02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

koyunların sırrını anlatıyor! Boy üzerinde bir seçilim baskısı varsa (örneğin daha küçük bireylerin sağ kalma ve çoğalma olasılıkları yüksekse), hayvanların ortalama büyüme hızında bir düşüş varsa, anneler ortalamada daha küçük yavrular doğuruyorsa, veya demografik yapıda bir değişiklik varsa (örneğin genç koyunların sayısı, yetişkinlere göre artıyorsa) boy ortalaması zamanla azalır. Ancak değişken çevre şartlarında, fenotipte görülen değişimin bu dört ana bileşeni karmaşık bir şekilde birbirine girer ve analitik olarak ayrıştırması çok zor bir hal alır. İşte bizim çalışmamızın en önemli başarısı bu matematiksel ayrıştırmayı gerçekleştirebilmemiz! Bu ayrıştırma sayesinde, boy ortalamasındaki azalmanın ana nedeninin kuzuların (01 yaş) ortalama büyüme hızındaki azalma olduğunu saptadık. Bu bizi küçülmenin sebeplerini anlamamıza bir adım daha yaklaştırdı. Bir sonraki adımda ise istatistiksel yöntemler kullanarak kuzuların büyüme hızındaki düşüşü etkileyebilecek çevresel etkenleri inceledik. İşte bu analiz sonucunda iklim değişikliğinin etkilerini fark ettik. Gittikçe ılımanlaşan kış şartları boy üzerindeki seçilim baskısını azaltıyor ve bunun sonucunda koyun sayısında görülen artış kuzuların büyümesini yavaşlatıyor. Büyümedeki bu yavaşlamanın sebeplerinin, artan koyun sayısıyla beraber birey başına düşen ot miktarının azalması ve parazit yayılımının artması olduğunu tahmin ediyoruz. k z l sincaplar ve Avrupa’daki büyük baştankaralar bunlara ilginç birer örnek. Küresel ısınma sonucu erken gelen bahardan yararlandıkları için erken üreme genlerine sahip sincap ve baştankaralar daha avantajlı oluyor. Bunun sonucunda popülasyonun gen yapısında bir değişim görülüyor. Ancak bunlar, hızlı değişen koşullara hızlı tepki verebilecek kadar kısa yaşam döngüleri olan dolayısıyla genetik çeşitliliğin kaynaklarından biri olan faydalı mutasyonların daha sık ortaya çıktığı şanslı türlerden. Diğer birçok tür ise ya fenotipik esneklikleri sınırlı olduğundan, ya yeterli genetik çeşitliliği barındırmadığından, ya da uzun yaşam döngüleri olduğundan hızlı değişen çevresel koşullara ayak uyduramayıp yok olacaktır. Fosil kayıtlarda jeolojik dönemlerdeki bu tür kitlesel yokoluşların birçok örneğini görüyoruz. Küresel bakarsak, bunun sonuçlar neler olabilir? İklim değişikliğinin, baz canl lar için yararl baz lar için zararl sonuçlar olacağ söylenebilir mi? Olaya küresel baktığımızda, tek tek canlı türlerinden çok ekosistemlerin nasıl etkileneceğini düşünmemiz gerekir. Ekosistemler yüzlerce/binlerce canlı türün birbiriyle girdiği etkileşim sonucu oluşmuş bazıları hassas bazılarıysa dayanıklı sistemlerdir. Canlılarda çevresel değişikliklere karşı dayanıklılığı belirleyen fenotipik esnekliğin ekosistemler için karşılığı, ekosistem direncidir. Bu direnç, bir ekosistemin değişen çevre şartlarına ne kadar uyum sağlayabileceğini belirler. Direncinin son noktasında bir ekosistem dengesini kaybeder. Yeni dengesini nerede bulacağını veya bulana kadar kaç türün yok olacağını tahmin etmek çok zor. Küresel ısınmanın trajik etkilerini açık bir şekilde, okyanusların tropik ormanları olan mercan ekosistemlerinde görüyoruz. Hint Okyanusu’ndaki mercan kayalıklarının yüzde doksanı, okyanus sularının ısınması sonucu mercan ağarması dediğimiz ve geri dönüşü çok zor bir yıkıma uğruyor. Yokolan her mercan ekosistemiyle beraber içerdiği türlerin büyük bir kısmı da yok oluyor. Buna benzer örnekler kara ekosistemleri için de mevcut. Elbetteki, küresel ısınmanın bazı türler için zararlı, bazıları içinse yararlı sonuçları olacaktır. Ancak, değişen çevre şartlarında hangi türlerin ve ekosistemlerin hayatta kalacağını ve insanoğlunun bu yeni şartlara ne derecede uyum sağlayabileceğini tahmin etmek çok zor. lanarak, tehlike altındaki birçok türü de kapsayan parçalanmış popülasyonların dinamiklerini inceledim. Tez konumun yanı sıra küçük memeli türlerinde görülen döngüsel popülasyon dinamiklerinin sebeplerini araştıran ilginç bir çalışmamız da oldu. Florida adalarında yaşayan bir tür sukaplumbağasının kasırgalardan nasıl etkilendiğini inceleyen bir başka çalışma daha yaptık. Doktora sonrası ilk çalışmam ise yabanhayat popülasyonlarında hastalık yayılımı üzerineydi; Florida’da yaşayan bir kara kaplumbağasında görülen solunum enfeksiyonunun bu popülasyonu nasıl etkilediğini inceledik. Imperial College’da son bir buçuk senedir sürdürmekte olduğum araştırmalarımda ise evrimsel demografi üzerine çalışıyorum. Burada Prof. Tim Coulson danışmanlığında, farklı hayvan popülasyonlarından toplanmış uzunsüreli verileri kullanarak, değişen çevre koşullarında evrimsel ve ekolojik süreçlerin birbirleriyle nasıl etkileştiğini demografik yöntemler kullanarak inceliyoruz. Soay koyunları bu çalışmanın ilk adımıydı. Benzer yöntemleri marmot, kızıl geyik, mirket ve yersincaplarına uygulayarak, sadece yakın geçmişte olan değişimi incelemekle kalmayıp, yakın geleceğe yönelik evrimsel öngörülerde bulunabilecek modeller üzerinde de çalışıyoruz. Evrim bilimi aç s ndan çal şman z n önemini değerlendirir misiniz? Araşt rman zda, küçülmenin yan s ra koyun say s n n artt ğ n belirtiyorsunuz, iklimdeki değişimin burada olumlu bir etkisi say lamaz m , insan için daha çok besin elde etme şans n n artmas gibi ?! Bizim çalışmamıza dayanarak “iklim değişikliği insanlara besin kaynağı olan türlerin sayısını arttırır” gibi bir genelleme yapmak yanlış olur. Unutmamalı ki, üzerinde çalıştığımız koyunlar bir ada popülasyonu! Fosil kayıtlara ve günümüzde yaşayan ada türlerine baktığımızda, adaların anakaradan gelen türler üzerinde ilginç etkileri olduğunu görüyoruz. Cüce fil ve suaygırları veya dev kaplumbağa ve güvercinler (Dodo) bunlara birer örnek. Ada koşulları, türün uyum sağladığı anakara koşullarından farklı olduğu için, değişen şartlarda fenotipik özellikler de farklı yönlere kayabiliyor. Koyunlarda son 24 senede görülen bu değişimin de iklim değişimi ve ada koşullarının etkileşimi sonucu olduğunu görüyoruz. Ilımanlaşan kış ayları sonucu daha fazla koyun hayatta kalırken, bir yandan da popülasyondaki daha zayıf bireylerin sayısı artıyor. Ancak bu durum, sert geçecek bir kışın popülasyon üzerindeki etkisinin eskiye göre çok daha yıkıcı olmasına ve büyük kayıplara neden olabilir. Soay koyunlarının sayısında 2002 ve 2005 yıllarında görülen ani düşüşler buna örnek... Bizim çalışmamızdan çıkarılacak sonuç bence şu olmalı: İklim değişikliği koyun gibi dayan kl bir türde bile önemli değişikliklere yol açabiliyorsa, diğer birçok yabanhayat türünü de tahmini ve geri dönüşü zor bir şekilde etkileyebilir. Soay koyunlarının boyları ölçülürken Eğer koşullardaki değişim böyle sürerse, bu yeni şartlar n canl lar üzerindeki etkisi ne olur? Başka canl larda değişimler saptad n z m ? Bir türün değişen çevre koşullarına vereceği tepkiyi anlayabilmek için iki ana unsura bakmak lazım: fenotipik esneklik ve genetik çeşitlilik. Fenotipik esneklik aynı gen yapısındaki bireylerin farklı çevresel koşullar altında farklı özellikler gösterebilmesidir. Genetik çeşitlilik ise, popülasyon içerisinde herhangi bir seçilim baskısına cevap verecek yeterli çeşitliliğin olup olmadığını belirler. Birçok canlı türünün küresel ısınmaya karşı gösterdiği değişikliklerin çoğu, aslında evrimleşme sürecini etkilemeyen, fenotipik esnekliğe birer örnektir. Koyunlarda şu ana kadar gördüğümüz değişimin de çoğunlukla bu fenotipik esneklik sonucu olduğunu anladık. Ancak, fenotipik özellikler bir lastik gibidir, gerildikçe (yani doğal sınırlarına yaklaştıkça) esneklik azalır ve zamanla seçilim baskısı artar. İşte böyle bir durumda, o popülasyonun akıbetini bu seçilim baskısını karşılayabilecek yeterli genetik çeşitliliğin olup olmadığı belirler. Karşımıza çıkan birkaç örnekte bazı türlerin küresel ısınma karşısında evrilebileceğini, yani popülasyondaki gen dağılımında bir değişimin olabileceğini görüyoruz. Kanada’daki CBT 1165/ 7 17 Temmuz 2009 Bizim çalışmamız yaban hayat popülasyonlarında mikroevrim sürecini daha iyi anlamamızı sağlayan önemli bir adım. Son 20 senede bilim dünyası ekolojik ve evrimsel süreçlerin aynı zaman dilimlerinde gözlemlenebileceğini fark etti. Yani ekolojiyi anlamadan evrimi, evrimi anlamadan da ekolojiyi anlamanın kolay olmadığını gördük. Ekolojik etkileri kontrol altında tutabildiğimiz hayvan ve bitki yetiştiriciliğinde durum daha kolay! Modern yetiştiricilikte kullanılan matemBu koyunlar n özelliği nedir, bizde bir karş l ğ var m ? atiksel mikroevrim modelleri sayesinde istediğimiz özellikteİskoçya açıklarındaki St. Kilda Takımadaları’nda yaşayan ki soyları (örneğin daha iyi süt veren inekleri) yapayseçilim Soay koyunları aslında bildiğimiz evcil koyunların (Ovis yöntemleri kullanarak elde edebiliyoruz. Ancak, benzer modeller yaban hayat popülasyonlarına uyguaries) yabani ve bilinen en ilkel atalarından biri. Korsika, landığında fazla basit kaçıyor. Değişen çevre şartlarında ekoloSardunya ve Kıbrıs’ta bulunan Akdeniz muflonuna benzer fizikjik ve evrimsel süreçlerin birbirleriyle oldukça karmaşık bir şeksel özellikler gösterir. Modern evcil koyunlardan çok daha uilde etkileşmesi, bu süreçleri analitik olarak ayrıştırmamızı çok fak olmasına karşın, oldukça dayanıklı ve çevik bir tür. Her yaz zorlaştırıyor. Halbuki, bir türde görülen değişimi farklı bileşenbu çevik hayvanları yakalamak için epey ter döküyoruz. lerine bölüp inceleyebilirsek, türlerin ileride çevresel değişikBaşka hangi konular üzerinde araşt rmalar n z var? Ana ilgi alanlarım yaban hayat ekolojisi, biyodemografi, liğe gösterecekleri tepkileri tahmin edebiliriz. İşte, bizim bu çalışmada yaptığımız da bu. Evrimsel ve ekoloevrimsel biyoloji ve koruma biyolojisi. Yüksek lisans tezim jik süreçlerin birkaç yıllık zaman dilimi içerisinde birsırasında Kuzeybatı Anadolu yarasalarının birleriyle karmaşık bir şekilde etkileşerek bu ekolojisi ve koruması üzerine Arpat beklenmeyen değişime yol açabileceğiçalıştım. Doktora tezim ise Özgül, Türkiye’de evrim kuram n n ni gösterdik. Bir sonraki adım ise popülasyon ekolojisi üzerpopülerleştirilmesi üzerine çal şan Evrim geçmişe yönelik bu analizleri, ileriye ineydi. Çalışmamın ana Çal ş kanlar grubunun bir üyesi. Bu ekip, haz rlad klar yönelik öngörü modellerine konusu Kolorado’da www.evrimianlamak.org sitesinde, bilimin bu en temel dönüştürmek. Bu çalışmamızın, yaşayan marmotlardı. kuram n oldukça e ğ lenceli ve e ğ itici bir yöntemle Darwin’in doğumunun 150’nci ve Marmot, yer sincaplarının anlat yor. Okurlar m z bu siteyi gözden ‘Türlerin Kökeni’nin yayımlanen büyüklerinden, oldukça geçirmeye davet ediyoruz. masının 200’üncü yılının kutladığı bu sevimli ve üzerinde çalışması yıla denk gelmesi de güzel bir rastlantı oldu. eğlenceli bir tür. Bu türü örnek kul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle