Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TartışmaEditöre Mektup Türkiye'de okul öncesi eğitimin sorunları Okulöncesi eğitimi öğretmenlerin "Çok Önemli" gördiikleri sorunlar sırasıyla, %70.3 ile Fiziksel Çevre 1. sırada, %65.3 ile Kendini Gerçekleştirme ve Yenileme 2. sırada, %63.2 ile AnneBabalar 3. sırada, %61.3 ile Program 4. sırada yer alıyor.. ünümüzde okul öncesi eğitiminin önetni ve bu eğitim programlarının çocuklar, aileleri ve toplunı üzerindeki olumlu etkileri konusunda görüş birliği artmakta; konu ile ilgili yapılan çaltşmalar ise günden güne önem kazanıyor. Tartışmalar, özellikle okul öncesi eğitime yapılan yatırımların arttırılması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Okul öncesi eğitim, çocuğun doğduğu ğünden, temel eğititne başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan ve çocukların daha sonraki yaşamlarında önemli roller oynayan; bedensel, psikomotor, sosyalduygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, ailelerde ve kurumlarda verilen kişiliğin şekillendiği gelişim ve eğitim süreci olarak tanımlanabilir. G rumuna bağlı resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumlan ile üniversiteye bağlı uygulama okullarında görev yapan 1760 öğretmen araştırmaya katıldı. Okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin Türkiye'deki okul öncesi eğitimin sorunlarına ilişkin görüşlerini öğrenmek amacıyla araştırmacılar tarafından bir anket formu gelişürildi. Uygulam a 2003 arasını, 445i (%25.3) 0115 Eylül arasını, 395'i (%22.5) Yaz tatilini. 116'sı (%6.6) ise Şubat tatilini belirttiler. Öğretmenlerin 1. sırada katılmak istedikleri Hizmetiçi eğitimin konusu %39.2 ile Çocuğu Tanıma Teknikleri'dir. Bunu %15.8 ile ürama ve %13.7 ile AnneBaba Eğitimi takip etmektedir. Öğretmenlerin, katılmayı istedikleri Hizmetiçi Eğitimin konusu olarak Okuma Yazmaya Hazırlık çalışmalarını %3.2 ile en son sırada önemli olarak gösterdi. ÖNERİLER Bu araştırma bulguları ışığında aşağıdaki öneriler geliştirilebilir; • Çocukların hazır bulunuşluk düzeylerinin yükseltilerek ilköğretime yumuşak bir geçiş yapabilmeleri ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanabilmesi için, 6072 aylık çocuklar için bir yıllık okul öncesi eğitim, zorunlu eğitim kapsamına alınmalı. • Annebaba eğitiminin ülke genelinde yaygınlaşmasına yönelik, ilköğretim okullarında aile eğitim çalışmaları öğretmenler tarafından yürütülebilir; sağlık ocaklarında aile eğitim çalışmaları için bir zemin oluşturulabilir; belli sayıda çalışan bulunan kurumlarda, annebaba eğitimi zorunlu olabilir. • Hizmetiçi Eğitim Programlan'nın sayıları arttırılarak, okul öncesi öğretmenlerinin istek, ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda düzenlenmeli; öğretmenler programlara katılım yönünde teşvik edilip des Okul öncesi eğitim, aileden sonra çocuğun eğitiminin ilk basamağını oluşturduğu için, bu dönemde verilen kaliteli eğitim, çocukta öğrenmeyi ve öğrenmeye istekli olmayı arttırmakta ve tüm yaşantısında başarıh olmasını sağlamaktadır. Okul öncesi eğitimin istenilen nitelikte yapılabilmesi, fiziksel şartlann, programın ve personelin iyi şekilde seçilmesi ve planlanmasına bağlıdır. Sağlıklı ve istenilen davranışlara sahip çocuklan yetiştirmek, onlann gelişim özelliklerini ve bu özellikler doğrultusunda ihtiyaçlarının neler olduğunu bilmekle mümkündür. Hangi düzeyde ve nerede olursa olsun, eğitimde çocuğun gelişim durumunu, ilgilerini, ihtiyaçlarını, yeteneklerini ve içinde bulunduğu çevre şartlarını bilmek ve karşılaştığı problemler hakkında fikir sahibi olmak gerekmektedir. Çocuklara okul öncesi eğitim döneminde belli davranışları kazandırmak ve gelişimleri desteklemek için gerekli eğitim yaşantılarını; fiziksel ve sosyal yönden sağlıklı mekanlarda, çocukların gelişim ve ihtiyaçlarına cevap verebilen etkili programların nitelikli öğretmen tarafından gerçekleştirilmesi ile sağlamak mümkündür. Öğretmen nitelikleri ne kadar istenilen düzeyde olursa olsun, sağlanan olanaklar performansını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle okul öncesi öğretmenlerinin iş verimlerinin arttırılması; çalışma koşullarının düzenlenmesine ve sorunlarının ortaya konmasına bağlıdır. teklenmeli. •Okul öncesi eğitimi alanında müfettiş sayısı arttırılarak, alan mezunu müfettişler yetiştirilmeli. Mevcut İlköğretim Müfettişleri'nin ise, okul öncesi eğitim alanında yetiştirilmesi sağlanmalı. • Okul Öncesi Eğitim Kurumlan'na öğretmen yetiştiren üniversitelerin Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenliği Ana Bilim Dalları, nitelikli personel ve teknik imkanlar açısından desteklenmelidir. • Yapılacak yeni düzenlemelerle bütçeden okul öncesi eğitime ayrılan pay arttırılmalı. • Yöneticilerin alanla ilgili kişiler olması daha etkili ve önemlidir. • Çocuğu Tanıma Teknikleri dersinin Lisans Programında seçmeli ders olarak değil, zorunlu ders olarak yer alması gerekmektedir. • Erken çocukluk dönemi eğitimine yönelik yasa, yönetmelik ve standartların yeniden gözden geçirilerek işleyişte bir işbirliği ve kurumlararasında (MEB, SHÇEK) koordinasyon sağlanması önerilebilir. • Erken çocukluk eğitiminin yaygınlaştırması için hızla farklı modeller geliştirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte ilgili Bakanlık ve Genel Müdürlüklerin yanı sıra, Sivil Toplum Kuruluşlarına, Belediyelere, BasınYayın Kuruluşlarına, Üniversitelere, gönüllü kişi ve kurumlara sorumluluklar düşmektedir. Dr. Ebru Aktan Kerem Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü email: ebrukerem@yahoo.com öğr. Gör. Düfirvz Cömert Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü email: dilfiruzc@yahoo.com (Not: Referanslara, uzunluğu nedeniyle yer verilemedi, yazarlardan istenebilır) 2004 eğitimöğretim yılı ba har dönemi içerisinde şubathaziran ayları arasında yürütüldü. Araştırmanın bulguları incelendiğinde; araştırmaya katılan okulöncesi eğitimi öğretmenlerin "Çok Önemli" gördükleri sorunlar sırasıyla, %70.3 ile Fiziksel Çevre 1. sırada, %65.3 ile Kendini Gerçekleştirme ve Yenileme 2. sırada, %63.2 ile AnneBabalar 3. sırada, %61.3 ile Frogram 4. sırada yer almaktadır. Öğretmenlerin "Hiç Önemli" görmedikleri sorunlar sırasıyla, %1.9 ile Denetim 1. sırada, %1.4 ile Sınıf Yönetimi 2. sırada, %1.3 ile Yönetim ve Yöneticiler 3. sırada yer almaktadır. Araştırmaya katılan okulöncesi eğitimi öğretmenlerinin 1086'sı (%61.9) Hizmetiçi Eğitim almış, 669'u (%38.1) ise Hizmetiçi Eğitim almadığını belirtti. Bu öğretmenlerin 1392 ile (%79.2) büyük çoğunluğu kendi illerinde, 196'sı (%11.1) tatil merkezlerinde, 170'i (%9.7) ise büyük şehirlerde Hizmetiçi Eğitim almak istediklerini belirtti. Bu eğitimi almak istedikleri zaman olarak ise, 802'si (%45.6) 1530 Haziran Sayın Orhan Bursalı'nın 02 Nisan 2005 tarihli "Gündem"inde yer verdiği konu, "üniversite"nin özellikle felsefe bağlamında dikkate alması gereken bir yazı. Orhan Bursalı, söz konusu yazıda "kışkırtıcı" olma görevini başanlı bir biçimde üstleniyor. Umarım, bu bağlamda yeni bir tartışma ortamı yaratılır. Çünkü tartışma ortamı aslın Felsefenln rolü açısından bakma konusunda belki de çeperde olduğu sanılan Türkiye'nin ne durumda olduğu, sorunlara nasıl baktığı, elde edilen sonuçların toplumsal ve kamusal alana nasıl yansıdığı zaman zaman dile getiriliyor. Şöyle bir belleklerimizi yoklayalım: son on yılda, fılozoflann ve/veya felsefecilerin olup bitenle "felsefece" kurduğu bağlar üzerinde tartışılıyor. Bu ileri sürüşün en çarpıcı örneklerinin İnsancıl, Bilim ve Ütopya, hatta Cumhuriyet Gazetesi ve BilimTeknik Eki'nde yer aldığını söyleyebiliriz. ARAŞTIRMA SONUÇLARI Bu araştırmanın amacı, Türkiye'deki okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin, "okul öncesi eğitimin sorunlarına" ilişkin görüşlerini incelemek ve durum saptaması yaparak öneriler geliştirmektir. Türkiye genelinde 49 ildeki Milli Eğitim Bakanlığı'na ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku da, düşünme edimlerinin yer aldığı tüm ortamlar için, özellikle de üniversite için son derece önemli ve belirleyicidir. Felsefi düşünmenin ve/veya bilginin üretildiği ortamlarda durum ne, diye sorahm: Ancak tam da bu noktada pek de haksızlık etmeyelim; yaşama dünyasına, "dünya sorunları"na felsefe 180 FELSEFECİ , Bu konuda, felsefe bölümlerinde • , çalışan ve sayıları yaklaşık 180 civarında olan felsefecimizin söyleyeceği çok şey var. Ancak Türkiye'de yapılan felsefe çalışmalarını yakından izleyen biri olarak kimi noktaların altını çizmekte yarar görüyorum: 1) Ülkemizde hâlâ felsefi düşünj l f i 1 945/20 30 Nisan 2005