Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gencbilimci@hotmail.com Neden, niçin, nasıl? HAVANIN KİRİ GEREKEN MALZEME: El feneri El fenerini karanlık bir ortamda açın. Fenerin ışığını herhangi bir eşyanın üzerine doğru tutun. Eşya ile el feneri arasındaki ışık demetine dikkatle bakın. NELER OLUYOR? En soğuk kıta Yerküremizin en güneyinde yer alan Antarktika, yıllarca birçok bilim insanına zorlu bir keşif macerası yaşattı. Bu soğuk kıta, zaman içinde keşfedildi ancak, esas kutup noktasına ilk kez Norveçli Roald Amundsen ve ekibi ulaşabilmişti. Işığın aydınlattığı bölümde havada uçuşan patiküller olduğunu göreceksiniz. NEDEN? Hava sadece gazlardan oluşmaz. Havada zerrecikler halinde toz, kum, kumaş parçacıkları, tahta parçacıkları, küller, kıl ve saç parçacıkları, metal parçacıkları ve daha birçok malzemeden oluşan zengin bir karışım vardır. Havadaki bu zerreciklerin yoğunluklu olarak kimyasal ya da zehirli serpintilerden kaynaklandığı saptandığında “hava kirliliği”nden söz edilir. Çıplak gözle göremesek bile bu küçük deneyle bile havada uçuşan parçacıkları görmemiz mümkündür. G eçmişin zorlu yolculukları geride kaldı. Antarktika kıtasıyla ilgili bilgilere artık uydular aracılığıyla çok daha zahmetsiz ulaşmaktayız. Bilimsel yöntemler ve hassas ölçüm aletleri soğuk kıtanın gizlerini uzmanların hizmetine sunuyor. Bu sayede, bir zamanların gizemli kıtasının artık gizlisi saklısı kalmadı diyebiliriz. Antarktika, siyasi olarak hiç bir devlete ait değildir. 1959 yılından beri, bilgi alışverişinin serbest olduğu barışçı bir kıta olması konusunda fikir birliğine varılmıştır. Beyaz kıta üzerinde 7 ülke söz sahibidir. Ortak yürütülen projeler için bilimsel araştırma istasyonları kurulmuştur ve bunlar her yıl el değiştirir. Bu araştırma istasyonlarından 19 tane vardır. KITANIN COĞRAFYASI Antarktika’da dünyanın en yüksek dağı yoktur ama, ortalama yüksekliği 2500 metre olduğu için en yüksek kıta ünvanını almıştır. En büyük sıra dağları olan Transantarktika Dağları, 2900 kilometre uzunluğundadır ve tepeleri sanılanın aksine buzla kaplı değildir. Bu sayede jeolog, arkeolog ve paleontologlar çalışma olanağı bulurlar. Bütün dünyadaki buzun yüzde 90’ı buradadır. Neredeyse tamamı çöl olmasına karşın yer kürenin tatlı suyunun yüzde 70’i de buradadır. Sular buz kütleleriyle örtülmüştür. Kıtadaki buzun ortalama kalınlığı yaklaşık 2000 metredir. Kutup noktasında buzun kalınlığı ise 4000 metreyi geçer. Bu kalın buz tabakasının erimeden kalabilmesinin en önemli nedeni, buzların gelen güneş ışınlarını yansıtarak uzaklaştırmasıdır. Yıllık kar yağışı miktarı çok fazla olmasa da, karlar hiç eriyemediği için biz onu hep karlı görürüz. BİR GECE, BİR GÜNDÜZ Güneş yılda bir kere, 21 Eylül tarihine yakın bir zamanda doğar. Ve, yine yılda bir kez 21 Mart tarihine yakın bir zamanda batar. Kış mevsimi, Nisan ayından Eylül sonuna kadar sürer. Kış günlerinin ısı ortalaması 65 derece civarındadır. Kıtanın bitki örtüsünü, bu soğuk iklime ayak uydurabilen likenler ve yosunlar oluşturur. Yapılan arkeolojik çalışmalarda kıtanın geçmişte zengin bir bitki örtüsüne sahip oldukça ılıman bir yer olduğuna dair kanıtlara ulaşılmıştır. Kıtada yaşayan hayvanların en bilinenleri; martılar, penguenler, balinalar ve foklardır. DüşünEğlen 2. Bilgisayar verilerine zarar vermek için yazılmış program a. Windows b. Virüs c. emule 4. Gökteki cisimleri incelemeye yarayan araç a. Teleskop b. Dürbün c. Büyüteç GEÇEN SAYININ ÇÖZÜMÜ: 1a, 2c, 3c 4b 1. Uçak üretiminde kullanılır, hafif bir metaldir a. Kurşun b. Bakır c. Titanyum 3. “İnsan Genom Projesi” ne zaman başlatıldı? a. 1990 b. 1995 c. 2000 Biliyor musunuz? MİKRODALGA FIRINLAR 1946 yılında icad edilen mikrodalga fırın, 1950 yılından itibaren evlerde kullanılmaya başlandı. Bu fırınlar yepyeni bir sistem sayesinde yemeklerimizi daha hızlı pişirirken çok daha az enerji kullanırlar. Çalışma prensibi ise şöyledir: Fırının ortasında bulunan özel bir tüp, yiyeceklerin içinden geçebilen mikrodalgalar yaratır. Bu tüpe “Magnetron” denilir. Yiyeceklerin içindeki su zerrelerinin titreşmesini sağlayan bu tüp sayesinde ortam hiç ısınmazken yiyecekler pişer. Mikrodalga enerji kağıt, cam ve plastikten geçebilir ama metalden geçemez ve yansır. Bu nedenle, mikrodalga fırınların içinde metal katkılı hiçbir şey kullanılmaz. CBT 1025/22 10 Kasım 2006