24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AB’den büyük bilim desteği Prof. Mete Soner 880 bin Avro desteğe değer bulunan Finansal Risk Yönetimi İçin Matematiksel Metodlar adlı projesi ile Avrupa Araştırma Konseyi tarafından ilk kez bu yıl verilen “ileri araştırmacı desteği”ni aldı.. Özlem Yüzak rof. Dr. Mete Soner Matematiksel Finans alanında özgün çalışmaları olan bir bilim insanı. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Araştırma Konseyi tarafından ilk kez bu yıl verilen “ileri araştırmacı desteği”ni almaya hak kazandı. Prof. Mete Soner, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ve Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nakiye Aydan Boyacıgiller ile Sabancı Müzesinde bir grup gazetesi sohbet ediyoruz. Prof. Soner 2000 yılında hem oğlunun Türkiye'de yetişmesi için, hem de "Türkiye'nin bizim gibi bilim adamlarına daha çok ihtiyacı var" diyerek, Princeton Üniversitesi'ndeki matematik ve finans kürsüsünü bırakıp, Koç Üniversitesi'ne gelmişti. Yaklaşık 1 yıl önce ise "araştırmalarına sınırsız kaynak" sözü üzerine Sabancı'ya transfer oldu ve Işık İnselbağ Finans Kürsüsü'nün başına geldi. Prof. Soner'in bir özelliği de akademik alanda Prof. Dr. Mete Soner P dünyanın en prestijli sıralamalarından biri olan ‘Thompson Bilimsel Veri şirketinin en çok atıf yapılan bilim insanları‘ listesinde Türkiye’den yer alan tek bilim insanı olması. Yüksek Atıf Listesi 185 ülkede, 19932003 arasında yayımlanan yüzbinlerce makalenin taranması sonucu oluşturulmuş. Genetikten matematiğe, iktisattan psikiyatriye 21 bilim dalında, çalışmaları en fazla referans kabul edilen bilim insanlarının saptandığı listede, 4 bin 400 kişi var. PROJENİN İÇERİĞİ Soner'in 880 bin Avro desteğe değer bulunan Finansal Risk Yönetimi İçin Matematiksel Metodlar adlı projesi, çeşitli senaryolar karşısında riskin nasıl ölçülebileceği ve nasıl yönetilebileceği üzerinde çalışmalar yapıyor. Bu destek ile daha fazla doktora öğrencisini bu proje üzerinde çalıştırabileceğini söylerken memnun. Yaşam bilimleri, sosyal bilimler ile doğa bilimleri ve mühendislik olmak üzere üç ayrı alanda bu yıl ilk defa yapılan proje destek çağrısında, doğa bilimleri ve mühendislik başlığı altında 997 proje için başvuruda bulunulmuş. Avrupa Araştırma Konseyi 105 projeye destek kararı vermiş. Diğer iki temel alanın sonuçları henüz açıklanmadı ama doğa bilimleri ve mühendislik alanında Prof. Dr. Mete Soner’in projesi Türkiye’den desteğe uygun görülen tek proje. Gelelim Avrupa Birliği'nin ne yapmak istediğine... Son yıllarda AraştırmaGeliştirme alanında ABD'nin hayli gerisinde kalan, Lizbon Startejisi'nde istediği randımanı alamayıp hedeflerini yeniden revize eden AB, ortak projeleri destekleyerek ve araştırma konusunda yeni fonlar yaratarak bu ağı zenginleştirmeye çalışıyor. Avrupa Birliği'nin bu yıl bireysel araştırmacılara destek vermesi ise bir ilk olma özelliğini taşıyor. Türkiye ise AB'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği gerek Çerçeve Programlarına gerekse ortak projelere ancak kısıtlı şekilde dahil olabildi. Türkiye ilk kez katıldığı ve 20022006 yıllarını kapsayan 6. Çerçeve Programı‘na 1217 projeyle başvurmuş, sadece 370’i onaylanmıştı, 847 proje ise istenilen şartlarda hazırlanmadığı ve zamanında teslim edilmediği için geri çevrilmişti. 7. Çerçeve Programı, 20072013 yıllarını kapsıyor. Ancak ne yazık ki IT, iletişim, nanoteknoloji, enerji, çevre, güvenlik, uzay gibi konuların fonlandığı programdan Türkiye yine yeterince yararlanamıyor. Bunda en çok etken proje hazırlamada Avrupa Birliği’nin diline yabancı olunması. Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, “6. Çerçeve’de Türkiye, Sabancı’nın akademisyen başına gösterdiği başarıyı gösterebilseydi, 600 milyon avro alırdı” diyor. Oysa alınan destek 100 milyon avro kadar. Terzioğlu “Üniversite'de araştırma sistemi üçlü bir sacayağı üzerine kuruludur. Araştırma ve Lisansüstü Politikalar Direktörlüğü, Türkiye ve Avrupa’daki araştırma fırsatlarını izler, araştırmacılara duyurur, araştırmacıları teşvik eder ve projenin alınması aşamasında araştırmacılara yardımcı olur. Proje Yönetim Ofisi, bir kez bir proje alındıktan sonra, araştırmacıların projelerine odaklanabilmeleri ve diğer prosedürlerle, bürokratik işlerle uğraşmamaları için onlara destek verir. Hisselerinin tamamı Sabancı Üniversitesi’ne ait bir şirket olan Inovent ise, üniversiteler, ARGE kuruluşları ve endüstride geliştirilen teknolojilerin, iş fikirlerinin ticari değerlerine ulaşmaları için gerekli olan süreçleri yönetmek amacıyla kurulmuştur” diyor. Sabancı Üniversitesi'nde, 20002008 yılları arasında 132’si tamamlanan olmak üzere toplam 257 proje için değişik kaynaklardan sağlanan fon miktarı yaklaşık 40 milyon YTL olmuş. Prof. Boyacıgiller ise AB 6. Çerçeve Programı kapsamında sağlanan araştırma fonlarında, Sabancı Üniversitesi’nin öğretim üyesi başına düşen araştırma bütçesinin 27 bin Avro olduğunu belirtiyor. 20 yaş dişinden elde edilen kök hücreler Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin ve ekibi, diş kökündeki kök hücreyi yeniden programlayarak bir nevi embriyonik hücre haline getirdiklerini ileri sürdü. Bu teknolojinin dünyada bir ilk olduğunu belirten Şahin’e göre, bu teknoloji birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilir ve bu hücrelerle organ üretiminin mümkün olabilir. Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji oluşturma özelliğine sahip tek hücre tipine sahip olan 20 yaş dişindeki folikül hücrelerin çok önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu hücreler insanlar için çok iyi bir hücre kaynağı.” Daha önce kök hücre programlama işleminin virüslerle yapıldığını belirten Dr. Şahin, bu viral vektörlerin genom üzerinde sıçrama yapması ve kanser riski oluşturması gibi sorunlar yarattığını; bunun üzerine ekibinin alternatif bir teknolojiye yöneldiğini açıklıyor. Ekip, viral vektör kullanmak yerine, bakterilerde bulunan kromozoma benzeyen öğeler olan plazmitlerden yararlanarak dişten alınan kök hücreyi programlamayı başardıklarını açıklıyor. Şahin’e göre, çalışmalarında elde ettikleri bu hücre tipleri model hayvan deneylerinde başarılı oldu: “Farelerde açılan yaralar bu teknik uygulandığında kapandı. Yara iyileşmesinde gelecek vaat eden sonuçlar var.” (Alzheimer) ve hasarları, metabolik hastalıklar (diabet), organ yetmezlikleri, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, kemik hastalıkları ve daha birçok alanda kullanıma sahiptirler. Günümüzde bu hastalıkların bazılarının tedavisinde organ veya doku nakilleri yapılıyor. Ancak, organ veya doku nakli gerektiren hastaların çoğu, uygun organ ve dokunun her zaman bulunamaması gibi sorunlarla karşılaşıyor. Bilim ve teknolojideki son gelişmeler doğrultusunda kök hücrelerin bu alanda umut verici sonuçlar yarattığı görülüyor. Şahin ve ekibi, geliştirdikleri bu son tekniğin kanser, Parkinson, Alzheimer, ALS, beyin felci, kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini ileri sürülüyor. Söz konusu buluşa ait makale uluslararası bilimsel araştırma dergilerine gönderilecek. Şahin buldukları yeni yöntemin patent başvurusunun temmuz ayında Uluslararası Patent Enstitüsü’ne yapıldığını açıkladı. Konu ile ilgili araştırma makalesi ise henüz bilim dünyasının eleştrilerine sunulmuş değil. Uzman bilim adamlarımıza konu ile ilgili görüşlerini sorduğumuzda, araştırmayı görmediklerini, araştırmanın henüz yayımlanmadığını, bu nedenle bir görüş belirtemeyeceklerini bildirdiler. Bu tür çalışmalar kamuoyuna açıklanmadan önce genellikle bilim dünyasının eleştirisine ve bilgisine sunulur. Ancak, yapılan açıklamada, araştırma sonuçlarının patent başvurusunun yapılacağı belirtiliyor. Önemli buluşlarda, açık makale yayınından önce, kurumlar, patent haklarını koruma altına almak için, makalenin yayınlanmasını geciktiriyorlar. Yeditepe Üniversitesi de bu yola başvurmuş olabilir. Konuyu izleyeceğiz Yeditepe Üniversitesi bilim ekibi ve Dalan CBT 1118/2 22 Ağustos 2008 Y editepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nde görevli 18 akademisyen ve öğrenci, yirmilik dişten alınan kök hücreleri yeniden programlayabilmek için yan etkileri olmayan yeni bir yöntem geliştirdi. İnsanda bulunan 20 yaş dişlerindeki dental folikül hücreler üzerine çalıştıklarını açıklayan Dr. Şahin şöyle konuştu: “Kordon kanı gerçekten çok iyi bir kök hücre kaynağıdır, ama kordon bankası olmadığında bu şansı kaybetmiş oluruz. Ancak çalışmalarımız, insan vücudunda doğumdan sonra doku HASTALIK TEDAVİSİNDE KÖK HÜCRE Kök hücreler, vücudumuzda bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahip. Bu özellikleri bakımından kök hücreler kanser, sinir sistemi hastalıkları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle