayı düzenlemek doğaya en Bunun adına Batı uygarlığı deniyor. Reddedilemeyecek bir tehzarar veren etkinliktir. Bu açıdan doğal düzenin en büyük düş like de var başımızda: nsanların nüfusu dünyanın taşıyamamanı insandır. Öte yandan doğayı değiştirme yeteneği olma yacağı kadar artıyor. Ve dünya iklimi insan türünü tehdit edisaydı, uygarlık da olmazdı. Ne var ki doğa insana yenilmez. Sır yor. Tarihten miras kalmış, artık anlamını yitirmiş basmakalarını öğrensek de, depreme, tayfuna, ya da bir göktaşının dün lıp söylemlerle cahil kalabalıklar uyutuluyor. Geçmişte koşullar, ekonomikpolitik gücün (bazen Tanyaya çarpmasına engel olamayız. La Havle... rısal isteği de arkasına olarak), gelecekten korkmadan (çünkü sayı baskısı yoktu) düzenlediği bir dünya düzenine olanak veriyordu. Bugün dünya nüfusu bütün geleneksel güç paradigmalarını değiştirdi. Eskiden var olmayan araçlar yarattık. En basit şeyler karakter değiştirdi. Çocukken kaldırımlardan şikâyet ettiğimizi anımsamıyorum. Otomobil yoktu. Bugün binlerce yıl hiç söz konusu olmamış bir kaldırım sorunu var. Bir çöp sorunu var. Bugün sağlığa zararlı madde üretimi sorunu var. Susuzluk sorunu var. Enerji sorunu var. nsanlık tarihin başından beri çektiği açlık sorunu da cabası. Dünyanın olanakları nüfusu doyurduğu sürece, egemen güçlerin yavaş yavaş gelişmesini kontrol ettikleri bir politik düzen, bir çevre düzeni, bir düşünme düzenini yerinden oynatan bir nüfus artışı var. Halkların hareketleri meteoroloji raporları kadar bile güvenli değil. Bunların en sonuncusu Kuzey Afrika halklarının eylemleri oldu. Dünyanın en uslu, kaderine inanan, cahil insanları olan Müslüman kalabalıklar, dünyayı şaşırttılar. Kimi bunu emperyalist oyunu, kimi halkların uyanması olarak gördü. Arap despotların onlarca yıl aç bıraktıkları insanlar şimdi biraz hak peşindeler, ama insanlığın başındaki belalar birbirini izliyor. Deprem, tsunami, iktidardan düşen despotlar, sonra radyasyon. Fakat günlük felaketlerle karşılaşınca unuttuğumuz daha büyük bir felaketin kara bulutları bir yerlerde toplanıyor. nsanoğlu, son buzul çağından sonraki en büyük fiziksel tehlike ile karşı karşıya. Bitkiler ya da hayvanlar kadar dayanıklı olup olamayacağını bilmiyoruz. Fakat sorunlarını hayvanca ya da bitkice değil, insanca, yani aklı ile çözmesi gerek. Kapitalist tüketimin yolu aptal bir geleceğe işaret ediyor. Önüne çıkan sorunları eskimiş düşünce kalıplarına uydurmaya çalışırsa umutsuz bir manzara ortaya çıkıyor. Kaddafi ‘Bu bir Haçlı Seferi’ demiş. Petrol seferi de diyebilirdi. Peki toplantıyı açan kim? Kendisi değil mi? (Alman Spiegel gazetesi dünyayı idare edenler hakkında 29.11.10 tarihli (Nr. 48) sayısında Amerikan diplomatlarının WikiLeaks’e sızan raporlarından söz ediyordu. Almanca bilenler onu okuyarak dünyayı idare edenler hakkında bir fikir sahibi olabilirler). Gene 20. yüzyıl başına döndük. La havle çekmekten başka bir şey yapabilecek mi tüketim toplumlarının zavallı üyeleri. KAFASI GÜZEL F LLER ve EN ACA P DENEYLER Yazar: Alex Boese Çeviren Turgut Gürer Yayınevi: Gürer yayınları Zombi Kediler, Görünmez Goriller, Gıdıklama Makinesi, Keçilerle Bakışan Adam, Hamamböceği Stadyumu, Dünyanın Sona Ermediği Gün… “Kafası Güzel Filler” sizi güldürecek, “insaf artık!” dedirtecek, iğrendirecek, şok edecek, eğlendirecek, sabah akşam konuşturacak; bugüne dek yapılmış en acayip deneylerle dolu. Zor kadını oynayan kadınların daha mı çok rağbet göreceğini gösteren deneyden, iyi huylu bir insanın karanlık yönünün nasıl ortaya çıktığını anlatan itaat deneyine; günlük hayatta gördüklerimizin rüyalarımıza etkilerinden, beynin haz tuşuna, insanmaymun melezleme deneylerine, maskeli gıdıklayıcıya, Soğuk Savaş döneminde kafa nakli çalışmalarına kadar neleri bilmediğinizi öğrenince çok şaşıracaksınız. * Gözleriniz açık nasıl uyursunuz?, “Frankenstein”a esin kaynağı olan adam kimdi? * Yeşil yandığında arkanızdaki araba korna çalmasın diye ne yapılabilir? * Tanımadığınız biri sizden istiyor diye masum birine elektrik verir misiniz? * Önünüze gelene ‘Benimle yatar mısınız?’ derseniz ne olur? * Çocukluk anılarınız sahte olabilir mi? Kadınlar mı erkekler mi daha çok gaz çıkartır? * Nükleer savaştan sonra hangi canlı hayatta kalacak? * Kadınlar bir arada yaşayınca neden aynı anda âdet görürler? * Anneler bebeklerini kaka kokusundan tanıyabilir mi? Bu kitapta bunun gibi pek çok sorunun yanıtını keşfedeceksiniz. Aralarında “Deney Das Experiment” filmine konu olan sahte hapishane deneyinin de yer aldığı, sınırları zorlayan ünlü deneyleri yazarın komik üslubuyla bir solukta okuyacaksınız. Tayfun Akgül CBT 1255/2 8 Nisan 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle