02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Halk sağlığı problemi: Demir eksikliği anemisi Demir eksikliği, tüm dünyada en sık karşılaşılan kansızlık nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bildirilmiş olan tahmini değerlere göre Türkiye’de okulöncesi çocuklarda kansızlık oranı %32, hamile kadınlarda %40, hamile olmayan, doğurgan çağdaki kadınlarda ise %26’dır. Bu durum okulöncesi çocuklarda ve hamile olmayan doğurgan çağdaki kadınlarda orta, hamile kadınlarda ise ciddi düzeyde bir halk sağlığı probleminin varlığını gösterir. Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölüm BaşkanıCerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Ayşe Salihoğlu, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi bağırsak incelemesinin yapılması zorunlu değildir. Bu hasta grubunda özellikle sindirim sistemiyle ilgili yakınmaları olan, kilo kaybı olan ve tedaviye arzulanan yanıtın alınamadığı kadınlarda endoskopi ile mide ve bağırsak incelemesi yapılır. Çölyak adı verilen ve buğdaydaki gluten maddesine karşı bağırsakta gelişen iltihabi olay sonucu demir emilimi bozulmaktadır. Gluten enteropatisi (Çölyak hastalığı) buğdaydaki gluten veya bununla ilişkili çavdar ve arpa proteinlerinin yenmesiyle ince bağırsakta iltihabi hasar oluşumu ve buna bağlı olarak emilim bozukluğu gelişmesi ile karakterizedir. Erişkinlerde klinik bulgu olarak en sık, demir eksikliğine bağlı kansızlık görülür. Mide bağırsak kanalı kanserlerinde de demir eksikliği sık görülen bulgulardan biridir. Kanser gibi ölümcül hastalıklar dışında gastrit, mide ülseri, diverkülit, hemoroid gibi başka mide bağırsak kanalı kastalıklarında da demir eksikliği ortaya çıkabilir. Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu D emir eksikliğine bağlı kansızlık Dünya Sağlık Örgütü (DSO) kriterlerine göre 15 yaş üstü erkeklerde hemoglobin (hb) değerinin 13 g/dl, hamile olmayan kadınlarda 12 g/dl, hamile kadınlarda ise 11 g/dl ve altında olması ve vücuttaki demir depolarının bir göstergesi olan ferritin değerinin 15 mikrogram/lt altına inmesi olarak tanımlanır. Diyetle alınan demirin vücudun ihtiyacını karşılamadığı her durumda demir eksikliği ortaya çıkar. Bu nedenle demir ihtiyacının yüksek olduğu çocuklar ve menopoz öncesi kadınlar en riskli gruptur. Normal erişkin erkekler ve menopozdaki kadınlarda günlük ortalama demir kaybı 1 mg’dır. Adet gören bir kadında ilave olarak demir kanamayla kaybedilir. Hamile bir kadında demir kaybı normal bir erkektekinin 3,5 katı kadardır. Her şeyin dengede olduğu bir insanda, demir emilimi alınan diyetin %510’udur. Demir tedavisi süresince demir emilimini azaltan çay (yapısında demir emilimini bozan tannat var), kepek ve tahıl ekmeği (yapısında demir emilimini bozan fitat var) ve mide asidini azaltan ilaçların kullanımı uygun değildir. Demir eksikliği gelişmesinin başlangıç evresinde yani demir depolarının boşaldığı ancak kansızlığın henüz ortaya çıktığı dönemde bile hastalarda halsizlik ortaya görülebilir. Genel olarak anemi; çarpıntı, halsizlik, başağrısı, sinirlilik, efor kapasitesinde azalma, konsantrasyon bozukluğu, göğüs ağrısı, isteksizlik gibi yakınmalara neden olur. Bu yakınmalar; aneminin ortaya çıkış süresine göre değişebilmektedir. Kan değerinde düşüşün hızlı olduğu (kanama gibi) durumlarda yakınmalar çok fazla iken, kanamanın yavaş geliştiği durumlarda hastanın kansızlığa uyumu nedeni ile çok belirgin olmayabilir. tükettiği maddeler toprak, kahve telvesi, kireç ve buz idi. PİKA, sadece demir eksikliği olan hastaların bir bulgusu olması yanında, mide bağırsak kanalından da demir emilimini azaltmaktadır. Uzun süren demir eksikliği durumlarında özellikle tırnak, dil ve ağızda yapısal bazı bozukluklar ortaya çıkabilir. Çalışmadaki hastaların % 10,4’ünde ağız içi ve dilde değişiklikler, %29,3’ünde dudak köşesinde çatlamalar, %50’sinde tırnak değişiklikleri saptandı. NASIL TEDAV ED LMEL ? Demir eksikliği anemisinin tedavisi demir eksiğinin demir içeren ilaçlarla giderilmesi yanında, eksikliği yapan nedenin bulunması ve giderilmesini içerir. Örneklerle ifade ettiğimiz gibi aşırı adet kanamasından, aspirin kullanımından kalın bağırsak kanserine kadar çok çeşitli nedenlerin olabileceği hatırlanmalı. Çoğunlukla beslenme düzeltilmeli, özellikle demir içeriği açısından menopoz öncesi kadınların yediği et arttırılmalı, uzun süreli demir sülfat içerikli ilaçlar (46 ay) kullanılmalı. Demir tedavisi altında midebağırsak sistemi ile ilgili birtakım rahatsızlıklar görülebilir. Oral demir tedavisinin başarısını engelleyen en sık yan etkiler preparatı aldıktan 30 60 dakika sonra ortaya çıkan bulantı ve epigastrik rahatsızlıktır. Bu gibi midebağırsak sistemini ilgilendiren yanetkiler dozla ilişkilidir ve genellikle tedavinin ilk 2. 3. gününden sonra azalır. Demir tedavisinin kabızlık yapıcı etkisi bağırsak yumuşatıcı (laksatif) kullanımı ve uygun sıvı alımı ile azaltılabilir. Doz azaltımı ve ilacın yatmadan önce alınması hasta uyumunu artırabilir. Mide asidinin varlığı veya gıda ile alınan asitli içecekler (limon, portakal suyu) demir emilimini artırır. Atrofik gastrit gibi mide de asitin yapılamadığı durumlar, mide ameliyatı öyküsü olan hastalarla gastrik asit sekresyonunun kronik olarak baskılandığı hastalarda oral demir preparatlarının emilimi azalmıştır. Demir tedavisi altında her 23 haftada bir Hb’de 1 g/dl artış olması beklenir. Hb değeri düzeldikten sonra demir depolarının normale dönmesi için tedaviye 4 ay daha devam etmek gerekebilir. Et yemeyi tercih etmeyen (vejeteryan) kişilerde de demir emilim oranı etten düşük olsa da, demirden zengin (pekmez, içbakla, barbunya gibi baklagiller, roka) gıdalar tavsiye edilebilir. Demir eksikliği riski yüksek olan bebekler, hamile kadınlar, düzenli kan bağışı yapanlar, adet kanaması aşırı olan kadınlar, sürekli yüksek doz aspirin kullananlarda kansızlığın gelişmesini önlemek için demir verilebilir. Sonuç: Bu çalışma demir eksikliğine bağlı kansızlığın ülkemizdeki nedenlerini göstermek açısından önemli. Diyetetik faktörler, âdet düzensizlikleri ve doğurganlığın yüksek olması demir eksikliğine bağlı kansızlığın bir nedeni olarak dikkate alınmalı. CERRAHPA A’DA ARA TIRMA SONUÇLARI EKS KL CBT 1152 / 13 17 Nisan 2009 Demir eksikliğinin nedenleri çok çeşitlidir. Diyetle yetersiz demir alımı, özellikle her ay demir kaybı olan menopoz öncesi kadınlarda kansızlığın gelişmesinde önem taşır. Doğum kontrol yöntemi olarak rahim içi araç (RİA) kullanımı da adet kanamasını artırır. Doğum, düşük, kürtaj sayısı arttıkça demir eksikliğine bağlı kansızlık sıklığı da artar. Aspirin (ASA) ve benzeri romaParametreler Menopoz öncesi Menopoz sonras Erkek tizma ilaçları kullanımı, sindirim sisteKad n (151 hasta) kad n (25 hasta) (24 hasta) minde tahriş ve kanamalara yol açabiYaş, ortanca (aralık) 38 (15 55) 53 (41 91) 58(18 75) leceğinden önemli bir demir eksikliğiDiyetle demir alım azlığı 26 10 5 ne bağlı kansızlık nedenidir. Mide Ağrı kesici, aspirin kullanımı 71 11 15 ameliyatı geçiren hastalarda demir Aşırı âdet görme 83 emilimi bozulur. Mide bağırsak cerrahisi 1 1 4 Mide, bağırsak kanalı kanamalaGastrit 47 17 17 rında da demir eskikliği ortaya çıkabiÜlser 7 1 lir. Bu nedenle menopoz sonrası kadın Kanser 2 4 ve erkek hastalarda demir eksikliğinin İltihabi bağırsak hastalığı 1 2 varlığı durumunda mide bağırsak kaÇölyak hastalığı 4 nalının tetkiki şarttır. Buna karşılık adet Diğerleri 56 6 13 gören genç kadınların tümünde mide N ÇE TL NEDENLER Eylül 2006Mayıs 2007 tarihleri arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Dahiliye Polikliniği’ne ayaktan başvuran hastalar arasında demir eksikliğine bağlı kansızlık saptanan 200 hasta, nedenler açısından Dr. Ayşe Salihoğlu’nun uzmanlık tez çalışması olarak irdelendi. Hastaların yaş, cinsiyet, menopoz durumu ve demir eksikliğine bağlı kansızlık nedenleri tabloda özetlendi. Serimize dahil olan menopoz öncesi kadın hasta grubunda gebelik sayısı 5 ve üzeri olan kişi sayısı 24 (%12) olarak bulundu. 60 kadında (%30) ise düşük veya kürtaj hikâyesi vardı. Serimize dahil olan 6 (%3) hastada, daha önce geçirilmiş mide ameliyatı hikâyesi vardı. Demir eksikliğine bağlı kansızlığın çarpıcı bulgularından biri PİKA adı verilen klinik durumdur. PİKA kısaca, besin olmayan şeylere karşı duyulan takıntılı yeme arzusu olarak tanımlanır. Bu hastalar toprak, buz, kireç vb yeme isteği duyar. Çalışmaya dahil edilen hastalar PİKA açısından sorgulandı ve bu anormal klinik durumun hastaların %22’sinde var olduğu saptandı. Çalışma grubundaki hastaların en çok
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle