02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör ‘Bilim kitapları herkesin anlayacağı bir dille yazılmalıdır!’ Durham Üniversitesi Bilim Tarihi ve Felsefesi Profesörü David M. Knight*, Boğaziçi Üniversitesi’nin Darwin ve Bilim Kutlamaları’nda, “Türler’in Kökeni’nin Özgünlüğü, Bilimsel ve Dini Çerçevedeki Anlamı” başlıklı bir konferans verdi. Knight, bilimsel yayınlar, TÜBİTAK sansürü ve din ile bilimin ilişkisinden söz etti. Senem Onan Senem Onan: Hangi alanlarda editörlük yapt n z? David M. Knight: Cambridge Üniversitesi Yayınları için ünlü bilim insanlarının biyografilerinin yazılmasını sağladım. Ayrıca geçmişteki bilimsel makaleleri inceleyip gruplandırarak, hikâyelerin en başından beri takip edebilmesini ve tarihteki önemli konulara toplu şekilde ulaşılabilmesini sağlamaya çalıştım. Akademik yayınlarıyla tanınan Ashgate için, 19. yüzyıla ait kimi önemli kitapların tekrar basılması meselesi vardı ki, bunlara önsöz yazdım. SO: Popüler bilim kitaplar haz rlarken en çok nelere dikkat edilmelidir? DMK: Bilim kitapları denince, konuyu bilmeyenlerin de anlayabilecekleri sadelik ve açıklıkta yazmanın mümkün olduğu çoğu kez unutulur. Sorunun temelinde ise bilim eğitiminde soyut terimlerle ve pasif tonda yazmanın öğretilmesi yatar. Bu da ruhsuz, sıkıcı bir okuma tecrübesine neden olur. Mesela Richard Dawkins’in yeteneklerinden biri, çok canlı ve renkli yazabilmesidir. Söylediklerine katılmıyor olabilirsiniz, ama o ne söylediğini anlatmakta çok başarılıdır. Özellikle fizik ve kimya gibi bilim dallarında bu tarz anlatımlara çok nadir rastlanıyor. SO: Geçmi teki bilim insanlar n n yazarken duygular ndan daha çok söz edip, son derece renkli tasvirler yapt klar n söylüyorsunuz. imdi bu yakla m nas l de i ti? DMK: Bilimsel dergiler artık yazılan makalelerin çok kısa olmasını gerektiriyor. Çoğu zaman bir ekip tarafından gerçekleştirilen kollektif bilimsel çalışmaların anlatıldığı yazılarda, bilim insanları eskiden olduğu gibi duygularından, heyecanlarından veya umutlardan bahsetmiyorlar. Sadece buluşlar anlatılıyor. Halbuki aynı ekipten biri de fazla uzmanlaşmamış bir kitleye hitap eden bir üslupla yazsa, belki bazı bilim insanları yerine daha geniş bir kitleye hitap edebilir. Çünkü artık benzer bilim dallarında uzmanlaşanlar bile birbirlerini anlamakta zorlanabiliyorlar. SO: Bilim ve din el ele yürüyebilir mi? DMK: Richard Dawkins gibi kimi bilim insanları elele gidemeyeceğini düşünüyorlar. Dini, insanları hasta eden bir virüs gibi görüyorlar. Bu çok uç bir görüş. Oysa dindar insanlar uzun yıllar boyunca bilimin amacının Tanrı’nın yaradılışı nasıl gerçekleştirdiğini açıklamak olduğu konusunda şartlandırılmışlardı. İnsanlar aynı anda hem evrime, hem de Eski Ahit’e inanabilirler. Hatta kutsal kitapları bir şiir gibi değerlendirip kendi anlamlarını da yükleyebilirler. Bu herkesin dünyayı nasıl görmek istediğine bağlı olan kişisel kararıdır. SO: TÜB TAK’ n dünya çap nda yank bulan Darwin sansürü hakk nda neler hissettiniz? DMK: Çok kötü bir durum çünkü hükümetlerin ne olursa olsun düşünceleri sansürlemesine karşıyım. Bunları aslında bastırarak kontrol etmek mümkün değil. Stalin, benzer bir yaklaşımı genetik konusunda Rusya’da yapmaya çalıştı. Ne kadar modern genetiğin üstünü örtmeye çalışsa da başarılı olamadı ve çok da uzun olmayan bir zaman zarfında komünizm çöktü. Türk öğrencilerin modern biyolojiyi öğrenmesini engellemek, aslında onların biyolojiye katkıda bulunmalarının önünü kesmektir. Eğer dünyanın her yerinde biyologların neden bahsettiğini anlamazlarsa bilime katkıları olamaz. * David Knight: Routledge, Ashgate ve Cambridge Universitesi Yay nlar ’nda farkl dönemlerde editörlük görevleri üstlendi. 2003’te Kimya Tarihi kitab yla Amerikan Kimya Toplulu u’nun (ACS) sayg n Edelstein ödülüne lay k görüldü. Abdullah Gül Bey, hakkındaki sahtekâr şüphesini beğenmedi, mahkemeye kızdı, bunu uluorta söylemekten de kaçınmadı; arkasından da hemen dava arkadaşı Tayyip Bey yetişti, o da mahkemeye sataştı. Aklın ve İnsan Şahsiyetinin Düşmanları Dikkat buyurunuz, mahkeme «Abdullah Gül Bey sahtekârdır» demiyor; «böyle bir şüpheyi uyandıracak nedenler vardır, bu durum incelenerek karara bağlanmaldır» diyor. Peki ortada sahtekârlık yoksa bundan korkacak ne var? Böyle bir durumda ne adı anılan kişi, ne de işgal ettiği makam yara alabilir mi? Ha alabilirse, suçu sabit olmadan içeride yatanlara gık çıkartmayanlara, hattâ onların savcılıklarına soyunanlara ne buyurulur? Abdullah Gül Bey’e hatırlatmak isterim: Kendi seçtiği YÖK Başkanı benim hakkımda bir soruşturma başlattıydı. Şöhreti malum Vakit Gazetesi’nin ortaya attığı ididanın doğru olmadığını, yani ticaret yapmadığımı, gönderilen inceleme heyeti önünde kanıtladım. Heyet de ismimi ticret siciline geçiren dikkatsizliğim yüzünden kınanmamı öngören bir teklifi YÖK başkanına yolladı. YÖK Başkanı bunu beğenmedi, elinde sadece suçsuzluğumu gösteren deliller varken bile, benim, anılan suçu işlediğime ve üniversiteden atılmam gerektiğine karar verdi ve bu kararını bir teklif şeklinde YÖK Genel Kuruluna gönderdiğini belirten bir mektubu bana yolladı. Gidip kendimi savunmam gerekiyordu. Bunu belirten mektup bana verilen savunma randevu tarihinden günler sonra İstanbul Teknik Üniversitesi nektörlüğüne ulaştırılmış, Rektör de bu durumu bir tutanak tutarak YÖK’e bildirmişti. Geçen sonbaharda geçen bu olaydan beri YÖK’ten tık yok; ben orada yargılanmak istiyorum, yargılamak isteyenler yargılamıyor. Başımın üzerindeki tehdit devam, çünkü esas amaç beni Üniversitelerarası Kurul’un kararı doğrultusunda YÖK üyesi yapmaları gerekirken, yapmamak. Bunu isteyen kim acaba? Bir soralım, benim nihaî atamamı kim yapacak? Üzerinde sahtekârlık şüphesi bulunduğu mahkeme tarafından belirtilen zat. Bunları niçin mi yazıyorum? Dürüstlük ölçeği hakkında bir fikir verebilmek için. Yobaz basın hariç, diğer tüm gazetelerdeki yazarlar soruyor: Türkân Saylan’ın cenazesinde neredeydiniz? Yalnız Abdullah Gül Bey değil, şürekâsından tek bir kişi yoktu. Tatsız olay çıkmasından korkmuşlar: Sanırsınız defnedilen bir mafya babasıdır. Kimdi peşinden onbinlerin gittiği, ama o onbinlerin devletimizi yönetenleri korkuttuğu bu insan? Türkân Saylan ömrünü cüzzam hastalarının iyileştirilmesine ve Türkiye gibi kız çocuklarının ikinci sınıf vatandaş sayıldığı ilkel bir ülkede, tüm kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlayarak onları ikinci sınıf sayan rezil düşüncenin kırılması için çabalayan bir toplum çalışanıydı. Düşününüz ki, bu insancıl, iyi yürekli ve akılcı çalışmayı yapan ve onu takdir edenler, devletimizi yönetenleri korkutmaktadır. Bundan daha çarpık, bundan daha fecî, bundan daha insanlık dışı bir durum düşünülebilir mi bir ülkenin yaşamında? Diyeceksiniz ki, bunları herkes yazdı, sen niçin tekrar yazıyorsun? Evet herkes yazdı ama, ekseriyet, bu kişilerin dillerinden dini düşürmediklerini, bu hallerinden ötürü din önünde utanmalarını yazdı. İşte orada ben onlardan ayrılıyorum. Bence tutumlarıyla inançları tam bir parallellik içindedir. İnandıkları din, bir mahkeme önünde bir erkeğin şahadetini ancak iki kadının şahadetine eşit saymaktadır. İnanmayanlarla mücadele etmelerini emretmektedir. Onlar da işte bu emirleri yerine getiriyorlar. Kız çocuklarını ikinci sınıf vatandaşlığa düşmekten kurtarmak için ömrünü veren Türkân Saylan’ın cenazesine gitmiyorlar; ateist Celal Şengör’ün üniversite hakkında söz söylemesini sakıncalı buldukları için ona iftira atmaktan kaçınmıyorlar. Bu insanları iyi tanıyınız sevgili vatandaşlarım. Onlar gibiler Ortaçağ’da Avrupa’da insanları canlı canlı yaktılar, işkencelerle sözüm ona mahkeme ettiler. Onlar gibiler Hallacı Mansur’u katlettiler. Onlar gibiler Nişabur’dan geçerken Ömer Hayyam’ın mezarına, ona tükürmek için uğrarlar. İnsanlığın övüneceği ne varsa, onun düşmanıdırlar. Ama herşeyden önce insan aklının ve onun ürünü olan insan haysiyetinin düşmanıdırlar. Onlar gibilerin yönettiği toplumların hepsinin sonu felâket olmuştur. Tarihin sahifelerini karıştırınız. Orada alacağımız nice dersler vardır. (Not: Kitapları için ayrı bir tanıtım yazısı yayımlayacağım) Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’ne Çağrı 1. Türk Sosyal Bilimler Derneği, Onbirinci Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’ni 911 Aralık 2009’da, Ankara’da ODTÜ Kongre ve Kültür Merkez’inde düzenlemeyi kararlaştırıldı. Kongre'ye, her zaman olduğu gibi, sosyal bilimlerin çeşitli disiplinlerinde bildiriler sunulacak. Katılımcılar kendi uzmanlık alanları içinde herhangi bir konuyu seçmekte serbest. Bu temel ilkeyle birlikte, Onbirinci Kongre’de kapitalizmin içinde bulunduğu bunalım koşulları altında dünyada ve Türkiye’de yaşanan siyasi, iktisadi ve toplumsal gelişmeleri tarihsel ve eleştirel olarak çözümlemeyi hedefleyen bildirilerin sunumu arzu edilmektedir. Bildiri sunmak isteyenlerin en çok 250 kelimelik bildiri özetlerini (1A4 sayfasını geçmeden) en geç 1 Haziran 2009’a kadar Derneğimizin [email protected] adresine elektronik postayla göndermeleri gerekmektedir. Bildiri metinlerininin 1 Ekim 2009’a kadar, Derneğimizin [email protected] adresine elektronik postayla göndermeleri gerekmektedir. Kongre ile ilgili güncellenmiş bilgilere http://www.tsbd.org.tr adresinden ulaşılabilinir. Başarılı Öğrencilere Tam Burs Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri ve Kültürel Miras Yönetimi Master Programı, öncelikli hedefi günümüz Türkiyesi’ni oluşturan toprakların sanat tarihi, mimarlık tarihi, arkeolojisi ve kültürel tarihi üzerine derinlemesine eğitim sağlamak olan disiplinlerarası iki yıllık bir master programıdır. Ayrıca program, öğrencileri müze çalışmaları ve kültürel miras kaynakları yönetiminin teorik ve pratik yönleriyle tanıştırmaktadır. Bunun yanı sıra, Anadolu’nun geçmiş dillerinden biri üzerine eğitim de verilmektedir. ACHM programı, öğrencilere İstanbul içinde ve Türkiye’nin her yerinde pek çok arkeolojik kazı ve kültürel miras sit alanında gezi ve sahada çalışma imkânı sağlamaktadır. Anadili İngilizce olmayan adaylardan, İngilizce yeterlik için TOEFL belgesi istenmektedir. Programa kabul edilen öğrencilere burs verilmektedir. Burs, iki yıllık program boyunca okul harcı ve yaşam giderleri için ödenecek maaşı içermektedir. Son başvuru tarihi: 1 Haziran, 2009. Detaylı bilgi: http://achm.ku.edu.tr CBT 1158/ 5 29 Mayıs 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle