Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AY–YER UZAKLIĞI Ay Yer’e En Yakı Gün Saat Uzaklık km 13 15 369065 Ay Yer’e En Uzak Gün Saat Uzaklık km 26 02 404160 nova kozmoloji, yerçekimsel mercek, karanlık madde ve karanlık enerji, erken evren. Ayrıntılı bilgi: http://obscos09.tug.tubitak.gov.tr. MEDYADA ASTRONOMİ Saat kuleleri: 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti atmosferinde ilerlerken, mekanik saatlerin öncesinde kullanılmış astronomiye bakan yüzü ile “Güneş saatleri”nin ülkemizin kültür mirasının ortaya çıkartılmasının amaçlandığı çalışma geçmişte yapılmış ve yayımlanmıştı. Şimdi de ülkemizin bir başka kültür mirası olan “100 Saat Kulesi” başlıklı bir kitap yeni yayımlandı. Alfabetik olarak Mars, Ay tarafından örtülecek: 12 Ekim gece saat 01’den itibaren Güneş doğuncaya kadar sondördün evredeki Ay– Mars yakın konumda görülecek. İkili Yengeç takım yıldızında doğu tarafta ufuktan 49 derece yüksekte yer alacak. Mars 0.7 kadir parlaklığında olacak. Özellikle saat 04’de Ay, Mars’ı örtecek. Görüleceği yerler: Güney Afrika ve Antartika arasındaki Güney Hint Okyanusu, Kerguelen Adaları. Bir sanal resmi bu sayfada verildi. Gökyüzünde ilginç görünümler: 7–9 Ekim arası özellikle 8’inde sabahları Merkür– Satürn yakın konumda görülecek. İkili doğuda ufuktan 15 derece yüksekte Başak takım yıldızında yer alacak. Parlaklıkları sırasıyla –0.7 ve +1.2 kadir. Görünümleri sanal resimde verildi. 12–15 Ekim arası özellikle 13’ünde sabahları Venüs–Satürn yakın konumda görülecek. İkili doğuda ufuktan 18 derece yüksekte Başak takım yıldızında yer alacak. Parlaklıkları sırasıyla –3.9 ve +1.2 kadir. Görünümleri sanal resimde verildi. Parlak gezegenlerin güneş’ten açısal uzaklıkları ve parlaklıkları: (D: Doğu taraftan, B: Batı taraftan, Uzaklık: yay derecesi biriminde, Par.: kadir) Tarih (Eylül) 6 16 26 Merkür Uzaklık Par. B 18 –0.6 B 14 –1.0 B 7 –1.2 Venüs Uzaklık Par. B 24 –3.9 B 22 –3.9 B 19 –3.9 Teknoloji üretelim mi dışarıda üretilenleri kullanmak bize yeterli mi? Diler Aslan Prof. Dr. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD. Denizli. Eposta: daslan@pau.edu.tr; Web Sitesi: http://daslan.pau.edu.tr C Mars Uzaklık Par. B 78 +0.7 B 83 +0.6 B 88 +0.5 Jüpiter Uzaklık Par. D 124 –2.6 D 114 –2.6 D105 –2.5 Satürn Uzaklık Par. B16 +1.1 B 24 +1.1 B 33 +1.1 Küçük gezegenlerin konumları Küçük Gezegen Güneş’e En Yakın Üst Kavuşum (Yer–Güneş– Küçük Gezegen) – 31 Ekim Ceres Juno 31 Ekim – 16 ekim’de küçük gezegenlerin parlaklıkları (kadir) Ceres 8.6 Pallas 9.1 Juno 8.1 Vesta 8.2 Adana saat kulesinden Yozgat’taki saat kulelerine kadar ülkemiz coğrafyasında 100 adet saat kulesi var. Eskişehir’de lokomotif fabrikasındaki saat kulesinin ise kitapta yer almadığını fark ettik. Kısa süre önce Eskişehir’i ziyaret ederek, fabrikanın halkla ilişkilerinden öğrenilenler şöyle: Saat kulesi, kumpanya dönemlerinden kalma tarihi bir yapıdır, fabrikanın kuruluş tarihi de 1894 (yani 115 yaşında). Saat kulesinin üzerinde bir düdük bulunmakta ve bu düdük bir bakıma Eskişehir’in sesli saati görevini üstlenmiş. Fabrika çalışanlarının giriş–çıkış saatlerinde çalan bu düdükle Eskişehir halkı da kendi saatlerini ayarlamış. O dönem buhar gücüyle çalışan bu düdüğün sesi şehrin dört bir yanından duyulurmuş ki, bende çocukluk ve gençlik yıllarından hatırlıyorum. Buradan, kitabın yazarına ve ilgililerine Eskişehir’in de tarihi bir saat kulesi olduğunu hatırlatmış olalım. Bir resmi bu sayfada verildi. Kaynakça: The Astronomical Almanac 2009. Ekim ayı boyunca gökcisimlerin Doğuş–yükseliş–batış saatleri CBT 1176/14 2 Ekim 2009 GEZEGENLER NEREDE? Akşam Jüpiter Uranüs Neptün Gece Mars Jüpiter Uranüs Neptün Sabah Merkür(1–23) Venüs Mars Satürn Uranüs GÜNCEL UZAY HABERLERİ 16–18 Ekim 2009 tarihleri arasında Tübitak Ulusal Gözlemevi tarafından Saklıkent/Antalya’da Uluslarası “Gözlemsel Kozmoloji” Çalıştayı düzenlenecek. İşlenecek konular şöyle: Kozmik mikrodalga arkaplanı, büyük ölçekli yapı, süper umhuriyet Bilim ve Teknoloji’de (24.07.2009, Sayı:1166) “Biyoteknoloji’de Hal ve Gidiş” yazısını okuduktan sonra ülkemizdeki klinik laboratuvarlarda kullanılan teknolojiyi ve bu teknolojinin Türkiye’de üretilmesi önündeki engelleri düşündüm. Ardından da aynı dergideki “Tıpta İleri Teknoloji Su istimalinin SosyoPolitik Yönleri” yazıyı okuyunca dünyada bilim dalı haline gelmiş olan kanıtadayalılık yaklaşımının ülkemizde halen ilgi çekmediği gerçeğini anımsadım. Klinik laboratuvar harcamaları sağlık hizmetleri harcamalarının önemli bir kısmını kapsar. Analiz reaktifleri yurtdışından sağlanır. Analiz cihazları yurtdışından sağlanır. “Yurtdışında üretilenler kullanılsın” inancı yaygındır. Çünkü bu reaktif ve cihazların üretilmesi için ilkeli bir yapılanma bulunmamaktadır. Bu durumda ulusal politikanın dışarıdan üretilenler kullanılsın temeline dayandığını söylemek yanlış olmaz herhalde. Çünkü bu alanda teknoloji üretimine yatırım yapılmamaktadır. Her ne kadar projelere destek verilmesi için, bu alan öncelikli alanlar arasına alınmış olsa da bu alanda eğitimli ve deneyimli insan kaynaklarına yatırım yapılmamaktadır. Lisans ve lisansüstü eğitim programları bu bağlamda geliştirilmemektedir. Bilakis, geriye götürücü eğilimde yapılanmalar bulunmaktadır. Klinik laboratuvarlarda kullanılan gereç ve cihazların üretimi için çokludisiplinli takımlar gereklidir. Ancak ülkemizde klinik laboratuvar eğitimi ileri teknoloji üretimini, yaratıcılığı ve yenilikçiliği engelleyici şekilde yapılandırılmış ve yapılandırılmaktadır. Klinik laboratuvarlarla ilişkili lisans ve lisansüstü programlarına ve akademik yükseltilmelere bakıldığında, araştırma ve yayınların çoğunun dışarıdan alıntı bir kitin ya da yöntemin uygulanması şeklinde olduğu gözlenir. Sadece yurtdışından üretilenler kullanılır mantığı ve yaklaşımı vardır. Birinci yazı bu gerçeği vurgulamaktadır. Özellikle dikkat çekilmese de klinik laboratuvarlar da bu yazı kapsamına girmektedir. Çünkü hepimizin yaptırdığı testlerin çoğu, ulusal sağlık harcamalarında, döviz ödemeleri olarak yer almaktadır. İkinci yazı da birincinin devamı şeklindeki sorunu vurgulamaktadır. “Üretme kullan”, yaklaşımına bir de “kullan da nasıl kullanırsan kullan” yaklaşımı eklenmektedir. Klinik laboratuvarlarda yurtdışında üretilen gereç ve cihazlar kullanılmaktadır. Ancak bu gereç ve malzemeler nasıl kullanılmaktadır? Gereklilikleri bilimsel temele ya da sağlığa yararlılık temeline göre belirlenmekte midir? İkinci yazıda bahsedildiği gibi gelişmiş ülkelerde sağlık teknolojisi kullanımına bilimsel temele göre değerlendirilerek karar verilmektedir. Bu ülkelerin çoğu da klinik laboratuvar teknolojisi dahil teknoloji üreten ülkelerdir. Değerlendirmelerin yapılmasında izlenen yol “KanıtaDayalılık” temeline dayanır. “KanıtaDayalı Tıp”, “KanıtaDayalı Laboratuvar Tıbbı” ve “KanıtaDayalı Sağlık Teknolojileri Değerlendirme” vb. çeşitli başlıklarda toplanan alanlarda eğitimler verilmektedir. “Sağlık Teknolojileri Değerlendirme” alanında resmi kurumlar kurulmakta ve ülke sağlık ekonomisi korunmaktadır. Bu alan bir bilim alanı olmuştur. Bilim alanı olduğu zaman ilişkili öğretim programları müfredatına sokulmalıdır. Ancak ülkemizde yıllardır halen şu şekilde öğrenilmelidir, bu şekilde uygulanmalıdır gibi söylemler sürmektedir. Somut uygulamalara rastlanmamaktadır. Türkiye nüfusuyla, bilime ve kanıtadayalı değerlendirmedeki boşluklarıyla üretici ülkelerin çok değerli pazarı durumundadır. Dolayısıyla, bu durumun sürmesinden yararlanan oldukça fazla sayıda topluluklar vardır. Bu topluluklar dışarıda olduğu kadar içeride de bulunmaktadır ve güçlüdürler. Ulusal politikada yer almadıkça, ilişkili eğitimöğretim programları müfredatlarına yerleştirilmedikçe ulusal sağlık ekonomisinin korunması çok zor görünmektedir. Kaynaklar: Göker A. Biyoteknoloji’de Hal ve Gidiş. CBT;04/07/2009(1166):6. Heper G. Tıpta İleri Teknoloji Suistimalinin SosyoPolitik Yönleri. CBT; 04/07/2009(1166):14.