24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

gencbilimci@hotmail.com Neden, niçin, nasıl? SU DAMLALARI GEREKEN MALZEME: Cam bir kap (bardak, salata tabağı vb.) Su Kaşık Bardağı ya da kabınızı ağzına kadar suyla doldurun. Bardağı düz bir zemine koyun ve kaşığınıza doldurduğunuz suyu bardaktaki suyun üzerine yavaşça eklemeye çalışın. NELER OLUYOR? Kaşıkla eklediğiniz su damlası bardaktaki suyun üzerinde ya çok ağır hareketlerle kaşığa doğru çekilecek, ya da suyla karışmayarak duracaktır. NEDEN? Su molekülleri biraraya geldiklerinde birbirlerini çekerek bir gerilim oluştururlar. “Yüzey gerilimi” denilen direnç bu birliktelik sayesinde oluşur. Birçok böcek yüzey gerilimi sayesinde suyun üzerinde batmadan yürümeyi başarır. Bak şu bakterilerin yaptığına! Sofralarımızın vazgeçilmez gıdası yoğurt, iki farklı bakterinin sütü mayalamasıyla oluşur. Yani bakteriler, bu kez yararlı bir iş yaparlar. S NASIL YOĞURT YAPACAĞIZ? Önce yoğurdun daha kıvamlı olması için süt kaynatılır. Süt bir miktar azalınca ocak kapatılır ve ılınması beklenir. Parmağınızı içine soktuğunuzda eliniz yanmıyorsa, süt vücut ısısı kıvamına gelmiş demektir. Sütümüzü mayalamaya aday bakteriler, buzdolabımızda bekleyen eski yoğurdun içinde üremektedirler. Şimdi de kenarda duran, bakteri dolu yoğurdu bir miktar sütle iyice karıştırarak ılık süte ekleyebiliriz. Bu kenarda duran bakterili yoğurda “maya” denilir. Maya çok hafif hareketlerle karıştırılarak süte eklenir. Kabın ağzı kapatılır ve kalın bir kumaşa, belki battaniyeyle sıkıca sarılır. Dökülmemesine çok dikkat etmeliyiz. Yaklaşık 67 saat bekleyen süt artık pıhtılaşarak yoğurda dönüşmüştür. Mayalanmayı durdurabilmek için, ısıyı düşürmek gereklidir. Bu nedenle, bir iki saat kadar da buzdolabında bekletilir. Bazı yoğurtların üzerinde gördüğümüz ve yoğurdun en lezzetli bölümü olan kaymak ise, sütün yağının üstte toplanmasıyla oluşur. Yoğurdun kaymaksız olması için, “homojenizasyon” denilen işlemle süt iyice karıştırılarak yağın parçalanması sağlanır. CBT 1026/22 17 Kasım 2006 2. Hangisinin hafızası çok güçlüdür? a. Kediler b. Kurbağalar c. Filler 4. Ay’ın etrafında dolaşan ilk uydu hangi yıl fırlatıldı? a. 1957 b. 1978 c. 2000 Biliyor musunuz? MANDALİNA Hepimizin kış günlerinde en severek yediği meyvelerden biridir mandalina. Meyvesinin yanı sıra reçeli, marmeladı ve suyu da sevilerek tüketilir. Kabuğunda bulunan P vitamini sayesinde, damar sertliği ile felç geçirenlerin tedavisinde oldukça yararlıdır. Turunçgillerden biri olan ve “C” vitamini açısından da zengin bu lezzetli meyve bir buluş sayesinde ortaya çıkmıştır. Portakal ile mandarin’in aşılanması sonucu bulunmuş ve 1900 yılında dünyaya tanıtılmıştır. Turunçgillerin birçoğu gibi anavatanı Çin ve Uzakdoğu ülkeleridir. Ülkemizde ise ancak 1930 yıllarından itibaren yaygın tarımı yapılmaya başlanmıştır. Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan bölgelerin ekonomisinde, mandalina bahçeleri hala önemli bir yere sahiptir. ELIE METCHNIKOFF’UN BULUŞU Nobel Tıp Ödüllü Rus Bilim Adamı, Elie Metchnikoff, 1900lerin başında, yoğurt ve sütteki mikroorganizmaların bağırsaklarımızda rahatsızlıklara neden olan bakterileri etkisiz hale getirdiğini saptamıştır. Yani, o güne kadar yok edilmesi amaçlanan 400’ün üzerinde bakterinin dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesine engel olduğu anlaşılmıştır. GEÇEN SAYININ ÇÖZÜMÜ: 1c, 2b, 3a 4a ofralarımızda sık sık gördüğümüz, birçok yemeğe eşlik eden ve suyla karıştırıldığında mükemmel bir içecek olan yoğurttan söz edeceğiz bugün. Yoğurt, tarihin bilinen en eski çağlarından beri çok sevilerek tüketilen bir besindir. Yapılan araştırmalar sayesinde, sütü yoğurda dönüştüren bakterilerin, özellikle bağırsaklarımızdaki savunma duvarlarını da güçlendirdiği öğrenilmiştir. Yoğurt, iki farklı bakterinin sütü mayalamasıyla yapılır. Bu bakteriler; Lactobacillus ve Streptococcus cinsindendirler. Bakterilerin sütümüzü mayalayabilmesi için, ortamın ısısı çok önemlidir. Yani öyle olur olmadık yerlerde sütü mayalayıp yoğurt yapamayız. Bakterilerin enerji kaynakları “laktoz” adı verilen bir şekerdir. Süt belirli bir ısıya gelince harekete geçerek, sütün içindeki laktozu kullanır ve bazı kimyasal tepkimelere neden olurlar. Laktoz parçalanır ve “laktik asit” oluşur. Bu asit, sütümüzün pıhtılaşmasını sağlar. Pıhtılar artar ve sütümüz iyice katılaşır. Böylece, bizim aç gözlü bakteriler sayesinde sütü yoğurda dönüştürürüz. DüşünEğlen 1. Dünyanın en derin gölü a. Borabay Gölü b. Hazar Gölü c. Baykal Gölü 3. Körlerin kullandığı alfabe hangisidir? a. Kiril Alfabesi b. Bliss Sembol Alfabesi c. Braille Alfabesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle