24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7007’DE BİLİM BİLİM TARİHİ ise küresel ısınmaya büyük katkısı olan bir gaz. 2006 yılının sonlarına doğru belirtildiği üzere, karbon dioksitten 20 misli daha güçlü olan metanın düşünüldüğünden 5 misli fazla miktarda havaya salındığı ortaya çıktı. Bu tehlikeyi azaltmanın yollarını arayan bilim adamları iki önemli girişimde bulunuyor. Bunlardan biri, kutup bölgelerinde araştırmalarını sürdüren bilim adamlarının bir araya gelip, bu yılın sonuna kadar permafrost’ta bulunan karbon miktarı ile ilgili ortak bir görüş oluşturmaya yönelik çalışmaları. Diğer taraftan iklim bilimciler permafrost’un erimesinin gezegende ne gibi sonuçlara yol açacağını gösteren modeller üzerinde çalışacaklar. Böylece iklim değişikliği modelleme çalışmalarına artık permafrost erimesi de dahil edilecek. Çocuk Olmayınca Millet Olmaz Hazırlayan: Osman Bahadır C 7) Beyindeki bağımlılığı engelleme çalışmaları Bugüne dek ahlaki bir çöküş olarak algılanan bağımlılık, bilim adamları ve doktorlar taraNormal beyin Bağımlının beyni fından artık kimKokain yasal yöntemlerde tedavi edilebileMeth cek bir hastalık olarak ele alınıyor. Alkol Bu yıl tümüyle yeni bir çözüm bu Yiyecek olasılığı hayata geçirecek. Bu çözüm de yeni bir aşı. Bağımlılık karşıtı aşıların ürettiği antikorlar, bağımlılık yapan kimyasal maddenin moleküllerini tespit ediyor ve bunlara yapışıyor. Böylece bu moleküller beyne erişemiyor ve keyif verici etkisini gösteremiyor. Bunlardan ilki antinikotin aşısı. İlk çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre aşı olan deneklerin yüzde 40’ı (aşının adı NicVAX) çok büyük bir sıkıntı çekmeden sigarayı bıraktı. Bu yıl aşı ile ilgili ileri çalışmalar devam edecek. Şu anda bağımlılığın beyinde aynı yolu kullandığını tespit eden bilim adamları, tek bir ilaçla bağımlılık yaratan tüm maddelere karşı bağımlılığı sona erdirmenin mümkün olup olmadığı sorusunun yanıtını bulmaya çalışıyor. Tek bir "bağımlılık geni" bulunmamasına karşın, farklı şekillerdeki bağımlılığın aynı genleri ve aynı beyin yollarını paylaştığı biliniyor. 2007’de alkol ve nikotin bağımlılığı riskini artıran bir gen varyantının ortaya çıkartılacağı tahmin ediliyor. Bilim adamları aynı genetik varyasyonların kokain ve esrar bağımlılığında da etkin olduğunu düşünüyorlar. Reyhan Oksay CBT 1035/14 19 Ocak 2007 umhuriyet’in ilk yıllarında yeni doğan ve çocuk ölümleri, ülkenin geleceğini tehdit edecek kadar yüksek boyutlardadır. Cumhuriyet hükümetleri, bulaşıcı hastalıklarla birlikte çocuk ölümlerini de ortadan kaldırmak için her araca başvurarak çok yoğun bir mücadele yürütmüş ve on yıl içinde çok başarılı sonuçlar alınmıştır. 18 Aralık 1926 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan "Çocuk Olmayınca Millet Olmaz" başlıklı yazıda Besim Ömer Paşa ülkenin bu sorununu anlatmaktadır. Kısaltarak ve kısmen bugünkü dilimize uyarlayarak aldığımız bu yazıda Besim Ömer Paşa şunları söylemektedir; "...Her memlekette çocuk ölümleri o memleket ahalisini ve o memleket mukadderatını ellerinde tutan zevatı ziyadesiyle meşgul etmektedir. Ölümler, bu meyanda da çocuk ölümleri son seneler zarfında nisbeten ziyadeleşmiştir. Çocuk meselesi her memleket için hayati bir ehemmiyeti haizdir. Bunun içindir ki, bazı hekimler "çocuk olmayınca millet olmaz" demişlerdir. Çocuk meselesi, nüfus meselesidir. Her memleket, doğumları ile, çocukların ölümleri ile, nüfusu ile diğer memleketlerdeki aynı hususları karşılaştırarak gelecek için mühim kararlar almaktadır. Evvel emirde, memleketteki ölümlerin çokluğunu komşu memleketlerdeki ölümler ile, bilhassa doğumlar ve ölümler arasındaki münasebetle karşılaştırma, memleketin geleceğini temin noktai nazarından fevkalade mühimdir. Memleketimizde çocuklar arasında ölümlerin adedi kati bir surette bilinemediğinden, yalnız bizler gibi hayli zamandan beri icrai sanat eden tıp mensuplarının gözlemleriyle hemen beyanı mütalaa olunmaktadır. memleketimizdeki çocuk ölümleri faciasının ne kadar mühim olduğu anlaşılır. Şu halde biz nüfus siyasetimizde doğumu sağlamaktan ziyade, ölümleri azaltmaya ehemmiyet vermeliyiz. İLK ADIM NASIL OLMALIDIR? Ölüm çokluğunun sebeplerini araştırmak, bu hususta lazım gelen tedbirlerin ilk adımıdır. Hiç şüphe yoktur ki, çocuklar arasındaki ölüm sebeplerinden bazıları, yalnız çocuklara değil, umuma aittir. Sağlık kaidelerine aykırı bir yerde, bir ocakta fenni olmayan şartlar dahilinde yaşayan ailenin çocuğu elbette bu zararlı tesirlerden, büyüklerden ziyade etkilenir ve zarar görür. Demografi fenninin ileri gittiği memleketlerde görülüyor ki, tavan aralarında, kasvetli, dar yerlerde yaşayan aileler çocuklarını daha ziyade kurban vermektedirler. Cehalet ve sıhhi terbiyenin olmaması da çocuk ölümlerinin en mühim sebeplerindendir. Gerçi fakirliğin de bu husustaki büyük tesirini inkar etmek imkânsızdır. Fakat çocuk büyütmede, yanlış fikirlerin ve batıl itikatların hakim olduğu yuvaların verdiği kurbanlar da göz önündedir. Yalnız fakirlik sebebiyle çocuklarını iyi büyütemeyenlerin adedini de büyük şehirlerde nazarı dikkate almak lazım gelir. Evlilikten evvel de birçok husus nazarı dikkate alınmalı, yani evlilik fenni surette yapılmalıdır. Çocuk ölümlerinde doğumdan öncesinin ehemmiyeti büyüktür. Çocuğun valide karnına düşmesinden itibaren, hayata kabiliyetini temin maksadıyla birçok şahsi, sosyal tedbirlere başvurmak gerekmektedir. Çocuk doğduktan sonra özen gösterilmesi lazım gelen hususlara dikkat etmek, üçüncü yardım zümresini teşkil eder. Bu bapta en ziyade gözetilecek nokta, validelerin çocuk büyütmekteki bilgilerini ileri götürmektir ki, bu da büyük şehirlerde küçük çocuk muayenehanelerinin, süt damlalarının çoğaltılması ve lazım ge MEMLEKETİMİZDE ÇOCUK ÖLÜMLERİ Geçen sene Ankara’da toplanan tıp kongresi için hazırlanması lazım gelen raporlara esas olmak üzere çeşitli vilayetler1883’te yüzbaşı rütbesiyle Askeri Tıbbiye’yi bitirdi. den çocuk ölümlerine dair malumat alınUzmanlık eğitimi için Paris’e gönderildi. Dönüşünmıştı. Bu malumata göre bazı vilayetlerde de(1889) Tıbbiye’de doğum bilgisi ve daha sonra da ölümler, mesela Trabzon’da % 30 ile % Tıbbiye’ye bağlı olarak açılan ebe okulu muallimliği40, bazılarında % 1015 arasında, birtakıne getirildi. Ferik (korgeneral) rütbesine kadar yükseldi. 1909’da Meclisi Tıbbiyei Mülkiye başkanı olmında da (ezcümle Giresun’da) % 45 nisdu. 1914’te Darülfünun Tıp Fakültesi dekanlığına sebetindedir. Bu çeşitli nisbetler arasındaki çildi. 1921’de Darülfünun rektörü oldu. Akalın, Türkiye’de ilk doğum kliniğifarklılık, daha memleketimizde istatistik nin ve Tıp Fakültesi’ne bağlı ilk ebe okulunun açılmasına öncülük etti. Kafenninin ileri gidemediğini ve gerçek bir dındoğum, çocuk hastalıkları ve koruyucu hekimlik konularında çok sayırakam alınamadığını göstermiştir. da yayını bulunan Akalın, kadınların hekimlerce muayenesinin bile hoş karşılanmadığı bir dönemde çağdaş kadındoğum hekimliğini ve anaMamafih ölümlerin –elde kati bir mikçocuk sağlığı ile ilgili bilimsel önlemleri, gerek uygulama, gerek yayınlar tar olmasa bile – nisbeti ile diğer memleyoluyla yılmadan savunarak yerleştirmeye çalışmıştır. ketlerdeki ölümler karşılaştırılırsa, bizdeki ölüm nisbetinin hepimizi korkutacak delen propagandanın geniş bir şekilde yaygınlaştırılması recede olduğunu kabul etmek vatanperverane bir alaile olur. Sıhhi tedbirlerin yaygınlaştırılmasında bugün kanın ifadesidir. Her memleket gibi bizde de nüfus sikonferanslardan, dinletmeden ve telkin etmeden ziyasetine ehemmiyet verilmek lazımdır ki, bunda da yade gözle öğretmeye ehemmiyet verilmektedir. nazarı dikkate alınacak en mühim cihetler doğumlar, Cumhuriyet hükümetimiz çocuk ölümlerini dikkaölümler, göçler meseleleridir. Vatanımızda diğer te aldığındandır ki, bazı vilayetlerde doğum evleri, çomemleketlerde olduğu gibi doğumları arttırmada bücuk bakım yurtları tesis eylemiştir. Diğer taraftan Sağyük bir mesele olmadığından nüfus siyasetinde alınalık ve Sosyal Yardım Vekili de son seyahatinde çocuk cak tedbirler çerçevesinde bu husus ile çok uğraşmaya büyütmeye dair "Müstakbel Valide" filmini getirtmiş, yer yoktur. Bilhassa köylerimizde doğum sayısı ziyadeyeni doğanlarla, küçük yaştaki çocuklarda verem budir. Ekseriya 45, hatta 78 çocuk doğuran kadınlar laşmasının önünü almak amacıyla aşı tatbiki için temühim miktardadır. Şimdi bu 9 çocuk doğuran bir şebbüslerde bulunmuştur." ananın elinde hiçbir yavru kalmadığı düşünülürse, Besim Ömer Akalın (18611940) Kimdir?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle