22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com Yeni bir yıla girerken, güzel şeylerden söz etmediğimin farkındayım. Ama gelecek kuşakların daha büyük mutsuzluklar yaşamaması için bu muhasebeyi şimdi yapmalıyız. Üniversiteli gençler, yenilikçi düşünceler yarışmasında başarılı Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Mühendislik Fakültesi’nin, Elginkan Vakfı ana sponsorluğunda, BÜ Mezunlar DerneğiBÜMED ve KOSGEB BÜTeknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) işbirliğiyle düzenlemiş olduğu “Yeni Düşler Yenilikçi Düşünceler 2010” proje yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu. Çağın Neresindeyiz? (4) Değindiğim son iki göstergeye bakarak bile, ülkemizin, çağımıza damgasını vuran sanayi dallarında başarısız kaldığı; bu sanayilere hayat veren teknoloji dalgasına tutunabilmeyi başaramadığı söylenebilir, demiştim. Peki, tutunabilmekte başarısız kaldığımız bu enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerinin hâlâ hükmü sürüyor mu? Bilim ve teknolojiyle ilgili hangi politika dokümanına bakılsa, bu teknolojilere verilen önemin ortadan kalkmadığı görülür. Hâlâ var olan, yeni ürün geliştirme, yeni üretim ve istihdam alanı yaratma potansiyellerinin ve bu bağlamda, krizden çıkışta anılan teknolojilere atfedilen önemin zâten herkes farkında... Ayrıca, bu iki teknolojiye biçilen yeni misyonlar da var. OECD Information Technology Outlook 2010’da da görüldüğü gibi, pek çok politika araştırmasında, bu teknolojilere çevresel sorunlar ve iklim değişikliğiyle baş etmede yeni roller atfediliyor... Tek başına bu bile, yabana atılacak bir konu değil. Belli bir teknolojinin hâlâ hükmü sürüyor ve bir ülkenin de o teknolojide açığı varsa, başkalarından geride kalmışsa, o ülke, bu açığı kapatmaya çalışmaz mı? Herhalde çalışır. Öyle bir çaba varsa bunu en iyi nereden görürüz? ARGE harcamalarından... Bakalım, ARGE harcamalarındaki durumumuz neymiş. OECD’ye üye ülkelerin, enformasyon ve telekomünikasyon teknolojileriyle ilgili ARGE harcamalarının toplam ARGE harcamaları içindeki paylarının ortalaması 20072008 yıllarında %25 mertebesindeymiş. Türkiye’deyse bu pay 2006’da %10 mertebesindeyken 2008’de %9’a gerilemiş. Aynı oran Finlandiya’da %60, G. Kore’de %50, ABD ve Hollanda’da %30 dolaylarında... Eğer sizi rahatlatacaksa, oranı bizimki kadar düşük ülkeler olduğunu da söyleyeyim. Örneğin, Almanya ve İsveç! Bunu duyunca rahatlama hissettiyseniz, sakın, mutlak değer olarak bir karşılaştırma yapmaya kalkışmayın! Mâdem bu iki alanda teknoloji geliştirme, yeni ürün geliştirme ve üretmede yetkinleşme trenini kaçırdık, hiç değilse, söz konusu teknolojilerin iyi bir kullanıcısı olabildik mi? Bunun göstergesi nedir? Yaptıkları işte enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerini yoğun olarak kullanan uzmanların, bütün ekonomik faaliyet alanları itibarıyla, toplam istihdamdaki payları... AB’ye üye ilk 15 ülkenin 2009 ortalaması %3’ün biraz üzerinde. Türkiye’deyse %1,8... Sıralamada yüzdesi bizimkinden düşük bir ülke var: Makedonya; %1... Şunu da ekleyeyim. Bu uzmanlar içinde kadın oranı en düşük ülke Türkiye; %5... Makedonya bizden yüksek; %15! OECD ortalaması %18... İyi kullanıcı olmanın başka bir göstergesi var mı? Var; hem de iyi bir gösterge: Genişbant iletişimine erişebilen hane halkı yüzdesi... Türkiye, 2009 yılında, 30 ülke arasında açık farkla sonuncu! AB’ye üye ilk 15 ülke ortalaması %60; OECD ortalaması %52... Türkiye %2! Sevgili okuyucularım, şimdi siz söyleyin; biz çağımızın neresindeyiz? Bazılarımız itiraz yollu sorabilir: Bütün bu karşılaştırmalar ülkemizde anılan sektörlerde çağımıza yakışır hiçbir kuruluşumuz yok anlamına mı geliyor; bunu mu demek istiyorsun? Hayır. Bilgisayar ya da elektronik mühendisliğinin, genç beyinlerce ilk sıralarda tercih edilen mesleklerin başında geldiği; yurtseverlerinin hâlâ kökünün kazınamadığı bir ülkede elbette münferiden yıldızlaşanlar; yüz akı sanayiciler, başarılı genç girişimciler olur. Ama ne yazık ki o yetenek adacıkları, nüfusunun 70 milyon olmasıyla övündüğümüz bu ülkeyi, geleceğe güvenle bakabileceğimiz bir konuma taşımaya yetmemiş. Bu durumdan onlar sorumlu değil... Sorumluluk, siyasi iktidarı ellerinde tutanlardadır, diyeceğim ama hemen aklıma, çoğunluk oylarıyla, o iktidara güç veren yurdumun insanlarının bu işte hiç mi sorumluluğu yok, sorusu geliyor. Öyle ya, çağımızın bunca gerisine düşmüşken, geleceğimiz bunca karanlıkken, onlar neyle meşgul? İyi duyamadım; en az üç çocuk yapmakla mı dediniz? Ü niversite öğrencileri arasında teknoloji ve yenilikçiliğe dayalı girişimciliği teşvik etmek; kazanan projenin verilecek desteklerle teknoloji tabanlı yenilikçi bir işe dönüşmesine ön ayak olmak amacıyla düzenlenen YD2YD 2010, İstanbul’daki tüm üniversitelerin öğrencilerine açıktı. Başvuran projeler arasından 10 tanesi ön elemeyi geçerek biner liralık teşvik ödüllerini aldılar ve 2831 Ekim 2010 tarihlerinde TÜBİTAK TÜSSİDE’nin desteği ile verilen “Teknoloji ve İş Geliştirme Eğitimi”ne katıldılar. Bu ekiplerden detaylı İş Planları hazırlayıp Değerlendirme Kurulu’na sunmaları istendi. Değerlendirmeler neticesinde dört grup finale kaldı. 27 Aralık 2010 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da gerçekleştirilen ödül töreninde, Bekir Şirin, Mustafa Eray Koçak, Hande Özgür Alemdar ve Serdar Raşit Alemdar‘dan oluşan grup ‘’Sanal Koçluk Sistemi’’ isimli projeleriyle birinci olarak 25 bin liralık ‘’Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü’’ ile KOSGEB BÜTEKMER bünyesinde şirket kurma ve ARGE desteği alma olanağını kazandı. “Sanal Koçluk Sistemi” spor müsabakalarında ve antrenman esnasında sporcuların bire bir takibini yaparak sporcunun hareketleri ile antrenörlerin beklentilerini karşılaştıran ve kapsamlı bir geri bildirim sağlayan yazılım ve donanım çözümüdür. 1.000 TL ÖDÜLE HAK KAZANAN PROJELER Harun Reşit Zafer ve Musa Karakaş, MS Word ile bütünleşik çalışacak Türkçeye özgü gelişmiş bir yazım yardımı projesi olan Akıllı yazım denetimi projeleriyle, Serkan Uğurlu ve Yetiş Gültekin hibrido ma teknolojisi ile deneysel ve tedavi amaçlı antikor geliştirilmesine yönelik projeleriyle, Mahmud Sami Taş ve İbrahim Asefler, sanal olarak zevkinize uygun alışveriş yaparak gardırobunuzu dükkân dükkân dolaşmadan oluşturabileceğiniz projeleriyle, finale kalarak 1.000 TL ödüle hak kazanmışlardır. Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Levent Akın Boğaziçi Üniversitesi’nin dünyada başarılı olacak girişimciler yetiştirmeyi hedefleyen bir üniversite olduğunu belirterek bu proje yarışmasının okulumuzun hedefleri ile bire bir örtüştüğünü dile getirdi. Rektör Prof. Dr. Kadri Özçaldıran, bu yarışmayla bir tohum atıldığını vurgulayarak, ‘’Ülkemizin bu tip organizasyonlara çok ihtiyacı var. Bu ülkenin büyük bir marka üretebilmesi, bu gençlerin kafalarındaki fikirlerin gerçekliğe dönüşmesiyle oluşacaktır’’ dedi. BÜMED Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Zihnioğlu konuşmasına Boğaziçi Üniversitesi’nde aldığı eğitim ve öğretimin yaratıcılığını nasıl etkilediğini anlatarak başladı ve ticaret hayatında yaratıcı fikirleri ile yaptığı ilginç çalışmalardan örnekler verdi. Yarışmanın ana sponsoru Elginkan Vakfı Müdürü Osman Çetin Evranuz, Vakfın hedeflerinden, eğitim ve kültüre verdiği desteklerden bahsetti. KOSGEBBÜ TEKMER Müdürü Serhat Öztürk ise KOSGEB olarak yenilikçi teknolojik fikirlerini hayata geçirmek için çalışan girişimcilere verdikleri destekleri özetledi. VERİPARK kurucu ortağı ve VERİPARK GULF Genel Müdürü Özkan Erener “Başarı Hikâyesi”ni anlattı. 1998 yılında KOSGEB BÜTEKMER’de 50 metrekarelik bir ofiste, 5 bin TL sermaye ile başlayıp, geçen süre içerisinde İstanbul, İzmir, Dubai ve Kahire’de 138 kişinin çalıştığı, 8 milyon dolar iş hacmine ulaşan ilham verici hikâyesini dinleyicilerle paylaştı. ARÇELİK ÜRÜNLERİNE TASARIM ÖDÜLLERİ Arçelik A.Ş., Blomberg ve Grundig markalı 4 ürünüyle, uluslararası alanda düzenlenen, en saygın tasarım ödüllerinden biri olan Good Design ödülünü alırken, Arçelik markalı 3 ürünüyle de Design Turkey ödülüne layık görüldü. ‘The ChicagoAthenaeum’un 1950’den bu yana düzenlediği, kendi alanında inovasyon ile tasarımın sembolü olarak görülen, dünyanın eski ve en saygın ödüllerinden biri Good Design’ın bu yılki yarışmasında, yine birçok ülkeden ünlü tasarım firmaları yarıştı. Yarışmanın jürisi, önde gelen global markaları ‘ürün tasarımı’ ve ‘grafik tasarım’ olmak üzere iki ana kategoride değerlendirdiler. Ürün tasarımı kategorisi altında, 35 ülkeden katılan yüzlerce ürün, elektronik, otomotiv, aydınlatma, ofis ve ev mobilyaları başta olmak üzere 19 farklı alanda yarıştı. Arçelik A.Ş., teknoloji, estetik, kalite ve fonksiyonelliği uyum içinde buluşturan Blomberg Domino Ocak Serisi, Blomberg Anka Ankastre Fırın, Grundig 40” Rom Led TV ve Grundig 40” Vision 8 Led TV ürünleri ile uluslararası alanda düzenlenen, Amerika’daki ‘The Chicago Athenaeum’ (Mimari ve Tasarım Müzesi) tarafından verilen 2010 Good Design ödülünü almaya hak kazandı. Arçelik A.Ş. ayrıca 3 ürünüyle de Türkiye’de düzenlenen Design Turkey tasarım ödülüne layık görüldü. Arçelik Ankastre Domino Ocak Serisi ve Arçelik 4 Kapı Joker Bölmeli Buzdolabı İyi Tasarım ödülü alırken, DesignUM firmasının Arçelik için tasarladığı tost makinesi de Design Turkey Üstün Tasarım Ödülü’ne layık görüldü. CBT 1243/ 6 14 Ocak 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle