Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Hasta Hakları Hasta Hakları kavramı, son otuz yıl içerisinde dikkat çekici bir gelişme gösterdi. Özellikle son yıllarda bu gelişme hızlı bir ivme kazandı. Psikolog, Şebnem Sünnetçioğlu, Nilüfer Gürkan Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Hasta Hakları Ofisi H asta Hakları kavram olarak dile getirildiği halde bu konuları irdeleyen ve düzenleyen Tıp Etiği Kuralları ve yasal düzenlemeler zaman içinde değişen gereksinimleri karşılamakta yetersiz kaldı. Dolayısı ile bu kavrama ve yeni düzenlemelere olan ihtiyaç giderek belirginleşti. Hasta Hakları kavramı, hastaların insan haklarına uygun koşullarda sağlık hizmetine ulaşabilmesini ve bu hakların sağlık alanında en temel anlamıyla hayata geçirilmesini kapsar. Hasta Hakları ile ilgili ilk çalışmaların 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıktığı kabul edilir. Bu süreçte Amerikan Hastane Birliği 1973 yılında “Hasta Hakları Beyannamesi”ni yayımladı. Ulusal bir beyanname olmasına karşın bu konuda bilinen ilk belgedir. Hasta Hakları’nda yapılan ilk uluslararası girişim ise, 1981 yılında Dünya Tıp Birliği tarafından Lizbon Bildirgesi ile gerçekleşti. 1994 yılında Dünya Sağlık Örgütü'nün “Avrupa’da Hasta Haklarının Geliştirilmesi, Amsterdam Bildirgesi” kabul edildi. 1995 yılında ise Dünya Sağlık Örgütü 1981’de kabul edilen Lizbon Bildirgesi'nin kapsamını genişleterek zenginleştirdi. Bu bildirgeler bazı ülkelerin yasal düzenlemelerini gözden geçirerek, Hasta Haklarına uygun şekilde yeniden düzenlenmelerine de neden oldu. Bu gelişmeler ülkemizde de yankı buldu, konunun ülke çapında gündeme gelmesini sağladı. Bu sürecin bir sonucu olarak, Türkiye’deki uluslararası kriterleri içeren ilk yasal metin olan Hasta Hakları Yönetmeliği, 1 Ağustos 1998 yılında yürürlüğe girdi. Hasta Hakları, hekim, hasta ve sağlık kuruluşu arasındaki karşılıklı ilişkileri düzenleyen bir ilkeler bütünü olarak düşünülmeli. Bu ilkelerin genel olarak kapsamları ve alt başlıkları şu şekilde sıralanabilir: • Her türlü tıbbi gerçekler, • Kendisine uygulanacak girişimler ve maddi karşılıkları ile, • Bu girişimlerin risk ve yararları ve uygulanabilecek alternatif tedaviler hakkında bilgi edinme hakkı vardır. • Hizmet veren sağlık personeli hakkında her türlü kimlik ve mesleki bilgiyi alma ve • Tedavinin herhangi bir aşamasında ikinci bir görüşü alma hakkı vardır. T bbi bak m ve tedavi hakk : Her hastan n; • Irk, dil, din ayrımı gözetmeksizin eşit olarak, saygın bir şekilde sağlık hizmetlerinden yararlanma, • Sağlık kuruluşunu, hekimini ve diğer sağlık personelini seçebilme ve değiştirebilme, • Kendisiyle ilgili tıbbi kararlara ve tedavi planına katılma veya tedavi planını reddetme ve • Tıbbi bakıma her an ulaşabilme hakkı vardır. Aydınlatılmış onam hakkı: Hastanın; • Her türlü girişim için bilgilendirilerek onayının alınmasını isteme hakkı vardır. Mahremiyet ve özel hayata sayg , t bbi kay tlar n saklanmas hakk : • Tüm bilgilerinin gizlilik esaslarına uyarak saklanmasını isteme, • Tıbbi kayıtlarının tam ve doğru olarak korunmasını isteme, • Bu kayıtlara, kendisi veya yetkili kıldığı kişi tarafından istediğinde ulaşabilme hakkı vardır. Ba vuruda bulunma hakk : Hastan n; • Kolayca ulaşabileceği, kendisini dinleyen, sorunlarını rahatça ifade edebileceği bir başvuru mekanizmasını hastanede bulma hakkı vardır. Bunlara karşılık hastanın da ye rine getirmesi gereken sorumlulukları mevcuttur. HASTA SORUMLULUKLARI • Sağlık durumunuz ile ilgili tam ve doğru bilgiyi sağlık personeli ile paylaşmak. • Tedavi planınız ve/veya bu planın başarı ile tamamlanması için tedaviniz ile ilgili endişe ve sorularınızı sağlık personeli ile paylaşmak. • Tıbbi bakımınızdan birinci derecede sorumlu kişilerin tedavi planınız ile ilgili tavsiyelerine uymak. • Tedavi planınızı uygulamadığınız veya reddettiğiniz durumlarda yaşayabilecekleriniz konusunda bilgilendirildikten sonra, bu karara ait sorumluluğu taşımak. • Hastanede kalış süreniz boyunca hastane kural ve prosedürlerine uymak. • Verilen her hizmetin maddi bir karşılığı olabileceğini bilmek ve bunu karşılamak. • Diğer hastaların, çalışanların ve hastane içinde ilişki içinde olduğunuz her bireyin haklarına saygılı olmak. • Yeni gelişen veya kontrol edemediğiniz bir ağrı ile karşılaştığınızda, doktorunuzu veya hemşirenizi daha etkili bir ağrı yönetimini belirlemek için bilgilendirmek. Bu gelişmelere karşın, Hasta Haklarının farklı boyutları sebebiyle yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor, bu da yeni düzenlemeleri gerekli kılıyır. Örneğin 1996 yılında Dünya Tıp Birliği “Hastaneye Yatırılan Çocukların Hakları Konusunda DTP Bildirgesini” yayınladı ve insan denekler üzerinde tıbbi araştırmalar konusunu içeren “Helsinki Bildirgesi”ni 2002 yılında yeniledi. Bu çalışmalar, herkesin insanca sağlık hizmeti alınmasını sağlama amacı güdüyor. Her insanın potansiyel bir hasta olduğu düşünülürse, hasta haklarını bilmek, bunlara sahip çıkmak ve sahip çıkılmasına yardımcı olmanın ne kadar önemli bir konu olduğu daha iyi algılanacaktır. HASTA HAKLARI Bilgi edinme hakk : Hastan n t bbi sürecinde; Prof. Dr. Ferit Bernay ve işlediği suçlar Baştarafı 3. sayfadan Bilimsel ve Sanatsal Etkinlikleri Destekleme Fonu (BİLSEK) oluşturularak, uluslararası kongrelere katılacak öğretim üyelerine maddi destek sağlandı. Öğretim elemanı sayısı B1329’dan 1917’ye ulaştı ve öğrenciöğretim elemanı oranı 11.66’ya kavuştu. Yüksek lisans öğrencisi sayısı 300’lerden 750’lere, doktora öğrencisi sayısını 200’lerden 500’lere çıktı. BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÜKSELDİ Bunların sonucunda SCI ve SSCI kapsamındaki dergilerde yayımlanan yayın sayısı 106’dan 612’ye, öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı 0.2’den 0.77’ye ve Üniversitelerarası yayın sayısı sıralamasında, 125 üniversite arasında üniversitemiz dokuzuncu sıraya yükseldi. Tıp Fakültesi’nde binlerce yıllık pasif öğretim yöntemi terk edilerek, öğrenci merkezli, “Probleme Dayalı Öğrenim”e geçildi. Yeni sekiz fakülte (Veteriner, İktisadi ve İdari Bilimler, Sinop Eğitim, Sinop FenEdebiyat, Boyabat İktisadi ve İdari Bilimler, Amasya Fen Edebiyat, Amasya Mimarlık, Fatsa Deniz Bilimleri), dört Sağlık Yüksekokulu (Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya), sekiz meslek yüksekokulu (Vezirköprü, Terme, Çarşamba, Sinop, Ayancık, Gerze, Fatsa, Mesudiye), bir konservatuar, bir enstitü (Güzel Sanatlar) ve dört araştırma ve uygulama merkezi (Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Ornitoloji, Su Eko Sistemleri, Biyoteknoloji) kuruldu. Ayrıca mevcut fakülteler ve yüksekokulların bünyesinde yeni yedi bölüm, 13 program ile 12 CBT 1169 / 13 14 Ağustos 2009 anabilim ve 3 bilim dalı; lisansüstü eğitim enstitülerinde yeni 16 yüksek lisans ve 13 doktora programı açıldı. Üniversitemizin dört kentte birden gelişmesi sonucu, hükümetin seçim yatırımı amacıyla her ile bir üniversite açma kararı kapsamında, Ondokuz Mayıs Üniversitesinden ayrılarak ayrı üniversiteler şekline dönüşen Sinop, Amasya ve Ordu üniversiteleri, yeni kurulan diğer üniversitelerin tersine, alt yapıları hazır bir şekilde kurulmuş oldular. Bu şekilde Ondokuz Mayıs Üniversitesi üç yeni üniversite doğurdu. Bu üç üniversitenin de kurucu rektörlük görevini Ferit Bernay yaptı. Astronomi Kulübü öğrencilerinin, “Evrenin derinliklerine bir pencere açıyoruz” sloganıyla yola çıktıkları proje rektörlükçe desteklendi ve yerel küçük sanayicilerle de işbirliği yapılarak büyük oranda yerli malzeme kullanmak suretiyle, oldukça düşük maliyetle üniversitemizde bir gözlemevi kuruldu. Ayrıca, tasarımı ve üretimi tümüyle üniversitemiz tarafından gerçekleştirilen planetaryum yapıldı ve hem planetaryum, hem de gözlemevine sahip Türkiye’nin ilk ve tek Astronomi Merkezi olduk. Merkezde başta ilk ve orta öğretim ile üniversite öğrencileri olmak üzere, her yaş ve eğitim düzeyindeki tüm yurttaşlarımıza hizmet verilmektedir. Planetaryumda aynı anda 30 kişiye, doğa ve evrenin oluşumu, evrim ve astronomi hakkında, sanal ortamda eğitim verilmektedir. Bu hizmetlerden başlangıçta sadece Samsunlular yararlanmaktaydı. Fakat Merkez’in tanıtılmasıyla önce çevre illerden, daha sonra tüm Türkiye’den ziyaretçiler gelmeye başladı. Bugün yılda 10.000’den çok kişi eğitim alıyor. SANAYİ İLE İŞBİRLİĞİ Samsun Ticaret ve Sanayi Odası, KOSGEB ve üniversitemiz işbirliği ile üniversitesanayi işbirliği oluşturmak amacıyla, üniversite bünyesinde Teknoloji Geliştirme Merkezi (TekMer) kuruldu. Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, başta Acil Servis ve Yoğun Bakım birimleri olmak üzere, polikliniklerden laboratuvarlara, çamaşırhaneden yemekhanelere kadar tamamen yenilendi. Tam otomasyona geçildi; laboratuvar sonuçları ve radyolojik görüntülere, kağıtlara ve filmlere gerek kalmaksızın, internet ortamında erişmek olanağı sağlandı. Hastanenin kent merkezinden uzakta olması engelini ortadan kaldırarak halkımızın ayağına gitmek amacıyla, kent merkezinde “Şehir Polikliniği” ile “Diyaliz ve Onkoloji Merkezi” kuruldu. Burada Çarşamba günleri, her hafta değişik bir hastalık hakkında, hastalara yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme seminerleri verilmeye başlandı. Çocuk Hastanesi hizmete açıldı. Sonuçta yıllık toplam poliklinik sayısı 160.000’lerden 360.000’lere, ameliyat sayısı 7.000’lerden 18.000’lere yükseldi. Diş Hekimliği Fakültesi tamamen yenilenerek yeniden yapılandırıldı, tüm laboratuarları işler hale getirildi, ünit sayısı 50’den 106’ya çıkarıldı ve 2000 yılında 20.000’lerde olan hasta sayısı 2008’de 50.000’e ulaştı. Diğer fakülte ve birimlerde de benzer gelişmeler sağlandı. Örneğin, araştırma fonundan sağlanan destekle laboratuvarlarını güçlendiren Fen Edebiyat Fakültemizin Fizik Bölümü, Türkiye’deki tüm fizik bölümleri içinde en çok uluslararası yayın yapan bölüm oldu.