18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Baştan eksikli bir KOBİ Stratejisi ve o Strateji’nin uygulama sorumluluğunu taşıyan bir kurum: KOSGEB! Gerisini siz düşünün... Genç Türk bilim adam n n fotonik alan ndaki büyük ba ar s : Bir de ‘KOBİ Stratejisi” Meselemiz Var(2) KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’nın (20072009), esasında, ‘imalât sanayii işletmeleri’ni kapsadığı; bunların sayısının da 245 bin dolayında olduğu belirtilmişti. Öngörülen stratejik hedeflerse girişimciliğin ve işletmelerin geliştirilmesi, iş ortamının iyileştirilmesi, teknoloji ve yenilikçilik kapasitelerinin geliştirilmesi, bir de, bunların uluslararası pazarlarla bütünleşmelerinin sağlanmasıydı. Ve eğer, kimsenin itiraz edemeyeceği bu hedeflere ulaşmaya yönelik olarak Strateji Belgesi’nde yer alan 57 eylem ya da proje, sayılan 23 ilgili kuruluşça canla başla, tam bir eşgüdüm içinde çalışılarak gerçekleştirilebilir ve bu çabalar 2009 sonrasında da sürdürülebilirse, bu işletmelerin en azından bir bölümünde, çağın işletme anlayışına uygun bazı adımlar tabiî ki atılabilir. Diyelim bu başarıldı. Peki, bunun ulusal ekonomideki yansıması; Türkiye’ye sağlayacağı yarar ne olacak? Sınaî üretim ve ihracatımızda patlama mı? Sanayimizin dış girdilere olan bağımlılığında ciddî bir azalma mı? İstihdamda artış mı? Yoksa KOBİ’lerde insanca bir çalışma ortamı yaratılması mı? Öyle ya; dile kolay, yuvarlak hesap 245 bin sanayi işletmesi muhatap alınmışsa ve bu işletmeler imalât sanayiindeki istihdamın, aynı Strateji Belgesi’nde belirtildiğine göre, %75,57’sini sağlıyorsa, niçin bu gibi yararlar beklenmesin! Ne var ki, bu tür sosyoekonomik hedeflere ilişkin herhangi bir büyüklük KOBİ Strateji’mizde yok. Olması da beklenemezdi; şu nedenle: Düşünün, bir KOBİ stratejisi hazırlıyorsunuz ve bu stratejide asıl hedefiniz KOBİ niteliğindeki sanayi işletmeleri; ama ülkenizin bir sanayi stratejisi yok ki, o işletmeleri de o sanayi stratejinizdeki ana hedefleri tutturmak üzere, sektörel öncelikleri gözeterek yeniden yapılandırmayı öngöresiniz... KOBİ Stratejisi hazırlanırken, “sanayi stratejimiz yok ama hiç olmazsa bu işletmeleri iyileştirerek ileride yapılacak bir sanayi atılımı için sağlam bir altyapı oluşturalım”, diye düşünülmüş olamaz mı? Olur da; ortada bir sanayi stratejisi olmasa bile, KOBİ niteliğindeki sanayi işletmelerinin ülkenin sanayi sisteminin bir parçası oldukları, ancak o sistem içinde iş görebildikleri düşünülerek, KOBİ stratejisi de buna göre hazırlanamaz mıydı? Ana sanayiyan sanayi ilişkisi görmezden gelinerek; özellikle de, belli bir işletme büyüklüğüne erişmiş, teknolojide belli bir düzeyi yakalamış KOBİ’lerin bile, varlıklarını sürdürebilmelerinin bütünüyle ana sanayi firmalarına bağlı olduğunu dikkate almadan hazırlanmış bir KOBİ stratejisi neyi, ne kadar başarabilir? Strateji’de ana sanayiyan sanayi ilişkisi, sâdece bir yerde, 57 eylemin birinde geçiyor ve “[Teknoloji ve yenilikçilik kapasitelerinin geliştirilmesi için] ana sanayiyan sanayi işbirliklerinin geliştirilmesi” öngörülüyor... Nasıl olacak bu? Bir açıklama yok! Strateji bir buçuk yıldır yürürlükte. Bu eylemi gerçekleştirme sorumluluğunun verildiği Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu can alıcı konuda bu güne kadar ne yaptı, ne sonuç aldı; bilen var mı? Bütün bunlar bir yana, “Yüksek Planlama Kurulu’nun 04 Mayıs 2005 tarihli kararıyla, KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulamasında KOSGEB’in” görevlendirilmiş olması bu stratejinin çıkmaz sokağıdır. KOBİ’leri iyileştirme görevi elbette KOSGEB’in aslî görevidir; ama en başta iyileştirilmeye muhtaç olan, bu kuruluşun kendisidir. KOSGEB çok iyi düşünülmüş bir kurum olarak kurulmuştur. Öngörülen işlevleri açısından ulusal inovasyon sistemimizin başlıca temel taşlarından biridir. Çok iyi elemanlar bu kurumda görev almışlar, misyonerce de çalışmışlardır. Ne var ki bu güzide kurum zaman içinde (sâdece bu hükumet döneminde değil) dar siyasî anlayışların en çok erozyona uğrattığı kurum olmuş ve bugün onların çok azı bu çatı altında kalabilmiştir. Baştan eksikli olan KOBİ Stratejisi’nin uygulanması üstelik böyle bir kuruma emanettir; varın siz o stratejiden hayır bekleyin! Cep telefonu üzerinden hastalık teşhisi ve takibi Kaliforniya Üniversitesi’nde optik/fotonik sistemler üzerindeki başarılı çalışmaları ile dikkat çeken Profesör Aydoğan Özcan, taşınabilir platformlar üzerinde HIV, sıtma gibi hastalıkları ve su kirliliğini teşhis edebilen bir görüntüleme teknolojisi geliştirdi. Bu sistemin en önemli özelliği, yüksek çözünürlüklü holografik bir görüntüleme sisteminin standart bir cep telefonuna veya webcam’a sığabilecek kadar küçültülmüş olması. Reyhan Oksay A BD’nin saygın üniversitelerinden Los Angeles’daki Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde kendi adını taşıyan laboratuvarında biyo/nanofotonik konusunda çalışmalar yapan Profesör Aydo an Özcan, aynı zamanda UCLA Californiya NanoSystems Institute’da (CNSI) da araştırmacı olarak çalışıyor. Henüz 30 yaşında olmasına karşın 11 ABD patenti, bir İngiltere patenti ve 9 tane de patent başvurusu bulunan Profesör Özcan, çip üzeri merceksiz görüntüleme ve teşhis araçları konusundaki çalışmalarından dolayı 2008 Okawa Vakfı Araştırma Ödülü’ne layık görülürken, 2009 IEEE Lasers&ElectroOptics Society’nin (LEOS) Genç Buluşçu Ödülünü kazandı. TA INAB L R PLATFORMLARDA GÖRÜNTÜLEME Özcan, çalışmalarının uygulamalarında da gelecek vaat eden yeniliklere imza atıyor. Bu bağlamda taşınabilir platformlar üzerinde HIV, sıtma gibi hastalıkları ve su kirliliğini teşhis edebilen bir görüntüleme teknolojisi geliştirdi. Bu teknolojiye işlevsellik kazandırmak isteyen Özcan ve ekibi bir LED, Prof. Özcan ve ekibi plastik ışık filtresi ve bir miktar kablo yardımı ile standart bir cep telefonunu taşınabilir bir kan testi cihazı haline dönüştürdü. Özcan görüntüleme aracını niçin cep telefonu veya webcam gibi cihazlara yerleştirdiğini şöyle açıklıyor: “Telet p kavram n n giderek önem kazand günümüz dünyas nda, te his ve tedavi hizmetini hastalar n aya na götürme konusunda günümüzün en uygun arac cep telefonlar . Afrika gibi her 100 ki iden yirmisinin cep telefonu ta d geli mekte olan ülkelerde, bu amaca hizmet edebilecek en uygun platformun cep telefonu oldu u dü ündük. Geli mekte olan ülkelerde salg n hastal klar n erken evrede te hisine ve takibine olanak tan yan kan testleri bundan böyle bir cep telefonu üzerine monte edilmi ufak bir cihaz ile gerçekle tirilebilecek.” Kan testleri bugün on binlerce dolar tutarında, buzdolabı büyüklüğünde makinelerle veya hücreleri mikroskop altında teşhis eden ve sayan uzman teknisyenler yardımı ile yapılıyor. Bu sistemler yavaş ve pahalı olduğu gibi, ancak gelişmiş laboratuvarlarda sonuç verebiliyor. Oysa Özcan’ın geliştirdiği yeni sisteminde cihaza kan örneği yerleştiriliyor ve görüntüleniyor. Daha sonra filtre edilmiş ışık kaynağı hücre tiplerini doğru olarak analiz ediyor. Sonuçta Özcan ve ekibinin hazırladığı özel bir yazılım ile görüntülenen hücreler teşhis ediliyor. CBT 1138/ 6 9 Ocak 2009 YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ KOMPAKT S STEMLER Özcan optik/fotonik alanındaki çalışmalarını üç başlık altında topluyor. Bunlardan ilki optik görüntüleme. Elektron mikroskobuna yakın yükseklikte bir çözünürlüğe sahip optik görüntüleme sistemleri üzerinde çalışan Özcan, bu alanda da epey yol aldıklarını belirtiyor. İkinci sırada mikroskopların boyutlarını küçültmeye yönelik çalışmaları yer alıyor. Özcan, hedefinin, nano yapılar üzerine plasmonik sistemler kurmak ve bu şekilde oluşturulan merceksiz mikroskopları taşınabilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle