18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Beyin göçü: Köklü çözümlere ihtiyaç var Mümtaz Başkaya [email protected] “Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulları” henüz başlarken... Metin Karadağ, TMMOB Mimarlar Odası, Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulu Üyesi B CBT 1292/ 18 23 Aralık 2011 eyin göçü, genel olarak dünyada yaşanılan en önemli sorunlar arasında. Ülkemiz, dışarıya beyin göçü vermede ne yazık ki ön sıralarda. Bu durumda da yetişmiş insan kaybı yönünden verilen kayıp hayli çok. Beyin göçünü ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi iç beyin göçü, ikincisi ise dış beyin göçü. İç beyin göçü, devlet sektöründen özel sektöre geçiş. Dış beyin göçü ise ülke dışına gidip de geri dönmeyiş. Asıl zararlı olan da bu. Dış beyin göçü, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerden daha gelişmiş ülkelere yapılan nitelikli insan gücünün gidip de dönmemesi, faaliyetlerini gittiği o ülke adına yürütmesi eylemidir. Azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki iyi eğitimli, düşünen, üreten, seçkin ve yetenekli işgücünün bir anlamda dışarıya kaptırılması, bu nitelikli insan kayıplarına uğrayan ülkeler için özellikle bilim ve teknoloji yönünden büyük kayıplar getiriyor. Beyin göçünü alan gelişmiş ülkeler de bu işgücüne zahmetsizce, hiçbir emek harcamadan kavuşmuş oluyor. Bu beyin göçü alan ülkeler arasında en başta ABD, Kanada, Avustralya, Almanya, Fransa, İngiltere ve Güney Afrika gibi benzer ülkeler yer alıyor. Bilimde ve teknolojide ileri gitmiş ülkeler, başka ülkelerden özellikle bilim insanlarını kendine çekmeye çalışıyorlar. Bunun nedeni, bu insanlardan her alanda yararlanmak. Ancak asıl hedef bu olsa da, beyin göçüne uğrayan ülkeleri bilimsel ilerlemeden, teknolojik gelişmeden uzaklaştırmak gibi başka amaçlar da var. Bu sayede dünya bilimindeki gelişmeleri tek elden idare etmenin yolu açılmış oluyor. Ülkemizde yaklaşık 1960’lı yıllarda beyin göçü başlıyor ve artarak da devam ediyor. Ne yazık ki bunun önüne geçilemiyor. Ülkemiz, dışarıya beyin göçü vermede hayli ön sıralarda yer almaktadır ve ne acı ki her yüz nitelikli insandan elli dokuzunu kaybetmektedir. Bu hayli çoktur ve kayıpları geri alınmaz ölçüdedir. Ancak bu sorun sadece ülkemize özgü bir sorun değil. Dünyadaki birçok ülkenin sorunu. Öyle ise bu dışarıya kaptırılan beyin göçüne nasıl dur demek gerekiyor onun çareleri aranmalı ve köklü çözümler üretilmeli. Öncelikle bilim özgür olmalı. Siyasi baskılara maruz bırakılmamalı. Bilim insanlarımızın tek derdi ülke gerçeklerine uygun bilim üretmek olmalı. Daha sonra ekonomik nedenlerin masaya yatırılması gerekli. Yetişen elemana hak ettiği ücret verilmeli. Bilim ve teknoloji alanında yanlış uygulamalara son verilmeli. Eğitim sistemimiz çarpıklıklardan kurtulmalı ve eşit biçimde devlet eliyle yürütülmeli. Nitelikli insanlarımıza, bilim insanlarımıza bilim üretebilecekleri istihdamlar, gerçekçi biçimde yaratılabilmeli. Yetişmiş bir kalifiye elemanın iş bulamaması veya uzmanlık alanı dışında başka bir işte veya meslekte çalışması gibi bir sorunu olmamalı. Yabancı dille eğitim de bu beyin göçünü hızlandıran etmenler arasındadır. Bu yüzden hemen terk edilmeli ve kendi anadilimiz geçerli olmalıdır. En önemlisi devletin çok sağlam ve kökleşen bir bilim politikası olmalı. Her gelenin yazboz tahtasına çevireceği biçimlerden kurtarılmalı. Sonuç olarak; geri kalmış ülkelerden ileri gitmiş ülkelere beyin göçü yoluyla gerçekleşen kaçış, o geri ülkeyi başta bilim ve teknoloji alanında olmak üzere, her alanda geriletiyor ve olması gereken yerden uzaklaştırıyor. Daha bağımlı hale getiriyor. Daha bağımlı hale geldikçe de elindeki yetişmiş ve nitelikli insanlarını tutamıyor. Bu döngüyü kırabilmek, beyin göçünün önüne geçebilmek için daha gerçekçi çözümlere ve daha iyi devlet politikalarına ihtiyaç var. B ugün yeni açılanlarla birlikte “61” okula ulaşmış olan “Mimarlık Bölümleri”, yine içinde bulunduğumuz 20112012 döneminde “4098” öğrenciyi kaydedip eğitime başladılar. Son zamanlarda bu rakamların “tırmanışını” tüm önemli ayrıntıları ile birlikte aşağıdaki tablolardan görebilirsiniz. (Tablo: 01 ve Tablo: 02) Ayrıca belirtmek gerekirse bu “61” okuldan bugüne kadar ancak “5”i üniversitenin mimarlık bölümü ulusal akreditasyon için “Mimarlık Akreditasyon Kurulu”(MİAK: http://www.miak.org ) başvurdu ve akredite oldu. Verdikleri eğitim düzeyi ile “tartışmalı durumda” olan okullardaki öğrenci sayısı ise hiç de az (!) değildir… Buna karşın YÖK, kendisine bağlı olanlar dışında, yurtdışından tanıdığı (akredite ettiği) okullardan mezun olanların da meslek odalarına kaydını hâlâ zorunlu tutmaktadır. Bunlar arasında “gittikleri okulun sadece koridorlarından geçebilenler…” ile öte yandan “çok ciddi eğitim ve staj süreçlerinden geçenler” arasında “mezuniyet” ve “meslek odasına kayıt” konusunda “çok büyük eşitsizlik ve adaletsizliklere aynı ısrarla YÖK tarafından göz yumulmaktadır.” Bu soruna karşı yapılabilecek görevler arasında örneğin tüm meslek alanlarında “Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulları” oluşturmayı sayabiliriz. Aynı şekilde TMMOB’ye bağlı 23 ayrı meslek odası da kendi alanlarındaki “Mesleğe Kayıt Kabul Kurulları” oluşumuna öncülük etmeli ve mutlaka “bu eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri giderecek bir yapıda bir yönetmelikle sürece müdahil olmalı ve yıllardır süren YÖK tahribatlarının kısmen de olsa önüne geçmelidirler.” TürkiyeAB görüşmelerinin karşılıklı yasaları “Tarama Süreci”, özellikle 2007 yılından bu yana seçim yatırımları nedeniyle askıya alınmadığı yani 2006 yılında, bugün de TürkiyeAB Sekreterliği’nin web sayfasında görebile ceğiniz, “Tarama Süreci”nin 35 başlığından biri olan “ArGe Bilim” kaleminde üniversiteleri de kapsayan konu paketi henüz görüşülüp geçilmişti. İşte bu “ArGe Bilim” paketinin görüşülmesinden bir yıl önce YÖK, “yangından mal kaçırırcasına” tüm üniversiteleri de kapsayan bir kararnameyi resmi gazetede yayımlamıştı. Daha çok “Eylül 2005 YÖK Kararnamesi” adıyla bilinen bu kararname aslında “ArGe Bilim” başlıklı “Tarama Süreci”ne yakalanmamak için alelacele kararı alınmış ve uygulamaya geçirilmişti. Özetle ne diyordu bu kararname: “Bundan sonra üniversitelerimizde verilen diplomalarda ‘mesleki unvan’ değil, ‘ilgili mesleki alanda eğitim almıştır’ ifadesi yer alacaktır.” Bu ne anlama geliyor?: Dünyadaki örnek uygulamalara bakınca genellikle; “Mesleki unvan, ilgili alandaki kurumların temsilcilerinden oluşan ‘Bağımsız Kurumlar’ tarafından verilir…” kuralı karşımıza çıkıyor. Bu kural ise tüm dünyada olduğu gibi doğrudan doğruya, “bir ekmeği iki kişi arasında en ‘adaletli’ biçimde dağıtmanın yolu, birinin ekmeği bölmesi, diğerinin seçmesi ‘hukuku’na” dayanıyor… Bu kural ise “üniversite eğitir”, “bağımsız kurullar denetler” ve “meslek odaları da ‘denetlenmiş mezunu’ kaydeder” kurumsallaşmasının yolunu açmaktadır… Bu kurullar, ilgili alandaki “meslek odası temsilcileri” ağırlıklı sayıda olmak üzere, “üniversite temsilcileri”, “öğrenci temsilcileri”, “bakanlık temsilcileri”nin ortaklığında oluşan, bağımsız bir yapıdaki kurumlar “Mesleğe Kayıt Kabul Kurulu” adıyla yıllardır çalışmaktadırlar. Bütün üniversiteleri kapsayan yasal süreçlerin akışına bakınca yine görünen o ki; önümüzdeki “20112012” mezuniyet döneminden başlayarak herhangi bir meslek alanında aldığı üniversite eğitimi sonrasında mezun olanlar; başvuracakları “Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulu”nun vereceği onaydan sonra “ancak” mesleki faaliyette bulunabilmek için kendi meslek odalarına kayıt yaptırabilecekler. Hukuken durum budur… Çünkü bu meşhur “Eylül 2005 YÖK Kararnamesi”nin yayımlanmasından sonra 20062007 öğretim yılında üniversiteye girmiş olanlar 20112012 eğitim döneminde mezun olmaya başlayacaklardır… (**) Peki, Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulu çalışma ve uygulama süreci nasıl işleyecek? Büyük olasılıkla, mezun olup okulunun diplomasını alan “aday”, Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulu’na resmi başvurusunu yaptıktan sonra; Mesleğe Kayıt/Kabul Kurulu ilk aşamada adayın mezun olduğu okulun “Mimarlık Akreditasyon Kurulu” (MİAK: http://www.miak.org) tarafından aktarılan “Akredite Edilmiş Mimarlık Bölümleri” listesindeki “Programları”nı inceleyecektir. İkinci aşamada ise mimar adayı hakkında yine mezun olduğu okul tarafından iletilen ve “Avrupa Kredi Trans
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle