Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Konya Obrukları: Dikkat çökebilir! Son günlerde gazete ve televizyonlarda, Konya’nın Karapınar ilçesi, Akkuyu yaylasında oluşan obruk hakkında bilgiler verilmekte, çeşitli görüşler sunulmaktadır. Olağandışı ve ilginç bu şekiller, karst jeomorfolojisi ve hidrojeolojisi bakımından uzun yıllardan beri çeşitli amaçlarla araştırılmıştır. Bir yönüyle Konya obrukları, ilk görenlerde şaşkınlık ve hayranlık uyandıran bir doğa harikası, bir doğal güzellik, doğal bir anıt değerindedir. Diğer yönüyle, ayağınızın altındaki zeminin birden, büyük bir gürültüyle çökmesi, insanı ürperten, korkutan, ciddi boyutlarda can ve mal kayıplarına sebep olabilecek bir doğal afettir. Prof. Dr. Okay Eroskay (İstanbul Kültür Üniversitesi) Fotoğraf 3. Büyük Çıralı obruğu. Fotoğrafta statik yeraltı su düzeyi görülmektedir. Yüzeyden derinliği ölçüldüğü gün yaklaşık 60 metredir. Yapılan ölçümde erime konisinin daralarak 140 metre kadar yeraltında devam ettiği bilinmektedir (Eroskay, 1976). Fotoğraf 1. Apa Saraycık obruğu ve arka planda baraj gölü. Komşu iki su rezervinin kalitesi farklıdır. Obruğun suyu içme amacı ile kullanılmaktadır. (Eroskay, 1987). B ölgedeki büyük obruklar, yaklaşık 100200 metre çapında, dairesel veya elips kesitli, düşeye yakın duvarlı, 100150 metre bazen daha da derin, ters duran bir koni şeklindedir. Bazıları yeraltı suyu düzeyinden daha derindir. O zaman tabanında yeraltı suyu görülür. Bunlara bölgede sulu obruk veya obruk gölü denilmektedir (Foto 1, çökeller ile altta daha yaşlı (Neojen dönemi) başlıca kireçtaşı katmanlarından oluşan göl çökelleri bulunur. Konya ovasındaki gölsel kireçtaşları yer yer 200300 metre kalınlığındadır. Üzerindeki tarım toprakları veya alüvyal çökeller geçirimli oldukları için yağışları veya sulama sularını kolayca daha derinlere geçirmektedir. Daha alttaki beyaz, gözenekli, oldukça yumuşak, gölsel kireçtaşları, bu sularla çözünerek zamanla taşınmaktadır. Dolayısıyla yeraltında büyük karstik boşluklar, mağara ve kovuklar, yeraltı kanalları oluşmaktadır. (Şekil 1) Genellikle doğal olaylar gözlemlendiği veya tanımlanmaya çalışıldığı kadar sade değildir. Dolayısıyla obruk oluşumunda da çok sayıda farklı ağırlıkta faktör etkili olmaktadır. Konya ovasında, son yıllarda açılan çok sayıdaki sondaj kuyusundan aşırı miktarlarda su çekilmesinin ve bu sebeple yeraltı su düzeyinin düşmesinin de obruk oluşumunu hızlandırıcı önemli bir faktör olduğu bilinmektedir. Yeraltı suyu düzeyinin alçalması kireçtaşı gözeneklerinin boşalmasına, tarla sulaması da derine doğru hareket eden suların kireçtaşını çözmesine dolayısıyla bir süre sonra altı boşalan kireçtaşının üzerindeki zemin ve toprak yükünü taşıyamayarak çökmesine sebep olmaktadır. Fotoğraf 2. Kızören obruğu. Kireçtaşı istifindeki katmanlar, aradaki erime kanalları ve su yüzeyi görülmektedir (Eroskay, 1976). CBT 1151 / 12 10 Nisan 2009 2 ve 3). Konya havzası, batıdan ve güneyden Toros dağlarıyla sınırlanmıştır. Bu kesimlerde, çok eski jeolojik dönemlere ait çeşitli kaya toplulukları (kayaçlar) bulunmaktadır. Bu kayaçlardan şistler, kuvarsitler, magmatik ve volkanik bazı kayaçlar geçirimsiz veya çözünmeyen temeli oluştururlar. Ancak geniş alanlar özellikle güney kesimde, erimeli kireçtaşları ile kaplıdır. Havzanın doğu sınırında, genç volkanik kayaçlar vardır. Ova tabanında ise alüvyal Şekil 1. Yeraltı suyu hareketi bakımından karstik bölgelerde, 3 farklı kesim bulunabilir. Bu farklı karstik özelliklere sahip kesimler taslak blok diyagramda görülmektedir. Obruklar genel olarak yaygın karst kuşağında oluşan yüzeysel şekillerdir. ciddi boyutlarda kayıplara sebep olabilecek bir risk oluşturmaktadır. Çevrede meydana gelebilecek küçük veya orta büyüklükteki depremler de obruk çökmeleri için kritik zemin koşullarında tetik mekanizmasının çalışmasına ve çökmenin başlamasına sebep olabilir. Bir diğer unsur, daha önce belirtildiği gibi havzanın doğu kesimindeki volkanik kayaçların varlığıdır. Volkanizmaya bağlı olarak, kireçtaşlarının çözünmesini kolaylaştıracak gazlar örneğin karbondioksit (CO2) yeraltı sularına karışarak kireçtaşlarının daha hızlı ve kolayca çözünmesine sebep olacaktır. Bölgede ciddi boyutlarda tehlike oluşturan obruk çökmelerinin sebep olabileceği kayıpları en aza indirebilmek için yapılması gereken ölçme ve incelemeler aşağıda ana başlıklarıyla sıralanmıştır: İlk olarak önceki incelemelerden, topografya haritalarından, eski ve yeni tarihli hava fotoğraflarından, uydu görüntülerinden yararlanılarak mevcut obrukların bir envanteri çıkarılmalıdır. Öncelikle obrukların yoğun olduğu bölgelerde yeraltı jeoloji koşulları ayrıntılı olarak araştırılmalıdır. Yağış, yüzeysel akış, çekilen su miktarı ve yeraltı suyu düzeyinin kısa ve uzun dönemlerdeki değişimleri saptanmalıdır. Planlı arazi ölçümleri, inceleme ve araştırmalarla elde edilecek bulgular değerlendirilerek riskli bölgeler haritalanmalıdır. Böylece arazi kullanımı planlanabilir. Konya ovasında obruk oluşumu binlerce yıldan beri devam eden bir süreçtir. Doğal olarak karstlaşma neojen kireçtaşlarında devam edecektir. Araştırmalar sonucunda obruk oluşumunu hızlandıran etmenler belirlenebilirse, mühendislik önlemleriyle olayı doğal seyrine geriletmenin çarelerini aramak söz konusu olabilir. Yerbilimleri açısından çok değerli ve olağanüstü güzel obruk göllerinin yerküremizde seyrek bulunan karst yapıları olduğu bilinmelidir. Her biri bir doğal anıt olan obruk göllerinin korunması ve bilinçli bir yaklaşımla uluslararası düzeyde tanıtılması sanıyorum kültür turizmin gelişmesi bakımından da yararlı olacaktır. YARARLANILAN KAYNAKLAR ERİNÇ, S. (1960) Konya Bölümünde ve İç Toros sıralarında karst şekilleri: Türk Coğrafya Dergisi, sayı 20. EROSKAY, O. (1976) Konya obruklarının oluşumunu etkiyen faktörler: İstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. seri B, sayı 41. EROSKAY, O. (1980) Karst kaynaklarının geliştirilmesi: İstanbul Üniv. Coğrafya Enstitüsü Dergisi, sayı 23. EROSKAY, O. (1982) Engineering properties of carbonate rocks and karst regions in Turkey: IAEG Bulletin no 25. Obruk çökmeleri o bölgede yaşayanlar için gerçek anlamda yaşamsal bir tehlike oluşturmaktadır. Esasen çökmeye hazır zemin koşullarında, tarlayı süren bir traktörün sarsıntısı bile, obruğun çökmesini başlatabilir. Ayaklarınızın altındaki zeminin aniden çökerek çok derin bir kuyuya dönüşmesi gerçekten ürkütücü, korkunç ve