17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Uzmanların önerdiği ve anımsanması zor bir şifre yerine bildik kelimelerden oluşan bir şifrenin teknik olarak kırılması, yapılan bir araştırmaya göre, çok daha zor. Böylece xkf/4 yerine “çek bir çay” daha güvenli bir şifre olabilir! Osmanlılarda ilk bilimsel araştırma kurumu: Bakteriyolojihane Fransız bakteriyolog Dr. Maurice Nicolle’ün öncülüğünde 1894’te Nişantaşı’nda kurulan Bakteriyolojihanei Osmani, ülkemiz tarihindeki ilk modern bilimsel araştırma kurumudur. Veteriner bakteriyolog Mustafa Adil bey de bu kurumda Dr. Nicolle ile birlikte önemli bilimsel araştırmalar yapmıştır. Osman Bahadır [email protected] essesesini idare eden Dr. Maurice Nicolle’ün yanında birstanbul’da 1893 yılında büyük bir kolera salgınının çık birinden kıymetli ve önemli çalışmalar yapmıştır. Bunması üzerine, Osmanlı hükümeti salgının kontrol al lar Dr. Maurice Nicolle adını hâlâ kitaplarda yaşatan çatına alınması için Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden yar lışmalardır. Bunlardan yalnız iki tanesine dikkat çekeceğiz: dım istemişti. Pasteur Enstitüsü bu talep üzerine Chan 1 Sığır vebasının süzgeçten geçen bir virüsle husule geltemesse’i (18511919) stanbul’a gönderdi. stanbul’da bir diğini Dr. M. Nicole ve Adil bey göstermişler ve 1899’da süre incelemelerde bulunan Chantemesse hükümete bir yayımlamışlardır. Böylece hayvan paraziti virüslerinin ikinbakteriyoloji laboratuarı kurulmasını tavsiye ederek Pa cisinin bulunuşu dünyaya bildirilmiştir. ris’e döndü. “Bilindiği üzere etkeninin süzgeçten geçtiği ispat ediKısa bir süre sonra 1894 yılında, Pasteur Enstitüsü kad len ilk hayvan hastalığı şap hastalığıdır. Bunun etkeni rosunda bulunan genç araştırmacı Dr. Maurice Nicolle 1897’de Löffler ve Frosch tarafından bulunmuştur. Sığır (18621932) Türkiye’ye geldi ve Nişantaşı’nda Bakteri vebası virüsünü süzen ve bu alanda birçok yenilikleri yayolojihanei Osmani adı altında bir araştırma merkezi kur yımlayan Dr. M. Nicolle ve Adil bey, virüslü kan damıdu. Nicolle’ün bu mertık suda eritildikten sonkezdeki kendi seçtiği ra santrifüje edilirse, etyardımcılarından biri de kenin en fazla lökositveteriner bakteriyolog lerden ibaret olan çöMustafa Adil bey (1871küntüde bulunduğunu 1904) idi. Mustafa Adil göstermişlerdir. 2 Dr. bey, 1897 yılı başından, M. Nicolle ve Adil bey, Nicolle’ün Paris’e geri çiçek aşısı üzerine de döndüğü 1901 yılına ka1900 yılında araştırmadar bu merkezde çalışmış lar yapmışlar ve Negve araştırmalarda buri’den 5 sene önce bu lunmuştur. aşının etkeninin süzMustafa Adil bey, geçten geçebildiğini Baytar Mektebi’ni bitir Kolağası Mustafa Adil bey ve eşi Nezihe hanım, evlerinin bahçesinde. göstermişlerdir. Yalnız dikten sonra devlet burbu çalışma Adil beyin suyla Fransa’da Alfort Yüksek Veteriner Okulu’na gön ölümünden iki sene sonra 1906’da yayımlanmıştır. Bu çaderilmişti. Bu okuldaki çok başarılı bir eğitimin ardından lışmada aşı maddesini pankreas sindirimine tabi tuttuk1895’te ülkesine dönen M. Adil bey, bir süre sonra da M. tan sonra bakteri geçirmeyen Berkfeld filtrelerinden Nicolle ile çalışmaya başlamıştır. süzmüşler ve süzüntünün virülensli olduğunu göstermişM. Adil beyin ülkemizde difteri serumunun hazır lerdir.” lanmasında da önemli ve öncü bir rolü olmuştur. NicolDr. Nicolle’ün Türkiye’den ayrılmasından sonra le’ün ve M. Adil’in çalışmalarını değerlendiren Prof. Dr. Bakteriyolojihanei Osmani, ikiye ayrılmış, bir bölümü esNihal Erk, şunları söylemektedir: ki adı ile Nişantaşı’ndaki binasında kalmış ve yalnızca in“Bu yıllar Adil ve Nicolle için çok verimli olmuş, her san hastalıklarının araştırılmasına ayrılmış, diğer bölümü ikisi de klasik literatüre geçecek çalışmalar yayımlamış ise Sultanahmet’te Bakteriyolojihanei Baytari adı altında lardır. Özellikle sığır vebası konusunda çok orijinal bu çalışmaya başlamıştır. Mustafa Adil bey, Bakteriyolojihaneluşlara ulaşmışlardır. Adil ve Nicolle’ün dört yıl süren müş i Baytari’nin müdürü olmuş (1902) ve ayrıca bir süre sonterek çalışmalarının sonuçları 1899, 1901, 1902’de An ra Mülkiye Baytar Mektebi Alisi müdürü Zaim beyin ölünales de L’institute Pasteur’de yayımlanmış bulunmaktadır. mü üzerine bu mektebin müdürlüğünü de üstlenmiş ve Bu yazıların hemen her satırı orijinal buluşlarla doludur.” 1904’te tüberkülozdan ölünceye kadar her iki görevini de Mustafa Adil beyin Nicolle ile birlikte yaptıkları ça sürdürmüştür. Yararlanılan kaynaklar: lışmaların genel mikrobiyoloji içindeki yeriyle ilgili “Bilime Katkı ve Veteriner Bakteriyolog Mustafa Adil (1871olarak da Prof. Dr. Ekrem Kadri Unat şunları söyle1904)”, Prof. Dr. Aykut Kazancıgil, Bilim Tarihi, sayı 19, Mamektedir: yıs 1993, s.312. “Türk bakteriyolojisinin en parlak simalarından biEkrem Kadri Unat, Osmanlı mparatorluğu’nda Bakteriyoloji ri olan veteriner Mustafa Adil bey, o zamanlar Osmanlı ve Viroloji, stanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yamparatorluğu’nun en önemli bakteriyoloji ve viroloji mü yını, stanbul, 1970. Hangi Şifre Daha Güvenli? geçirilen RockMe sitesinin bu kullanıcılarının en çok hangi kelimeyi şifre olarak seçmiş olduklarını listeliyordu. Bu listeye göre en popüler otuz şifrenin başında “123456” gelmekte. Bunu 12345 ve 123456789 izliyor. Dördüncü sırada “password” kelimesi, beşinci sırada ise “iloveyou” kelimesi var. Peki en güvenilir şifre nasıl oluşturulabilir? Bununla ilgili olarak da Twitter’dan gelen bir link vesilesiyle okuduğum bir çalışma ilginç bir bakış açısı getiriyor. Genel olarak güvenlik uzmanları kullanıcılara mümkünse harf, rakam ve noktalama işaretlerinden oluşan rastgele (anlamı olmayan) kelimeleri şifre olarak seçmelerini öneriyor. Güvenlik açısından böyle bir kombinasyon güzel de bunu her gerektiğinde doğru olarak anımsamak pek kolay olmasa gerek. Öyle ya “fgatv5a<1” şeklinde bir şifreyi herhangi bir yere not etmeden kim anımsayabilir? Sosyal mühendislik yollarıyla (şifre sahibine söyleterek, bilgisayarını hackleyerek vb) şifreyi ele geçirme riskini ayrı tutarsak teknik olarak şifreyi ele geçirmenin en popüler yolları Brute Force (tüm olasılıkları tek tek denemek), bildik kelimeleri denemek ve sözlükteki kelimeleri denemek şeklinde özetlenebilir. Bu tür teknik metodlar bir yazılım marifetiyle yapılarak deneme süreleri artırılmakta. Böylece örneğin saniyede yüz kere deneme yapmak normal. Bu veri baz alındığında yapılan denemelerde üç harfli bir şifreyi çözmek üç dakika (brute force) ile 80 dakika (sözlük) arasında değişiyor. Bu süre baz alındığında şifrenin güçlü olması için bir aydan daha uzun sürede çözülebiliyor olması gerekiyor. Şimdi yapılmış deneylerin sonuçlarını görelim: Rastgele seçilmiş altı harflik bir şifre (ör. smtaog) bir ayda kırılabiliyorken, harf ve rakamlardan oluşan altı basamaklı bir şifre (ör. kfkm19) sekiz ayda kırılabiliyor. Eğer kelimeye bir de noktalama işareti eklenirse (ör. nmks<4) süre bir anda 219 yıla çıkıyor. Yani şifreniz nmks<4 ise teknik imkânlarla kırılması çok zor. Benzer şekilde altı harfli bildik bir kelime üç dakikada kırılırken, az bildik bir kelime 82 dakikada tespit edilebiliyor. Her ikisi de sağlam tercih olmaktan uzak! İşin ilginç yanı iki bildik kelimeden oluşan bir şifre (orijinal araştırmada “alpine fun” kelimeleri aralarında boşluk olarak seçilmiş) iki ayda kırılabilmekteyken, bildik üç kelimeden oluşan bir şifre (“this is fun” kullanılmış) tam 2 bin 5 yüz 37 yılda kırılabiliyor. Seçilen kelimeler sıradışı olursa (ör “fluffy is pufy” kullanılmış) şifrenin kırılma süresi 39 milyon 637 bin 200 YIL’a çıkıyor. Komik gibi görünen dubidubidub gibi bir kelimenin kırılması için ise 530 milyar yıldan daha uzun bir süre gerekiyor. Türkçe kelimeler için de benzer sonuçların çıkacağını varsayarsak (ki teknik olarak bir fark yok) “çek bir çay” gibi bi r ş i f r e gd k >4 a gi bi bi r ş i f r ed en d aha g üv e nl i gö r ün mekte. Sosyal yollarla ele geçirme riskinin hâlâ var olduğunu unutmamak kaydıyla! Geçtiğimiz aylarda New York Times’da çıkan bir makale ABD’de 32 milyon kullanıcı şifresi bir hacker tarafından ele Geleceğin bilim insanları projelerini sergiliyor.. MEF Eğitim Kurumları, fen öğrenimini desteklemek ve gençlerimizi bu alanda araştırmaya yöneltmek amacıyla Türkiye genelinde tüm lise ve dengi okul öğrencileri arasında ARAŞTIRMA PROJELER YARIŞMASI düzenliyor. Bu yıl 20’ncisi düzenlenecek yarışmaya, Türkiye’nin dört bir yanından gelen liseli gençlerin FizikKimyaBiyoloji dallarında hazırladığı 62 proje, 6 Mayıs 2011 tarihinde yapılacak bir tören ile ödüllendi CBT 1258/ 12 29 Nisan 2011 rilecek. Yarışma ile ilgili sergi 3456 Mayıs tarihlerinde saat 10.0017.00 arasında gezilebilecek. Fizik dalında sergilenmeye değer bulunan 19 projeden 6’sı fen liselilere ait. Kimya dalında ise sergilenmeye değer bulunan 23 projelerin içinde nanoteknoloji bazlı çalışmalar dikkat çekiyor. Biyoloji dalında sergilenmeye değer bulunan 20 projenin içinde “Muhabbet kuşu yavrularının cinsiyetlerinin oluşmasında ebeveynlerin yaşlarının etkisinin araştırılması” konulu çalışmanın kuş yetiştiricilerinin ilgisini çekmesi bekleniyor. Araştırma Projeleri Yarışması Sergisi Açılış ve Ödül Töreni MEF Okulları’nda düzenlenecek. Ayrıntılı bilgi için: www.mef.k12.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle