24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör Ürünler Hem zemini hem de havayı temizliyor De’Longhi firmasının Aqualand elektrik süpürgesi aynı zamanda evinizin havasını da temizliyor. Yeni elektrik süpürgesi Hepa filtresi ve suda filtreleme sistemi sayesinde havadaki toz parçacıklarının %99’unu temizliyormuş. Evin güzel kokması için suyun içine koku eklenebiliyor. Süpürgenin filtre sistemi sekiz aşamalı, ayrıca ıslak kuru çekiş, kuru temizlik takımı, ıslak ve turbo fırçalar gibi özellikleri var. Kızılötesi uzaktan kumandası, kolay temizlenebilen haznesi, sekiz metrelik kablosu ve otomatik sarma fonksiyonu sayesinde rahat kullanım sunuyor. Fiyatı: 645 Türk Lirası. Bilgi için: renginyılmaz@aristoiletisim.com Edition II bellek sistemi, iki 3 TB HDD sabit diski sayesinde 6 TB’lık bellek kapasitesi sunuyor. Aletin USB 2.0, eSATA, FireWire 400/800 girişleri ve otomatik Backup yazılımı var. 166x154x98 mm. boyutlarındaki yeni bellek sisteminin ağırlığı 2.63kg. Fiyatı: 550 Dolar. http://www.mydigitallife.info/2011/03/20/wd6tbmybookstudioeditioniidualdriveraidstoragesystem/ Ben «köle sahibi» ve «din öğretmeni» sıfatlarını kabul edemem. Birincisi insan haysiyetine yakışmayan bir müessesenin temsilcisini, ikincisi de bir dogmalar külliyatını öğreten bir kişiyi kastediyor. Ben “Hoca” Değilim! İlkokulda «öğretmenim» diye hitab ettiğimiz kişilere, ortaokula geçince «hocam» demeye başlamanın, görülen eğitimde (dolayısıyla da o eğitimi verende) bir mertebe yükselişi, hatta ciddiyet artımı ifade ettiğini sanırdım. Çevremdekilerin de bana verdikleri intibâ buydu. Bu nedenle kendilerinden çok şey öğrendiğim ve birer birey olarak da çok sevdiğim ve saydığım ortaokul tabiat bilgisi öğretmenim Nuriye Güneyi’ye, lise coğrafya öğretmenim Tarık İnözü‘ye üniversite hocalarım İhsan Ketin, Sırrı Erinç, Erdoğan Şuhubi, Cengiz Dökmeci ve diğer öğretmenlerime de hep hocam diye hitap ettim ve bunda en ufak bir sakınca görmedim ta ki AKP iktidarından itibaren herkesin birbirine «hocam» diye hitap ettiğini duyana kadar. Hatta daha geçenlerde İbrahim Tatlıses’in yattığı hastanenin önünde kurban kesmek isteyen bir vatandaşımıza bir sivil polis memurunun «ya hocam!» diye hitap ettiğini televizyon haberlerinde görmek beni iyice şoke etti. Seneler önce, Sayın Başbakanımız Tayyip Errdoğan Bey’in zamanın Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Hilmi Özkök‘e de «hocam» diye hitap ettiğini okumuş ve o zaman ilk defa merak ederek bu hoca kelimesi nereden geliyor diye bakmıştım. Öğrendiğim beni o kadar dehşete düşürdüydü ki, o zamandan itibaren öğrencilerimden her zaman bana «hocam» diye değil, sadece ismimle, Celâl diye hitap etmelerini rica etmeye başladım. Hocam dilimize Farsça’dan geçme bir kelime olup, Meninski Lugatında «köle sahibi» anlamını da içerecek şekilde özellikle din öğretmeni, müderris şekillerinde tanımlanmıştır. Daha sonra merhum Andreas Tietze’nin ikinci cildi yeni çıkan Etimoloji Sözlüğünde de gene Meninski’ye atfen aynı bilginin verildiğini gördüm. Ben «köle sahibi» ve «din öğretmeni» sıfatlarını kabul edemem. Birincisi insan haysiyetine yakışmayan bir müessesenin temsilcisini, ikincisi de bir dogmalar külliyatını öğreten bir kişiyi kastediyor. Köle sahibi olmak herhalde insanlığın ulaşabileceği en aşağılık düzeylerden birini temsil eder. Belirli dogma kalıplarını öğretmeyi ise ben kendime yakıştıramam, çünkü her duyduğumu sorgulamak itiyadında olan bir insanım ve öğrencilerimden de aynı hassasiyeti beklerim. Benim onlarla olan ilişkimi sık sık şu benzetmeyle dile getirmeye çalışmışımdır: Ben ve öğrencilerim, bir bilgisizlik ormanı içinde kaybolmuş bireyleriz. Her birimizin elinde birer meş’ale var. Benim onlardan tek farkım, benim elimdeki meş’alenin onlarınkinden biraz daha büyükçe olması. Ancak daha büyük meş’ale sahibi olmak bana muhakkak ormandan çıkış yolunu bulacağım garantisini vermiyor. Bir öğrencim, elindeki daha küçük meşalesine rağmen benden önce bir çıkış yolu bulabilir ve o zaman hepimiz onun peşine takılır ve cehalet ormanından çıkarız. Bir öğrenci benden çok daha az şey bilmesine rağmen benden çok daha önemli bir keşif yaparak bana (ve dünyaya) çok şey öğretebilir (mesela ben 1976’da daha sonra doktoramı yönetecek olan Prof. Dewey’nin Ren Grabeni hakkındaki modelinin yanlış olduğunu görerek, daha iyisini yayımlamıştım. O da hemen benim modelimi benimsedi). Benim üniversite öğretim görevlisi olarak amacım (ve görevim) öğrencilerime böyle keşifler yapabilecekleri alt yapıyı ve ortamı vermektir. Bunun nedeni de son derece egoistçedir, çünkü ben de cehaletten kurtulmak, kafamdaki bir sürü soruya cevap bulmak istiyorum. Keşfi kimin yaptığı mühim değil, yeter ki ben öğreneyim. Bunun için de keşif yapabilecek kapasitede ne kadar çok öğrencim olabilirse o kadar kazançlı çıkabilirim. Ben öğrencilerimin lideri, başkanı, hele hele «hocası» asla değilim. Ben onların, tâbiri câizse «oyun arkadaşlarıyım». Derslerde ve ders haricinde hep beraber, bilim adlı ve çok eğlenceli (ve faydalı) bir oyun oynuyoruz. Bu oyunda kazanç grup olarak elde edilebiliyor. Kazancın adı da bilinmeyen bir şeyi keşfetmek. Onun için herkesin birbirine yardım etmesi gereken bir oyun bu. Zaten keşfedilmiş, zaten bilineni, onu sorgulamak dışında, birbirimize öğretmenin anlamı yok. Bilineni öğrenmenin tek amacı, bilinmeyeni bulmak için bir alt yapı kazanmaktır. Elâlemin bildiğini oturup ezberleyecek kadar salak değiliz. Onun için bilim oyununda başkanlar, liderler, hocalar olamayacağı gibi, otorite de yoktur. Hocanın «köle sahibi» anlamı aklıma her geldiğinde bu otorite kavramı da onunla beraber bir kâbus gibi önüme dikiliyor ve her «hocam» lâfını duyduğumda vücudumu âdeta bir ürperti kaplıyor. Onun için tüm öğrencilerimden ve halkımızdan ricam, bilim insanı olduğuna inandığınız üniversite öğretim üyelerine hocam demekten vazgeçiniz. Herkesin adı var. Bırakın hocam hitabını köle sahibi olmak isteyenler veya köle olmaya hevesli olanlar kullansın. Ben herkesi bilimde oyun arkadaşım olarak görüyorum. Bu mutlu resmi lütfen bozmayın. H a re k e tl e r i a l g ı l a ya n HDLCD ekran Evoluce firması IVoluce modeli olarak piyasa verilecek 117 cm’lik yeni HDLCD ekranını tanıttı. Yeni ekranın en önemli özelliği hareketleri dört metreden algılayan 3D sensorlarıyla donatılmış olması. Yeni ekran, Widgets, Apps ve diğe işlevleri çalıştıran Windows 7 PC ile tamamlanabiliyor. Ekranın çözünürlüğü FullHD 1920x1080 piksel. IVoluce ekran 3.995 Avrodan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. http://www.theinquirer.net/inquirer/news/2035362/multitouchdisplay3ddepthsensing Aspire One D255: Hem ince hem de hafif Acer firmasının yeni dizüstü bilgisayarı sadece 24 mm. inceliğinde ve 1.25 kg. ağırlığında. Bilgisayar daha hızlı mobil internet deneyimi yaşatan ve uzun pil ömrü sunan DDR3 bellek destekli çift çekirdekli Intel Atom işlemci N550 veya DDR2 bellek destekli Intel Atom İşlemci N450 ile donatılmıştır. Maksimum 250 GB dahili sabit disk ve entegre hepsi bir arada kart okuyucusuna sahip. Aletin 25.6 cm. arkadan LED aydınlatmalı TFT LCD ekranının çözünürlüğü 1024x600 piksel. Pil ömrü tek şarjla sekiz saat olan bilgisayarın siyah, kırmızı, kahverengi ve beyaz renk seçenekleri mevcut. Bilgi için: www.acereuro.com 6 TB kapasiteli bellek sistemi Western Digital firmasının yeni My Book Studio CBT 1254/ 5 1 Nisan 2011 prototip aşamasında olan yeni 140 cm. 3D televizyonunu tanıttı. FPD China 2011 fuarında tanıtılan yeni televizyon üçboyutlu içerikleri gözlüksüz gösteriyor. Televizyonun isteğe göre iki boyutlu veya üçboyutlu gösteren iki LCD ekranı var. Ekran çözünürlüğü 1920x1080 piksel ve CCFL arka plan aydınlatması var. Üçboyutlu içerikleri görebilmek için televizyondan en az 2.5 m. uzakta bulunmak ve doğru bakış açısıyla izlemek gerekiyor. Bilgi için: http://techon.nikkeibp.co.jp/english/NEWSEN/20110317/190412/ Samsung’un Yeni 3D televizyonu artık gözlüksüz izlenebiliyor Akıllı robot süpürge Samsung firması Eton firması yeni meteoroloji radyosu Eton ARCP300W’yi satışa sundu. Yeni radyo enerjisini üç farklı yoldan alıyor: 1 kolla çalıştırılan dinamo, 2 üç pil 3 elektrik prizi. Radyonun diğer özellikleri şöyle: LED fener, AM/FM kanalları, NOAA meteoroloji kanalları.http://www.amazon.com/dp/B004P0MVHG/? tag=techfresh20 Yeni meteoroloji radyosu Samsung firmasının kısa bir süre önce Kore’de satışa sunduğu VCRL87W akıllı süpürgesi ilginç özelliklere sahip. Kendi kendine tüm evi temizleyen elektrik süpürgesi WiFi özelliğine sahip. Bu sayede alet aynı zamanda güvenlik kamerası görevini de görüyor. VCRL87W evi süpürürken, siz de PC’den, cep telefonu veya tablet bilgisayarından süpürgenin o an nerede çalıştığını görebilir ya da yemeğin hazır olup olmadığını görmek için mutfağa bir göz atabilir veyahut da odalarında oynayan çocukları kontrol edebilirsiniz. Firmanın açıklamasına göre yeni süpürge sadece 48db gürültüyle çalışıyormuş. WiFi kamera ışığı sayesinde karanlıkta bile görüntü veriyor. Fiyatı: 799.000 Won (yaklaşık olarak 507 Avro). Bilgi için: http://www.techfresh.net/samsungvcrl87wvacuumrobotwithavideocamera/ Nilgün Özbaşaran Dede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle