Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Uzay kolonileri insanlığı kurtaracak’ fantazisi Robert L. Park, Superstition (Batıl İnanç) adlı kitabında uzay kolonileri projesinin ardındaki gerçekleri açıklıyor. Bu kitabın Türkçe çevirisi İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları arasında yer aldı. Yazar, sıradan insanların batıl inançlarının yanı sıra, bilimin batıllarına da değiniyor. Aşağıdaki yazı kitabın son bölümünden alındı. Önümüzdeki hafta, Robert L. Park’ın bu projenin gerçekleşmesinin olanaksızlığına ilişkin görüşlerine değineceğiz. Prof. Dr. Rennan Pekünlü (Ege Üniversitesi) aşamdan utkuyla çıkma savaşımı üzerine yapılan hesaplamalara göre Homo sapiens başarılı. 1973 yılında onanan Tehlike Altındaki Türler Yasası gereği yapılan dizelgede bugün, ABD’de tehlike altında 1040 tane bitki ve hayvan türü var. Savaşlara ve obeziteye karşın insanlar listede değil. “Doğanın dengesi” söylence oldu. Yer’in doğa tarihi yok oluşlar tarihidir, bu nedenle insanlar taşılbilimci (paleontolog) oluyor. Evrim kavramlarıyla konuşacak olursak, hayvan veya bitki olsun, başarılı türler sayıları diğer türlerden daha fazla olanlardır, yani hızla çoğalanlardır. İklim Tehlikedeki türledeğişiklikleri, doğal felaketler, salgın hastalıklar, doğal kayrin tersine, insannakların tükenmesi – tüm lar o denli başarılı bunlar dengeyi bozar, bazı türki, giderek yayılılerin ortaya çıkmasına neden olurken, diğerlerini, gelecek yor ve uçuruma nesil paleontogların üzerinde yaklaşıyoruz. Ne çalışacağı fosile dönüştürür. de olsa sonlu bir Tehlikedeki türlerin tersine, insanlar o denli başarılı ki, gezegende giderek yayılıyor ve uçuruma yaşıyoruz. yaklaşıyoruz. Ne de olsa sonlu bir gezegende yaşıyoruz. Şimdi ne yapacağız? Paul Ehrlich’e göre son derece açık: insanlar doğum kontrolü yapmalıdır. Ehrlich Popülasyon Bombası adlı kitabıyla başlayarak bir seri kitapta halkı uyarmaya başladı. Birçok eleştirmenin yaptığı gibi, Ehrlich’in sunduğu ayrıntılar ve öngörülerinin tarihleri üzerine tartışabiliriz ancak doğum kontrolüne olan dinsel karşı çıkışların üstesinden gelemezsek sonuç kaçınılmazdır. Batıl inançların zararsız kişisel veya kurumsal tatmin aracı olmaktan çıkıp insan ırkı için tehlike oluşturmaya başladığı nokta tam da burasıdır. Teknolojik iyimserler bu tür negatif düşünceden korkuya kapıldı. Onlar, dünyanın sorunlarının ancak giderek artan nüfusun ve engellenmemiş sanayileşmenin kazandırdığı zenginlikle çözüleceğine CBT 1226 / 14 17 Eylül 2010 cekti. O’Neill giderek artan teknolojik karmaşıklığı insanlığın ilerlemesiyle karıştırmıştı. Bir soru üzerine kendisinin koyu bir Katolik olduğunu ve doğum kontrolünün nefret edilecek bir şey olduğunu kabul etti. NASA O’Neill’in bu delice fantazisini geleceğe ilişkin usa yatkın bir görüşmüş gibi değerlendirdi, “araştırmasına” parasal destek ve O’Neill’in uzaydaki adalarında yaşamın nasıl olacağını betimleyecek artistler sağladı. Düşünülen yaşam daima kenar mahallelerdeki gibiydi. Basın yayın organları öyküyü çok sevdi. Asla son bulmayacak olan pazarın büyüme olasılığı sanayi önderlerinin ağızlarını sulandırdı. Dinsel liderler, ruhları kurtarılacak sonsuz sayıda müşteri gördü. Askerler, adada yaşayanların ayaklanmaya yönelik niyetlerini anında bastıracak uzay karargâhları düşledi. Gerard O’Neill, uzay adaları üzerine yaptığı hesapların pratiğe uygulanabileceğini ileri sürdü. Daha kötüsü, kendisi gibi düşünen öğrenci kitlesini tüm dünyaya yaydı. Bu bilim kurgu kaçıkları hâlâ dışarda dolaşıyor, “kader” sözcüğünü kullanarak asla pratiğe uygulanamayacak teknolojik fantazileri yayıyor. O’Neill projesini NASA’nın uzaya madde fırlatma maliyeti konusunda kendisine sunduğu değerlendirmelere dayandırıyordu. Bu ciddi bir yanılgıydı. NASA uzay mekiği yapmak için Kongre’nin desteğini bekliyordu. NASA masrafları düşük gösterme tekniğini kullanıyordu. Kongre aldatıldığını anladığında, Shuttle programından vazgeçmek için çok geç kalınmıştı çünkü projenin iptali Kongre üyeleri için önemli olan bölgelerde ortaya çıkacak ciddi ekonomik zararlara neden olabilirdi. O’Neill’in uzay kolonilerinin maliyetini değerlendirmeleri için kullandığı yöntem, NASA’nın uzaya madde fırlatmak için hiç de gerçekçi olmayan uçuk maliyet değerlendirmeleriydi. Bazı kişiler için O’Neill’in uzay adaları teknolojik cennetin yaşama geçmiş, parıldayan yapılarıyken bazıları için de bilimkurgu kâbusuydu – bizim mücevher gezegenimizin yerini tavşan yuvaları almıştı. Y inandılar; bu yol daima işe yaradı. Sorun yalnızca, insanları nereye yerleştireceğimiz sorunudur. YÖRÜNGEDE İNSAN KOLONİSİ Böylece Gerard K. O’Neill’in uzay kolonisi oluşturma üzerine olan fütüristik fantezisi başlamış oldu. Ay’a yapılan Apollo uçuşlarının başarısından esinlenen ve orijinal fikirleriyle ün yapmış olan Princeton fizik profesörü O’Neill, insanın yaşam alanının uzaya açılması gerektiğini önerdi. Bu işe hemen başlayabileceğimizi düşündü. O’Neill 40 mil uzunluğunda ve 5 mil çapında, uçları kapalı, Yer – Ay arasındaki kararlı Lagrange – 5 noktasına yerleştirilmiş, dönen silindirik tüpler biçiminde devasa uzay kolonileri düşlüyordu. İnsanlar, dönme ile üretilen yapay çekim alanında, ve silindirin eğri yüzeyi üzerinde yaşayacaktı. Bu insanlar bütün gün boyunca ne yapacaktı? Hmmm, belki işe seks fantezisinin bulaştığı bir öğe vardı. Kolonide yaşayanlar daha fazla çocuk yapmakla uğraşacaktı ve artan nüfus için yeni uzay kolonileri yapacaklardı. Bu ek koloniler asteroidlerden elde edilen hammadde kullanılarak üretilecekti. Homo sapiens sınır tanımaksızın çoğalmaya devam ede