05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonları, önemi ve erişkin döneme yansıması Çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık görülen enfeksiyonlar olan idrar yolu enfeksiyonları (İYE); üriner sistem adı verilen idrar yollarının herhangi bir bölgesinde mikropların çoğalmasıdır. Prof. Dr. Ilmay Bilge, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü; İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı İ YE her yaş ve cinste görülebilir; yenidoğan döneminde erkek çocuklarda, yenidoğan dönemi dışında ise kız çocuklarda daha sık görülür. Yedi yaşından küçük erkek çocukların % 2’ si, kız çocukların ise %8’ i çocukluk dönemi boyunca en az bir kez İYE geçirir. İlk enfeksiyondan sonra erkeklerin %2030’unda, kızların ise %4060’nda yineleme riski var. Böbrek sintigrafisi ile akut piyelonefrit tanısı doğrulanmış çocukların %2540’nda vesikoüreteral reflü (VUR) saptanır. Bu hastaların %1015’inde böbrek hasarı (skar) olur. Çift taraflı böbrek hasarı olan çocukların %1530’unda ise 10 yıl içinde hipertansiyon gelişir. Çocuklarda zamanında belirlenip uygun tedavi, tetkik ve izlem yapılmayan İYE ve VUR; büyüme gelişme geriliği, hipertansiyon ve ilerleyici böbrek hasarına yol açarak sonuçta kronik böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu bilgiler göz önüne alındığında yineleyen İYE olan tüm çocuklarda erken tanı konulması, eşlik eden yapısal bozuklukların saptanması, İYE açısından riskli çocukların belirlenerek tedavi edilmesinin önemi açıktır. larda tuvalet temizliği önden arkaya doğru yapılmalı, tüm çocuklarda tuvalet hijyenine çok dikkat edilmeli. Yabanmersini (cranberry) suyu içmenin İYE yinelemesini engellediğine dair bazı kanıtlar var. Ancak bazı çocuklar daha sık İYE geçirirken, bazılarında yaşam boyu hiç İYE görülmez. Bunun nedeni İYE geçiren çocuklarda idrar yolunun yapısal ya da işlevsel durumuna ait bazı risk faktörlerinin varlığıdır. Örneğin idrar yollarında taş, anatomik bozukluklar ve vesikoüreteral reflu (VUR) varlığı (idrar akımını yavaşlatır); tipik olarak 37 yaşlar arasında görülen, mesane kaslarının istem dışı kasılması sonucu gelişen işeme bozuklukları; diyabet, hipopotasemi ve hiponatremi gibi bazı metabolik nedenler. Yeterli sıklıkta tuvalete gitmeyen çocuklar uyarılmalı ve ertelemenin önüne geçilmeli. İdrarın bittiği hissinden sonra mesaneyi yeniden boşaltmaya çalışmak (ikili işemek) mikropların çoğalması için uygun ortam yaratan artık idrar kalmasına engel olur. Kronik kabızlık ve parazitler İYE sıklığını arttıracağından tüm çocuklarda kabızlık engellenmeli. Sünnetsiz erkek çocuklarda İYE geçirme riski 1020 kat daha sıktır. Yineleyen İYE geçiren erkek çocuklarda erken sünnet yapılması İYE riskini azaltır. Sağlıklı çocuklarda ilk 69. aylar arasında ve daha sonra yılda bir kez basit idrar analizi ile değerlendirme yapılmalı. şıklık ve iltihabi reaksiyonlar, böbrek hasarı ile sonlanır (reflu nefropatisi). Erken döneminde başlanan antibiyotik tedavisi ile böbrek hasarı önlenebilir veya azaltılabilir. VUR VE ERİŞKİN DÖNEM Reflu nefropatisi çocuklukta edinilip erişkin döneme taşınan çok önemli bir hastalıktır. Bu çocuklar erişkin döneme, VUR’a bağlı böbrek hasarının sonuçları; VUR tedavisine bağlı sonuçlar ve VUR genetik yükü ile geçer. VUR'un en önemli sonuçları; böbrek yetmezliği, son döProf. Dr. Ilmay Bilge nem böbrek yetmezliği, renin ilişkili hipertansiyon, somatik büyümede gerilik ve gebelik sorunlarıdır. Birçok çalışmada, son dönem böbrek yetmezliği olan çocuk ve genç erişkinlerin % 1530'unda ilk neden olarak, kronik piyelonefrit ve reflu nefropatisi olduğu belirtiliyor. VUR'lu çocuklarda erken ve doğru tedavi yaklaşımı sayesinde bu oran azalmakta. Ülkemizde kronik böbrek yetmezliği nedenlerinin başında günümüzde de çocukluk döneminde doğru tanı konamamış, doğru tetkik ve tedavi yapılmamış yineleyen İYE ve buna eşlik eden VUR gelmektedir. Diyaliz programında olup transplantasyon bekleyen hastaların %1020'sinde böbrek yetmezliğinin nedeni reflü nefropatisidir. Çocukluk döneminde yineleyen İYE ve VUR olan hastaların erişkin döneminde gebelik sürecinde piyelonefrit riski artar. Ayrıca VUR'a bağlı izleri olan kadınlarda hipertansiyon, preeklemsi, obstetrik sorunlar, düşük ve anne karnında ölüm riski çok daha yüksektir. Bu veriler nedeniyle, ergenliğe yaklaşan ve VUR'dan etkilenen kız çocuklarda cerrahi tedavi önerilmekte. Genel popülasyonda 1:600 oranında görülen VUR, aslında en sık genetik bozukluklardan biridir. Reflu nefropatisi olan bir ebeveynin çocuğunda VUR olasılığı bazı kaynaklarda %50'dir. Kardeşinde VUR olan bireylerde bu oran yine çok yüksektir. Ailede bir kişide primer VUR olması durumunda diğer bireylerde VUR varlığı gecikmeden ayırt edilmeli, bu anlamda yenidoğan döneminde taramalar yapılması önerilmelidir. erkeğe göre %59 azalma olduğu ortaya çıkmış. Başka bir araştırmada da cep telefonun cepte taşınması durumunda testis kanseri riskinin (%93.9) arttığı görülmüş. Bu arada cep telefonu riski ile kadın üretkenliği arasındaki ilişki konusunda herhangi bir araştırma söz konusu değil. Türkçe özetleyen: Reyhan Oksay, Rapora ve rapora katkıda bulunan bilim insanlarının listesine şu kaynaklardan erişebilirsiniz: www.radiationresearch.org/pdfs/reasonsus.pdf www.powerwatch.org.uk www.emrpolicy.org www.ThePeoplesInitiative.org www.electromagnetichealth.org TEDAVİ VE İZLEM NASIL OLMALI? Tedavinin amacı enfeksiyonu yok etmek, hastanın yakınmalarını gidermek, İYE riski olabilecek anatomik ya da işlevsel bozuklukları belirleyip düzeltmek, yinelemeleri önlemek ve böbrek işlevini korumaktır. Geciken tedavi böbrek hasarı riskini arttırır. Bir çocukta İYE tanısı konduktan sonra en önemli nokta; hangi yaş ve cinste olursa olsun hastanın ilk atak sonrasında yeni bir İYE daha geçirmesini beklemeden bu enfeksiyonun zemininde başka faktörlerin yatıp yatmadığını; yineleme riski olup olmadığını belirlemektir. Tek bir İYE bile böbrek hasarı ile sonlanabilir; geçirilen piyelonefrit sayısı ile böbrek hasarı arasında doğru orantılı bir ilişki var. İYE: SINIFLANDIRMA İdrar yollarındaki enfeksiyon, alt (üretra ve mesane) veya üst (üreterler ve böbrek dokusu) idrar yollarını ilgilendirebilir. Sistit; mesane ve üretrada sınırlı kalan alt İYE'dir; 2 yaşından büyük kız çocuklarda sık görülür. Bu çocuklar idrar yaparken ağrı, sıkışma, acil idrara gitme, bulanık idrar, alt karın bölgesinde rahatsızlık gibi bulgular ile başvururlar. Akut piyelonefrit; böbrek dokusunun (parankim) enfeksiyonudur ve çocuklarda İYE’nin en ağır şeklidir. Hastalar genellikle, ateş, kusma, karın ağrı ve hassasiyeti, halsizlik gibi sistemik bulgular ile başvurur. Yenidoğanlarda ise beslenme bozukluğu, kilo alımında durma, huzursuzluk gibi özgül olmayan bulgular olabilir. VEZİKOÜRETERAL REFLÜNÜN ÖNEMİ Böbrekteki idrarı mesaneye ulaştıran ve “üreter” adı verilen idrar yolları, mesaneye kas tabakası içinden bir tünel yolu ile girer. Bu yapı kapakçık görevini üstlenerek idrarın yeniden üreterlere ve böbreklere doğru geri kaçışını önler. Gelişimsel bozukluğa bağlı olarak, özellikle işeme sırasında mesanede toplanan idrarın üreter ve böbreklere geri kaçmasına ise “vezikoüreteral reflü” (VUR) denir. Geriye doğru kaçan idrarın toplayıcı sistem içinde ulaştığı yer ve oluşturduğu genişlemenin düzeyine göre VUR derecesi belirlenir. Yineleyen İYE olan çocukların % 2550’ sinde VUR var. VUR, mesanedeki mikropların böbreklere taşınmasına neden olur ve çocukların %1620'sinde böbrek parankimindeki infeksiyonun (piyelonefrit) neden olduğu bağıyor. DECT’lerin radyasyonu ile cep telefonu radyasyonu arasında fark bulunmuyor. Madde 15: Erkek üretkenliği cep telefonu radyasyonundan zarar görüyor. Bu risk, beyin tümörü ile ilgili olmamakla birlikte önemli bir sağlık sorununa dikkat çekiyor. Erkekler, özellikle delikanlılar cep teleonlarını kullanmadıkları zaman genellikle pantolonlarının ceplerinde taşırlar. Cep telefonları ve sperm kalitesi/sayısı arasındaki ilişkiyi araştıran çok sayıda araştırma, sperm hareketliliği ve sayısının radyasyondan hasar gördüğünü gösteriyor. Bir çalışmada günde 4 saat cep telefonu ile konuşan bir erkeğin sperm sayısında hiç kullanmayan başka bir RİSK FAKTÖRLERİ VE GENEL ÖNLEMLER Kızlarda üretranın erkeklere göre daha kısa olması ve anüse yakınlığı enfeksiyon bulaşma olasılığını arttırır. İdrar yolu enfeksiyonlarının gelişimini ya da yinelemesini önleyebilecek genel kurallar vardır. Sıvı alımı arttırılmalı, küvette ya da durgun su içinde köpüklü banyodan kaçınılmalı, dar sentetik iç çamaşırı ve giysiler kullanılmamalı, kız çocuk Cep telefonu ve beyin tümörleri Baştarafı 89’dan devam tulması yönünde uyarılar yer alıyor. Kullanıcılar talimatları genellikle okumadıkları için bu uyarıların cep telefonunun üzerine yazılması gerekiyor. Madde 14: ABD’deki Federal Komünikasyon Komisyonu (FCC), DECT Teknolojili (Digitally Enhanced Cordless Technology) kablosuz telefonların üzerine bir uyarı notunun yazılması yönünde talimat yayımladı. Bu uyarıya göre cihaz ile kullanıcı arasında minimum 20 cm mesafe bulunması gereki CBT 1180 / 13 30 Ekim 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle