Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SON ARAŞTIRMALAR YEN B R HIV TÜRÜ BULUNDU Bilim insanları gorilden insana bulaşan yen bir HIV türü buldu. Yeni virüs türü Kamerunlu bir kadında saptandı. Bundan sonra virüsün daha fazla kişiye bulaşıp bulaşmadığı araştırılacak. Bugüne kadar HIV1 ve HIV2 olmak üzere iki HI virüsü biliniyordu. HIV1 virüsü M,N ve O olarak üç gruba ayrılmakta. Yeni virüs P grubu olarak sınıflandırıldı diyor Rouen Üniversitesi (Kuzey Fransa) bilim insanı JeanChristophe Plantier. Altmış iki yaşındaki kadın beş hafta önce Paris’e geldikten bir süre sonra HIV virüsü tespit edilmiş. Söz konusu virüs gorillerde görülen SI virüsüne (Simian edilmiş. Normalde insanın bağırsaklarında yaşayan Escheria coli bakterisi endüstride protein üretiminde de kullanılmakta. E.Coli bakterisinin kalıtımına insan genleri aşılandığında insan bedeninde üretilenlerle özdeş olan maddeler oluşmakta. Bilim insanları araştırma sırasında E.Coli’nin kalıtımına üç gen ekleyerek, likopen (domateste bulunan bir antioksidan) maddesi üretebilecek hale getirmişler. Antioksidanlar bedenin savunma sistemini destekliyorlar. Harvard Tıp Okulu’ndan Harris Wang daha sonra E.Coli kalıtımında likopen üretimini etkileyen 24 gen bölgesi saptamış. Araştırmacılar MAGE (Multiplex Automated Genome Engineering) olarak isimlendirilen yeni bir yöntemle DNA parçacıklarını bakterinin kalıtımına aşılayarak bu gen bölgelerini değiştirmişler. Sadece üç günde 14,2 mutasyon oluşturmaya başardık diyor uzmanlar. Değişimden geçirilen E.Coli bakterisi böylece bildik organizmaya kıyas kollarını çapraz bir şekilde göğüs bölgesinde dolayarak veya bedenlerine bitiştirerek yürümelerini istemişler. Katılımcılar yürürken, oksijen sarfiyatı ve dışarı atılan karbondioksit miktarı ölçülmüş. İşte bu şekilde kollarını sallayarak yürüyen deneklerin daha az enerji harcadıkları ortaya çıkmış. Konuyla ilgili araştırma Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlandı. la beş misli likopen üretecek duruma gelmiş. Yöntemin diğer bakteri türleriyle de işleyeceğini sanan bilim insanları, bu şekilde ilaçların daha hızlı ve daha büyük miktarlarda üretilebileceğini söylüyorlar. YEN B R ÖTÜCÜ KU BULUNDU Laos’ta yeni bir bülbül türü bulundu. Böylece Asya’da yüz yıldan bu yana ilk kez yeni bir ötücü kuş türü keşfedilmiş oldu. Kafasında neredeyse hiç tüy bulunmayan bülbülün yüzü pembemsi renkte ve gözlerinin etrafı mavimsi halkayla çevrili. Yeni bülbül türü Asya’da kafasında tüy bulunmayan tek ötücü kuş türü. Kafasında tek tük ince tüyler bulunan kuş yaklaşık yüz otuz türü bulunan ötücü bülbül ailesinden. Kel bülbülün yaşam alanı Savannakhet’te kalkerli platolarla sınırlı.. Bilim insanları kuşun ilginç görünümüne rağmen bugüne kadar bilinmemesini, sınırlı yaşam alanına bağlıyorlar. Kalkerli platolar Güney Asya’da en az araştırılmış ekosistemlerden biridir. Konuyla ilgili ayrıntılı haber Fortail dergisinde yayımlandı. Hazırlayan: Nilgün Özbaşaran Dede LAÇ ÜRET M NDE KULLANILAB LECEK TURBO BAKTER LER ÜRET LD Amerikalı bilim insanları Escherichia Coli bakterisini, etki maddelerini çok hızlı bir şekilde üretecek şekilde genetik değişimden geçirmeyi başardılar. Bakterinin kalıtımında sadece üç günde on milyar bölgede değişim yapıldıktan sonra, istenen etki maddesini en büyük miktarda üreten bakteriler ayıklanmış. Bu yöntemle beş misli daha hızlı etki maddesi üreten bakteriler elde Immunodeficiency) çok benzemekte. Daha önce Kamerun’un başkenti Yaounde’de yaşayan hastaya virüs maymun veya maymun etiyle temas sonucu geçmemiş. Virüsün bedende hızla çoğalıyor oluşu, virüsün uzun bir süredir insan bedenine uyum sağladığını gösteriyor. Yeni virüs grubunun Kamerun’daki diğer HIV hastalarında bulunduğu sanılıyor. Araştırma sonucu HIV’nin insanlara sadece şempanzeden değil gorilden de bulaştığını gösteriyor. Bilim insanları Orta Afrika’nın batı kesiminde yeni HIV türlerinin insanlara bulaşıp bulaşmadığının kontrol edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Araştırma YÜRÜRKEN KOLLARIMIZI N Ç N SALLARIZ? Bilim insanları insanların yürürken kollarını niçin bacak hareketleriyle uyumlu olarak salladıklarını buldular. Kol hareketleri sayesinde daha az enerji harcanıyor. Kolların sallanması, yürürken meydana gelen “yaylanma” hareketini frenliyor. Bu şekilde bacak kaslarına daha az yük bindiği için daha az enerji harcanıyor. Bir evrim modeline göre yürürken kol sallama alışkanlığı insanoğluna dört ayak üzerinde yürüyen atalarından miras kalmış. Michigan Üniversitesi’nde Steven Collins ile çalışan bilim insanları, araştırma sırasında on katılımcıyı iki gruba ayırdıktan sonra birinci gruptan kollarını sallayarak, diğer gruptan ise YUNUSLARIN DANSI VE NSAN D L ARASINDAK BA LANTI Yunusların su üzerinde yaptıkları zarif sıçrayışlar ve insan dili arasında benzerlikler keşfedildi. Amerikalı dilbilimci George Kingsley Zipf’in ismiyle anılan Zipf kuralına göre, sözcüğün uzunluğu ve kullanım sıklığı arasında bir bağlantı söz konusu. Mesela kısa sözcükler, neredeyse tüm metinlerde çok heceli sözcüklere kıyasla daha fazla kullanılmakta. Dilbilimcilerin düşüncelerine göre bu ilke dilin en verimli şekilde kullanım ihtiyacına bağlı olarak gelişmiş. Katalonya Politeknik Üniversitesi’nden Ramon Ferreri Cancho ve Aberdeen Üniversitesi’nden David Lusseau bu ilkenin çok daha derinlere uzandığını sanıyorlar. Bu iki araştırmacı yunuslardaki hareket motifinin de aynı ilkeye bağlı olduğunu saptadı. Cancho ve Lusseau yunusların otuza yakın özel hareket motifini incelemişler. Bu motifler tıpkı harflerin bir sözcük olarak kombine edilmesi gibi birçok temel motiften meydana geliyor. İncelemeler sonucunda hareketlerin en fazla dört temel motifin kombinas CBT 1169/ 4 14 Ağustos 2009 yonundan oluştuğu görülmüş. Her hareket motifi Zipf kanuna uygun olarak tekrarlanmakta. Hareket motifi ne kadar basitse, yunusların hareketlerinde o kadar çok tekrarlanıyor diyen uzmanlar, burada insan diline kadar uzanan birçok biyolojik sistemin temel ilkesinin söz konusu olduğunu düşünüyorlar.