17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Atatürk ve Darwinizm Prof. Dr. Zafer Toprak, Boğaziçi Üniversitesi’nde Atatürk’ün ölümünün 73. yıldönümü anma töreninde, “Atatürk ve Darwinizm” konulu bir konuşma yaptı. Osman Bahadır [email protected] Yaşanmakta olan bu dijital etkileşime “medya” demek, ondan para kazanma arzusunun masumane bir dışavurumu olsa gerek. Dijital etkileşim, medya olmanın ötesindedir. Sosyal Medya (Değil) Geçtiğimiz günlerde Ertuğrul Özkök; köşesinde twitter özelinde sosyal medyanın pek de sosyal olmadığını ifade eden bir yazı kalem aldı. Referansı da aynı gazeteden Tolga Tanış’ın “twitter sosyolojisi” ile ilgili yazdıklarıydı. Onun referansı ise Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman’ın son kitabı “Hızlı ve Yavaş Düşünme”. Bu yorumlara konu olan araştırmaya göre twitter’da 200 milyona yakın üye var. Ancak bunların yarısı aktif. Oysa “içeriden” sızan bilgilere göre aktif üye sayısı onun da yarısı; yani 50 milyon! Bu kadar kişiden kanaat önderi durumunda olup da diğerlerini etkileyen, yönlendiren, “ortamı sürükleyen”, kaç kişi olduğu da tespit edilmiş: 20 bin. Yani twitter gibi sosyal medyanın en ağır toplarından birisini global çapta ancak 20 bin kişi yönlendiriyor. Twitter’ın toplam nüfusuna göre orantıladığımızda onbinde bir; aktif nüfusuna göre orantıladığımızda 2 bin 500’de bir kişi. Oranın bu denli düşük olmasına karşı Özkök’ün yorumu, bunun sosyal medya olmakla bir ilgisinin olmaması: “Peki hani nerede bu muazzam medyanın o arşı alâya çıkarılan “sosyal” yanı? Kabul edin ki, hepiniz, o küçük elitin birer takipçisinden ibaretsiniz”. Bu yorumda katıldığım ve katılmadığım iki boyut var. Katılmadığım kısım, kanaat önderi durumunda olan 20 binlik figürün çok düşük olarak yorumlanması. Örneğin Hürriyet Gazetesi’ni ele alalım. Gazetenin günlük tirajı ile net satış rakamları twitter’ın toplam üye ile aktif üye figürlerinin muadili olarak değerlendirilebilir. MedyaTava sitesindeki aktif satış verilerine göre Hürriyet Kasım ayının ilk haftasında 400 bin civarında net satış yapmış. Yukarıdaki oranlardan 2 bin 500’de biri bu adet için kullandığımızda Hürriyet Gazetesi’nde okurları yönlendiren 160 adet kanaat önderi (yani köşe yazarı vb) olması gerekir. Peki soru: Hürriyet’te her gün düzenli olarak yazan bu kadar kanaat önderi var mı? (Arzu eden bu hesabı başka medya araçları için de yapabilir, toptan tüm medya için de). Özkök’ün yorumuna katıldığım boyut ise son dönemde gelişme gösteren bu dijital kültür ögesine yanlış bir şekilde “sosyal medya” denmesi ile ilgili. Öncelikle yaşanmakta olan bu dijital etkileşime “medya” demek, ondan para kazanma arzusunun masumâne bir dışavurumu olsa gerek. Dijital etkileşim, medya olmanın ötesindedir. Bu etkileşime medya deyince, ona sosyal medya demek kendi içinde bir doğruluk ögesi barındırıyor. Özellikle karşılaştırılan model, okur ile yazar arasında bu denli yoğun ve anlık etkileşimin olmadığı anaakım medya olunca. Özkök de Kahneman da birer dijital göçmen olarak bu olgulara kategorik olarak yanlı bakmakta tutarlılar (örneğin Özkök şu tümcesindeki tespite (belki de bu nedenle) kendisini dahil etmemiş; “Kabul edin ki, hepiniz, o küçük elitin birer takipçisinden ibaretsiniz”). Ayrıca şunu da kabul etmek gerekir ki o takipçilerin ebeveynleri tüm hayatları boyunca çok çok daha küçük olan anaakım medya elitinin takipçileriydi. Ses dahi çıkaramadan! O zaman son sözü (paradoksal olarak) Rupert Murdoch söylesin: “Teknoloji, gücü medya elitlerinin, editörlerin, yayıncıların, kurulu düzenin elinden alıyor. Artık kontrol halkın elinde!” (Wired Dergisi, Temmuz 2006). B oğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Ta. Zafer Toprak, rihi Enstitüsü direktörü Prof. Dr. Atatürk’ün ölümünün 73. yıldönümü kapsamında düzenlenen anma toplantılarının bir bölümü olarak 10 Kasım 2011 günü saat 9.10’da Albert Long Hall salonunda “Atatürk ve Darwinizm” başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Toprak, konuşmasında esas olarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi resmi tarih anlayışlarındaki farklılaşmalar ve Darwinci evrim teorisini savunan Atatürk dönemine özgü anlayış üzerinde durdu. Prof. Dr. Zafer Toprak’ın konuşmasındaki önemli saptamalar özetle şunlar oldu: “1908’e kadar resmi tarih öğretiminin esasını ‘tarihi mukaddes’ oluşturuyordu. ‘Tarihi temeddün (uygarlık tarihi) anlayışı 1908’den itibaren önem kazandı ve 19081928 yılları arasında bu iki tarih anlayışı birbirinden tamamen ayrıldı. Bu tarihten sonra Atatürk’ün ölümü Eugéne Pittard H.G Wells ne kadar olan dönemde, hem Atatürk’ün tarih görüşünü, hem de Türk Tarih Tezi çalışmalarını etkileyen ve yönlendiren iki temel kaynak, Eugéne Pittard (18671962) ve H.G.Wells (18661946)’in eserleri ve düşünceleri olmuştur. Pittard’ın Les Races et l’Histoire kitabı ile Wells’in The Outline of History kitapları Türk tarih tezlerinin iki omurgasıdır. Atatürk, Pittard’ın eserindeki bakış açısını olumlu bulmaktadır. (Pittard, Le Visage Nouveau de la Turquie adında Kemalist Türkiye’yi çok öven bir kitap yazmıştır.) Öte yandan Pittard da Atatürk hakkında çok olumlu görüşlere sahiptir. Onun Arkeoloji dergisinde Atatürk’ten övgüyle bahseden çok önemli bir makalesi vardır. Atatürk’ü dünya tarihindeki yol gösterici liderlerden olarak görmektedir. Pittard, İkinci Türk Tarih Kongresi’nde ikinci başkanlığa seçiliyor. Atatürk Wells’in eserini fransızcasından (Esquisse de l’Histoire Universelle) okuyor ve derhal Türkçeye çevrilmesi talimatını veriyor. Hatta eserin çevirisinin gecikmemesi için eser fasiküller halinde çok sayıdaki çevirmene veriliyor. Türkçede Cihan Tarihinin Umumi Hatları adıyla yayımlanan bu kitap Atatürk’ün Nutuk’ta bahsettiği tek kitaptır. Wells’in eseri Almanya’da Naziler tarafından yakılmış bir kitaptır. Kadın hareketinin destekçisidir. Pittard ve Wells’in her ikisi de Darwinci evrim teorisini savunan kimselerdir. Atatürk Wells’in kitabındaki “adaletin ve tek bir yasanın buyruğu altındaki dünya” yaklaşımını çok benimsiyor. Atatürk’e göre tarihçilik artık çok çeşitli alanlardaki uzmanların birlikte çalışmasıyla yapılması gereken bir çalışmadır ve bu şekilde total bir tarih adımı atılmalıdır. Atatürk döneminde orta ve yüksek öğretim ders kitaplarında Darwinci evrim teorisi savunulmaktadır. Wells’in kitabı da evrim teorisini savunan Türkçedeki en önemli kaynak eserlerden biri olmuştur. Bu kitapta ve diğer ders kitaplarında insanın gelişimi, tekhücreli canlılardan insana doğru gelen bir ‘hayat zinciri’ kavramı temelinde verilmektedir. Fakat Atatürk’ün ölümünden sonra ders kitaplarındaki ‘hayat zinciri’ yaklaşımı terkedilmiş ve Darwinci evrim teorisi çerçevesindeki açıklamalara artık rastlanmaz olmuştur. Örneğin 1939 yılında yayımlanmış olan Şemseddin Günaltay’ın Tarih 1 kitabında hayat zinciri kavramı artık terkedilmiş durumdadır.” Prof. Dr. Zafer Toprak’ın, Darwinci evrim teorisinin cumhuriyet döneminde ders kitaplarındaki gelişimiyle ilgili en önemli tespitlerinden biri budur. Prof. Dr. Zafer Toprak konuşmasında ayrıca Türkiye’de sosyal bilimlerin 1930’larda doğduğunu, bu bilimlerin doğuş yerinin Dil Tarih Coğrafya Fakültesi olduğunu ve bu fakültedeki çalışmaların özünün de antropoloji olduğunu belirtmiştir. İTÜ SAVTEK’ten bir ilk: Havacılık Yaz Okulu İTÜ Savunma Teknolojileri Kulübü (SAVTEK), Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve Türk Hava Kurumu (THK) gibi büyük kurumların desteği ile 515 Eylül 2011 tarihlerinde Havacılık Yaz Okulu Programı gerçekleştirdi. Çalışmada, Türkiye çapında seçilmiş 50 üniversite öğrencisi 2 hafta boyunca akademisyenlerden ve savunma sanayisinde görev yapan uzmanlardan ders aldı. Bu dersler kapsamında gemi üzerine Dikey Kalkış ve İniş (VTOL) yapabilen bir İnsansız Hava Aracı’nın (İHA) kavramsal tasarım çalışmaları yapıldı. Sonuçta birbirinden yaratıcı 5 farklı tasarımın ortaya çıkması ile hedefine ulaştı. İTÜ Rektörlüğü ve SSM başta olmak üzere Türk Hava Kurumu, SaSaD, Hava Harp Okulu, myTECHNIC ve AFCEA Türkiye Derneği tarafından desteklenen projeye, İTÜ ROTAM başta olmak üzere Aselsan, Alp Havacılık, CADEM, FİGES, KKK 5. ABM, STM, TAI, TEI tarafından eğitim desteği, myTECHNIC tarafından kav ramsal organizasyon desteği verildi. Etkinlik kapsamındaki çalışmalar sonucu birbirinden yaratıcı 5 farklı VTOL İHA tasarımı ortaya konuldu. Takımlar en iyi VTOL İHA tasarımını ortaya koyabilmek için yarıştı. Bu mücadele sonucunda ŞARK ve KUZGUN projeleri en iyi tasarımlar olarak seçilirken, SİMURG projesi en ilginç proje, ZALIM ve ÇILGIN VECİHİ ise devam eden projeler olarak seçildi. PROJELER: SONUÇ: Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen Havacılık Yaz Okulu’nda, üniversitenin ve sanayinin aynı anda katılım gösterdiği bir deneyimi elde eden öğrenciler, üniversite ve sanayinin bakış açısındaki temel farkları da gözlemleyebilme şansını elde etti. Böylece üniversite öğrencilerinin de bu konularda ciddi çalışmalar ortaya koyabileceği kanıtlanmış oldu. İTÜ SAVTEK, elde ettiği tecrübe ve bilgi birikimi ile üniversite ve savunma sanayisini bir araya getirerek daha büyük çalışmalara hazırlanıyor. CBT 1287/ 12 18 Kasım 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle