24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yayının değeri Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Hacettepe Üniversitesi. Jeoloji Mühendisliği Bölümü cgokce@hacettepe.edu.tr İTÜ’de İngilizce öğretim için bin kez düşünmek gerek Yabancı dille öğretim değil, anadille öğretim diyenlere verilen değişmez suçlayıcı yanıt: “Yoksa siz yabancı dil öğretilmesine karşı mısınız?” İstediğiniz kadar, “Olur mu öyle şey, günümüzde bir yabancı dil yeterli değil, ikinci üçüncüsünün de öğrenilmesinden yanayım” deyin, faydasız. Bazıları da, Türkçenin bilim ve öğretim dili olarak yetersizliğinden dem vuruyorlar. Prof. Dr. Güngör Evren, İTÜ Emekli Öğretim Üyesi CBT 1203/ 18 9 Nisan 2010 n basit tanımıyla bilimsel bir yayın, özgün bir araştırmadan elde edilen sonuçların bilim dünyası ile paylaşılmasıdır. Yayınların değerlendirilmesi süreçleri zaman zaman farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle bazı yayınlar daha değerli ve yaygın etkiye sahip, bazıları ise düşük etkiye sahip olabilmektedir. Yayınlar temelde bildiri özetleri, bildiriler, araştırma ve derleme makaleleri, teknik not, vaka sunumu, tartışma ve editöre mektup gibi kısa yayınlar şeklinde sınıflandırılabilir. Genelde bildiri özetleri çok ciddi bir incelemeden geçmezler, çünkü bunlar zaten son derece kısa yazılardır ve araştırmanın değerini, yöntemlerin doğruluğunu, verilerin güvenilirliğini bu kısa yazılardan anlamak mümkün değildir. Bildiriler ise nispeten bir inceleme sürecinden geçseler dahi özellikle zaman darlığı nedeniyle hakemler tarafından sınırlı yorum ve Bilimsel yayının en katkı getirilir. Ciddi hakem temel özellikleri süreci gerektiren yayınlanmadan önce dergilere sunuldünya ölçeğinde muş araştırma ve konunun uzmanları derleme makaleleri son derece tarafından değerlenağır süreçlerden dirilmiş olması, dünya geçerek yayına ölçeğinde çeşitli inancak kabul edideksler tarafından lirler. Bu nedenle yüksek impakt taranıyor olması ve faktörüne sahip dünya ölçeğinde eridergilerdeki araşşilebilir bir yayın ortırma makaleleri ganında yayımlanmış önemli ve yaygın etkiye sahipolması şeklinde tirler. sıralanabilir. Ancak son yıllarda yaygınlaşan bir kavram daha bulunmakta. Bazı sempozyumlarda sunulan özet ve/veya bildirilerin seçilip dergi özel sayılarında yayınlanmakta. Bu süreç o derginin inceleme sürecinden farklı olmayıp, tek farkının sadece özel sayı olmasıdır. Aynı biçimde makale dergiye sunuluyor, derginin inceleme süreci aynı biçimde çalıştırılıyor ve yayına kabul edilenler sadece adı “özel sayı” olan aynı dergide yayınlanıyor. Sonuç olarak bir yayının kalitesini ortaya koyan ölçüt, o yayının ciddi bir inceleme sürecinden geçip geçmediğidir. Ancak birçok yerde akademik yükseltmeler için kullanılan “makale” kavramı zorunluluğu kimi zaman araştırmacıları ve değerlendirmeyi yapan kişileri güç durumda bırakabiliyor. Hatta bazen de hak kayıplarına neden olabiliyor. Örneğin, Engineering Geology dergisinin 40 yıllık tarihi boyunca bugün itibarıyla yayımlanan toplam 2422 yayının içinde en çok atıf alan ilk iki yayını Web of Science’daki taramada “Proceedings Paper ” olarak görünüyor. Bunların E “Article” olarak görünmemesinin tek nedeni, bu çalışmaların daha önce yapılan bir sempozyum için Engineering Geology dergisinin ayırdığı özel sayıda basılmış olmalarıdır. Oysa aynı araştırmacılar bu yayınlarını doğrudan derginin herhangi bir sayısı için sunsalar “Article” sınıfında yer alacaktı. Gerçi yaklaşık 2 yıl önce Web of Science özel sayılar için böyle bir ayrıma gitmiyordu. Benzer sorunla Lecture Notes in Computer Sciences, Lecture Notes in Earth Sciences, Lecture Notes in Mathematics vb gibi kitap serilerinde de karşılaşılmakta. “Lecture Notes” ile başlayan seriler yaklaşık 40 yıldır birçok bilim alanında bulunmakta ve ciddi sempozyumlara sunulmuş çalışmaların hakem incelemesinden geçtikten sonra kabul edilen yayınlarından oluşmakta. Çok uzun bir dönem bu yayınlar Web of Science’de “Article” olarak görünüyordu. Ancak yukarıda verilen örnek gibi yaklaşık 2 yıldır bunlar da “Proceedings Paper” olarak izleniyor. Bu durumda “Web of Science” tanımlama ölçütünü değiştirdiğinde o yayının kalitesi birden bire farklı mı kabul edilecek? Bu durumda konu ciddi biçimde tartışmaya açık hale gelmekte. Ancak bir yayının kalitesi konusunda aranabilecek temel ölçütleri sıralamak belki de bu soruna ışık tutabilecektir. Bilimsel yayının en temel özellikleri yayınlanmadan önce dünya ölçeğinde konunun uzmanları tarafından değerlendirilmiş olması, dünya ölçeğinde çeşitli indeksler tarafından taranıyor olması ve dünya ölçeğinde erişilebilir bir yayın organında yayımlanmış olması şeklinde sıralanabilir. Bu ölçütleri sağlayan her yayının bilimsel açıdan mutlaka bir değeri vardır. Aksi bir bakış açısı, içeriğine bakılmaksızın her bir bilimsel yayının değerini tartışmaya açar. Kuşkusuz ki, her bilimsel araştırma ve elde edilen sonuçlar tartışmaya açıktır, zaten araştırma sonuçlarını yayınlamanın amaçlarından biri de budur ancak bir araştırma sonuçlarının tartışmaya açık olması araştırmanın değersiz olduğu anlamına gelmemelidir. Son bir konuyu da tartışmaya açmak istiyorum. Tamamını incelememekle birlikte, Üniversitelerarası Kurul’un bazı mühendislik alanları için koyduğu “Yurtdışında doktora yapmış olmayanlar için başvuru tarihinden önce en az 6 ay kendi alanı ile ilgili yurtdışında araştırma yapmış olmak” koşulu anlaşılmazdır. Açıktır ki, bu koşulu getiren kurulun konu hakkında ciddi gerekçeleri vardır. Ancak, böyle bir kuralın İnşaat Mühendisliği’nde olması, Makine Mühendisliği ya da Biyomühendislik’te olmaması bir çelişki olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle, gerekçeler açıklanırsa insanlar da ikna edilmiş olur. İ ve aktarmak için ana dilden daha etkili bir ilengilizce ile öğretim yapılan önemli üniver tişim aracı düşünülemez” dedikten sonra, çağdaş sitelerde bile, öğrencilerinin yarısı düze eğitim için yabancı dille eğitimin gerekliliği çıyindeki bir bölümünün, kendilerini ifade et karımının yapılmasına ve İTÜ’nün kararının kutmekte ve anlatıp yazmakta zorlandıkları, soru so lanmasına şaşırmamak elde değil. ramadıkları ve tartışmalara katılamadıkları sapBir başka şaşkınlığımı ve merakımı da dile tanmış bulunmakta[1]. Buna karşın bilim ve bi getirmeden geçemeyeceğim. Eğitimin amacı limsellikten söz edilerek, herhangi bir araştırmaya eleştirel düşünmeyi ve öğrenmeyi öğrenmiş, dayanmayan önyargılı görüşlerle neredeyse tü araştırma becerisi kazanmış, yaşam boyu okuma müyle İngilizce öğretime doğru bir koşu sürüyor. alışkanlığı edinmiş, özgüvenli, etik değerleri ve Son dönemde İTÜ bile bu kervana katıldı. topluma karşı sorumluluk duygusu gelişmiş inO İTÜ ki, 237 yıldır Türkçe öğretim yapıyor ve sanları yetiştirmektir. Bu amaca hocaların sınırlı ülkemizdeki Türkçe mühendislik yayınlarının ne sınıf içi “ bilgi aktarımları” ile, hem de yüzde 60 redeyse tümünde imzası bulunuyor. Yani, düzeyinde başarının yeterli görüldüğü İngilizce İTÜ’nün konumu, bu konuda diğer üniversite ile mi erişilecek? lerden çok farklı ve düİTÜ’de bile Eğitimin amacı eleştirel dü İngilizce öğretimin düşündürücüdür. 1996’da yüzde 30 İngilizce öğretime şünmeyi ve öğrenmeyi öğ şünülebildiği bir orgeçişe ilişkin yazımda berenmiş, araştırma becerisi ka tamda düşündürücü bir lirttiğim olumsuzlukların nokta şudur: Yabancı zanmış, okuma alışkanlığı dil öğretmek için her geçerliliğini yaşayarak görmekten üzgünüm [2]. Yüzde edinmiş, özgüvenli ve topluma türlü bedeli ödemeye 30 İngilizce öğretimi öğkarşı sorumluluk duygusu ge hazır olanlar niçin öğrenci giriş puanlarını yükrencilerimizin küçük lişmiş insanları yetiştirmek bir ödev, rapor için biseltmediği gibi, öğretim kalitesini düşürmüştür[3]. Ne tir. Bu amaca hocaların sınır le Türkçe yetersizlikvar ki, bugün yüzde yüz lı sınıf içi “ bilgi aktarımları” ile, lerinin yani Türkçeyi İngilizceye yönelmekte sayeterince bilememelehem de yüzde 60 düzeyinde rinin kaygısını taşımıkınca görülmüyor. Müthiş bir merak içinbaşarının yeterli görüldüğü yor? O kadar ki, deyim: İTÜ’nün uzun geçİTÜ’nün Rektörü, İngilizce ile mi erişilecek? mişinin yüklediği Türkçe Türkçeyi öğretim ve öğretim ve bilim yapma bilim dili olarak gelişgeleneği ve misyonu, üniversite öğretim üyele tirme misyonunu reddedebiliyor. Ayrıca, rinin katılımıyla gerçekleştirilen “Stratejik Türkçeyi öğretim ve bilim dili olarak benimsePlan”ların “Öğretim ve Araştırma için Türkçe, yen, yabancı dilleri araç olarak önemseyen, Araç Olarak Yabancı Dil” temel stratejisi niçin Üniversite Stratejik Plan kararının, önceki yögeçersizleşti? Hangi kapsamlı araştırmalara, fi netimlere ait olduğunu söyleyerek sahiplenmizibilite etütlerine dayanılarak konu gündeme ge yor. Açıkçası, üniversitenin kimliğinin ve getirildi? Öğretim üyelerinin karara katılımı nasıl leneğinin bir parçası olan misyonunu umursağlandı? İTÜ öğrencilerinin konuya ilişkin sanmıyor bile. görüşlerini yansıtan çalışmaları var [4]. Ama, Daha önemlisi, bölümlerin olumsuz görüşmutlaka var olması gereken, “İTÜ’de çağdaş öğ lerine karşın, Rektör’ün ifadesiyle, bölümlerdeki retim için İngilizce ile öğretim uygundur” an öğretim üyelerinin temsilcisi olan Senato üyelamındaki raporunu gören yok. lerinin 33’ünden 22’sinin olumlu oyları, öğretimi Prof. Dr. Derin Orhon’un İTÜ’de yüzde 100 İngilizce ile yapmak gibi köklü bir dönüşüm kaöğretim üzerine 20 Mart 2010 tarihli yazısını, ko rarı için yeterli görülebiliyor[5]. nuya açıklık getirebilir ümidiyle, dikkatle okuO kadar kolay olmamalı… İTÜ’de İngilizce dum ve hemen belirteyim ki düş kırıklığına uğ ile öğretim için bir değil bin kez düşünülmeli! radım. Türkçe öğretim ile ilgili değerlendirmeler yakışıksız ve haksız. Yazı sonuna doğru be[1]Ümit Şenesen, Üniversitelerde Yabancı Dilde lirtilen temel görüşte, çağdaş eğitimde hocanın Öğretim, II. Yayıncılık Kurultayı, 2006. [2]Güngör sınırlı sınıf içi bilgi aktarımının ardından öğ Evren, İTÜ İçin Yüzde 30 İngilizce Öğretimin rencinin sınıf dışı çalışmaya ve araştırmaya Anlamı Üzerine, İTÜ Vakıf Dergisi, Mart 1997. [3] yönlendirilmeleri, bunun için de öğrencilerin ek Ümit Şenesen, İTÜ’de Bazı Derslerin İngilizce referans okumaları, ödev, araştırma, grup çalış Verilmesine İlişkin Düşünceler, Gözlemler, Öneriler, maları ve sunum yapmaları gerektiği belirtil Yayımlanmamış bir değerlendirme raporu. [4] İTÜ Öğrenci KonseyiArıyorum İTÜ Gazetesi, İTÜ Aymekte ve böyle bir eğitimde yabancı dilde refeTiYu Olmasın!, 2009. [5] TÜMÖD İstanbul Şubesi, ranslara da ihtiyaç duyulacağı vurgulanmakta. Yabancı Dille Öğretimle Türkiye Nereye Gidiyor?” Sonuçta, hem de “Herhangi bir konuyu anlamak Paneli, 27 Şubat 2010.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle