25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Evrim Araştırmaları GönüldenBilime Şiiri Çözenlere Ahmet İnam İnsan evrim sürecindeki boşluğu dolduran yeni fosil İnsan soyunun kayıp halkalarından biri daha bulundu. Fosil avcılarının bulduğu 4 milyon yaşındaki fosil büyük bir olasılıkla insanların doğrudan atası. Böylece insan evriminin en kritik evresindeki kayıp bir halka daha tamamlanmış oldu. erkeley’deki California Üniversitesi’nden Profesör Tim White ve meslektaşları fosili Etiyopya’nın Orta Awash bölgesinde buldu. Keşiflerini Nature isimli saygın bilim dergisinde yayımlayan bilim ekibi, fosilin "Australopithecus anamensis" türüne ait olduğu belirtiyor. Australopithecus, hominid’ler veya insana benzer yaratıklar gibi önemli bir eski cinstir. Bizim kendi cinsimiz olan Homo’nun bu gruptan evrildiği düşünülüyor. Böylece Australopithecus’un daha erken dönemdeki iki ayaklı hominid’ler ile ilişkisi, bizim nihai olarak nereden geldiğimizi anlamamıza yardımcı olacak. Etiyopya’da aynı bölgede bulunan diğer B arasını yalnızca kronolojik olarak değil, aynı zamanda anatomik olarak da tamamlıyor. Bilim adamları Anamensis türünün yeni olmadığını söyleyerek, "İlk kez bu üç tür tek bir bölgede, dönemsel olarak birbirini izleyen bir süreç çerçevesinde bulundu" diyor. FİLETİK EVRİM Bunun bir açıklaması da, tek bir türün basit olarak diğer bir türe evrimleşmesidir. Buna filetik evrim denir. Diğer bir olasılık da Australopithecus’un ilk başta Ardipithecus’un bir yan dalı olarak ortaya çıkmış olmasıdır. Bu süreçte kız evlat türü, ana türün yanında bir süre için, anne türü yok olup gitmeden önce yaşamış olabilir. Fakat bu üç türün hiçbir zaman üst üste bindiği görülmemiştir. Yeni keşifler Ardipithecus ve Australopithecus arasındaki boşlukta bir tür köprü oluştursa da bu boşluğu tümüyle kapatmıyor. Tim White, "Boşluk tümüyle kapanmış değil. Büyük bir boşluğu doldurduk ve iki adet küçük boşluk yarattık. Şimdi 4.4 milyon ile 4.1 milyon yıl arasındaki boşluğu neyin doldurduğunu araştırıyoruz. Bu da 300.000 yıl eder. Bu da insan yaşamıyla karşılaştırıldığında Bulgular, Etiyopya’da evrimsel bir sürecin devam çok büyük bir zaman dilimidir. Ancak ettiğini gösteriyor. jeolojik ölçekte çok uzun bir süre değildir" diyor. Fosillerin 8 kişiye ait olduğu düşünülüyor. Ve bunların arasında bir hominide ait en büyük köpekdişi, en eski baldır kemiği, el ve ayak kemikleri bulunuyordu. Bulguların içinde diş, el, ayak ve ORMANDA YAŞAYAN TÜRLER uyluk kemiği Asa Issie’de yapılan kazılarda domuz, bulunuyor maymun ve büyük kedi fosilleri bulundu. Bölgenin faunasına (bir döneme ait hayvanların tümü) bakıldığında anamensis’in ağaçlıklı kapalı bir alanda yaşadığı anlaşılıyor. Australopithecus anamensis’in dişlerinfosillerle bir araya getirildiğinde, 4.1 milyon deki mine kısmının Ardipithecus’tan daha yaşındaki anamensis türünün, daha önceki ve kalın olması, daha sonraki döneme ait olan sonraki türler arasındaki eksik olan evrimsel hominid’in daha sert yapıdaki köklerle beslenhalkayı tamamladığı ortaya çıkıyor. Tim White, diği anlamına gelebilir. Pek çok türde bu, "Anamensis’in daha önceki ve daha sonraki yiyeceklerin azaldığı zamanlarda görülen bir hominid’ler arasında yer alması, bu Etiyopyalı beslenme türüdür. Ancak bu durumda beslenfosille ilgili en önemli özelliktir" diyor. me şeklinin değişmesine neyin yol açtığı bilinmiyor. ARABULUCU FOSİL Kenya’daki Turkana havzasında ayrıca Australopithecus anamensis fosilleri bulundu. Bu buluntu, 4.4 milyon yıl önce yaşamış daha eski bir tür olan Ardipithecus ramidus Australopithecus afarensis ilk kez 1970’li yılile daha sonraki Australopithecus afarensis tü larda Lucy adlı ünlü fosilin bulunduğu Etiyopya’daki Hadar’da bulunmuştu. Tim White, Gen rü arasındaki boşluğu dolduruyor. Afarensis Suwa ve Berhane Asfaw ilk Ardipithecus de Orta Awash bölgesinde 3.4 milyon yıl önce yaşamıştı. ramidus’u 1990’lı yıllarda buldular. Australopithecus anamensis bu ikisinin Kaynak: bbc, nature Şiiri çözmeye kalkarak lime lime etmenin hiçbir anlamı yok. Çözme! Gör. Anla! (Wittgenstein ağabeyim değil miydi bize "Düşünme, gör" diyen?) Şiiri otopsi masasına yatırabilirsiniz elbette, röntgenini de çekebilirsiniz. Yine, Wittgenstein, örümcek ağını kaba parmaklarıyla anlamaya çabalayanları uyarmıştı. Dikkat! Şiiir eleştirilecek, yoldan çekilin, eleştiri denen greyder, düzleyecek şiiri! Hangi şiir, çözümlemenin neşteri değmiş de sağ kalmıştır? Eğer neşter (Farscada nîşter!), bir şiirin nişanına, izine dokunuyorsa şiirnişîn (şiirde oturan!) anlama hayat verir. Eleştirmenin neşteri neşveter olmalıdır! (Arapça neşve sözcüğüne Farsça bir ek getirerek bir sözcük öneriyorum: Neşveter. Daha sevinçli anlamında.) Neşveter neşterleriyle, şiir cerrahları (Elbette cellatları değil!), şiirde mündemic (içerilen!) mânâya hayat vereceklerdir. Çözümlemeye karşı çıkışımın ardında ne var? Şöyle bir sıkıntı yok mu çözümlemeye karşı çıkarken: Çözümlemeye karşı çıkmak için de, çözümleme yapmak gerekmez mi? Elbette! Ben çözümlemeye karşı çıkmıyorum: Belli bir tür çözümleme yapmayı eleştiriden saymıyorum. Onlar, şiir üstüne herhangi bir konuşma, herhangi bir metin olabilirler. Şiir, çözümlemeye kalkana, dünyasını kolay kolay açmaz. Burada neşveter neşterleri kullanma ustalığına erişmek gerekir. Yoksa şiir körü bir sürü insan, bir bölüğü de akademisyen, körlemesine çözümlemeye girişirler. Onları okuduğunuzda ne kalır elinizde? Bir yığın gürültü! Şiir beğenimizi geliştirmeye yarıyor mu, bu tür bir eleştiri? Hayır! Şairin işaret ettiği dünyaya imâda bulunuyor mu? Hayır! Edebiyat tekniği ile bilgiler verebilir, şairi tanıtabilir, şiirin yazıldığı dönem hakkında bizi aydınlatabilir; bunlar elbette yararlıdır ama, şiir yolculuğuna çıkarmaya yetmezler. Öğreniriz ama hareket edemeyiz. Şiir atına "deh!" diyemeyiz. İNSAN, ŞAİR DEĞERLERLE YAŞAR Öyleyse, aldatmayalım kendimizi. Eleştiri, derin bir edebiyat yaşamının gereksinimi olduğunda, anlamlıdır. Böylesi bir yaşamın anlamlara, değerlere gereksinimi vardır. Şair yaşamın anlamına anlam katan biridir. İşte onun anlamına anlam vermek görevi eleştirmenindir. Şairi besleyen bir kaynak olabilir, bu, eleştirel anlam. Değerler, hayata verdiğimiz anlamların altkümesidir. Onların bir parçasıdır. İnsan değerlerle yaşar. Şair de. Şairin şiirini, şiiriyle dünyasını oluşturma çabasında gerekli olan değerle, anlam yapıtaşlarının bir bölüğünü eleştirmen sunacaktır. Şiirindeki ve şiirin soluk alıp verdiği dünyasındaki yeni anlamların icadında, keşfinde, şairin buluş arkadaşıdır, eleştirmen. Anlam yolculuğunda, şairin şiir gemisinde, kâh tayfadır, kâh doktordur, kâh ahçı, kâh ikinci kaptan. Zaman zaman da, korsanı olabilir şiir gemisinin. Öyleyse, eleştirmen, şiiri yaşayandır; yoksa nasıl binebilir şiir gemisine? Nasıl değerlendirebilir, anlamlandırabilir şiir yolculuğunu? Eleştirmen, limanda ya da eleştiri gemisinde otururarak, şiir gemisini dürbünle ya da "bilimsel" olarak uyduyla izleyip uzaktan, hâriçten gazel okuyamaz. Eleştirmen, eleştirdiğini yürekten, aklıyla duyandır, yaşayandır. Yaşayamayandan eleştirmen olmaz. Salt teknik malumatla şiir gemisine miço bile olamazsınız. Gemiden deniz havasını koklamayı bilmelisiniz. Şiir denen deryada, zaman zaman şairden daha yürekli olup, boğulmayı göze almak zorundasınızdır. Neden? ŞİİRİ ŞİİRLEŞTİRME GÖREVİ Değerlendirmek, göze almaktır. Yanlış şiirlere, yanlış şairlere sözde "doğru" yöntemler uygulayıp, şiir gemisine binebilir misiniz? Şiir gemisi, teknisyen ruhlu şiir bakışçılarını buyur etmez içine, onları kovar. Onlar, yine de, teknik olanaklarla şiiri dışarıdan izleyerek, şiir ya da şair hakkında, ahkâm keserler. Bu ahkâmı, şiir ya da şair kabul etmese de, bizim edebiyatımız şu sıralar pekâlâ kabul edebilir. Şiirleştiren (Şiir eleştirmeni), şiiri dinleme sabrına sahiptir; o, şiir üstüne konuşmaz; şiir onda konuşur. Şiirleştiren, şiirin kendi kendine konuşmasını sağlayandır. (Bu cilâlı sözler köken olarak kayınbiraderim Heidegger’e aitse de, izinleriyle, ben onları Türkçemin diliyle konuşturdum.) Şiirleştiren, şiire müdahalede son derece dikkatlidir. Okşamalıdır onu. (Bu söz de eniştem Levinas’ın!) Şiirin, şiirlemesini, kendi diliyle ortaya çıkmasını sağlayacak duyarlılıkta eleştirmen ortalıkta görünmüyor. Dokunur dokunmaz şiiri öldüren, okşarken boğan çözümleyici eleştirmenler, çözüp çözüp şiiri çözümlüyorlar. Özümsemeleri gerekmez miydi? Çözümleme, bir özümleme olmadığı sürece anlamlı mı? "Özüm" Dil Kurumunun Derleme Sözlüğü’nde (2. Baskı) "kardeş gibi" anlamını taşıyor. İşte şiir eleştirmeni, çözümlemeden önce şiirle olan kardeşliğini sağlayarak özümlemelidir. Sevgili eleştirmenim, gördüğün gibi sorun bir tek "ç" harfinin atılması sorunudur, "çözümleme"den! 996/1122 Nisan 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle