Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BEYİN ARAŞTIRMALARI POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org "Dokuzuncu Plan'a göre hemen her alan bizim için öncelikli; hemen her alanda iddialıyız; ama, hiçbiri için ulusal program öngörümüz yok. İnsana uzaktan kumanda İster televizyon, ister müzik aleti ya da klima olsun artık hepsi uzaktan kumanda ile çalışıyor. Ve bizler bu minik komuta aletlerini çok seviyoruz. Peki ya birileri bizi uzaktan kumanda etmeye kalksaydı? Kuşkusuz böyle bir şey hiç kimsenin hoşuna gitmezdi. Ama bilim adamları artık bunu yapabiliyor! iç insanlara tek tuşla istediğiniz hareketi yaptırmak istediğiniz oldu mu? Yani uzaktan kumandayla onları kukla gibi oynatmak geçti mi aklınızdan? İlginç olduğu kadar ürkütücü bir fikir! İnanması güç ama bilim adamları bunu yapabiliyor! Tabii kumanda edilen hareketler şimdilik o kadar karmaşık değil. Avustralya, Japonya ve Amerika’da üzerinde çalışılan bu fikir, beyindeki denge organının günümüzde mümkün olduğundan çok daha iyi uyarılmasına dayanıyor. Bu çalışmanın neticesinde ortaya çıkacak sonuçlar pekâlâ insanlık için yararlı olabilir. Mesela denge bozukluğu yaşayan insanlar için çok iyi işleyen beyin implantları üretilebilir. Ya da meraklıları, sanal gerçekliği yaşayabilirler. Bugüne kadar gerçekleştirilen deneylerde denge sistemi uyarılmakta. Bu küçük yapı beyinde, kulağın hemen arkasında yer alır. Denge organı kafamızı dik tutmaya yaradığı kadar, dünyayı yürürken ya da etrafımıza bakınırken bile statik olarak algılamamızı sağlar. Bilim ve teknolojide başarı şansımız... Dokuzuncu Plan'da öngörülen bilim ve teknoloji politikasının, 'belirlenen ve bunlara ek olarak, ileride belirlenecek öncelikli alanları destek uygulamalarında gözetme' esasına dayandığı tespitini yapmıştık. Ancak, Plan'da sayılan "öncelikli alanlara" ve bunlara ileride katılacak alanlar için bırakılmış açık kapılara baktığımızda, bu politikanın, neredeyse bütün teknoloji ve sanayi alanlarını eşit derecede gözetmeyi temel aldığını da görmüştük. Peki, bunların içinde, bizim iddialı olacağımız, örneğin, dünyanın ilk beşi ya da ilk onu arasında yer almayı hedeflediğimiz teknoloji alanı hiç yok mu? Olsa, gözetme açısından aralarında ayrım yapılırdı; yapılmamış. Onun için, Plân'da, böylesi iddia alanlarında sıçrama yapmaya yarayacak, o alanlara özgü olarak tasarlanmış politika ve politika uygulama araçlarından oluşan herhangi bir ulusal program öngörüsü de yok. Ulusal programdan kasıt ne? Diyelim, ülkenizin belli bir zamanda belli bir refah düzeyine ulaşmasını öngörüyorsunuz; ama, o düzeyi yakalayabilmeniz belli teknolojilerde ve o teknolojilere dayalı üretimde yetkinlik kazanmanıza da bağlı. Bu tespitten hareketle dediniz ki, ben şu kadar yıl içinde, örneğin 'A' teknolojisinde ve bu teknolojiye dayalı ürünlerin ihracında dünyanın ilk beşi içinde yer alacağım. Baştan biliyorsunuz ki, o teknolojide dişe dokunur bir birikiminiz yok ve hatta üniversitelerinizde bu alanı destekleyecek doğa ve mühendislik bilimlerine ilişkin dersler de pek fazla okutulmuyor. Buna rağmen, yarının dünyasında bir yer edinebilmek için, o alanda mutlaka yetkinlik kazanmanız gerektiğine inanıyorsanız; yapacağınız ilk şey, üniversitelerinizde bu derslerin; konuyla ilgili yüksek lisans ve doktora programlarının; gerekiyorsa yeni bölümlerin açılmasını teşvik etmektir. Yetmez; genç beyinlerin bu bölümleri seçmelerini; açılan yüksek lisans ve doktora programlarına yönelmelerini sağlayacak çekicilikte burs programları oluşturmalısınız. Açığınızı kapatıncaya kadar, sâdece yurtdışındaki Türkleri değil, o alandaki yabancı araştırmacıları da ülkenize çekebilmelisiniz. Üniversite araştırmalarını destekleyen kurumlarınız, o alanda araştırma yapmayı her bakımdan özendirecek şartları yaratabilmeli ve birbirlerini tamamlar mâhiyette, özel destek programları yürürlüğe koyabilmeli; mevcut imkânları tam anlamıyla harekete geçirebilmek için, birden çok üniversite ve araştırmacıyı bir araya getiren ortak araştırma projelerine en yüksek değeri biçebilmeli. Bu da yetmez; söz konusu kurumlar bu tür ortak projelerin ortaya çıkmasında önderlik edebilmeli; o yetkinlik düzeyine kavuşturulabilmeli. Kamu, izleyeceği ARGE'ye dayalı tedarik politikası çerçevesinde, özellikle o alanda, üniversitelere ve sanayie araştırma ve yeni ürün geliştirme siparişi vermeyi öngörebilmeli. Üniversitelerin ve gerekiyorsa kamu araştırma kurumlarının, o alanda, yeterli sayı ve büyüklükte araştırma mükemmeliyet merkezi kurabilmelerini sağlayacak bir ana plan olmalı. O zaman, hangi teknoloji geliştirme bölgelerinin o teknoloji alanında ihtisaslaşması gerektiğini; bu teknolojiye yönelik kuluçkalıklarınızı hangi teknoloji geliştirme bölgelerinde kuracağınızı; bu teknolojiye dayalı sınaî kümeleşmeleri nerelerde yaratabileceğinizi; teknoloji aktarım merkezlerinizi nerelerde kuracağınızı da belirlemiş olur ve bu belirlemelerinize göre hareket edilmesini sağlayacak destek mekanizmalarınızı ve bölgesel programlarınızı tasarlarsınız. Sanayinize araştırmayla birlikte tasarım geliştirme ve doğrulama yeteneği kazandırmak için kamu eliyle yapılması gereken düzenlemeler başta olmak üzere, yapmanız gereken daha pek çok düzenleme var; eğer, bir iddianız varsa... 'Ulusal program' bütün bunları o alana özgü sistemik bir bütünlük içinde öngören, düzenleyen bir programdır. Bazı alanlar sizin için gerçekten iddialı olacağınız alanlarsa ve bunun için öncelikliyse bu önceliğin bu tür programlarla hayata geçirileceği ilkesini; bu programları tasarlayıp uygulayabilmenin mekanizmalarını, kurumlarını, sistemini Plan'ınıza koyarsınız. Oysa, Dokuzuncu Plan'a göre hemen her alan bizim için öncelikli; hemen her alanda iddialıyız; ama, hiçbiri için ulusal program öngörümüz yok. Başarırız inşallah. H TEK TUŞLA DENGESİZLİK Bilim adamları denge sistemini, kulağın arkasında yerleştirilen minik bir aletten verilen minik bir elektrik şokuyla uyarabiliyor ve işte bu şekilde normal denge sinyali değiştirilebilmekte. Japonya’daki NIT firması bu tür bir aletin prototipini geçen yaz Los Angeles’taki bir konferansta tanıtırken, gönüllü kişilerin kafalarına tuhaf görünümlü bir kulaklık yerleştirilmiş ve ardından gözleri bağlanmıştı. Ve eğlence de bundan sonra başlamıştı! Bilim adamları sağ veya sola ayarlı tek tuşla, deneklerin salonda garip bir şekilde yalpalamalarını sağladılar. Elbette insan uzaktan kumandalı bir bebek ya da otomobil gibi hareket etmiyor, ama fenomen yine de ilginç. Peki bu nasıl gerçekleşiyor? Tek tarafa yapılan hızlı bir uyarım, insana düşme hissi verdiği için, ters yönde hareket ederek dengeyi sağlamaya çalışır. Bu da onun yalpalamasına yol açar. Tekniğin işlemesi için deneğin gözlerinin mutlaka bağlanması gerekiyor, yoksa beyindeki sanal sinyal hatayı düzeltmekte, diyor Steven Moore. Fakat teknik şu sıralar geliştirilmeye devam ediliyor. New South Üniversitesi bilim adamlarının basit bir yöntemle gösterdikleri gibi "güdüm sorunu" çözüldü. Avustralyalı bilim adamları, elektrik şokunu, deneğin kafasını yukarıya ya aşağıya doğru çevirdiğinde verince yalpalamadan ve komuta uygun olarak sağa veya sola doğru hareket etmiş. AMAÇ TEDAVİ ETMEK Bununla birlikte gerekli olan elektrik uyarımının tam olarak ne kadar verilmesi gerektiği bilinmediğinden ve sanal veriler de hatayı düzelttikleri için, uzaktan kumandalı insan şimdilik sadece bir vizyon olarak kaldı. Bilim adamları bunun yerine teknik araçlar yardımıyla sanal gerçeklik deneyimlerini gerçeğe dönüştürerek denge sorunu olan insanları tedavi etmek istiyorlar. Mesela Moore, astronotlar için gelişkin bir uçuş simülatörü görevini görecek bir alet üzerinde çalışıyor. Uzay mekiklerinin çoğu, pilotların yerçekimsiz ortama alışmış olmaları nedeniyle, planlanandan çok daha önce inişe geçiyor. Uyarım veren aletler, denge organında sorun olan insanların da işine yarayabilir. Bu tür sorunlar genelde beyin tümörlerinin temizlenmesi sırasında olduğu kadar, belli başlı ilaçların etkisiyle ya da beyin hasarlarıyla meydana gelebilmekte. Diğer araştırmacılar ise, denge sinirini uyarabilecek implantlar geliştirerek, sadece kafanın hareketlerini kontrol etmek istiyor. Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1014/6 25 Ağustos 2006