25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Paleontoloji Yayın ARKEOPİTERİKS ÜZERİNE YENİ ARAŞTIRMA Yer’in Evrimi Bilim ve Gelecek Nisan sayısının kapak dosyasında, evrimin başka bir boyutunu mercek altına alıyor: Yer’in evrimi. İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Sakınç, dosyayı oluşturan geniş makalesinde, gezegenimizin 4,5 milyarlık öyküsünü anlatıyor. Kıtaların günümüzdeki şeklini alana dek yüz milyonlarca yılda geçirdikleri değişimi, canlı türlerinin evrimindeki paralellikle birlikte ele alıyor. Dergide yer alan diğer konular arasında: Nöroloji Dosyası: 21. yüzyılda insan beyni; Einstein’ın da hataları vardı; Tıpta yeni paradigma: Gen tedavisi; Tarihin nükleer gücü: Barbar akınları; 13. Ütopyalar Toplantısı: Sol ütopya; Doğumunun 100. yılında Kurt Gödel; Türkiye’nin endemik kelebekleri; Çağın bireyi üzerine gözlemler; Sürdürülebilir gelişme ve enerji tasarrufu; Prof. Dr. Machteld J. Mellink’i kaybettik. www.bilimvegelecek.com.tr Kuş mu dinozor mu? Geçen yılın Aralık ayında dinozorlar dünyasında yaşayan ve kuşların en eski atası olarak bilinen Archaeopteryx’e ait onuncu fosil üzerinde yapılan son araştırmalar ilginç sonuçlar doğurdu ve sorular ortaya attı: "Archaeopteryx hâlâ ilkel kuş olarak tanımlanabilir mi?" vrim araştırmacıları 1861 yılına dek kuşların yaklaşık olarak 40 milyon yıllık bir geçmişi olduğunu düşünüyorlardı. 1861 yılında Almanya’nın güneyindeki Solnhofen taşocağında bir kuş tüyü fosili buldular. Kısa bir süre sonra ise hem sürüngen hem de kuş özellikleri taşıyan bir iskelet bulundu. Archaeopteryx (arkeopiteriks), tüyleri bulunan ve uçabilen ilk dinozor türüydü. Fakat göğüs kemiği çok az gelişmişti. Oysa günümüz kuşlarda uçuşu sağlamlaştıran göğüs kemiğidir. Bilim adamları bu yüzden Archaeopteryx’in çok iyi bir uçma yetisine sahip olamayacağını düşünüyorlardı. Belki pençeleriyle dallara tutunuyor veya ağaçlara tırmanabiliyordu. E dergisinde yayımladı. Bugüne kadar dokuz Archaeopteryx fosilinin bilimsel olarak incelenmesine rağmen son buluntu ile çok önemli bilgiler elde edildi. Bilim adamları bunu ilk olarak fosilin diğer örneklerden çok daha sağlam olmasına borçlular. İkinci önemli nokta ise yeni iskeletin diğerleri gibi yan Matematik Dünyası Derginin yeni sayısının kapak konusu "sıralamalar"; günlük yaşamda sürekli haşır neşir olduğumuz ilişkilerden biri. Bir sonraki sayıda, kümeler kuramının en heyecan verici konularından biri olan "ordinaller"le devam edilecek. Cem Say, Kurt Gödel’in ünlü "Eksiklik Teoremi"ni son derece anlaşılır bir dille ve uç noktada bir sadelikle kanıtlıyor. "Doğru"yla "kanıtlanabilir" arasında zorunlu bir ayrım olduğunu göstererek felsefeyi ve evrene bakışımızı derinden etkileyen bu teoremin bundan daha şeffaf bir kanıtını bulmak herhalde imkânsızdır. Alexander Borovik, delikanlılık yıllarını Sibirya’da geçirmiş bir matematikçidir. Onarılsın diye köyüne yollamak istediği postalları, postane tarafından, "paket dışbükey değil" gerekçesiyle reddedilmiş... Borovik bize bu basit olayın matematikte yol açtığı problemleri akıcı bir dille anlatıyor. Problemlerin birbirinden nasıl doğduklarini ve birbirini nasıl çözdüklerini okurken şaşırmamak elde değil. "Asi matematikçi" Serge Lang’ı yakın zaman önce kaybettik. Serge Lang bilimin politikaya alet edilmesiyle ve bilimsel ahlaksizlıkla savaşımını ve "özgürlükler ülkesi" ABD’de nasıl engellendiğini anlatıyor. Ali Nesin, Tosun Terzioğlu’yla Akın Yılmaz’ın kaleme aldıkları Cahit Arf kitabını tanıtırken Cahit Arf’ı, yaşamını ve çağını yeniden yorumluyor. Geometriden matematiksel oyunlara ve sihirbazlığa kadar toplam 112 sayfa matematik... www.matematikdunyasi.org İLGİNÇ BULGULAR Fakat Almanya’daki Senckenberg Araştırma Enstitüsü’nde paleontolog Gerald Mayr ve Stefan Peters yönetiminde çalışan araştırmacılar, bundan birkaç ay önce, Almanya’nın Solnhofen bölgesinde bulunan 150 yıllık son Archaeopteryx fosilini incelerken çok ilginç bulgulara ulaştılar. Bilim adamları ilkel kuş olarak tanımlanan bu hayvanın, birinci parmağını kuşlar gibi arkaya doğru çeviremediğini, sadece yana doğru gerebildiğini saptadılar. Bu bulgu Archaeopteryx’in dalları kavrayamadığını ve dolayısıyla da günümüzde yaşayan akrabalarından farklı olduğunu vebirinci parmağınını insanın baş parmağına benzediğini gösteriyor. İkinci parmaktan uzanan pençe ise Velociroptor ve Deinonychus gibi Dromeasauridleri hatırlatmakta. İki ila üç metre kadar büyüyen Deinonychosaurusların da ikinci parmaklarında orak biçiminde bir pençe bulunuyordu. Bu pençeler koşarken yukarı doğru kapanıyor ve avı kavramak için ideal bir silah görevini görüyordu. Bavyera’daki Solnkogn taşocağında bulunan Archaoptrerx iskelet fosili ve tüy fosili yatış değil, yüzüstü yatış pozisyonunda fosilleşmiş olması. Bu sayede Archaeopteryx’in özellikle kafatası ve ayakları yepyeni bakış açılarından incelenebildi. YENİ SORU Archaeopteryx uzmanı Peter Wellnhofer’e göre Mayr’ın araştırma sonuçları yeni bir soruya da beraberinde getirdi: "Archaeopteryx hâlâ ilkel kuş olarak tanımlanabilir mi?" Bavyera Paleontoloji ve Jeoloji Koleksiyonu Enstitüsü konservatörü, kuşun yeniden tanımlanması gerektiğini söylüyor. Bugüne kadar tüyler tipik kuş özelliği olarak sayılıyordu. Fakat tüyler tek başına kanıtlayıcı özellik değil. "Çin’de 130 milyon yıllık tüylü bir dinozor bulunduğundan bu yana bu açıklama artık geçersiz" diyor Wellnhofer. Mayr’ın ekibi tarafından incelenen KAFATASLARI Çok iyi korunagelen kafatası da kuştan çok Deinonychosaurusun kafatasını hatırlatmakta. Göz boşluklarının yanındaki iki geniş delik dinozorların aksine günümüz kuşlarda bulunmaz. Mayr’ın incelemiş olduğu Archaeopteryx fosili aslında 2003 yılında ortaya çıkarılmıştı ve bugüne kadar bulunanların onuncusu (ve sonuncusu) idi. Mayr son fosille ilgili araştırma yazısını, Stefan Peters ve Thermopolis Müzesinden Burkhard Pohl ile birlikte Science Archaeopteryx fosilinin tam olarak nerede bulunduğu bilinmemekte. Fakat diğer örnekler gibi Solnhofen’deki güney Frankenalb’in 150 milyon yıllık kireç levhasına ait olduğu kesin. Değerli taş, levha sahibi öldükten sonra ilk kez satışa sunulmuştu. Mayr gibi paleontologlar özel fosil meraklılarını rakip olarak görmüyorlar. Hatta onlara ihtiyaçları bile olduklarını düşünüyorlar, çünkü araştırma kurumları geniş kapsamlı kazılar için yeterli ödeneğe sahip değiller. Mayr, Frankfurt’taki Senckenberg Enstitüsü’nde Archaeopteryx fosili üzerinde Amerikalıların desteğiyle iki yıl kadar çalışacak. Fosil daha sonra Amerika’daki Wyoming Dinozor Merkezi’nde sergilenecek. Nilgün Özbaşaran Dede www.dinosaurierinteresse.de www.dinosaurier.org (Science, Sayı 310, s.1483) 996/1722 Nisan 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle