25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gezegenbilim Ay’ın deprem etkisi nasıl önlendi? "Ay’ımızın sanıldığından çok daha önemli işlevleri vardır. Bu işlevler o kadar önemlidir ki, Ay olmasaydı kıyamet kopardı". Her şey Bilimle tanımlanabilir. Ancak Beehoven’in Senfonilerini "Hava Basıncı Değişimleri" olarak tanımlamak anlamsız bir saçmalık olurdu. Albert Einstein ise atmosferlerinin bir kısmı 3.1 ışık yılı (yaklaşık 30 trilyon km.) kadar uzaklığa püskürtülerek orada dingin sayılabilecek yörüngelere yerleştirildiler (Oort Bulutu). Bu söylem Kuyruklu yıldız tozunda şaşırtıcı biçimde olivin vs. bulunmasını da şaşırtıcı olmaktan çıkarıyor! 3. Bu savrulmanın atalet tepkisi ile "yağmur damlası biçimini alan gezegen" yamulmasının ısıl katkısı yüzünden, özellikle iç gezegenlerin dış katmanları yeniden ergidi. (Ablation Remelting) 4. O sırada Mars ile Yerküre arasındaki yörünge kulvarının çöpçülüğünü üstlenen Ay gezegeni, Yerküre gezegeninin gölgesinde kaldığı ve pek fazla dışa savrulamadığı için, üç – beş med yakalaması dansından sonra, Yerküreye uydu oldu. Sadece Ay Krep Noritleri ile Yerküre Noritleri içerisindeki bağdaştırılamaz oranda titanyum birikim farkından dolayı bile Ay, Yerküre’den kopmuş olamaz. Sırf bu yüzden Ay, Nükleer sentez gününden beri de (yani o gün için, 4.6 milyar yıl ile 3.6 milyar yıl arasındaki 1 milyar yıl boyunca da) Yerküre’nin uydusu olamaz. Kısacası her ikisi de, ayrı kulvarlarda semirdikten sonra (yani Polijenik Heteromorf Konglomera "Soğuk Kütle Katılımı" Fazından sonra) Ay, Yerküre’ye yakalanmıştır. 5. BodeTitius Yasası’na göre 2.8 Astronomic Unite (yani Güneşten 417 milyon km.) uzaklığında yer alan Mars büyüklüğündeki terrestrial bir gezegen olan ve bir ismi bile olmayan kara yazgılı gezegen, Ay kadar şanslı değildi. Zaten çok yakınında dolandığı Devlerin Devi Jüpiter’e, To Tauri Fazının dışa savurma etkisi ile, her dönüşünde (üç beş kez) sürtünürcesine yaklaşınca, sonunda med uzamasına dayanamayıp ergiyerek patladı. Uğur Kaynak * ikâyemiz bundan üç buçuk milyar yıl önce başlıyor. O tekinsiz mi, kutlu mu olduğunu sonradan anlayacağımız gün geldi çattı. Fokur fokur kaynayan kükürtlü ve zehirli bir (tek) okyanusun, orada burada yüzeyine çıkan devasa volkanların patlaması ile Yerküre sarsılıyor, sadece volkanların tepeleri aydınlanabiliyor, durmadan çakan şimşekler ve düşençıkan yıldırımlar ise sadece kendi akım yollarını aydınlatabiliyorlardı. Opak atmosfer Güneşi engellemekteydi. Sarmal şistozite sonucu oluşan adacıklar ise kalayın ve kurşunun ergime derecesinin üzerinde (yaklaşık +4000C’de) kavruluyorlardı. Karbon di Oksit, Karbon Monoksit, Kükürt di Oksit, Metan, Amonyak, Formaldehit, Azot ve Su Buharı karışımı asitli ve zehirli bir atmosfer, karabasan gibi bu kızıl gezegene çökmüştü. (Hadean EraPrebiotik zaman) Asıl kıyamet, bu manzarayı özetlediğimiz andan 15 saat önce Güneş’te kopmuştu. Güneş, evrende bazı yıldızlarda belirli periyodlarla görülebilen ToTauri Fazı’na girmişti. Bu işlevi sadece bir kez yapan yıldız, yine sadece Güneş oldu! Ne demek ToTauri Fazı? Eğer bir yıldız, Boğa Burcundaki To isimli yıldızının çok sık yaptığı gibi, dış katmanların pek az bir kısmını dış uzaya savurursa, bu yıldız ToTauri Fazına girdi denilir. Ancak evrende alışılmamış olan şey, bu işlemi sadece bir kez yapmaktır. Onu da bizim Güneşimiz becermiş bulunuyor! H BAKIN NELER OLDU? Koronasını (Atmosferini) ve Kromosferini (Ergimiş Dış Katmanını) bir anda fışkırtan Güneşin oluşturduğu, kudurmuş gibi saldıran burgaçlı ve sıcak Güneş Kütle Ejeksiyonu (SME) yüzünden; 1. Uranüs’de az miktarda, Neptün’de ise yok denecek kadar az miktarda olmak üzere bütün gezegenler daha dış yörüngelere savruldular. 2. Bu savrulma esnasında yüzeyden biraz kayaç tozu da alarak bütün iç gezegenlerin atmosferlerinin tamamı, dış gezegenlerin rinde görebilmekteyiz. Atmosferli olanlar, bu muazzam asteroid kraterlerinin izlerini biriki milyon yıl içerisinde tamamen silip attılar. Yapılan hesaplara göre zaten savrulma deformasyonu ile iyice ısınan iç gezegenlere bir de yağmur gibi yağan kütle katılımının ortalama +2000C ısıl katkısı eklenince, gezegenlere bir haller oldu. Artık iç Gezegenler termodinamik yasalarını hiçe sayarak dıştan ergimeye başlamışlardı. (Şekil 2). Atmosfersiz oldukları halde dıştan ergiyen Ay ve Merkür’de ergimiş bazalt okyanusları oluştu. (Şekil 1). Ergimiş Bazalt Okyanuslarındaki ikinci kez ergime (remelting) yaşı 3.6 milyar yıl olarak ölçülmüştür. (VaranBir). Halbuki aynı Ay’ın dağlık kısımlarından getirilen (!) örneklerin ömrü, 4.6 milyar yıl yaşındadır. DIŞTAN ERİME BAŞLIYOR 6. Patlayan gezegene Asterus diyelim. Olayın bugünkü şahitleri olan onun enkazının binde biri asteroid kuşağına yayılmaya başladılar. Asterus’un çekirdek parçaları ergimiş halde oldukları için ve dönerek saçıldıkları için, evrende ve Güneş Sisteminde başka bir örneğine henüz rastlanılmayan dönel iğ, dönel puro biçimli asteroidler oluşturdu. Bunların dönerken katılaştıkları, nefis bir bilimsel çalışma (V.F.BUCHWALD, 1975, Hanbook of Iron Meteorites, v.13, University of California Pres) ile ispatlandı. (Şekil 3) Katı haldeki küçük parçalar düzensiz şekillerini korudular. Bu yamrı yumru şekilli asteroidlerin bir kısmı, patlamanın etkisi ile daha dış yörüngelere ulaşmayı becerip, sonunda Jüpiter’in en dış yörüngelerine ters dolanımlarla uydu oldular. 7. Başta Güneş olmak üzere iç kulvardakilerin hepsi Asterus’un Asteroidleri ile delik deşik olmaya başladı. (Şekil 1) O günlerin izlerini iç kulvardaki atmosfersiz Ay ve Merkür’ün yüzeylerindeki derin çarpışma kraterle MARS’IN PAYINA DÜŞEN Şekil3. Geographia asteroiti (Teşekkürler NASA) 8. Çopur Ay’a ve Çopur Merkür’e bakınca, (Şekil 1) Tam ergime bittikten ve katılaşma başladıktan sonra oluşan ve izleri bize ulaşan çarpışma kraterleri sayılıp da, kütle katılım hesabı yapılınca, sadece Ay’ın ve Merkür’ün payına bu kadarı düşerse, tamamı ne kadardı diye bir tüme varımla, bu günkü asteroid kuşağının binbeşyüz katı, yani yaklaşık Mars Kütlesinde bir gezegene ulaşılır. (Varan2) Herhalde en büyük tek parça pay da Şekil2. Dıştan Ergiyen Ay1 (A Scientific American BookMars’ın olmuştu. Çünkü Mars The Solar System.p.74) Altı Çizili paragraf: … the heat boyutunda bir gezegende 26 resulting from the impacts would have been conserved km. yükseklikli bir volkan akla and would have melted the outhermost several hundred yatkın değil! Hele bu volkanın kilometers of the moon. (A Scientific American Book tam 180 derece arka yüzünde The Solar Systemp.75) derin bir yarık olunca! 9. Asteroid kuşağından gelen kompakt demir meteoritlerin kristal yapısına bakınca ancak bir milyon yılda 810 derece soğuma hızı ile oluşan bir Kristal Yapısı (Widmanstatten Pattern) görülür. (Şekil 5) Bu kristal yapısı, soğuma yavaşlığı taklit edilemediği için yapay olarak elde edilemeyen tek malzemedir. Bu yapıya göre bu demir meteoritlerin en azından 300 km. kalınlıklı silikatlı ve dolayısı ile anormal yalıtkan bir mantonun altında korunduklarını göstermektedir. (Varan3) 10. Bu kompakt demir meteoritlerin, "Spallation Time" denilen "Açık uzayda kozmik fon ışımasına mazur kalma yaşı" hep 3.6 milyar yıl olarak ölçülmüştür. (Varan4) Halbuki kompakt olmayanların yaşı hep 4.6 milyar yıl olarak ölçülür. 11. Artık çok güvenilir bir yaklaşıklıkla bilinmektedir ki, Yeryüzündeki bütün radyoaktif izotopların t = 0 zamanından beri geçen yaş tayini hep şaşmaz biçimde 4.6 milyar yılı 994/16 8 Nisan 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle