25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Yumurtalıkların yeterli sayıda yumurta üretmemesi Yumurtalık içindeki yumurtaların artan yaşla birlikte azalması normal ve fizyolojik bir süreçtir. Daha önce çocuk sahibi olmuş kadınlarda bile gebe kalabilme 3940 yaşından itibaren zorlaşır ve 44 yaşından sonra ise neredeyse imkânsızdır. Doğal olarak mucizeler olabilir ancak kayda değer bir şans 44 yaşından itibaren yoktur. Genellikle tüp bebek programları, kadının yaşının 44’ün üzerinde olduğu durumlarda çiftleri tedavi için kabul etmek istemezler. Dr. Özgür Öktem, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü davranır. FSH’nın düşük olmasına rağmen estradyolun yüksek olması (65 den fazla) da yine düşük yumurtalık kapasitesine işaret eder. İnhibin B ve AMH gibi hormonların ölçümü de yumurtalık kapasitesi hakkında bilgi verir. Ancak testlerin daha pahalı olması ve diğer testler ile elde edilen bilgilere katkı sağlamaması nedeni ile rutin ölçümleri önerilmez. Özgür Öktem Yumurtalık kapasitesi hakkındaki en güvenilir bilgi ultrason ile alınır. Vajinal ultrason ile yumurtalık içindeki potansiyel yumurta geliştirecek yapılar görülebilir ve sayılabilir. İki yumurtalıkta toplam 6’dan daha az olgunlaşmamış yumurta yapısı olması durumunda yumurtalık kapasitesinin az olduğundan söz edilebilir. Ne yapılabilir? Tekrarlayan tüp bebek uygulamalarında az sayıda yumurta toplanan kadınlarda yapılacak ilaç tedavisi değişiklikleri ile genelde önemli bir avantaj sağlanamaz. Daha önceki tedavisinde uzun protokol uygulanmış olan kadınlarda kısa protokoller denenebilir. İlaç dozunun yükseltilmesi ile bazen yumurta sayısında artış sağlanabilirken bu artış transfer edilen embriyo sayısı ve gebelik oranlarına yansımaz. Aromataz inhibitörü adı verilen ve hap şeklinde uygulanan tedaviler ile zayıf yumurtalık cevabı veren kadınlarda yumurta sayısının artırılabileceğine dair çalışmalar vardır. Akapunktur ile yumurtalık cevabının iyileştiğine dair çalışmalar da yayınlanmıştır. Son çare olarak spontan siklus adı verilen ilaçsız tedavi denenebilir. Yumurtalık içinde yeni yumurta yapımı sağlanabilir mi? Son bir yıl içindeki çalışmalar kadın yumurtalıkları içinde kök hücrelerin mevcudiyetini gösteriyor. Kök hücreleri kullanılarak yeni yumurta üretimi ve bu yumurtaların kullanılması ile gebelik elde edilmesine yönelik çalışmalar hayvanlar üzerinde başlamış durumda. Bu çalışmaların sonuç vermesi ile çok zor bir hasta grubu olan düşük yumurtalık kapasiteli kadınlar için yeni umut kapıları açılacak. Y umurtalık kapasitesinin azalması ve dolayısıyla üreme fonksiyonunun kaybı menopoz ile eşdeğer bir şekilde algılanmamalı. Kadınlarda üreme ve hormon salgılama fonksiyonlarında 37 yaşından itibaren bir ayrışma başlar. Üreme fonksiyonu bu yaştan itibaren hızla düşerken hormon salgılama fonksiyonu son adetin görüleceği menopoz yaşına kadar devam eder. O halde adet oluyorum neden çocuk sahibi olamam sorusunun cevabı işte bu fizyolojik değişiklikte yatmaktadır. Ailesinde erken menopoz olan kadınlarda yumurtalık kapasitesi daha erken tükenir. Bu kadınlarda genetik olarak programlanmış olan menopoz yaşından yaklaşık 10 yıl öncesinden üremede güçlükler yaşanabilir, örneğin 40 yaşında menopoza girecek olan bir kadın 30 yaşından itibaren çocuk sahibi olmakta zorlanmaya başlar. Yaş ve genetik faktörlerden başka yumurtalık kapasitesinin azalmasına neden olan başka nedenlerde vardır: 1. Geçirilmiş yumurtalık cerrahileri: Yumurtalığın tamamen alınması veya içinden kist alınması yumurta sayısını azaltacağından kapasite düşer. Özelikle halk arasında çikolata kisti diye bilinen endometriyosis kistlerinin alınması o taraftaki yumurtalık kapasitesini azaltabilir. Bu tür cerrahilerin yetkin cerrahlar tarafından ve normal dokulara maksimum saygı gösterilerek yapılması şarttır. 2. Geçirilmiş radyoterapi ve kemoterapiler: Özellikle gençlik çağı kanserlerinin tedavi edilebilir hale gelmiş olması, yaşamını devam ettirenlerde üreme ile ilgili sorunların daha sık olarak görülmesine neden olur. Yumurtalığın üreme fonksiyonunun azalması kadınlarda şu belirtiler ile seyreder. 1. Adet kanamaları birbirine yaklaşır: Daha önceleri 2830 günde bir adet gören kadınlarda kanamalar 2127 günde bir olmaya başlar. Bazen 15 gün aralıklarla adet kanamaları ola bilir. Kanamanın miktarı genelde değişmez. Kanamam azaldı acaba menopoza mı giriyorum savı genelde doğru değildir. Bazı durumlarda ise yumurtlamanın olmaması veya gecikmesi sonucunda adet kanamaları da gecikebilir. 2. Kendiliğinden veya tedavi ile olan gebeliklerin düşük ile sonlama şansı artar: Bu genelde artan yaşla veya başka bir nedenle yumurtalık kapasitesinin azalması sonucunda kalan yumurtaların genetik olarak normal olmamasından kaynaklanır. Anormal bir yumurtanın döllenmesi sonucunda oluşacak olan embriyo da anormal olacağından ya rahimde hiç tutunmaz ya da erken dönemde düşük ile sonlanır. Devam eden gebeliklerde ise kromozom anormalliği taşıyan (örneğin Down sendromu) bebeklerin sayısında artış olur. 3. Tüp bebek ve benzeri tedavilerde yumurtalıkların uyarılması sonucunda gelişen yumurta sayısı az olur: Yüksek doz ilaç uygulaması veya değiştirilen tedavi protokollerine rağmen yumurtalıklar tedaviye dirençlidir ve az sayıda yumurta gelişir. Yumurta sayısının az olması bu tedaviler ile elde edilebilecek gebeliklerin olasılığını belirgin olarak azaltır. Zayıf yumurtalık cevabı tekrarlayıcıdır ve bugün için bilinen herhangi bir tedavisi yoktur. Zayıf yumurtalık cevabı sonrasında tüp bebek uygulamasında gebe kalan kadınlarda düşük (boş kese, bebeğin rahim içinde kaybedilmesi) olasılığı da daha yüksektir. Zayıf yumurtalık cevabı önceden nasıl görülür? Ailesinde erken menopoz olan kadınlar, nedensiz tekrarlayan düşükleri olan kadınlar, nedensiz gebe kalamayan kadınlar ve geçirilmiş yumurtalık cerrahisi olan kadınlar dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Adetin 2. veya 3. gününde yapılan hormon testleri (FSH, LH, Estradiol) ile yumurtalık kapasitesi hakkında bilgi edinilebilir. FSH hormonu yumurtalık kapasitesinin bir göstergesidir. Yüksek olması (10 dan fazla) durumunda kapasitenin azalmış olduğuna işaret eder. Daha sonraki ölçümlerde düşük çıksa bile yumurtalık yüksek olan değere göre tansiyali taşıyor demişsiniz Bu ne anlama geliyor? Yukarıda açıkladım. HIV/AIDS gibi – AIDS’de virüs miktarına kanda bakıp ona göre hastaya tedavi uygulanıyor ve bu da AIDS’i kronik bir hastalık haline döndürdü. Kanser tabi ki daha karmaşık bir hastalık, birçok tipi var ve de birçok tedavi yöntemi var. Bu nedenle kanserde bunu yapabilmek çok daha önemli. Her hastayı yakından ve kandan alınan bir test ile takip edebilirseniz, hastanın tedaviye nasıl cevap verdiğini veya vermediğini, cevap verdiyse kanserin geri gelmesini en erken bir şekilde tespit etmek, eğer hastanın bazı genetik karakteristikleri varsa ona göre ilaç vermek ve erken teşhis yapmak imkanları ortaya çıkınca kanser ile mücadelemizde çok ileri bir adım atmış olacağız. Mikroçipin üretimi için Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki Teknokent’te gerekli altyapının olduğunu söylemişsiniz. Türkiye’de üretim konusunda girişimlerde bulundunuz mu? O işler biraz duruldu çünkü çipi artık plastikten yapmaya başladık. Çok daha ucuz ve ürün haline dönüştürmek açısından daha etkili. Bazı girişimlerimiz bu konuda da var ama konuşmak için erken. Kanser, kronik hastalıklar sınıfına gidecek! Baştarafı 1213 sayfadan gulamaya girmesi daha uzun sürecek. Erken teşhis bildiğiniz gibi kanserin en etkin çözüm yolu. Bu şekilde hem metastatik, hem genetik yapısı belli olan bazı kanserlerde, hem de erken teşhis uygulamaları verimli bir şekilde ortaya çıkarsa, birçok onkolog yapılan çalışmalar sonunda kanserin “kronik” bir hastalık şekline dönüşebileceğine inanıyor. Daha uzun vadeli uygulamalar da, araştırma şeklinde olacak. 10 hastadan 9 tanesi kanser yayıldığı için ölüyor, primer tümörden değil. Bu yayılan hücreleri bulmak bizlere bu hücrelerin üzerinde araştırma yapma imkanı tanıyacak. Bunların spesifik karateristiklerini anlamak yeni ilaç geliştirmede çok faydalı olabilecek. Bunların arasındaki kanser kök hücrelerini bulmakta kanserde büyük bir atılım olabilir. Anlayacağınız temel bilim açısından da bu teknolojinin önemi çok olabilir. Kolon, prostat, akciğer ve göğüs kanserlerinin dışında diğer kanser vakalarında da kullanılabilecek hale gelebilecek mi? Gelebilecek. Şu anda biz en çok prostat, akciğer üzerinde duruyoruz. Ondan sonra göğüs, melanoma, ve bazı beyin kanserlerine de bakıyoruz. Pankreas içinde çalışmaları başlattık. Teknoloji oldukça esnek ve değişik kanserlere uygulanabilir. Tek şart, o kanserli hücrenin yüzeyindeki antikorları tanıyacak bir antikor olması. Bu test kanseri kronik hastalıklar kategorisine sokma po Prof.Dr.Mehmet Toner ve ekibinin geliştirdiği çipin mekanizmasının nasıl çalıştığını ve gelecekte kanserin teşhis ve tedavisinde ne gibi gelişmelere zemin hazırladığını Marmara Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal’a sorduk. CBT 1243/17 14 Ocak 2011 KAN TESTİNİN MEKANİZMASI NASIL ÇALIŞIYOR? “Biyomedikal Mühendislik Doktoru Mehmet dünyanın en saygın üniversitelerinden Harvard’da Profesör olduğu gibi, ayrıca, Johnson & Johnson gibi sağlık alanında ihtisaslaşmış önemli bir firma da bu buluşun ileri deneylerine 30 milyon dolarla destek olmayı kabul etmiş. Ulusal Akademi Dergisinde 2010 yılı Ekim ayında yayınlanan kredi kartı büyüklüğünde ve “herringbone (kılçık)” olarak adlandırılan bir mikroçipin üzerine yerleştirilen 78.000 küçük noktanın üzerine kanser hücrelerini kendine bağlayan değişik antikorlar yüklenmiş. Birkaç mililitre miktarında kan bu kartın üzerinden hızla ve bir girdap yaratılarak geçirildiğinde sağlıklı hücreler bu antikorlar tarafından bağlanmadığı halde kanda serbestçe dolaşan kanser epitel hücrelerinin adhezyon (yapışkan) molekülleri hem bu antikorlara bağlanıyor hem de daha sonra ileri analiz yapılmasına olanak sağlayacak şekilde parlıyorlar. Kanda serbest dolaşan tümör hücrelerinin yaklaşık 1 milyar sağlıklı hücreye 1 kanserli hücre gelecek kadar nadir olması bu buluşu daha da kıymetli kılıyor. Yaklaşık 812 saat süren bu işlemin önümüzdeki yıllarda daha da çabuklaştırılması bekleniyor. Bu yöntem en çok prostat kanserinde çalışılmasına rağmen en çok rastlanan 3 kanser olan akciğer, meme, kolon kanserine ek olarak mesane ve böbrek kanserinde de faydalı olabileceği düşünülüyor. Dr Toner’in çalıştığı Massachusetts Hastanesi dışında kanser tedavisinde en öne çıkan Texas MD Anderson, New York Memorial Sloan Kettering ve Boston Dana Farber Kanser hastaneleri daha ileri deneyler için seçilen diğer 3 merkez olarak bildiriliyor. Henüz erken safhasında olduğumuz bu yöntemin önümüzdeki yıllarda güvenilirlik ve duyarlılık testlerini başarıyla geçmesini diliyorum.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle