24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJ POL T K skender Sayek: Bilime ve eğitime adanmış bir yaşam Sayek daha hiç kimsenin aklında yokken, Asistan Karnesi, Cerrahi Yeterlik, Eşyetkilendirme, Eğitim Kurumları ve Programlarının Akreditasyonu gibi kavramları cerrahi mesleğinin hatta eğitiminin tam da ortasına getirip bıraktı… Prof Dr. M Mahir Özmen, mahir.ozmen@hacettepe.edu.tr orijinal makale ve bu yazıskender Sayek 1944 yılında lara yapılan 1500’den fazla skenderun’da doğdu. lkatıf, üretkenliği ve çalışöğrenimini skenderun Mitkanlığının hangi boyutta hatpaşa lkokulu’nda, ortaokuolduğunu anlatmaya yeter lu Talas Amerikan Ortaokusanırım… lu’nda ve liseyi de Tarsus AmeÇok sayıda özgün çarikan Koleji’nde okudu. 1964 yılışma yanında onlarca kitap lında Hacettepe Üniversitesi bölümü, çeviri kitap ve Tıp Fakültesine atılan o ilk adım Füsun ve İskender Sayek bugün hemen her öğrencive bugün bu tarihten 47 yıl sonnin ve cerrahın elinde olan ‘Temel Cerrahi’ kitara emekliliğe uğurlanırken, çalışma ve mücadele ile bı da bana göre ‘Sayek’in Temel Cerrahisi’ eserdolu, eğitim, bilim ve hekimlik mesleğine adanmış, leri arasında. Şimdilerde yeni baskısı için uğraşıyor gıpta ile izlenen ve hemen her kesimde saygı ve hay var gücüyle… ranlık uyandıran bir meslek yaşamı... Sayın Sayek’in Onun en önemli özelliklerinden biri de aslınne kadar iyi bir cerrah olduğunu bir kez daha an da TTB’nin unutulmaz başkanı Dr. Füsun Salatacak değilim. Bu herkesin malumu. Onun cer yek’in eşi olması ve onunla birlikte giriştikleri örrah olarak ulusal ve evrensel boyutta cerrahi mes gütlü meslek mücadelesi. Bu mücadeleci yaşamın, leğine yaptığı katkılardan ve cerrahi eğitiminin çağ yakın gelecekte yazılacak kitaplara ilham kaynağı daş standartları yakalaması için verdiği uğraştan, ha olacağına da yürekten inanıyorum. len de yapmaya çalıştıklarından bahsedeceğim… Ankara Tabip Odası başkanlığı, Türk Tabipleri Sayın Sayek daha hiç kimsenin aklında yokken, Birliği Merkez Konseyi üyeliği, TTB KredilendirAsistan Karnesi, Cerrahi Yeterlik, Eşyetkilendirme, me Komisyonu başkanlığı, Türk Cerrahi Derneği geEğitim Kurumları ve Programlarının Akreditasyo nel sekreterliği ve başkanlığı, TCD Yeterlik Kurunu gibi kavramları cerrahi mesleğinin hatta eğiti lu başkanlığı, Avrupa Cerrahi Enfeksiyon Derneminin tam da ortasına getirip bıraktı. ği başkanlığı onun başarıyla yürüttüğü ve yaptığı bir Meslekte bireysel ve kurumsal kalite standart çok yenilikle çalıştığı dönemlere damgasını vurduğu larının sağlanması ve fırsat eşitliği yaratılarak cer görevlerden bazıları… rah olmak isteyen her hekimin nerede olursa olsun Bazen ameliyathanede, bazen klinikte hasta babenzer içerik ve uygulama olanaklarına sahip bir eği şında, bazen deney laboratuvarında, bazen kürsüde tim alması için uğraştı. Yalnızca cerrahların mı ha derste, bazen konferansta, kongrede, bazen giymiş yır tüm hekimlerin eğitim standartlarının sağlan beyaz önlüğünü meslek örgütü ile eylemde, ama neması ve kalitenin denetlenmesi için çözümler, rede olursa olsun hep güleryüzle ve sabırla iyi insan modeller üretti. olmadan iyi hekim olunamayacağına inanarak Türk Tabipleri Birliği çatısı altında kredilen eğitmek düşüncesinde çevresini... dirme çalışmalarını başlatarak ‘STEsürekli tıp Dr. Selçuk Dağdelen bir yazısında Sayek hocayı eğitimi, ve SMGsürekli mesleki gelişim’kavram ve şöyle tanımlamıştı: ‘Bir ders anlatır, bir vizit yapar, sistemleri ile tanıştırdı Türk hekimlerini daha Av kürsüye çıkar bir konuşur, bir görev verir ve siz kenrupa’da benzerleri yokken. Elbette tüm bu işleri yal di öğrenciliğinizle, kendi hekimliğinizle, kendi nız başına yapmadı, ama o hep iyi bir ekip lideri ol akademisyenliğinizle gurur duyarsınız.’ du.Değişik görüşleri, üretken zekaları ve çalışkan heEvet, Prof. D.r skender Sayek, hemen her kukimleri hangi kademede olursa olsun hep des rumda (ister üniversite, ister eğitim hastanesi ya da teklemeye, ufkunu ve önünü açmaya çalıştı.Ha tıp fakültesi ve meslek örgütü olsun) bir çok hekicettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığını yü min, akademisyen ve cerrahın rol modeli oldu yaprüttüğü yıllarda, Tıp Eğitim Konseyi’nde çalıştığı dö tıklarıyla, eserleriyle, konuşmalarıyla, yaşam biçinemde mezuniyet öncesi tıp eğitimi için çekirdek mi ve meslek mücadelesiyle... eğitim müfredat programının oluşturulması ve uluHacettepe Tıp Fakültesi’ne başladığının 47.yısal tıp eğitimi akreditasyon çalışmalarının başla lında bir yıldız kaydı Hacettepe Üniversitesi’nden tılmasında çok önemli roller üstlendi. Tıp eğitiminin geride birçok eser bırakarak… en önemli bileşeni olan bu çalışmaları sırasında bir Bilimden ve üretimden değil o sadece Hacetyandan da Hacettepe’de Tıp Eğitimi ve Bilişimi tepe Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliğinden emekAnabilim Dalı’nı kurarak diğer üniversitelere örnek li oluyor… Hastaları, çalışma arkadaşları ama en çok oldu. Cerrahi alanında yaptığı bilimsel çalışmala da öğrencileri daima anımsayacak Dr. Sayek’i… ra bakıldığında ağırlığın cerrahi enfeksiyonlar, cerEmekliliğinin de aktif meslek yaşamı kadar üretrahide antibiyotik kullanımı ve kist hidatik alanında ken ve mutlu geçmesi dileğiyle… olduğu görülür. Bu konularda yazılmış yaklaşık 250 Güle güle hocam. Baha Kuban baha.kuban@gmail.com Son yılların muhtemelen en popüler kavramlarından biri olan “enformasyon”un Türkçeye aktarılışının düpedüz yanlış bir biçimde “bilgi’ olması, bu sözcüğün sorunlarının belki de en hafifidir. Bugünkü kullanımıyla o kadar geniş anlamlar taşımaya başlamıştır ki sözcük, bütün bir toplumsal dönüşüm onunla ifade edilir hale gelmiştir; enformasyon toplumu, enformasyon ekonomisi vb. lık harcamalarından büyük bir pay alıyor. Bu kadar çok sayıda özel hastane yaşayabilecek mi ve nasıl (geliri nasıl arttırıyorlar) incelenmeğe değmez mi? stanbul’un anlı şanlı hastanelerinde çeşitli eksiklik ve aksaklıklara tanık oluyorum. Şu serbest piyasa ekonomisi var ya, şu liberalizm, şu hastayı müşteri yerine koymak var ya iş te o çok şeye mal oluyor. Siyasetin huzursuzluk, karmaşa, kutuplaşma yarattığı, demokrasiyi savunuyoruz diye akla, bilime, laikliğe darbe üstüne darbe vurulduğu bir ortamda, halka eğitimi ve sağlığı eşit koşullarda ulaştırmayı amaçlayan ve özlemini duyduğumuz sosyal devlet yapılanmasını beklemek elbette boşunadır. CBT 1254/ 19 1 Nisan 2011 Enformasyon, bilimsel kuramlara sibernetiğin popülerleştiği 1940’lı yıllarda girmeye başlar. İletişim alanında sinyal işleme konusunda kullanılmaya başlanılan enformasyon teorisi, Claude Shannon ile bilimsel bir temele kavuşur. Bir sinyalin gidiş gelişini matematiksel olarak tanımlamak için geliştirilen bu teori, soğuk savaş yıllarında iletişim akademik disiplini içindeki çıkış noktasını geride bırakıp, insanlararası anlam taşıyan alışverişte ve insan davranışlarını ölçülebilir kılmaya yarayacak yarıbilimsel kuramlarda yer edinir. Sözcüğün anlamındaki asıl sıçrama, çok sonraları, sanayiötesi ya da postendüstriyel toplum kuramcılarının elinde gerçekleşti. Enformasyon toplumu kavramının popülerleşmesinde baş köşeyi sanayiötesi toplum kuramcılarından en şöhretlisi olan Daniel Bell’e vermemek haksızlık olur. Bell “Kapitalizmin Kültürel Çelişkileri” ve “SanayiÖtesi Toplumun Gelişi” adlı kitaplarıyla kendisinden sonrakilerin sözcükle ilişkilerini belirlemiştir. Shannon’un teorisinin taşıdığı bilimsellik zırhının yardımıyla Bell, enformasyona atfedilen anlamı çok daha ileri götürmüş; hatta Shannon’un hiç bir zaman amaçlamadığı şekilde hemen bütün toplumsal ilişkileri açıklamaya elverecek bir kavramsallaştırmaya tabi tutmuştur. Ekonomik ve toplumsal hayatta sürmekte olan değişimler; artan sayısallaşma, değişen işgücü yapısı, bilgisayarın yaygın kullanımının getirdiği otomasyon ve bilimselteknik değişime hakimiyetin görünür güç artırıcı etkisi vs., bütün gelişmelerin merkezine enformasyon analizinin yerleştirilmesini Bell’e göre kaçınılmaz kılar. Bell’e göre, modern toplumun bilimselteknolojik bilgi ya da enformasyonla sembiyotik ilişkisi, bütün geçmiş toplumsal yapılara göre sanayiötesi toplumda yapının ve sosyal örgütlenmenin temel belirleyicisidir. Sözcüğün öyküsü böyle, sinyal işlemeye ilişkin matematiksel bir soyutlamadan başlayıp toplumun özünü açıklayıcı bir üstanlama varış. Dikkat! Toplumsal tarihin yükü sözcükten uzaklaştırılmıştır. “Enformasyon”’u bu bağlamda, örneğin “kültür”le karşılaştırmak ilginçtir. Kültür ne kadar tarih ve toplum kokuyorsa, enformasyon o kadar steril, dezenfekte ve tarafsızdır. Hiçbir tarihsel ve toplumsal referansa başvurmaz, adeta bilimin ışığında yıkanmış ve kutsanmış, günahlarından arınmıştır. Buna karşılık toplumsal tarih, “kültürü” anlamlandırır. Kültür emperyalizmi, karşıkültür, hatta kültürel devrim kelimelerini anlamlarından kuşku duymadan rahatlıkla kullanırız. Ama “enformasyon emperyalizmi” biraz gerçekdışılık kokar. Bağımsızlık savaşlarının ve Bağlantısızlar hareketinin yükseldiği günlerde, haber içeriklerindeki tekele karşı başlatılan mücadelenin adı “Yeni Dünya Enformasyon Düzeni” idi. Bugün bunu hatırlayan kaldı mı acaba? Enformasyonun içeriksizleştirilmesi operasyonu, onu sanayiötesi kuramlarının pivot kavramı yapar. Tarihin, sınıfların, toplumsal mücadelenin sonunun geldiğini savlayan bir çağda, Toffler’ın üçüncü dalgada sözünü ettiği enformasyon toplumu, bize bütün sorunlarından arınmış, tüm dertlere deva bir “enformasyon çağı” vadeder! Enformasyon otoyolu, yeni ekonomi, internet, siber uzay bu arada tabii küreselleşme, özelleştirme ve liberal demokrasi... “Enformasyon”un bu şekilde kavramsallaştırılması, onun toplumsal analizini, “kültür” ile sağlanabilen zengin çağrışımlardan kopartır. Bir başka içeriksizleştirme operasyonunun kurbanı olan “ekonomi” sözcüğü ile izdivacını kolaylaştırır. Enformasyon Ekonomisi, yeni bilişim teknolojilerinin de ateşlemesiyle, büyüme iktisadına veciz katkılarda bulunur. Enformasyonun bu şekilde kavramsallaştırılmasının önüne geçmek için yapılması gereken, toplumsallığını geri vermek, yaşanan hayata ilişkin referanslarını kazandırmaktır. Bunu gerçekleştirmek için enformasyon sözcüğünü meta sözcüğü ile beraber düşünmek; enformasyonun meta özellikleri üzerine kafa yormanın yanısıra, metalaşma sürecinin aldığı biçimleri betimlemek gerekir. Ancak bu şekilde, yani ücretli emek tarafından piyasaya arz için üretilen bir ‘şey’ olarak, kavramsallaştırılan enformasyon sözcüğü, tanık olduğumuz toplumsal dönüşümü açıklayıcı bir nitelik kazanır. Enformasyonun metalaşması bağlamında bugün sergilediği özellikler, üretimi, dağıtımı ve tüketimine ilişkin nitelikleri, kendisinden kaynaklanan, tarihdışı niteliklerinden kesinlikle kaynaklanmaz. Durmaksızın yeni piyasalar, yeni meta alanları ve birikim fırsatları arayan sistemin şaşmaz ekonomipolitik mantığı, dünün zanaat üretimini ücretli emeğe, sanat eserlerini de piyasa mallarına dönüştürür... Şu ele avuca sığmaz “ENFORMASYON” üzerine bazı düşünceler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle