05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Güneş ve Deri Kanseri İlişkisi Güneş ışığının deri kanseri yapıcı etkisi 1890’lı yılların sonlarından beri bilinmektedir. Güneşte uzun süre kalanlarda, kısa sürelerle ve çok sayıdaki maruziyetlerde, tedavi amacıyla veya estetik amaçlı ultraviyole (UV) uygulanan kişilerde, güneş yanığı olan deri bölgelerinde ve meslekleri nedeniyle (denizci, çiftçi gibi) güneş altında fazla durmak zorunda olanlarda deri kanserlerinin daha sık görülmesi UV’nin kanserojen etkisinin delilleridir. Dr. Buket Pençe, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Dermatoloji Bölümü Dr. Buket Pençe G üneş ışınlarının 290 400 nm. arasındaki dalga boyları, ozon tabakasını geçerek yeryüzüne ulaşan UV ışınlarıdır. UVC ise ozon tabakasının normal olduğu bölgelerde yeryüzüne ulaşamıyor. Camdan da geçemeyen UV C, bronzlaştırmaz ama deride kızarma yapabilir ve kanserojen etkiye sahiptir. Derinin yalnız en üst tabakasını etkiler. UVB, yeryüzüne ulaşan UV’nin yüzde 110’unu oluşturur. Deride orta tabakalara kadar ulaşabilir. Camdan geçemez. Kızarma, bronzlaşma ve kanser yapma etkileri bulunmaktadır. UVA ise camdan geçebilen, tüm gün bizi etkileyen, yeryüzüne ulaşan UV’nin yüzde 9099’unu oluşturan, kızarma, bronzlaşma ve kanser yapma etkisi olan, derinin derin tabakalarına kadar inebilen güneş ışığı grubudur. K ETK UV ışınları, deri üzerinde akut (kısa süreli) ve kronik (uzun süreli) değişikliklere neden olurlar. 1 Akut olanlar: Güneş yanığı, immünolojik supresyon (direncin baskılanması), pigmentasyon (koyulaşma) ve derinin kalınlaşmasıdır. 2 Kronik olanlar: Deri yaşlanması ve kanser oluşumudur. Deri kanserlerinin en sık görülenleri ve güneşle ilişkilendirilenleri melanom, bazal hücreli karsinom (BHK), skuamöz hücreli karnisomdur (SHK). Tüm melanomların yüzde 95’i beyaz ırkta görülür. Melanomların yüzde 7080’i normal görünen deride, yüzde 2030’u ise önceden olan bir benden değişimle oluş maktadır. UV, hem ben oluşumunda hem iyi huylu benlerden riskli ben dönüşümünde hem de melanom oluşumunda etkili olmaktadır. UV’ye aralıklı maruz kalmak melanoma dönüşme riski olan benlere neden olur. Bu şekildeki güneşe maruziyet sonucu görülen melanomlar, daha çok erkeklerde sırtta, kadınlarda alt bacakta görülmektedirler. Normal deriden oluşan melanomlar ise uzun süre güneşe maruz kalan baş ve boyun bölgelerinde daha çok görülmekte ve UV’nin birikimiyle ortaya çıkmaktadır. Melanom dışındaki deri kanserlerinin yüzde 80’i bazal hücreli karsinom (BHK), yüzde 20’si ise skuamöz hücreli karsinomdur (SHK). BHK, çok görülmesine rağmen metastaz yapmaz ve tedavisi daha kolaydır. SHK ise metastaz yapar ve ölümcül olabilir. Yaşam boyu SHK gelişme riski son 20 yılda 2 kat artmıştır. Bu artış, öncelikle toplam UV maruziyetinin artması ile ilişkilidir. Açık hava aktivitelerinin artması, ozon tabakasındaki incelme, bronzlaşma eğilimi ve solaryum kullanımının artması UV maruziyetini arttırmaktadır. Yaşanan coğrafik bölge Ekvator’a yaklaştıkça UV yoğunluğu ve SHK gelişme riski de artar. Deri rengi koyulaştıkça güneşten etkilenme güçleşmekte ve SHK gelişme riski azalmaktadır. Kadınlarda uzun saç ve ruj kullanımı nedeniyle kulak ve dudakta SHK erkeklerden daha az görülmektedir. 1 UV, bağışıklığı baskılayarak, bedenin tümöral hücreleri yok etmesini zorlaştırmakta ve kanser hücrelerinin GÜNE , KANSER NASIL OLU TURUR? artışına neden olmaktadır. 2 UV, DNA tarafından emilerek DNA’da hasara yol açmakta ve hücre ölümüne neden olmaktadır. 3 UV, reaktif oksijen türevleri açığa çıkarmaktadır. Bunlar ise hücrenin zarını hasara uğratarak hücrelerde mutasyona (olumsuz, kalıcı değişiklik) neden olmaktadır. Tümör baskılayıcı genlerde değişiklik yaparak normal hücrelerin tümör yapmalarına yol açan UV, bu şekilde de deri kanserlerinin oluşumuna neden olabilmektedir. Deri kanserlerinde UV ile baskılandıkları gösterilmiş olan tümör engelleyici genler: p53 geni, PTCH geni ve p16 genidir. Rehberi Kişiye Özel Kalıcı Zayıflama Kök Hücre Biyolojisi ve Klinik Uygulamalar Türkiye Bilimler Akademisi Raporları Sayı: 20 Yalçın Matbaacılık, Ankara Fiyatı: 20,00 TL. CBT 1165 / 13 17 Temmuz 2009 Hormonlarınızı tanıyın! Vücut ritminizi bozmadan zayıflayın! “Fazla kilonun nedenleri ortaya konmadan kilo vermek zordur. Bu nedenler kişiden kişiye değişir” diyen Prof. Dr. Metin Özata, bu rehberde kalıcı zayıflamanın önündeki olası engelleri aşmayı tıp bilgisi olmayan kişilerin bile kolay anlayabileceği bir dille anlatıyor. Dünyada ilk kez şişmanlığa neden olan bir gen bozukluğunu da saptayan, endokrinoloji ve metabolizma uzmanı Prof. Dr. Metin Özata’dan, rehber tarzında hazırlanmış, açıklamalı tablolar, beslenme listeleri ve resimlerle desteklenmiş, farklı bir kaynak kitap… • Zayıflamanın önündeki 14 engel • Uzun süre tok tutan düşük “Gİ”li gıdalar • Açlık duygusunu yenmek • Kalıcı zayıflama için hangi tetkikler gereklidir? • Metabolizma hızınızı nasıl arttırırsınız? • Kilo veremediniz, çünkü… • Beslenme önerileri • Hangi hareket, kaç kalori yakar? • Kiloya neden olan ilaçlar • İlaca ne zaman başvurulmalı? Prof. Dr. Metin Özata, 1982’de Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. 1990’da İç Hastalıkları Uzmanı, 1994’te doçent, 2003’te profesör oldu. Federal Almanya’nın Wiesbaden kentinde USAF Regional Medical Center’da, ABD’de Chicago Üniversitesi’nin Endokrinoloji ve Metabolizma bölümünde çalıştı. GATA Araştırma Merkezi Tıbbi Araştırma Bölüm Başkanlığı ve Gülhane Tıp Dergisi yardımcı editörlük görevlerini de yapan Dr. Özata, Türk Diyabet Cemiyeti Prof. Celal Öker Bilim Ödülü, Roche Tıp Ödülleri Yarışması Birincilik Ödülü, İstanbul Üniversitesi Bilim Ödülü, Bayındır Tıp Merkezi Ödülü, Tübitak Bilim Teşvik Ödülü ve TÜBİTAK ‘Türkiye Tıp Araştırma Ödülü’ sahibidir. Türkiye Bilimler Akademisi Kök Hücre Çalışma Grubu tarafından ülkemizde konuya ilgi duyanları ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlanan bu raporda, kök hücre konusunda temel ve uygulamalı alanlarda son beş yıl içindeki gelişmeler kapsamlı bir şekilde okuyucuya sunuluyor. Rapor ayrıca, 2004 yılında Kök Hücre Araştırmalarında Güncel Kavramlar adını taşıyan kitabın devamı niteliği taşıyor. Kitabın konuları arasında Kök Hücre Tanımları, Embriyonik Kök Hücreler, Kök Hücre Kaynağı Olarak Kordon Kanı, Erişkin ve Hematopoetik Kök Hücreler, Mezenkimal Kök Hücreler, Klinik Kök Hücre Uygulamaları, Hematopoetik Kök Hücre Nakli, Kardiyovasküler Hastalıklarda Kök Hücre Uygulamaları, Parkinson Hastalığında Hücre Tedavisinin Bilimsel Temelleri ve Güncel Uygulamaları, Klinik Doku Mühendisliği, Mezenkimal Kök Hücrelerin Klinikte Kullanımı, Karaciğer, Pankreas ve Diğer Gastrointestinal Organ Hastalıklarının Kök Hücreler ile Tedavisi, Kök Hücre Araştırmalarında Ülkemizde ve Dünyada Yasal ve Etik Düzenlemeler yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle