Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Duyuru UNESCOBiyoetikBiyoteknoloji Unesco Biyoetik Komitesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Tıp Etiği Ve Tarihi Anabilim Dalı ortak etkinliği olarak düzenlenen toplantı 3 Mayıs 2006 tarihinde saat 14.00 17.30 arası Hacettepe Üniversitesi, Kültür Merkezi, R Salonu, Sıhhiye’de yapılacak. Açılış konuşmalarından Prof. Dr. Meral Özgüç (HÜTF) UNESCO Biyoetik; Doç. Dr. Nüket Örnek Büken (HÜTF) – Biyoetik ile ilgili temel kavramlar, Türkiye’deki genel durum; BİYOETİK BİYOTEKNOLOJİ PANELİ: Prof. Dr. Oğuz Güç Dr. Kumru Arapkirlioğlu Çevre Etiği; Prof. Dr. Sedat Hakan Orer (HÜTF) Hayvan Araştırmalarında Etik ve Deney Hayvanları Etik Kurulları Prof. Dr. Ufuk Gün düz (ODTÜ) – Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Gündem Sabancı Üniversitesi Sabancı Üniversitesi, 10 yıl önce bir arama konferansıyla kendi yolunu çizdi. Dünya ve Türkiye’yi düşünerek, nasıl bir üniversite olmak istediklerini veya olmaları gerektiğini saptadılar. Aradan 10 yıl geçti, Üniversite, geçen süre içinde Türk üniversite hayatında kendisine seçkin bir yer edindi. Fakat tabii ki 10 yıl çok kısa bir süre, yol almaları gerekir; görülen o ki, kendi çizgilerinde daha iyisini yaparak, kendi düzeltmelerini yaşayarak ileri doğru gidecekler. Zaten arkalarında da Sabancı Grubu, Vakfı, Grubun lideri ve Üniversite Mütevelli Heyeti Başkanı, üniversiteye gönül vermiş Güler Sabancı da olduğuna göre, kaliteyi geliştirerek ilerlemeleri doğal.. En önemli kararları, bence, ülkede farklı bir üniversite olmak. Türkiye’deki uniform yapının içine girmek istemediler. Aslında Doğramacı da kurduğu iki üniversiteye, Hacettepe ve Bilkent’e, mümkün olduğunca, sistemin dışında bir yol çizmişti. Koç ve Sabancı da kendi yollarında gidiyorlar. Üniversitelerimizin arkasında güçlü ve kaliteli bir fikir yapısı ve öncülüğü, uluslararası ölçütler olduğu sürece, ileri atılımları her zaman mümkün. Büyük düşünmek, şüphesiz ki hep para ile olmaz. İnsanları cezbedecek ve seferber edecek her zaman maddi teşvikler değildir.. Şüphesiz ki bu da gereklidir, ama, kaliteli bir şey üretme ruhu her zaman daha önemlidir.. Bu sözlerim şüphesiz ki daha çok, arkasında güçlü parasal destek veya yapı olmayan, devlet üniversitelerimiz için geçerli. Onlar da, günlük ve dönemsel işler ve getiriler düşünceleri içinde boğulup kaybolmadan, bilimde büyük düşünerek, büyük hedefler koyarak, bulundukları yerlerden çok daha yükseklere sıçramaları mümkündür.. Ben buna inanıyorum, yeter ki üniversite yönetimi gerçekten öyle bir ruhu yakalayabilsin! Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz ve herşeyin maddi ölçülere göre belirlediği günümüz Türkiye’sinde, giderek bu önerinin daha az gerçekleşebilirlik şansı olduğunu da peşinen kabul ederim.. *** Sabancı Üniversitesi, 10. yılında da bir arama konferansıyla "Dünü, Bugünü, Yarını" değerlendirdi ve sonuçlarını kısmen açıkladığı bir de toplantı düzenledi. Rektör Terzioğlu, 10 yıl önce saptadıkları, istedikleri hemen herşeyi büyük ölçüde gerçekleştirdiklerini söyledi ve farklı fikirlerie özgürlük alanı tanıdıklarını, farklı fikirleri savunmanın da öncelikle sahiplerinin sorunu olduğuna değindi. Üzerinde durduğu en önemli nokta da öğrencilerine sorumluluk ve özgürlük vermek olduğuydu. Güler Sabancı’ının konuşmasına egemen düşünce "değişime ve değişme öncülük yapmak"tı; "önümüzdeki 10 yılda da, değişimin öncüsü olacağız" dedi. Özetle, Üniversiteye yol gösterecek düşünceleri şöyle dile getirdi: "Üniversitelerin temel işlevleri eğitim, araştırma ve toplumla etkileşim içinde olmaktır. Dünyadaki artan ihtiyaçlar, artan rekabet, hızlanan değişim süreci, bu üç ana işlevin daha iç içe ve daha çok etkileşimle götürülmesi gerektiğini gösteriyor. Önümüzdeki 10 yılda bu temel işlevleri bir arada, farklı modellerle hayata geçirmeliyiz. Bu da üniversitelere düşen bilgi üretme ve yaratmanın önemini daha da artırmıştır. Artan mobilitenin doğal sonucu farklılıklar ve çeşitlilikler, üniversite ortamını çok uluslu ve çok kültürlü hale getirmekte, yeni işbirliği fırsatlarını da ortaya koymaktadır. Eğitimin sınırlarının klasik üniversitelerin dışına taşması da önemli bir akımdır ve alışılmış eğitim felsefesinin sorgulanıp yeniden belirlenmesini zorlamaktadır." Güler Sabancı, inovasyona olan talebin artmasını; ve doğal kaynakların azalmasının sosyal ve ekonomik sonuçlarının zorunlu kıldığı sürdürülebilirliği, güçlü ve önemli akımlar olarak değerlendirdi. "Eğitim ve araştırmanın yanı sıra Teknopark, Müze, Inovent; İstanbul Politikalar Merkezi aracılığıyla tüm yenilikçi insiyatiflerimizle aktif olmaya devam edeceğiz ve bunlara yenilerini ekleyeceğiz" diyerek, üniversitedeki bilgi birikimini toplumla paylaşacak platformlar kuracaklarını ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak istediklerini vurguladı.. Üniversitesini şöyle tarif etti: Özdeğerlendirme yapan, hesap verebilen, şeffaf katılımcı sürekli öğrenen bir organizasyon... *** Sabancı Üniversitesi, şüphesiz başarılarını ölçtüğü kriterlere sahiptir. Dışa yansıyan ölçüt ise, öğrencilerinin, önde gelen Amerikan üniversitelerinden kabul görmesi ve övücü geri bildirimler alması... tabii ki öğrencinin iyi yetişmesi de iyi bir kriterdir... Üniversitenin bu konuya çok önem verdiğini, öğrencileri cezbetmek için, Sabancı Üniversitesi mezunlarının ABD üniversitelerine lisans üstü eğitime kolayca gidebildiğini önplana çıkartmasından anlıyoruz.. Herkesin bir politikası olmasını da çok doğal karşılamak gerekir.. Gelecek cumartesiye kadar hoşçakalın.. obursali@cumhuriyet.com.tr CBT İnternet adresi: www.cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 996 22 Nisan 2006 • İmtiyaz sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk . Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basım ve Yayımcılık A.Ş. Genel Yayın Müdürü: İbrahim Yıldız Yayın Danışmanı: Orhan Bursalı • Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu , Güray Öz (Sorumlu) Görsel Yönetmen: Tüles Hasdemir • Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosnaİst. İdare Merkezi ve Yazışma adresi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok.No:2 34381/Şişliİstanbul Tel: (212) 343 72 74• Faks: 0212343 72 64. Cumhuriyet ReklamYerel Süreli Yayın. 996/3 22 Nisan 2006 İnme riskine karşı uyarı! “Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre inme (felç), Dünya’da kalp hastalıkları ve tüm kanserlerin toplamından sonra üçüncü sırada yer alan ölüm nedeni.” THINK (Türkiye'de Hipertansif Hastalarda İnme Riski Araştırması)'ı gerçekleştiren Çalışma Grubu'nun başında Hacettepe Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Prof. Dr. Giray Kabakçı şu açıklamalarda bulundu: "Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre inme (felç), Dünya’da kalp hastalıkları ve tüm kanserlerin toplamından sonra üçüncü sırada yer alan ölüm nedenidir. Dünya'daki inmelerin üçte ikisi ise az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. İnmeye bağlı ölüm oranının 2020 yılında özellikle yaşlanan nüfüsun ve az gelişmiş ülkelerde sigara içme alışkanlığının artması nedeniyle iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. İnmeyi oluşturan değişik risk faktörleri vardır, ancak günümüzde tüm inmelerin %62'sinden yüksek tansiyon sorumludur." "Biz THINK araştırmasında hipertansiyonu olan kadın ve erkeklerde 10 yıllık inme riskini araştırdık. Bu risk Türkiye genelinde % 17, erkeklerde %21, kadınlarda ise % 15 olarak hesaplandı." diyen Kabakçı sözlerine şöyle davam etti: "İnme olasılığı gruplarının dağılımı cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların %50’sinin 10 yıllık inme olasılığının %10’dan daha yüksek olduğu görülmektedir. Buna karşın erkeklerde %10’dan fazla 10 yıllık inme riski taşıyanların oranı %76'dır." Çalışma süresince 7 bölgede, 22 ilde ve 39 merkezde, 15 bin 200 anket formu dahiliye uzmanı veya kardiyolog olan hekimlere dağıtıldı. Tamamlanan anket sayısı çalışma sonunda 7131 idi. 54 yaşın üzerindeki hastalarda toplam 6790 kişinin hasta değerlendirme formu istatistiksel analize alındı. Bu sayıdaki bir dağılım Türkiye genelini yansıtacak şekilde toparlandı. İnme olasılılığını belirlemek için FRAMINGHAM KALP ÇALIŞMASI ile hazırlanan ve tüm dünyada kabul gören "Hipertansif hastalarda İnme Olasılığı" cetveli kullanıldı.