Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Atmosfer Bilimi başlangıçtaki koşullara büyük ölçüde duyarlıdır. Dolayısıyla keyfı uyarıcılar, önceden tahmin edilemez sonuçlara varan derin etkiler yaratır. Kasırgaların rotası ve gücü şu faktörlerden etkilenir: • Okyanusların sıcaklığı • Büyük ölçeklı rüzgâr akıntılarının lokasyonu • Göz çevresinde dönen yağmur bulutlarının şekli Atmosferin küçük değişikliklere bu kadar duyarlı olması, uzun vadeli hava tah, minlerini zorlaştırır. Ancak aynı duyarlılık, spesifik bir hedefe yönelik olarak uygulanan, hafif müdahalelerin kasırgaları kalabalık bölgelenn dışına yönlendirilmesinde veya gücünün azaltılmasında fayda sağlar mı? Bugün bu iddianın sınanmasında bilgisayarlı sımülasyon modellerınden ve uzaktan algılama teknolojilerinden yararlanılıyor. NASA'nın İleri Kavramlar Enstitüsü ile işbirliği yapan AER, kasırgaların ayrıntılı bilgisayar modellerinden yararlanarak gerçek dünyada hangi girişimlerin etkili olabileceğini araştırıyor. Bu amaçla bilim adamları hava tahmini teknolojisinden yararlanarak eski kasırgaların davranışlarını simüle ediyor; daha sonra modellenen fırtınalarda meydana gelen değişiklikleri izleyerek, çeşitli müdahalelerin etkisini sınıyor. Bilgısayarda kasırga simülasyonlan. yağıs miktan. buharlaşma ve hava sıcaklığında yapılacak müdahalelerin. fırtmaların rotasını değiştireceğini veya rüzgarlarınm şiddetini azaltıiabileceğini gösteriyor. Müdahaleler çeşifli şekillerüe olabilir: Hassas bir şekilde odaklanmış havadan tohumlamada. uçaklar bulutların üzerine gümüş iyodür veya yağışı artıran diğer malzemeleri bırakır. Bu işlem kasırganın göz dııvarındaki sııyu tüketir. Bu durumda göz duvarı büyümesi ve şıddetlenmesi için gerekli olan suyu yitirmiş olur (solda) Doğaya karışan yağ ile kasırganın yolu üzenndeki deniz yüzeyini kaptamak bi başka yöntemdir. Böytece iuharlasma kısıtlanmış olur (oriadaı. •Gelecekte dunyanın yörüngesine yerlestırilecek güneş enerjisı santralan. güneş ıştnlannt odaklayacak dev aynalardan ve yeryuzüne gönderilecek enerjıyi biriktiren !olovoltaik hücrelerden oluşacak. Bunlar fırtınanın içındekı veya çevresindeki su buharı molekülleri taralmdan emilecek şekilde ayarlanmış mikro dalga ışınlar gönderecek. Mikro dalgalar su moleküllerinin titreşim yapmasına ve çevresindeki havayı ısıtmasına yol açacak. Boylece kasırga zayıflayacak veya istenilen islikamete doğru yönlendirilebilecek (sağda), su buharı Yağışı artıracak malzemeler KAOSU MODELLEMEK Sayısal hava tahminlen, atmosferde kütlenin, enerjinin, momentumun ve nemin yoktan yaratılamayacağı veya yok edi lemeyeceği varsayımı üzerine kuruludur. Kasırga gibi akışkan bir sistemde, bu korunan unsurlar fırtınanın akışı ile yol alır. Ancak sistemin sınırlarına yakın bölgelerde, işler giderek daha kompleks hale gelir. Sözgelimi deniz yüzeyinde yaratılan simülasyonlarda bu dört temel korunmuş unsur dikkate alınmak zorundadır. Ne var ki meteorolojik tahminler mükemmel olamaz; her şeyden önce başlan gıçtaki model eksiklikler içerir. Ayrıca kasırgaların ilk durumlarının tanımlanması zordur, çünkü doğrudan gozlem sayısı az ve yetersizdir. Ancak uydudan alınmış bulut görüntülerinden anlaşıldığı üzere kasır Katrina'nın geleceği biliniyordu gün New Orleans kentini yerle bir edeceği, Scientifıc American dergisi'nin Ekim 2001 sayısında yer alan "Drowning New Orleans" isimli makalesinde ön görülmüştü. Makalenin yazarı Mark Fischetti, New Orleans Üniversitesi'nden jeolog Shea Penland ve Baton Rouge'daki Sahil Faaliyetleri Bürosu başkanı Len Bahr'in görüşlerini alarak, New Orleans kentinin karşı karşıya kaldığı tehlikeyi şöyle dile getirmişti: "Büyük bir kasırga New Orleans'ı 6 metre derinliğinde sulartn altında boğabilir. Fırtına dinip sular çekilmeye başlayınca çok sayıda insanın cesedi ile karşılaşabiliriz. " Mississippi Nehri boyunca insan nüfusunun artması ve yerleşim alanlannın genişlemesiyle artan insan faaliyetleri bu riski her gün biraz daha artırıyor. Kenti kurtarmanın tek yolu, güneydoğu Louisiana'da köklü mühendislik çahşmalarına vakit kaybetmeden başlamak ve bölgenin bozulan doğal dengesini yeniden eski haline getirmek." Mark Fishchetti söz konusu yazıda bölgedeki sorunları ve çözüm önerilerini şöyle özetliyor: Bazı doğal süreçlerin önünü kesen ve Mississippi Delta'sının doğal çöküşünü hızlandıran insanlar, güneydoğu Louisiana'daki toprak kaybını, doğanın dengesi açısından kabul edilemez boyutlara taşıdılar. Toprak kayıpları arttıkça bölgenin kasırgalar karşısındaki direnme gücü K atrina tropik fırtınası gibi şiddetli bir kasırganın bir azalmaya başladı. Halihazırda bölgenin büyük bir kısmı deniz seviyesinin ancak birkaç metre üzerinde. Her gün 240 bin metrekare toprak kayboluyor. Toprak kayıpları bu hızda devam ederse New Orleans 2090 yılında açık denizle karşı karşıya kalacak. Belli başlı sorunlar ve çözümleri: A) BENTLER (koruma duvarlan) Mississippi Nehri, ilkbahar taşkmlarında bataklıkları tatlı su ve sediment ile besler. Bentler nehrin bu doğal işlevini yapmasına mani olur. Sediment ve tatlı su olmayınca, bataklık alanlar küçülür, okyanus iç kısımlara doğru ilerlemeye başlar. Denizin iç kısımlara yürümesi, bataklık sularındaki tuz oranını artırır. Dolayısıyla aslında erozyonu önleyen ağaçlar ve sazlar tuzlu suda yaşayamayacakları için ölür. ÇÖZÜM: BATAKLIKLARI YENİDEN OLUŞTURMAK Nehir bentlerinin güney yüzünde bir veya daha fazla kanal açarak kontrol kapıları inşa etmek. Bu kapılar tatlısu ve sedimentin giriş çıkışını sağlayacak ve Meksika Körfezi'ne doğru olan bataklıkların yeniden hayat bulmasına yol açacaktır. B) GÖLÜN TAŞMASI New Orleans, Mississippi Nehri'ni güneyden, Pontc „ . . seviyesinin 5.3 m. | hartrain Gölü'nü kuzeyden kesmek için bentlerle çevrilidir. Kentin büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında olduğu için bir çanak oluşturur. Bu çanak rutin yağmurlarda bile dolup su taşkınlarına yol açar. Doğudan şiddetli bir kasırganın yaratacağı devasa deniz dalgaları, gölün taşrnasına ve çanağa dolmasına neden olur. ÇÖZÜM: DALGALARIN ÖNÛNÜ KESMEK Meksika Körfezi'nden gelecek dalgalann Pontchartrain Gölü'ne ulaşmasını engellemek için kapılar inşa etmek C) NAVtGASYON KANALLARI ve PETROL BORU HATLARI Gemilerin iç kısımlara ilerlemesi için açılan navigasyon kanalları ve petrol boru hatları bataklıkları oyar. Ayrıca gemi trafıği ve gelgitler sürekli olarak nehir ve göl kıyılarında erozyona neden olur. Bütün bunlar tuzlu suyun iç kısımlara sızmasına, bataklıktaki doğal yaşamı zehirlemesine zemin hazırlar. ÇÖZÜM: KANALLARI KAPATMAK Mississippi Nehri Körfez Çıkışı'nın kapatılması gerekir. Gemi trafıği ve nehir dibinin taranması işlemine son verilirse kanal yeniden dolmaya başlar. D) NEHİR DİBİNİN TARANMASI VE BENTLER Nehir dibindeki kum ve çamurun taranması faaliyetleri ve bentler, Mississippi Nehri'nin ağız açıklığının yandan, daha ileriden denize açılacağına, kuzeyde teleskop gibi körfeze uzanmasına yol açar. Bu durum Dernier Adaları gibi bariyer adalarının yok olmasına neden oluyor. ÇÖZÜM: YENİ BİR KANAL Deltanın dar boğazı kesilerek yeni bir navigasyon , , kanalı açılmalıdır. Gemiler, nehre daha ilerde, güneyden değil buradan girebilir. Daha sonra deltanın sonundaki dip tarama faaliyetine son verilmelidir. Bu durumda kanallar sediment ile dolup, batıya doğru akmaya başlayınca kum ve mili gerisin geriye bariyer adalanna taşıyacaktır. Sel duvarı deniz seviyesinin 7 metre üzerinde Baraj gölünün yüksekliği 4.3 metre üzerinde DENİZ SEVİYESİNİN KESİTİ Jİfcfc^ 966/14 24 Eylül 2005