25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlıklı Beslenme az sayıda insan da sigara içer. Şimdi yeni nesil çalışmalar kanser ile ilişkisi olduğu bilinen diğer faktörleri hesaba kattığı için hastalıklarla kahve arasındaki bağlantı da giderek azaldı" diyor. Benzer şekilde yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları ile kafein arasındaki ilişki de giderek zayıfladı. Kafein aslında tansiyonu yükseltir. Ancak bu etki, kafeini düzenli olarak tüketmeyen kişilerde görülür. 2003 yılında Amerikan Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü, doktorların yüksek tansiyon hastalarına kafeini kesmeleri yolundaki tavsiyelerinden vazgeçmeleri çağrısında bulundu. Buna rağmen, kafeinin zararlı olduğuna ilişkin çalışmalar sayıca azalmakla birlikte devam etti. Son yıllardaki takıntılardan biri de kafein ile düşük korbonhidrat diyetleri arasında bağlantı kurulmasıydı. Bazı diyetisyenler, kafeinin insülin düzeyini yükselterek yağ depolanması sürecini arttırdığı gerekçesiyle kahveyi diyetlerinden çıkarttılar. Oysa beslenme uzmanları buna benzer basitleştirilmiş önerilere sıcak bakmıyor. "Yağ depolanması sürecinin altında çok sayıda etmen yatar" diyen Davis'teki Kaliforniya Üniversitesi'nden Linda Bacon, "Kafein aynı anda hem yağ depolanmasını, hem de yağ kaybını tetikliyor olabilir" diye konuşuyor. Kaldı ki bilimsel veriler kafeinin insülin düzeyini yükselttiği savını desteklemiyor. Bu konuda bir etkisi varsa o da insülinin duyarlılığını azaltarak insülini baskılaması olabilir. Son yıllardaki bir diğer iddia da kafeinin bağımlıhk yaratma etkisi ile ilgiliydi. Sabahları kahveyle gözünü açanlar, bu alışkanlıklarını yerine getirmedikleri zaman zihinlerini toparlayamadıklarını, sinirli olduklarını ve hatta baş ağrısı çektiklerini ileri sürerler. Bazıları için bu önemli bir etkidir. Geçen ekim ayında sonuçlanan bir çalışmanın yöneticisi (Psychopharmacology, vol 176, pl) Baltimore'daki Johns Hopkins Üniversitesi'nden sinir bilimci Roland Griffiths, kafein yetersizliğinin baş ağrısından yorgunluğa, depresyondan kas tutulmalarına dek çok ciddi belirtilere yol açabileceğine dikkat çekiyor. Griffths, kafeinin yararının bu belirtileri tersine çevirmekten başka bir işe yaramadığını iddia ediyor. Kafeini en şiddetli eleştirenlerin başında gelen İrlanda Ulusal Üniversitesi'nden Jack James, kafeinin uyanık tuttuğu ve dikkati artırdığı yönündeki araştırmaların hepsinin hatalı olduğunu düşünüyor. James'a göre bu çalışmada yer alan gönüllüler kafein kullanmayı alışkanlık haline getiren kişilerdi ve kafeinli performansları, kafeinsiz performansları ile karşılaştırılıyordu. Kaldı ki kafeinin performansı arttıran bir madde olmadığını vurgulayan James, kafeinin yalnızca performans düşüklüğünü normal düzeye çıkarttığına inanıyor. su değil. Merkezi New York'ta olan Kamu Yararı için Bilim Merkezi isinıli kuruluş, tedbiri elden bırakmamak için hamile kadınların kafeinin alınmış kahveleri tercih etmeleri yönünde uyarıyor. Kurumun yetkililerinden Michael Jacobson, bu konuda yapılmış güvenilir bir araştırma olmamasına karşın, kafeinin kısırhğı artırıcı, bebeğin normalin altında kiloda ve kusurlu doğması risklerini dikkate almak gerektiğine işaret ediyor. Kahve sanayi bu çahşmaları kabule yanaşmamakla bir KAFEİNİN ETKİLERİ ÜZERİNE SON ÇALIŞMALAR Oysa kafeini destekleyenler bütün bunların bir fincan kahvede kopartılan fırtına olduğuna inanıyor. Akşam yemeğinden sonra içi'en bir fincan kahveden sonra uykusuzlukla boğuşan birine, kahvenin etkisinin gerçek mi yoksa sanal mı olduğunu sorun. Alacağınız yanıt büyük bir olasılıkla gerçek olduğu yolunda olacaktır. Kesin olan şu ki kafein alışkanlık yaratan bir uyarıcıdır ve kimse bunu aşırıya vardırmaz. Çok fazla kahve içtiğiniz zaman kendinizi yalnızca sinirli ve endişeli hissedersiniz. Pennsylvania State University'den Manfred Kroger "Bağımlıhk yaratan bir madde için icabında cinayet bile işleyebilirsiniz. Oysa bir fincan kahve için elinizi kana bulamazsınız" diye konuşuyor. Connecticut Üniversitesi'nden fizyolog Lavvrence Armstrong da kafeinin bağımlıhk değil, alışkanlık yaratan bir madde olduğuna dikkat çekiyor. Ancak bu, kafeinin sağlığa hiç zarar vermediği anlamına gelmiyor. Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü'nden epidemiyolog VValter VVillett, gerçek tehlikenin günde dört fıncandan fazla kahve içen insanlarda görülen kemik kırığl riskinin artması olduğunu söylüyor. Bunun nedeni kafeinin bir dereceye kadar kalsiyum kaybına yol açması. Dolayısıyla kemik yoğunluğu bu durumdan etkileniyor. Ancak bu risk yeterli miktarda egzersiz, kalsiyum ve D vitamini takviyesi ile bertaraf edilebiliyor. Ayrıca espresso gibi filtre edilmemiş kahveler, kan kolestrolünü arttıran maddeler içeriyor olabilir. Filtre edilmiş kahveler bu tür etkiler yaratmadığı için, kolestrolü yaratan suçlunun şimdilik tanımlanamayan ve filtreye takılıp kalan bir madde olduğu düşünülüyor. Kafeinin hamilelikteki etkisi konusunda da henüz kesin bir görüş söz konu İÇECEKLERİN; YİYECEKLERİNVEİLAÇLARINİÇİNDEKİORTALAMA KAFEİN MİKTARI Filtre kahve 200 ml 140 Espresso 60ml 100 Neskafe 200ml 80 200ml 80 Çay 250 mi 80 Enerji içecekleri 200ml 40 Yeşil çay 30g 35 Siyah çikolata 330 ml 32 Tipik kola Sütlü çikolata 30g 15 Kafeinsiz filtre kahve 200ml 6 Kafein haplan hap başına 50200 • Ortalama günlük tuketim (yetişkin) 280 mg • Ölümcül doz yaklaşık 10 gram likte, Jacobson, hamile kadınların bu riskleri göze almaması gerektiğini söylüyor. Jacobson'a göre sağlıklı insanlar için günde birkaç fincan kahve zararsız. KAFEİN YALNIZCA ZARARSIZ DEĞİL YARARLI DA Kafein yandaşları kafeinin yalnızca zararsız olduğunu kanıtlamaya çalışmakla kalmayıp, içinde yararlı maddeler bulunduğunu ortaya koyuyorlar. Son birkaç yıldır çahşmalarına hız veren bu kesim, yaklaşık iki düzine çalışma gerçekleştirdi ve bunların sonucunda kahve içenlerde kolon ve rektal kansere yakalanma riskinin yüzde 25 oranında azaldığını ortaya çıkarttı. Bunun yanı sıra bazı çalışmalardan, kahvenin karaciğer kanseri riskini azalttığı gibi Parkinson ve Tip 2 diyabeti engellediği yolunda birtakım bulgular elde edildi. Deneme nitelikli bazı bulgulara göre kafein Alzheimer hastalığını da önlüyor. Kahvenin yararlarını ortaya çıkartmaya çalışan bu çalışmalar, ayrıca, kuşkulanıldığı gibi kahve sanayi tarafından finanse edilmiyor; pek çoğu Amerikan Sağlık Enstitüsü (NIH) tarafından desteklenen, çok amaçlı, geniş kapsamlı kohort çalışmalar. Kahvenin yol açtığı yararları ortaya çıkartmaya yönelik bazı çahşmaları yönlendiren VVillett, kahvenin böbrek taşı riskini de azalttığını keşfetti. Bol miktarda sıvı içmek de aynı sonucu doğurabilir, ancak kahve özellikle bu konuda yararlı; bunun nedeni büyük bir olasıhkla kafeinin diüretik (idrar getiren) etkisi. VVillett, bunun yanı sıra, çeşitli yararları nasıl sağladığı konusunda kesin bir şey söyleyemiyor. "Bütün bu soruların yanıtlarını ancak 15 veya 20 yıl sonra verebileceğiz" diye konuşan Coughlin, "Pek çok insan kahveyi kafein taşıyıcı bir araç olarak düşünüyor. Oysa kahvede 2 binden fazla başka kimyasal maddeler var" diyor. Coughlin, kafeinin antikanser etkisinin polifenolden kaynaklandığını düşünüyor. Polifenol kırmızı şarap, çikolata, çay ve pek çok sebze ve meyvede bulunan bir antioksidandır. Laboratuvar testlerinde kahve, polifenol içeriği açısından diğer bütün yiyecekleri geride bırakıyor. Pennsylvania'daki Scranton Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırmaya göre Amerikalıların gıda rejiminde kahve antioksidan kaynağı olarak birinci sırada geliyor. KARALAMA KAMPANYALARI Bu kadar yararlı olan bir gıda maddesi niçin sürekli olarak karalanmaya çahşılıyor? Kroger bunun bir nedeninin isim yapmaya çalışan genç araştırmacılar olduğuna inanıyor. Yaygın bir gıda maddesini aşırı miktarlarda laboratuvar hayvanlarına yedirerek ters etkilerini inceleyen genç bilimciler, hayvanlar hastalanınca bunun büyük bir haber olduğunu düşünüyorlar. Aynca Kroger kafein karşıtı girişimlerin bir nedeninin de işlenmiş gıdalara karşı çıkan "sağlıklı beslenme" fanatikleri olduğunu düşünüyor. Bu insanlar alkolsüz meşrubatların içine ilave edilen kafeinden dolayı kahveye soğuk bakıyor. Kafein konusunda kopartılan bu fırtına dinince sağduyulu sesler yükselmeye başlayacak. Aşırı miktarda kafein insanları sinirli yapabilir, uykusunu kaçırabilir. Hatta kalp çarpıntısına da yol açabilir. Ancak kusursuz dost olmaz. Reyhan Oksay Kaynak. New Scientist, 24 Eylül 2005 safra taşlarını ve daha da ilginci intiharları da önlediğini söylüyor. "Kahve orta dereceli bir antidepresan etkisi yaratıyor olabilir" diye konuşan VVillett, "Öyle ki bazı insanları uçurumun kenarından geriye döndürebilecek kadar etkili de olabilir" diyor. NASIL YARAR SAĞLIYOR? Kimse kahvenin bu kadar farklı ve 973/9 12 Kasım 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle