02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Proton tedavisi Proton tedavisi, son yıllarda ışın tedavisinde kullanılan en gelişmiş tekniklerden biridir. Kanserin lokal tedavisinde kullanılan bu ışın tedavisinin ideal hedefi, tümör çevresindeki normal dokuları yapısal ve fonksiyonel olarak büyük bir tahribata uğratmadan tümörü tamamen yok etmektir. Dr. Berrin Pehlivan, Başkent Üniversitesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı, Adana ANTİK ÇAĞDAN KÜÇÜK ASYA ÖYKÜLERİ: Amazonların şehri KYME Şekil2 ekil 1’den de anlaşıldığı gibi klasik radyoterapide kullandığımız X ışınları vücuda girdikten sonra en yüksek etkin doza yüzeyin hemen altında ulaşıp derinlere doğru azalan bir değişim gösterir. Böylece hedeflenen tümörün önü ve arkasındaki sağlıklı dokular da istenmeyen dozlarda radyasyona maruz kalabilmektedir. Protonlar ise enerjilerinin büyük kısmını durmadan hemen önceki birkaç milimetrelik ‘Bragg Peak’ denilen dar bir bölgede kaybederek hedeflendikleri noktada adeta bir 'enerji patlaması' yaratırlar. Bu bölgenin öncesi ve sonrasında dokuların maruz kaldıkları radyasyon dozu hızla azalma göstermektedir. Şekil1 XRT Proton Protonun avantajlarından ilk bahsetmemiz gereken, “konvansiyonel foton” tedavisine göre normal dokuda daha az yan etkisi olduğudur. Bu nedenle tedaviye ara verilme ihtimali azalıyor ve radyoterapi ile eşzamanlı kemoterapi kullanımına olanak sağlıyor ve böylece radyoterapi etkinliği artıyor. Böylece doz artımına duyarlı tümörlerde daha yüksek doza çıkabilme olanağı sağlıyor, lokal kontrol ve yaşam süresi artıyor. Protonun tedavide kullanımını ilk kez 1946 yılında Robert Wilson önerdi ve 2 yıl sonra 184 inçlik siklotron ‘Lawrence Berkeley Laboratory’de araştırmacıların hizmetine sokuldu. Modern tıpta ilk kullanımı ise, 1973 yılında halen günümüzde de en önemli proton tedavi merkezlerinden biri olan Harvard Siklotron Laboratuvarı’dır. Loma Linda Üniversitesi (USA), Paul Scherrer Enstitüsü (İsviçre), Orsay Protonterapi Merkezi (France), “Thereoretical and Experimental Physics” Enstitüsü (Rusya), proton tedavisi çalışmalarına en çok katkısı olan merkezlerdir. Günümüze kadar tüm dünyada faaliyette olan 30 merkezde 55 bin hastanın tedavi edildiği bildirildi. tedavisine olanak vermektedir. Uygulama alanı bulduğu hemen tüm beyin tümörlerinde, baş, boyun, meme, prostat, erken evre akciğer, osefagus, hepatik tümörlerde ve yumuşak doku ve kemik sarkomlarında lokal kontrol ve sağ kalım oranları fotona eşit olduğu, ancak proton ile yan etki profilinin çok daha iyi olduğu gözlenmekte. Proton tedavisinin en çok önem kazandığı grup ise hiç şüphesiz ki, pediatrik tümörlerdir. Konvansiyonel yöntemlerle verilen düşük doz tedavinin bile çocuk gelişimini olumsuz yönde etkilemesi ve ikincil tümör riskinin yetişkin hastalara göre daha önemli olması, proton tedavisini pediatrik hastalarda son derece çekici hale getirmektedir. Günümüzdeki yoğunluk ayarlı radyoterapi, stereotaksi gibi foton radyoterapi teknikleri ya da ‘Tomotherapy’ ve ‘Cyberknife’ cihazlari ile tümöral doku üzerinde protondakine benzeyen doz dağılımı elde etmek çoğu zaman mümkün olmakta. Ancak bu tekniklerin hiçbirinde normal dokuyu protonda olduğu kadar korumak mümkün değil. Ayrıca bu tekniklere kıyasla protonterapinin integral dozu 6.7 kat azalttığı gösterildi. Azalmış integral doz ise azalmış ikincil kanser riskidir. ekil 3’de, 12 yaşında karın içerisine yerleşmiş yumuşak doku sarkomlu bir çocuğun tedavisinde uygulanabilecek yoğunluk ayarlı radyoterapi ve protonterapinin dosimetrik karşılaştırılması görülmektedir; yoğunluk ayarlı radyoterapi ile ışınlanan normal dokunun, protonterapiye göre 6 kat daha fazla olduğu hesaplandı. Protonun fotona kıyasla sahip olduğu tüm avantajlarına rağmen halen tartışma konusu olmasının en onemli sebebi ise şüphesiz proton akseleratorlerinin Xray teknolojisine oranla daha pahalı olması ve bunun da daha pahalı bir tedavi yöntemi olarak kliniğe yansımasından kaynaklanıyor. Şehrin ilk sakinleri, geç bronz çağında Dor akınlarından kaçarak Yunanistan ve Magna Grecia, Napoli bölgesindeki Cumae: Cyme şehirlerinin bir devamı olarak Ege denizini geçip İÖ 1050 civarında bugünün Aliaağa’sı olan bölgeye yerleşmişlerdir. Dr. Rana Yavuzer Anadolu; [email protected] K Şekil 3 Yoğunluk ayarlı radyoterapi Proton HANG TÜMÖRLERDE ETK L Protonun sağladığı dozimetrik avantajın direk olarak kliniğe yansıdığı hasta gurupları göz ve kafa tabanı (kordoma ve kondrosarkoma) tümörleridir. Göz tümürlerinde protonterapi gözün enükleasyonu ile tedavisine alternatif olabilmekte. Kafa tabanında görme yolu, beyin sapı gibi kritik organların çevresine yerleşmiş kordoma ve kondrosarkoma tümörlerinde çevredeki riskli organları fotona göre daha iyi koruyarak yüksek dozla tedaviye olanak sağlamakta. Literatürde bu grup tümörlerde protonterapi ile foton yapılan tedavilere kıyasla çok daha yüksek lokal kontrol ve sağkalım oranları saptandı. Ya da proton tedavi, şekil 2’deki hemen gözün ve görme sinirinin yanına yerleşmiş gözyaşı bezi adenoid kistik tümöründe olduğu gibi, tümörün şekline uygun bir doz dağılımı ile çevredeki kritik yapıların korunarak CBT 1158/8 29 Mayıs 2009 Mermerden Kymeli Amazon heykeli. Cumae alfabesi ile yazılı çanak parçaları. BALTAZZ A LES VE KYME Osmanlı döneminde Venedik’ten ticaret amaçlı göç ederek İzmir yöresine yerleşen Levanten’lerden Baltazzi ailesi Kyme ve civarını da içeren geniş arazilerin 1819. yy daki sa CBT 1158/9 29 Mayıs 2009 Ancak Karolinska Institusu/Stokholm’da yapılan bir calışmada 5 yaşındaki medullablastomalı çocukların tedavi sonrası takibinde protonterapinin 23 600 euro daha ucuz ve 0,68 oranında ek hayat kalitesi sağladığı gösterilmiştir. Çalışmada, protonterapi ile tedavi sonrasında growth hormon kullanımı gereksinimi ve IQ kaybındaki azalmanın «costeffectiveness» de en önemli payı olduğu belirtilmiştir ve hastaların uygun seçilmesi halinde protonterapinin konvansiyonel foton tedavisine göre daha “costeffective, cost saving” olabileceği belirtildi. Aynı gurubun sol taraftaki meme kanseri, medullablastom, baş boyun ve prostat kanserli hastalardaki analizinde, hayat kalitesindeki artış ve tedavi sonrasındaki destek tedavinin ve izlem gereksinimin azalması nedeniyle, bu 4 gruptaki hastaların tedavisiyle yıllık kazancın 20,8 milyon paund olduğu rapor edildi. Dünyada protonterapiye giderek artan bir ilgi gösterilmektedir ve varolan merkezlerin yanısıra faaliyete geçmesi planlanan 21 merkez bulunmaktadır. Bu uygulamaları ülkemizde de geliştirmek kaçınılmaz bir gerekliliktir. YME, (Cyme), (Kime veya Küme olarak okunur) Anadolu'nun Ege kıyılarında, Aeolis bölgesinde yer alan bir antik çağ kentidir. Hellen'lerin Ailos boyu tarafından M.Ö. 1000 yıllarında batıdan deniz yoluyla kolonize edilen yöre, adını yerleşen bu yeni halktan almıştır. Antik çağın ünlü coğrafyacı ve gezgini Strabon, Aeolis bölgesindeki 12 kentten en önemlisinin Kyme olduğunu söyler. Dalgalar ehri Kyme: Kyme, Helen dilinde dalga anlamındadır. Gerçekten de bu antik çağ şehri Ege Denizi dalgalarını bin yıllar boyu kucaklamış ve hatta bir bölümü ile sular altında kalmıştır. Günümüzde antik Kyme kentinin yerinde İzmir Aliağa’nın Çarmıklı köyü yakınındaki Namurt limanı yerleşkesi bulunur. Amazonlar ve Kyme: Şehrin kurucusunun Kyme adında bir Amazon olduğu söylenir. Amazonlar, antik çağ mitolojisinde yer alan ünlü savaşçı kadın kavmidir. Küçük Asya adı verilen Anadolu’da yaşadıkları ve MÖ 1000 1050’de Kyme başta olmak üzere, Amastris, Sinope, Trapezus, Ephesus, Smyrna ve Lesbos gibi birçok antik çağ kentini kurdukları ileri sürülmektedir. Öte yandan Antik çağda Helen’lerin çağdaşı olan ve onlarla savaşan Hititler başta olmak üzere, Anadolu’da yaşayan bazı kavimlerin erkeklerinin de uzun saçlı oldukları ve bu nedenle Helen’ler tarafından kadın savaşçılar sanılarak Amazon efsanesine konu edildikleri de bir diğer savdır. Amazonlar savaş tanrısı Ares ile Harmonia’nın çoçukları olarak Karadenize dökülen Thermodon ırmağı civarında ilk kez ortaya çıkarlar. Homeros’un İliada destanında da erkek gibi savaşan bu kadın kavminin adına rastlıyoruz. Amazon ismi antik Helen dilindeki amazoi yada amazos kelimesinden türemiş olabilir. Amazos göğsü olmayan anlamındadır. Amazonlarında daha iyi ok atmak için sağ gögüslerini daha genç kızlık Sualtı Kyme şehri kalıntıları: batık dalga kıran. Poseidon (Neptün) ve kraliçe Amphitrite mozaik. Aeolis bölgesi ve Kyme'nin uydu görüntüsü tan feda ettikleri söylenir. Homeros’a göre Amazonlar, ünlü Truva savaşı sırasında Truva kralı Priam’ın yanında yer aldılar. Savaş sırasında Amazon Kraliçesi Penthesilea’yı sağ göğsünden yaralayan Achilles, onun güzelliğine ve cesaretine hayran olmuşsa da kraliçenin Achilles‘in kollarında can verdiği söylenir. KYME EH R TAR H Şehrin ilk sakinleri, geç bronz çağında Dor akınlarından kaçarak Yunanistan ve Magna Grecia, Napoli bölgesindeki Cumae: Cyme şehirlerinin bir devamı olarak Ege denizini geçip İÖ 1050 civarında bugünün Aliaağa’sı olan bölgeye yerleşmişlerdir. Kyme’liler İonca dili konuşur, bu nedenle İon kökenli oldukları düşünülmektedir. Bir tür erken Helen alfabesi olan Cumae alfabesinin de Kyme bölgesinde ortaya çıktığı varsayılır. Kyme halkı, deniz ve deprem tanrısı olan Poseidon’a inanırdı. Poseidon, Latince’de Neptün olarak bilinir, elinde üççatallı mızrağı: trident ve yanında kraliçesi Amphitrite ile denizlerin hâkimidir ve sualtındaki sarayında yaşar. Kymeliler tarımla uğraşırdı, verimli topraklarda buğday, zeytin ve üzüm yetiştirilir, iyi kalite şarap üretilirdi. Liman şehrinde yaşamaları nedeni ile Kymeliler için seramik üretimi ve şarapcılığın yanı sıra ticaret önemli gelir kaynağı idi. Tarihçi Heredot, Kyme şehrinin, Perslere karşı Delos Birliği içinde İon başkaldırısına da katıldığını anlatır. İÖ 392’de Lydia İmparatorluğu’nun çöküşü ile Kyme Pers hakimiyetine geçer. Takibeden iki yüz yıl da şehir sırası ile; Büyük İskender, Antigonos Monophtalmos, Lysimakhos, Seleukoslar ve Pergamom krallığı sınırları içinde yer alır . İÖ 168’lerde şehri Roma imparatorluğu’na sınırları içinde görüyoruz. Kyme Şehri İsa’dan sonra 17 yılında büyük bir deprem sonucu yerle bir olmuş ve günümüze kadar büyük ölçüde deniz suları ve toprak altında kalmıştır. Kyme Şehri sahil kalıntıları, Fotoğraflar Z. Akay. hipleridir. Demostene Baltazzi Bey, amatör bir arkeoloji gönüllüsü olarak antik Kyme’yi tekrar gün ışığına çıkaran ilk kazıları 1870’de Aliağa’daki Baltazzi aile çiftliğinde başlattı. Demostene Baltazzi Bey’in o yıllara ait Kyme ve civarındaki inceleme ve bulumlarını dönemin saygın arkeoloji dergilerinde Fransızca ve İngilizce olarak yayımladığını biliyoruz. Cumhuriyet döneminde önce Çekoslovak arkeologlar, ardından da Ankara Üniversitesi ve İzmir arkeoloji müzesi işbirliğinde Kyme’de ilk resmi kazı çalışmaları başlatılır. Takip eden yıllarda İtalyan arkeologlarca yürütülen incelemeler, 1986’dan itibaren Catania Universitesi’nden Sebastiana Lagona yönetiminde günümüze dek süregelmiştir. Antik Nümismatik ve Kyme: Kyme Şehri, antik numismatik açısında oldukça verimli bir şehirdi. Amazon Kyme profili, Apollo, tek kulplu testi, kartal, at, K ve Y harfleri şehrin temel sembolleri oldu. Bu sembolleri üzerinde taşıyan çok sayıda bronz, gümüş, ve elektron sikke Kyme ve bölge şehirlerinde kullanımda idi. Kyme ve Myrina en fazla sikke basan Aeolis şehirleri olmuş ve bol bulunmaları nedeni ile bu sikkeler Kyme şehrinin tanınmasını sağlamıştır. Neden Kyme? Bu satırların yazarı da Kyme’yi, yeni dünyadaki bir antik eserler sergisinde tesadüfen dikkatini çeken ve üzerinde kendine özgü tipik semboller taşıyan küçük bronz sikkeleri nedeni ile tanıdı. Amatör antik nümismatlara attürbisyon için (şehir, tarih ve imparatorluk açısından bir sikke’nin isimlendirilmesi) ideal çalışma materyali olan bu mütevazi küçük Kyme'de bir balık ağına takılan bronz atbronz parçalarının, ana let heykeli. yurda, küçük Asya’ya, Anadolu’ya ait oluşu yazarı çok heyecanlandırmış ve bu yazının kaleme alınışını da içeren, Kyme şehrinin peşinde keyifli bir iz sürüme yönlendirmiştir. Te ekkür: Kyme ile ilgili bu makalenin yazımında yardımlarını esirgemeyen Mimar, Mimarlık Tarihçisi Sayın Zafer Akay ve Gümüş Kyme sikkesi obverse yüzde Arkeolog Sayın Amazon Kyme profili. Mehmet ahin’e katkılarından dolayı çok teşekkür ederim. Kaynakça: 1. R Leadbetter Encyclopedia Mythica 2. MF. Lindemans Encyclopedia Mythica 3. K Jenks, Ph.D. MYTH AND MANKIND: Epics of Early Civilization: Middle Eastern Myth, 1998 4. Cyme and the Veracity of Ephorus .Deborah Hobson Samuel. Transactions and Proceedings of the American Philological Association, Vol. 99, (1968), pp. 375388 .The Johns Hopkins University Press 5. Homer, Odyssey III, c. AD 1, Brit. Mus. Pap. 271 6. http://cat.une.edu.au/page/kyme 7. www.misart.it/hpmisart/scheda.cfm?idmissione=11 8. Salomon Reinach .The Classical Review, Vol. 2, No. 4 (Apr., 1888), pp. 119123 9. Archæological News, by A. L. Frothingham, Jr. and A. R. Marsh © 1885 Archaeological Institute of America. 10. Explorations in Aeolis, by A. H. Sayce © 1882 The Society for the Promotion of Hellenic Studies. 11. Wikipedia
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle